Ağız Kokusuna İnsanlar Bir Şekilde Alışıyor Ama Maalesef Çevre Alışmıyor

Ağız Kokusuna İnsanlar Bir Şekilde Alışıyor Ama Maalesef Çevre Alışmıyor Ağız Kokusuna İnsanlar Bir Şekilde Alışıyor Ama Maalesef Çevre Alışmıyor

Dentaluna Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Kurucusu Diş Hekimi Arzu Zogun, ağız kokusu sebeplerini ve tedavi yöntemlerini Klass’a anlattı...

 

Ağız kokusu çok itici bir şey olduğu kadar aynı zamanda birçok kişinin de problemi olabiliyor. Bu problemin çokça kaynağı var ama en çok karşılaşılan sebeplerinden birisi ağız ve diş problemlerinden kaynaklanıyor. Dentaluna Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nin Kurucularından Dt. Arzu Zogun, ağız kokusunun diğer ağız ve diş hastalıkları için önemli bir sinyal olduğunu ve kökten çözüm sağlanmadığı sürece daha büyük sorunlara yol açacağını belirtiyor. ünlü Diş Hekimi Arzu Zogun ile ağız kokusunun sebeplerini, yapılacak tedavileri ve alınması gereken önlemleri Klass okurları için konuştuk.

 

 

 

 

 

“Bizi asıl ilgilendiren konu diş ve diş eti problemlerine bağlı olan ağız kokusudur. Diş eti hastalıklarının başlangıcında diş taşları vardır. Diş taşı zaten herkeste 6 ay veya bir yılda temizlenmesi gereken yabancı artıktır. Tükürükteki mineraller yemek artıklarının üzerine çöker ve bir taş oluşturur. Bu fizyolojik bir şeydir. Yani siz ne kadar fırçalarsanız fırçalayın ağzınızda bir yerlerde mutlaka bir şeyler kalır.”

 

 

 

“Ağız kokusuna insanlar bir şekilde alışıyor ama maalesef çevre alışmıyor. Zannediyoruz ki bizim ağzımız kokmuyor. Hatta “zaten koksa eşim dostum haber verir” gibi düşünüyoruz. Ama aksine en yakınımız bile yapılan araştırmalarda kırmamak adına bunu söylemiyor. Aslında bir hastalığı var ve o kırılmasın diye ona söylemiyorsunuz. Halbuki iyilik, söylemektir. çünkü kişi bir tedavi yoluna girecektir.”

 

 

 

Arzu Hanım, ağız kokusu nedir? İnsanların ağzı hangi sebeplerden dolayı kokar?

 

Aslında ağız kokusunun sebepleri kendi içerisinde üçe ayrılır. Fizyolojik, psikolojik ve patolojik ağız kokusu. Fizyolojik olan tıpkı tenimizin doğal kokusu gibi kişinin ağızının doğal, ona has kokusudur. Bu kişiden kişiye değişebilir, sağlıksız bir durum değildir. Ama patolojik olanda sorun vardır. O sorun da kendi içinde ayrılır ama çözülmesi gereken ve çözülmediği takdirde daha büyük sorunlara yol açacak bir işarettir aslında. Bir de psikolojik tarafı var. Hiçbir sebep olmadan ağzının sürekli koktuğunu zanneden insanlar vardır. Bütün tedavilerini yaptırırlar, midelerine baktırırlar, boğazlarına baktırırlar, her türlü tahlili yaptırırlar yine de ağzım kokuyor diye düşünürler. Bu tamamen psikolojik bir ağız kokusudur. Bu kişilerin bir bölümü dişlerini gereğinden fazla bile fırçalarlar ama hala ağızlarının koktuğunu düşünürler. Ama bizim için önemli olan patolojik olan bölümdür. Patolojik olan ağız kokusu da kendi içinde ayrılır. Ağız dışındaki mide, boğaz, keton yıkımı gibi birçok genel olarak sistemik sebeplerden kaynaklanan ağız kokusu vardır ki bunların iyi tayin edilip üzerine gidilmesi gerekir. Bir de ağız içerisinde oluşan kokular vardır ki işte tam da burası bizi ilgilendirmektedir. Bu kokuların sebepleri karıştırılsa da bunu ölçen cihazlar vardır. Ama bu cihaz da ağızda bütün koku kaynakları yok edildikten sonra hala koku varsa anlamlıdır. çünkü ağzınızda çürük varsa ve ağzınız kokuyorsa zaten cihaz ağzınızın koktuğunu söyleyecektir. Ağızdaki koku sebepleri başta diş eti hastalıkları olmak üzere 20 yaş dişleri, çürük dişler, eski kaplamalar, kaplama altlarında biriken eklentilerdir. Bunlar da tabi çok farklılık göstermektedir. Eğer 20 yaş sorunu varsa; 20 yaş dişin temizlenemeyen bir bölgede olması dolayısıyla çürümeye elverişli olması nedeniyle mutlaka çekilmesi gerekebilir. çürük varsa zaten tedavi edilecektir. çok eski materyaller kullanılarak yapılmış olan kaplamalarda da zaten madde de besin artığı tuttuğu için yapısı dolayısıyla ona has kokusu vardır. O yüzden eski kaplamalar sorunsa, koku sebebiyse değiştirmekte fayda var.

