Babalık Duygusu Çok Güzel İyi ki Hakan’ın ve Hazal’ın Babasıyım

Babalık Duygusu Çok Güzel İyi ki Hakan’ın ve Hazal’ın Babasıyım Babalık Duygusu Çok Güzel İyi ki Hakan’ın ve Hazal’ın Babasıyım

Ünlü isimlerin berberi olarak anılan Şükrü Dudu, sıfırdan başlayarak büyük başarılar elde ettiği hayat hikayesinde bir erkeğin yaşayabileceği en güzel duyguyu çocukları Hakan ve Hazal ile tatmış…

Gelecek hayatlarındaki en güzel ve en doğru yaşamları için çocuklarının her zaman yanında olduğunu belirten Şükrü Dudu, oğlu ve kızı için hem yakın bir arkadaş hem de örnek bir kişilik. Birbirleriyle geçirdikleri her vaktin keyfini çıkartan Şükrü Dudu Barber’s Club’ın Sahibi Şükrü Dudu ile futbol tutkunu oğlu Hakan ve tasarım hayallerinin peşinden koşan kızı Hazal örnek ailelerini Klass okurları için anlattılar.


 

ŞüKRü DUDU: “çocuklarımın mesleki konularındaki tercihlerine asla karışmam. Kendileri ne olmak isterlerse onu olurlar. Ben onların eğitimleri ve gelecekleri için her şeyi yapmaya hazırım.”

 

Şükrü Bey, biri üniversite diğeri ise lise öğrencisi olan bir kız ve bir oğula sahipsiniz. Sıfırdan başladığınız bu hayatta çocuklarınız doğduğu zaman neler hissettiniz, baba olmak hayatınızda neleri değiştirdi, öğrenebilir miyiz?

ŞüKRü DUDU: O güne kadar belki birçok duygu tattım ama en güzeli babalık duygusuydu. Her erkeğin bu duyguyu tatması gerektiğini düşünüyorum. Evlilikte de en önemli şeylerin başında evlat geliyor. Evliliği ve aile bağını daha güçlü kılıyor. Ben çocuklarımdan önce daha yoğun çalışıyordum ve biraz daha rahattım ama evlatlarım olduktan sonra o rahatlığım daha çok onlarla vakit geçirmekle değişti. Babalığın her evresi çok güzel. Gerçekten insana keyif veriyor ve mutlu ediyor. Ben Hakan doğduğu zaman “acaba ona bir şey olur mu?” diye geceleri uyuyamıyordum. İkide bir yatağına gidip “nefes alıyor mu?” diye kontrol ediyordum. Sonra bunu yine Hazal’da da yaşadım. çünkü onlar sizden bir parça… Bu anlatılmaz yaşanır. Bir de çocuklarım okula başladığı günden beri onları okula ben götürürüm. Hiçbir zaman servisle okula gitmemişlerdir. Şu an Hakan üniversiteye başladığı için kendi gidiyor ama Hazal’ı hala ben götürüyorum. Onlarla sabah okula bile gitmek bana enerji veriyor. örneğin biz Hazal’la arabaya biniyoruz müziği sonuna kadar açıyoruz ve şarkı söyleyerek okula gidiyoruz. Ya da kızımın bir problemi varsa o an okul yolunda onları konuşuyoruz. Oğlum ve kızımdan çok memnunum. İkisinin de benim için yeri çok ayrı. Bana babalık duygusunu çok güzel yaşattılar. Hem sözümü çok dinlerler hem de çok başarılılar. Hakan geçen sene sınıf birincisi olmuştu, Hazal her sene teşekkür-takdir alıyor. Geçen sene Hakan üniversitede ne yapacak diye düşünüyorduk artık bu sene istediği yerde ve istediği bölümü okuyor. Hazal da kendi hayallerinin peşinden koşan hayal gücü yüksek biri. Gittiği bir restoranda bile bir resim çizip restoranın sahibine verebiliyor. Her an bir şeyler yapmaya çalışıyor. İnşallah istediklerine kavuşurlar.

