BİLBAO VE BASK KÜLTÜRÜ LEZZETLERİ

BİLBAO VE BASK KÜLTÜRÜ LEZZETLERİ BİLBAO VE BASK KÜLTÜRÜ LEZZETLERİ

İspanya’nın kuzeydoğusunda yer alan Bilbao, Bask bölgesinin en büyük ve en gelişmiş şehridir. “Burası Bask Ülkesi, İspanya değil” sözünü sıkça duyacağınız Bilbao, 14. Yüzyılın başlarında Haro ailesinin lideri Diego Lopez V de Haro tarafından kuruluşundan sonra, Yeşil İspanya’da büyük öneme sahip olan Bask bölgesinin ticaret merkezi haline geldi. Biskaya ocaklarından çıkarılan demirin ihracına dayalı liman faaliyetleri ile gelişerek büyük bir endüstri şehrine dönüşmüştür.

 

Ancak globalleşme ile yavaş yavaş önemini kaybeden şehrin gerilediğini fark eden yöneticileri, 1980’lerde Nervion nehrinin kıyısındaki bir binanın muhteşem bir sanat müzesine dönüştürülmesine karar vermişler. Sanat ve tasarımı hayatı güzelleştirmek için kullanan Basklılar, 1990 yılında Frank Gehry’inin titanyum kaplamalı gemileri anımsatan zarif eğriler ve balık pulları gibi parlayan görüntüsü ile muhteşem modern sanatlar müzesi Guggenheim Müzesi’ni kurmuşlardır. Bilboa bu mimari mucize ile her sene milyonlarca turiste ev sahipliği yapıyor. Diğer Guggenheim Müzeleri içinde en meşhuru olan müze sadece dışını gezerken bile başınızı döndürebilir. İçinde kalıcı ve dönemsel modern sanat sergileri bulunmaktadır. Bahçesinde bulunan çiçeklerden oluşan meşhur “Puppy” de şehrin simgesi haline gelmiş. Müzede her ayın bir cuma günü Art After Dark adı verilen bir etkinlik düzenleniyor. Gece saat 10’dan 1’e kadar açık olan müzeyi dj eşliğinde elinizde içkinizle gezebilir, hatta dans edebilirsiniz. Ziyaret zamanı Salı-Pazar : saat 10.00- 22.00 arasıdır. Yetişkinler için 13 Euro, öğrenciler için 7.50 Euro, 12 yaş altı çocuklar için ücretsiz.

 

Müzenin devamında ki binanın üzerinde bulunan Michelin yıldızlı restorandan da bahsetmek istiyorum.

 

 

 

Etxanobe ; “Aşçılık sanatın anlaşılmasının başka bir yoludur”diyen ünlü Şef Fernando Canales aynı zamanda sahibi olduğu restoranı 1999 yılından beri işletiyor. Restoran Bilbao’nun merkezinde Palacio Euskalduna’nın en üst katında bulunmaktadır. Nehir ve modern binalara bakan terası ile büyüleyici bir atmosfer yakalıyor. Lezzet, ürün, gelenek ve yaratıcılık hepsi bir konseptte harmanlanmış ve büyük bir titizlikle sunuluyor. Ben açıkçası pek çok şey denemek istediğimden Super Chef Menu’yü seçtim. Tek kelime ile gerçek bir lezzet fırtınasıydı. Istakoz salatası, güvercin budu, deniztarakları, geleneksel kroketler, meyan kökü ile morina balığı, sardalya balığından yapılan lazanya menü de unutamadığım muhteşem lezzetler. Şefin masamızda sıvı nitrojen ile hazırladığı tatlı çok değişik ve güzeldi.

 

Bilbao’da gastoronomi çok zengindir. Bilbao’nun eski şehir ve Nervion nehri civarında pek çok ünlü yerel restoran ve tapas barları vardır. Tapasın yerini atıştırmalık pintxo alır.  Bunlar yöredeki tüm tatları dilim ekmekler üzerinde sunma şeklidir. Balık, et, yumurta, bıldırcın, peynir vs herşey olabilir.

 

Victor Montes Restaurante; Plaza Nueva’nın yıldız restoranı bar kısmında ki çeşitli pintxosları ile sizi içeri davet ediyor. Günün her saati gidebilirsiniz. Geleneksel Bask mutfağının hem deniz hem de et yemeklerini keyifle deneyebilirsiniz. Muhteşem somon fümeyi kesinlikle tavsiye ediyorum. Izgara ahtapot ve özel pişirilmiş kalkan çok lezzetliydi.

 

 

 

Serantes; Küçük fakat çok sevimli ve çok geleneksel tam “Bask” , Bask bir restoran. Uzun bir bar ve barın üzerinde sıra sıra dizilmiş pintxoslar. Turistlerden çok gelenler kesinlikle yerli müdavimler, keyifli sohbetler birbirleriyle atışmalar ile samimi bir ortam var. Deniz ürünlü tüm pintxosları denerken özellikle üç peynirli Pintxos’a bayıldım.

 

Eski ve yeninin güzel bir dokunuşunu hissedeceğiniz Bilbao beni çok etkiledi, yeni yerlerde ve yeni lezzetlerde buluşmak üzere…