örnek alınacak başarı hikayesiyle sektöründe ve kulvarında Türkiye ve dünyanın en başarılı ismi olarak gösterilen Dizayn Vip Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, Türkiye’de önemli işler başarabilmek için çıktığı uzun soluklu yolculukta herkesin çok bilmediği mutlu ve birbirine bağlı bir aile hayatı yaşıyor. Erken yaşta tattığı babalık duygusuyla hayata bakış açısı değişen Erbakan Malkoç, verdiği mücadelede en büyük desteğini eşi ve çocuklarından aldığını ve başarısındaki en büyük şansın böyle bir aileye sahip olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ailesiyle birlikte olduğu her anın kendisi için çok özel olduğunu ve birlikteyken çok güzel vakit geçirdiklerini dile getiren Dizayn Vip Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, çocukları Eray, Melisa ve Melek ile yaşadıkları mutlu aile hayatlarını Babalar Günü’ne özel ilk kez Klass’a anlattı.
“Genç yaşta baba olmak bana kendi sorumluluklarımla birlikte bir aile sorumluluğu ve evlat sorumluluğu yükledi. Bu da benim hayata bakış açımı fazlasıyla değiştirdi.”
“çocuklarıma her zaman dünya ve ahiret için çift kanatlı olmaları gerektiğini söylerim. çünkü Mevlana diyor ki; hiç kimse tek kanadıyla uçamaz, hem dünyevi hem de uhrevi olmaları gerekiyor. Hem dünya hayatı için hem de ebedi hayat için mücadele etmek gerekir. Benim çocuklarıma verebileceğim en büyük servet ve sermaye budur. Onun dışında verdiğiniz her şey gelip geçicidir. İtibar bitmeyecek en büyük sermayedir.”
“Herkes insan doğabilir ama herkes insan kalamaz. Bir kere çocuklarımın insan olmalarını ve insan kalmalarını çok isterim. Onun dışında da tabi ki benim hayat felsefemde başarı; mücadele sanatıdır. Ben çocuklarıma her zaman başlarına ne gelirse gelsin o noktada mücadeleci noktalarını arttırmalarını tavsiye ediyorum. Ve sonrasında rol model olmaları benim için vazgeçilmez şeyler.”
“Eşimin benim hayatımda olması, bana güç vermesi muhteşem bir şey. çocuklarımız da yanımızda olduğu zaman zaten bizim evimizde her gün çok güzel bir ortam oluyor. Böyle olunca da özel günler bizim için ekstra bir şey sayılmıyor.”
ERAY MALKOç:
“Babam patron olarak iş yerinde ne kadar sert ve katıysa evde de ters orantılı bir şekilde çok yumuşak, hoşgörülü ve anlayışlı biri. İş yerinde olan Erbakan Malkoç’la evdeki Erbakan Malkoç aynı insan değil. Ev ile işi çok ayrı tutabiliyor. Dediği gibi üç tane ayrı hayatı var. Evdeyken işi, işteyken evi, arkadaşlarıylayken de diğer ikisini hiç birbirine katmadan yaşıyor.”
MELİSA MALKOç:
“Herkesin babası kendine özeldir. Ama benim babam gerçekten çok özel bir baba. çünkü hayatımın her anında benimle birlikte oldu. Hep beni destekledi. Bir karar verdiğimde hep arkamdaydı. Hiçbir zaman beni yargılamadı. Benim hep dostum gibiydi. Babadan çok biz arkadaş gibi her şeyi paylaşabiliyoruz, konuşabiliyoruz.”
Erbakan Bey, Türkiye’de önemli işler başarabilmek için çıktığınız uzun soluklu yolculukta üç harika evlada sahipsiniz. öncelikle babalık duygusunu yaşadıktan sonra hayatınızda neler değiştiğini öğrenebilir miyiz?
Ben çok erken yaşta baba oldum. Hayatımın en mücadeleci olduğu zamanlarımda oğlum Eray dünyaya geldi. Sonra arkasından Melisa ve belli bir zaman sonra da Melek oldu. Ben hanımımla tanıştığım zaman ikimizin de maddi imkanları kısıtlıydı. Allah ondan razı olsun, onunla beraber hayata başladıktan sonra çocukların da dünyaya bereketiyle gelmesiyle biz de mücadelemizi üst seviyeye alarak çok şükür bu günlere geldik. Babalık hissi çok başka bir şey çünkü çocuklar sizin hayatınızda bir parça oluyorlar. Hatta parçanız değil sizin tamamınız oluyorlar. Baba olanlar bilir en ufak bir şekilde canları yansa sizin ruhunuz gidiyor. Dolayısıyla benim çocuklarıma bakış açım öyle. Ve biz gerçekten çok farklı bir aileyiz. çok fazla göz önünde hayatını yaşayan, çok fazla insanların önünde olan, her noktada kendini gösteren bir aile değiliz. Bizim çok mutaassıp bir aile yapımız var. Dolayısıyla baba olduktan sonra benim her şeyim değişti, hayatım değişti. Bakış açılarım da çok fazla değişti. Allah herkese hayırlı, memleketine, vatanına, milletine, devletine sahip çıkacak evlatlar nasip etsin. Benim evlatlarım şu anda bu şekilde yetişiyor.
Genç yaşta baba olmak o zamanlardaki görüşlerinizi değiştiren önemli etkenlerden biri olduğunu söyleyebilir miyiz?
Başarımdaki en büyük etkenlerden bir tanesi benim eşim. çünkü her daim bana çok destek oldu. Sonra da çocuklar olunca hayata bakış açınız, yaşayışınız, aile yapınız, istikrarınız, başarıya giden süreklilik yolundaki o tutumunuz, evinizin ortamı, baba olma hissiyatının vermiş olduğu sorumluluk sizi diğer insanlardan ayırt ediyor. Dolayısıyla genç yaşta baba olmak bana kendi sorumluluklarımla birlikte bir aile sorumluluğu ve evlat sorumluluğu yükledi. Bu da hayata bakış açımı fazlasıyla değiştirdi. O gençliğini çok farklı kullanan insanlar gibi ben gençliğimi kullanmadım. Ben gündüz mücadele edip akşam evime gelip çocuklarıyla, ailesiyle zaman geçirmeye çalışan bir insan oldum. Gerçi o yaşlarımda çok fazla mücadele ettiğim için bunlar çok mümkün olmasa da her boşluk bulduğum an ailemin yanında kendimi buldum.
çocuklarınızın hayatınıza girmesi sizin başarılarınızı teşvik etti mi?
Tabi ki… Bir insan tek başına vermiş olduğu mücadele ile ailesi için vermiş olduğu mücadele aynı olmuyor. Dolayısıyla ben Eray olduktan sonra kendi başıma eşimle olan yaşantıma bir insan daha eklendi ve onun vermiş olduğu sorumluluklardan dolayı daha fazla mücadele etmeye çalıştım. Bir de benim karakteristik yapım var; bir insan hayatta her şey olabilir ama en değerlisi rol model olmaktır. Ben mücadelemi verirken en yakınıma önce rol model olup sonradan dışa açılan biriyim. En yakınınızda kim vardır? çocuğunuz, eşiniz, kardeşleriniz, akrabalarınız vardır. Dolayısıyla hayatımda bu yönde çok mücadele eden bir insan oldum. Rol model olacağım dedim. Yani oğluma da rol model olacağım, kızlarıma da kardeşlerime de akrabalarıma da… Ve şu an bu öyle bir hale geldi ki Türkiye ve dünya gençliğine kadar iş uzandı. çünkü ben karakteristik olarak rol modelliğe çok yatkın ve o yönde mücadelesi çok yüksek olan bir insanım. Tabi Eray olunca ona iyi bir baba olmak, ona itibar bırakabilmek için hayatımda her şeye çok dikkat ederek yaşayan bir insan oldum.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında...
Röportaj: Erdi Kartal
Fotoğraflar: Ahmet çevik
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