 

çocuklarınızın büyüme evrelerinde hep birlikte olduğunuzu belirttiniz. Peki onları büyütürken nelere dikkat ettiniz?

Ş.D.: çocuklarımın kendine bakan sağlıklı ve saygılı birey olmaları benim için önemliydi. Böyle olmaları da beni çok mutlu ediyor. Bunun yanı sıra ben ne kadar çocuklarımı taşıyorsam onların da beni taşıyabilmelerini isterim. çünkü benim bir iş dünyam ve çevrem var. çocuklarımı da bu çevre ile tanıştırıyorum. Bu ortamlarda olmalarını da çok seviyorum. Bir de bizim örf ve adetlerimiz vardır. çocuklarım onları hiçbir zaman yitirmediler. Akrabalarına karşı olan saygıları ve iletişimleri her zaman devam etti. Ben bunları yaşadığım için evlatlarımda o şekilde yaşıyor ve onlar bu şekilde büyüdüler. Bunların yanı sıra benim için çocuklarımın eğitimi ve okul hayatı çok önemli. çünkü ben okuyamadım. Lise 1 dönemimde okuldan ayrıldım. Hakan’la her konuşmamızda ona kendimi örnek veriyorum. Benim seçtiğim meslekte bu şekilde bir eğitim gerekmiyordu. Ama Hakan’dan tek istediğim şey okuması ve çalışması. Ben 48 yaşındayım ve hala her gün yeni bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Devamlı yurtdışına gidiyorum oradaki saç modellerine bakıyorum. çocuklarıma da bu felsefeyi aşılamaya çalışıyorum. Sosyal olun, gezin, hayatı görün diyorum. Bir şeyler yapmazsanız bir yere gelemezsiniz. Sürekli öğrenmeye devam etmeleri gerekiyor. Ben çok kitap okumuyorum ama Hakan’a hep birilerinin hayatını okumasını söylüyorum.

 

 

“MURAT ABİ BENİM İMKANIM VAR SEN BENİM YERİME FAKİR BİRİNİ OKUT” DEDİ.

Siz sıfırdan gelip kendi başarınızı kendiniz elde etmişsiniz. çocuklarınız için eğitimin dışında hayat ile ilgili ne gibi önerileriniz olur?

Ş.D.: Ben sosyal olmalarını çok istiyorum. İnsan görmeden ve yaşamadan gelişemez. Bir şeyler paylaşılmalı, çok iyi arkadaşlıklar edinilmeli. Mesela Hakan bizim müşterilerimizle de çok samimi. Aklımdan hiç gitmeyen bir anımız var. Hüsnü özyeğin’in oğlu Murat özyeğin ile Hakan iyi anlaşıyorlar. Bir keresinde Murat özyeğin, Hakan’a üniversiteni ben okutacağım demişti. O zaman Hakan çok güzel bir şey söylemişti, onu hayatım boyunca unutamıyorum; “Murat abi benim imkanım var sen benim yerime fakir birini okut” dedi. Onu hiçbir zaman unutamam. Bu da benimle birlikte büyümesiyle, bizim felsefemizle büyümesinden kaynaklanıyor. Ben bugüne kadar kimseden bir şey almadım. Ama akıl aldım ve almaya da devam ediyorum. Ben de çocuklarıma bunu söylüyorum “başkasından bir şey beklemeyin”. örneğin buraya gelen bir iş insanına oralara nasıl geldiğini ve neler yaptığını sorsunlar. İnsanlardan alacağı şeyler bunlar olmalı. Bir de biz ailece yardım yapmayı çok severiz. Mesela Hazal olmayan kıyafetlerini ihtiyacı olan birine verir. Hakan ihtiyacı olan birine giymediği ayakkabısını verir. Bu da onların babası olarak bana mutluluk veriyor.

 

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında..

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Uğur Atun