Babaları Olarak Kızlarımın Bu Bayrağı Çok Daha Güzel Taşıyacaklarına İnanıyorum

Babaları Olarak Kızlarımın Bu Bayrağı Çok Daha Güzel Taşıyacaklarına İnanıyorum Babaları Olarak Kızlarımın Bu Bayrağı Çok Daha Güzel Taşıyacaklarına İnanıyorum

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Kızları Işılay Reis Yorgun ve Nilay Reis Göktürk ile ve torunlarıyla olan ilişkisini ve güçlü aile bağlarını Klass’a anlattı..

35 yıldır alanında lider olarak hizmet veren Türkiye’nin en güvenilir markalarından biri olan Reis, Türkiye topraklarındaki üreticinin en büyük destekçisi olarak kuru gıda ürünlerini tüm dünya ile buluşturuyor. Reis’in yakaladığı bu başarıda Kurucusu Mehmet Reis’in rolü inanılmaz büyük. Kurduğu şirket yapısı ve sahip olduğu ailesiyle birlikte Reis’i bir dünya markası haline getirmeyi başaran Mehmet Reis’in Reis Gıda’nın geleceği ile ilgili de hiçbir şüphesi yok gibi. çünkü Reis Gıda’nın ikinci kuşak temsilcileri olan Nilay Reis Göktürk ve Işılay Reis Yorgun, babalarının açtığı yolda emin adımlarla ve son derece mütevazi bir tavırla yürüyerek Reis’in bir Türk markası olarak dünyadaki başarısını daim kılmak üzere büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Kızlarının, torunlarının ve Reis Gıda’yı kurarken en büyük destekçisi olan eşinin üzerine adeta titreyen Mehmet Reis, Kızları Nilay Reis Göktürk, Işılay Reis Yorgun ve dört torunu ile

yapılan çekim eşliğinde objektiflerimize konuk oldular ve güçlü aile yapılarının iş hayatına yansımasını ve kurdukları örnek tabloyu Klass okurları için anlattılar. 

 

MEHMET REİS: “Ben her iki çocuğumun yaptığı işlere güvenerek hareket edebiliyorum. Bu benim için çok büyük bir rahatlık. çünkü genelde her iş bana gelip, son karar verici de ben olduğum için çok büyük sıkıntılara giriyordum. Ama şimdi o son karar vericilik yavaş yavaş onlara doğru geldi. Ben kızlarıma her zaman yetki verdim. Ama onlar sadece benim yetki verdiğim bölümde değil kendileri de görev almasını bildiler.”

 

MEHMET REİS: “Her şeyden önce çok fedakarlar. Hatta beni çok duygulandıran ve onlara haksızlık yaptığım konu doğum yaptıktan 45 gün sonra kucaklarında çocuklarıyla işe geldiler. Bu çok büyük bir özveri…”

 

NİLAY REİS GöKTüRK: “Babam sadece bir patron değil ben onu işveren olarak görüyorum. çünkü sadece işi vermek anlamında değil eğitimi veren, zaman zaman deneyen, verdiği sorumluluklarla aslında bizim sorunlarımızı çözmemize yol açan, bunu öğrenmemizi isteyen birisi. Bunlar quiz ya da sınav değil ama biz biliriz ki bir şey varsa bunun altında öğrenmemiz gereken bir hazine var. Bizim iş hayatımızda daha sağlam adımlarla basabilmemiz için orada bir sihir var. Kendisi eğitici, öğretici ve adaletli.”

 

IŞILAY REİS YORGUN: “Babamın benim hayatımda çok önem verdiğim bir sözü var; “Geleceği tasarlamanın en iyi yolu onu planlamaktır” demiştir. Ben bu söz üzerinde adımlarımı attım. Her zaman planlamalarımı yaptıktan sonra çalışmalarımı gerçekleştirdim. Babam hiçbir zaman bize “gelin benim yanımda çalışın” demedi. Babam her zaman arkamızda değil yanımızda yer aldı. Onun o güveni, cesareti benim her zaman sağlam bir şekilde ayaklarımı yere basmamı sağladı.”

 

Mehmet Bey, kızlarınız artık bilfiil Reis Gıda ailesinde çalışıyorlar aynı zamanda da anne oldular. öncelikle kızlarınız Nilay ve Işılay Hanım’ı çalışan olarak nasıl görüyorsunuz?