 

 

 

“DİŞ TAŞI TEMİZLİĞİ AĞIZ KOKUSUNA KARŞI VERİLEN MüCADELEDE İLK HAMLEDİR”

 

Peki diş eti neden hastalanır?

 

Ama bizi asıl ilgilendiren kısım diş ve diş eti problemlerine bağlı olan ağız kokusudur. Diş eti hastalıklarının başlangıcında diş taşları vardır. Diş taşı zaten herkeste 6 ay veya bir yılda temizlenmesi gereken yabancı artıktır. Tükürükteki mineraller yemek artıklarının üzerine çöker ve bir taş oluşturur. Bu fizyolojik bir şeydir. Yani siz ne kadar fırçalarsanız fırçalayın ağzınızda bir yerlerde mutlaka bir şeyler kalır. Tükürük kanallarından da oraya tükürükteki mineraller çökünce taşlaşır. Bu taşı diş hekimi temizler. Ama bu taşa rağmen temizlenemeyip kalmış ve daha ileriye geçmiş problemler vücutta bazı etkenlerle artar. Yani diş taşlarınızı temizletmediğiniz zaman sağlıklıysanız kendi içerisinde büyür sadece. Ama eğer bağışıklık sisteminiz düşmüşse, az su içiyorsanız, genel sağlığınızda problem varsa, şeker hastasıysanız ve buna benzer birçok bağışıklık sistemi rahatsızlığınız varsa; sigara kullanıyorsanız var olan diş taşı veya ufak sorunlar diş eti iltihabına dönüşür. İnsan vücudunda en zayıf bölge diş etidir. Diş etinde herhangi bir bakteri oluştuğu takdirde çok hızlı ilerler. Herkeste bakteriler vardır. Ama onlar normal şartlarda dengededir. Bağışıklık sistemi düştüğünde, sigara kullanıldığında, şeker hastalığında bu bakterilerin dengesi bozulur. Bozulan denge patojen hal alır. O zaman hastalığa yol açar. Hastalığa yol açması aslında diş etinde kanamaya, besin birikimine bağlı iltihaplı kokuya, kanamaya bağlı kokuya ve o bölgede kemiğin erimesine sebep olan bir sorundur. Mutlaka çözülmesi gerekir. Diş taşı temizliği ise ağız kokusuna karşı verilen mücadelede ilk hamledir. Ama ikinci aşamada artık iltihaplı dokuların temizlenmesi gerekir. Ağız kokusu önemsenmesi gereken çok sinsi bir hastalıktır. çünkü dişleri tutan alt yapı diş eti ve kemiktir. Aslında ağız kokusu bir sinyal, diş eti kanaması da bir sinyaldir. Bunlar birbirine bağlıdır. Yani ağzınızda bir koku varsa zaten dişlerinizin aralarını temizleyin kanamaya başlayacaktır. Siz düzenli 3-4 gün temizlediğinizde kanama geçiyorsa kontrol altında demektir. Ama geçmiyorsa bilin ki mutlaka diş etlerinin uzmanlar tarafından tedavi edilmesi gerekir.

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında...

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin