Ergin Ataman’ın zarif ve güzel eşi Berna Ataman ise ailenin adeta reisi. Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden ve markası Ayakizi Sandalet ile son dönemde dikkatleri üzerine çeken Berna Ataman ve oğulları Sarp, mutlu aile hayatlarını ve Anadolu Efes ile Avrupa’da yakaladıkları başarıları Klass okurları için anlattılar.
ERGİN ATAMAN: “Basketbol antrenörlüğü çok farklı bir durum, futbol gibi değil. Futbolda sahanın kenarındasın ve oyuna çok fazla müdahale edemiyorsun. Ama basketbolun her saniyesinde mental olarak karşı tarafın hocasıyla bir satranç oynar gibi oynuyorsun ve sürekli birtakım doğru hamleler yapmak zorundasın.”
ERGİN ATAMAN: “Biz ailecek ileriyi gören, Atatürkçü düşünce ile yetişen bir nesiliz. çocuklarımız da bu şekilde yetişiyor. Avrupa’ya entegre olmaları ve dünya görüşlerinin geniş olması aynı zamanda da milliyetçi olmaları gerekir. Bu şekilde bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz.”
BERNA ATAMAN: “Ergi, çocukları için çok evhamlı bir babadır. Bunu söylediğimde pek çok arkadaşım bu duruma şaşırıyor. Bu kadar üst seviyede olup önemli sakatlıklara canlı şahitlik eden birisi olmasına rağmen hiç olmayacak bir şeyden evham çıkartabilecek bir baba.”
Ergin Bey, 2018-2019 sezonu Anadolu Efes için müthiş başarılı bir şekilde geçti ve Turkish Airlines Euroleague’de finale kalarak şampiyonluğu son anda kaçırdınız. Bu başarı nasıl geldi, bunu bekliyor muydunuz?
ERGİN ATAMAN: Geçtiğimiz sezonun ortasında Anadolu Efes’e geldim. Geldiğimiz zaman da takım Avrupa Ligi’nde sonuncu sıradaydı. Fakat sezon ortasında kadroda değişiklik yapmak mümkün değildi. Geçen sezon buna müdahale edemedik ve Avrupa Lig’ini sonuncu sırada tamamladık. Bu da Anadolu Efes gibi bir klüp için kötü bir durumdu. çünkü Anadolu Efes Avrupa Basketbolu’nda önemli bir ekoldür. Yıllarca belki finale kadar gelememişti ama hep üst sıralarda olan bir kulüpken bir anda en alt sıralarda kalmak bizi ve kulüp yönetimini çok etkiledi. Bu sezon başında yaptığımız toplantıda çok radikal değişiklikler yapılması gerektiğini yönetime belirttim. Başkanımız Tuncay özilhan ile yönetimimiz tarafından kabul gördü ve takıma 9 tane yeni oyuncu transfer ettik. Bir önceki yıldaki kadrodan sadece 3 oyuncu tutarak tamamen yepyeni bir kadro oluşturduk. Bu oluşturduğumuz kadro aslında Euro League için mütevazi sayılabilecek bütçelerle oldu. Bugün Euro League’de şampiyonluğa oynayan takımların bütçeleri 40-50 milyon dolar civarlarındayken bizim toplam bütçemizi 17 milyon dolardı. Ama iyi bir kadro oluşturduk. Sezon başından beri çok dikkat ettik ve çok çalıştık. Bizim scout ve yardımcı antrenörler ekibimiz var. Bütün bir yazı araştırmalarla geçirdik. Hem uygun fiyata iyi oyuncular bulup hem de bu oyuncuların karakterli olması çok önemliydi. çünkü takım oyununa uygun, birliktelik sağlayabilen oyuncular gerekiyordu. Takımların başarısındaki en önemli faktör takım kimyasıdır. Biz bunu iyi oluşturduk. Sezon başında otoriteler tarafından 8. veya 9. Sırada bitirmemiz ön görülüyordu. Bu bizim için iyi bir düşünceydi. Biz ilk başta play off oynamayı hedefliyorduk. Ama her geçen maçta daha iyi oynayarak daha iyi bir takım havası bulduk. Taraftarla bütünleştik. Sinan Erdem’de son maçlarda 16-17 bin seyirci olmaya başladı. Anadolu Efes’in taraftarı sporu, güzel oyunu seven, fair-play anlayışına hakim bir kitleye sahip. Takım onlarla bütünlük kazandı ve önce normal sezonu 4’üncü sırada bitirdik. Daha sonra play off’ta bizden 2-3 kat daha büyük bütçelerle kurulu şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri olan Barcelona’yı yendik. Bütün bunlar hep adım adım geldi ve finale kadar uzandık.
“BASKETBOL OTORİTELERİNE GöRE ANADOLU EFES AVRUPA’NIN PARLAYAN YILDIZI OLDU”
Yarı finalde Fenerbahçe’yi yenerek finale kaldınız. Finalde CSKA Moskova’ya karşı kaybettiniz. Sizce neden bu şampiyonluğu kaçırdınız?
E.A.: Aslında o konuya gelmeden önce Final Four organizasyonun dünyadaki en önemli spor organizasyonlarından bir tanesi olduğunu belirtmek gerekir. Orada olmak da bizim için çok önemliydi. Ayrıca bu sene iki Türk takımının orada olması aslında Türk basketbol tarihi açısından bir gövde gösterisiydi. özellikle yarı finalde Fenerbahçe’nin bazı sorunları vardı. Ama her şeye rağmen normal sezonu birinci bitiren son 5 senede Final Four oynayan ve bütçesi bizim 3 katımız olan bir Fenerbahçe takımı favoriydi. Biz yarı finalde müthiş bir basketbol oynadık. Finale değinirsek; CSKA Moskova takımı son 18 yılda 17 defa Final Four oynamış ve kadrosundaki oyuncuların hepsi birer yıldızdı. Kadronun 50-55 milyon dolarlık bir bütçesi vardı. Biz her şeye rağmen kendimize güveniyorduk. Yarı finalde oynadığımız basketbol bizim için umut vericiydi. Ama final tecrübesi olan CSKA takımı beklediğimizin de üzerinde bir performans sergiledi. özellikle 14 tane üçlük atışı başarılı oldu. Bakıldığı zaman sezon içindeki üçlük başarıları ortalama 9 taneydi. Müthiş bir yüzde ile oynadılar. Biz de genç oyuncularımızdan heyecanlanan da oldu. Maçın ikinci yarısında bazı anlarda öne geçtik ama maçı kıramadık. Biz 4-5 sayı öne geçebilseydik o özgüveni kazanacaktık. Son 1 dakikaya yine 4 sayı geriden geldik, hamleyi yapamadık. Sonuçta da onlar şampiyon oldu. Ama tabi bizim için de ikincilik çok büyük bir başarıydı. Basketbol otoritelerine göre Anadolu Efes Avrupa’nın parlayan yıldızı oldu.
Seneye hedef yine şampiyonluk parolasıyla mı devam edecek?
E.A.: Buralarda en önemli hedef Final Four’a çıkabilmek. Fenerbahçe son 5 senedir Final Four’da, CSKA Moskova son 18 yılın 17’sinde hep Final Four oynamış, Real Madrid hep orada, Barcelona da öyle. Biz bugünden şampiyon olacağız dersek biraz hayalci olur. Onun için ilk hedef yine orada olmak olacak. Ondan sonra da aklımızın hep bir ucunda olan bu sene son anda kaçırdığımız şampiyonluk neden olmasın? Geldiğimiz noktada artık bunun bir geri dönüşü yok. Sokaktaki insanlar artık bize seneye kupayla dönmemizi istediklerini söylüyorlar. Bu çok büyük bir baskı. Biz bu sene bu baskıyı hissetmiyorduk. Bizim için önemli olan play off’lara kalabilmekti. Ama takım öyle bir parladı ki şimdi herkes bize artık seneye kupayı alırız diyor. Bu baskıyı bütün sene hissedeceğiz.
Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında..
Röportaj: Muammer Kapucuoğlu
Fotoğraflar: Mert Can Alşahin
Mekan:Kemer Country Golf Club
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