MEHMET REİS: Bizde iş disiplini çok çok önemli. çünkü bu işin gerekliliği. Biz burada bir baba-kız değil tamamen benim ve onların açısından iş disiplininde çalışıyoruz. Zaman zaman çalışmalarımız mesai saatleri içinde de kalmıyor. Mesai saatlerinin dışında da ağız alışkanlıkları devam edebiliyor. Toplum içinde birbirimize hep bey ve hanım olarak hitap ederiz. Ben bundan son derece memnunum. çünkü gerçekten yanımızda çalışanlarla ilgili olsun ya da iş yaptığımız kişilerin yanında olsun bu beni daha çok onurlandırıyor. çünkü işe olan saygı çok önemli. Mesai saati başından bitimine kadar gerçekten tamamıyla bu disiplini koruyoruz. Sosyal yaşamımızda da bazen hatta iş ile ilgili konuştuğumuz zaman etrafımızdakileri unutuyoruz. Ama aslında onu yapmamak lazım.:)

 

“İKİ SORUMLULUKLARI VAR; BİR KENDİ YAPTIKLARI İŞE BİR DE BANA OLAN SORUMLULUKLARI”

Peki, kızlarınızı iş kadını olarak nasıl görüyorsunuz?

M.R.: Ben şu an Yönetim Kurulu Başkanıyım ama inşallah onlar da sırayla yönetimin başında olacaklar. Daha da genişleterek buna devam edeceklerine inanıyorum. önemli olan işlerini sevmeleri. Ben onların işlerini sevmelerini, heyecan duymalarını çok seviyorum. Şirketlerde genelde yapılan hatalardan pek çok kişi rahatsız olmaz. Ama bir hata ve bir yanlış varsa ben ve benim gibi kişilerin rahatsızlık duyması beni gelecek için son derece umutlandırıyor. İşin sorumluluğunun bilincinde hareket ediyorlar, işlerini severek hareket ediyorlar. Sadece babamın yanındayım babam benim yaptığım işi gözlüyor gibi çalışmıyorlar. Kendi işlerinden daha fazla hassasiyet gösteriyorlar. Bu çok çok önemli. çocuklarımın iki sorumlulukları var; bir kendi yaptıkları işe bir de bana olan sorumlulukları. İkisi bütünleşince ortaya güzel işler çıkıyor. Babaları olarak kızlarımın bu bayrağı çok güzel taşıyacaklarına inanıyorum.  

 

“BEN DAHA çOK İŞİN öTESİNDE SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE DE GİRMELERİNİ çOK İSTİYORUM”

Kızlarınızdan almalarını istediğiniz ekstra sorumluluklar, özel bir beklentiniz var mı?

M. R.: Ben daha çok işin ötesinde sosyal sorumluluk projelerine de girmelerini çok istiyorum. Bunu yavaş yavaş iki kardeş yapmaya başladı. çünkü her şirketin bir sosyal sorumluluğu var. Amaç, sadece ürün satıp, para kazanmak değil. Tabi ki ürün yapacaksınız. Bu şirketimizin birinci derece önceliğidir. Ancak bizim pek çok sosyal sorumluluk projelerimiz var. Nilay Hanım matematik eğitimi gördü, Işılay Hanım halkla ilişkiler ve reklam konusunda eğitim aldı. Her ikisi de kendi okudukları işi yapabiliyorlar. Ben de hukuk alanında eğitim gördüm. Ben de bir avukat ya da savcı olmak isterdim. İnsanın okuduğu, eğitim gördüğü branşta yol alması çok güzel. Bu onlar için de bir şans tabi bu çok büyük bir sorumluluk gerektiriyor. çünkü kendi branşlarında sadece finansman bölümünde değil paranın ve rakamların döndüğü her yerde muhakkak sorumlulukları olması gerekiyor. Zaten Işılay da reklam, halkla ilişkiler gibi kendi konusunun dışında personelden başlayıp pek çok konunun sorumluluğunu o da alıyor. Aramızda bir yasa belirlemedik ama her şirketin bir akışı vardır. Ve onu inanın alt alta dizayn etmeseler bile yazılmasa bile bazı şeyler kendiliğinden oluşur. Bu işi sevmek, işe saygımız ve işin sorumluluğunun bilincinde olmak bizim aramızda bir anda görev ayrımı oluşturdu.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında..

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar