Bugün Mutlu Bir Evliliğim Ve Çocuklarım Varsa Bu Eşimin Sayesindedir

Bugün Mutlu Bir Evliliğim Ve Çocuklarım Varsa Bu Eşimin Sayesindedir Bugün Mutlu Bir Evliliğim Ve Çocuklarım Varsa Bu Eşimin Sayesindedir

Unıversal Gayrimenkul Yatırım'ın sahibi Hakan Cengiz ve eşi Zehra Cengiz, mutlu aile yaşantılarını Klass’a anlattılar...

Gayrimenkul sektörünün önde gelen firmalarından Universal Gayrimenkul Yatırım firmasının sahibi Hakan Cengiz, iş hayatındaki başarıyı aile yaşantısındaki mutlulukla pekiştiren bir iş adamı. Eşi Zehra Hanım ve minik kızları Berrak ile mutlu bir yaşamı paylaşan ünlü iş adamı eşi Zehra Hanım’ı mutluluklarının kaynağı olarak görüyor. Kısa bir süre sonra doğacak ikinci çocuklarıyla hayat enerjisi daha da artacak olan Cengiz ailesi evlerinin kapılarını Klass okurları için açarak mutlu yaşantılarının sırrını anlattı.

Zehra Cengiz: “Eşim Hakan Bey’le tanıştıktan sonra dünyaya bakış açım değişti. Eşimle iş ilişkisi ile başlayan diyaloğumuz çok kısa bir zaman sonra aşka dönüştü. Bugün mutlu bir evliliğim ve çocuklarım varsa bu eşimin sayesindedir.”

 

Hakan Cengiz: “Birbirine sevgiyle bağlı bir aileyiz. Bu da hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda istikrarı ve başarıyı sağlıyor.”

 

Hakan Bey ilk olarak bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Gayrimenkul sektörüne girişiniz nasıl oldu?

Hakan Cengiz: İstanbul’daki mazim çok uzun değil. 28 yaşına kadar Karadeniz’deydim. İstanbul’a 2006’da geldim ve daha sonra eşim Zehra Hanım ile evlendim. Hâlâ yabancılık çektiğim konular oluyor; ama hayat devam ediyor. Gayrimenkul sektörüne eşim Zehra Hanım’ın telkinleri ile girdim diyebilirim. Ayrıca 2009 yılında çok değerli bir dostum gayrimenkul sektörüne girmem için öneride bulundu. Böylece gayrimenkul sektörüne adım atmaya karar verdim.

 

Zehra Hanım, biraz da sizi tanıyalım. Hayatınız Hakan Bey’den sonra nasıl değişti?

Zehra Cengiz: Eşim Hakan Bey’le tanıştıktan sonra dünyaya bakış açım değişti. Eşimle iş ilişkisi ile başlayan diyaloğumuz çok kısa bir zaman sonra aşka dönüştü. Tam bir işkolik olan ben sevmek, sevilmek, hesapsız özgürce yaşamak gibi dünyada iş dışındaki farklı duyguları öğrendim. Yaşam felsefem gereği hayatımı sürekli kontrol altında tutmaya çalışır, planlı programlı hareket eder, her şeyin bir süreci olduğuna inanırdım. Hakan Bey hayatıma girdikten sonra duygu ve düşüncelerimi daha özgürce yaşayıp bazen de kontrolü başkalarına bırakmak gerektiğini, insanın inandığı şeyler uğruna nasıl kararlılıkla yılmadan usanmadan savaşması gerektiğini öğrendim. Bugün mutlu bir evliliğim ve çocuklarım varsa bu eşimin sayesindedir.

 

“10 YILLIK EVLİYİZ VE çOK KISA ZAMANDA ALDIĞIMIZ BU KARARDAN BİR GüN OLSUN PİŞMANLIK DUYMADIK”

Hakan Bey, eşiniz Zehra Hanım ile nasıl tanıştınız? Evlilik kararını nasıl aldınız?

H.C.: Zehra Hanım ile tanışmam tıpkı filmlerdeki gibi tesadüfen oldu. Kaderim beni adeta o an onu görmem ve aşık olmam için onun çalıştığı yere doğru sürükledi. Eşim bugün tanınmış ünlü bir tekstil markasının yöneticisi olarak çalışıyordu. Ben de konuyla ilgisiz bir konumda onunla ticaret yapan bir yakınımla firmaya iş görüşmesi için gitmiştim. Bu görüşme o güne kadar benden çok uzak olan evlilik düşüncesini hayatıma adapte etmeme sebep oldu. Şu an 10 yıllık evliyiz ve çok kısa zamanda aldığımız bu karardan bir gün olsun pişmanlık duymadık.

 

Peki, nasıl bir ikilisiniz? Birbirinizle olan uyumunuzdan bahseder misiniz?

H.C.: Eşimle ben doğu ve batı, siyah ve beyaz gibi birbirine zıt iki karakteriz. Bakış açılarımız, olaylara karşı duruşumuz, çözüm yollarımız ve mantalitemiz çok farklıdır. Bu farklılık hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda enteresan güzel bir birliktelik yaşamamızı sağlıyor. çünkü bazen farklı düşünceler iyi bir şekilde eşleştirildiğinde daha doğru ve adaletli kararlar alınmasına yardımcı olur. Bu da eşlerin birbirlerinin düşüncelerine saygı duyması ve birbirlerine olan inancıyla mümkündür.

 

“BİRBİRİNE SEVGİYLE BAĞLI BİR AİLEYİZ”

Hakan Bey, Zehra Hanım sizin gözünüzde nasıl eş, nasıl bir annedir?

H.C.: Zehra Hanım, fedakâr bir eş ve annedir. Ailemizle mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek, düzenli bir aile hayatımızın olması için çabalamak eşini çok mutlu eder. Birbirine sevgiyle bağlı bir aileyiz. Bu da hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda istikrarı ve başarıyı sağlıyor. Eşimin bir anne olarak çocuğumuzla arasında çok güçlü bir bağ ve çok şeffaf bir diyaloğu var. Kızımız henüz 8 yaşında olmasına rağmen eşim sayesinde mantığı gelişmiş ve farkındalığı yüksek bir birey olarak yetişiyor.

 

İş hayatınızın yoğun temposu arasında ailenize ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz?

H.C.: İtiraf etmem gerekirse; son zamanlarda iş tempomun hızla artarak hayatımın büyük bir kısmını işgal etmeye başlaması özel hayatımdaki zamanımdan çalmamı gerektiriyor. Bu durum bazen ailemi üzse de karşılıklı anlayış içinde dengelemeye çalışıyoruz.

 

Ailenizle birlikte olduğunuz zamanlarda neler yaparsınız?

H.C.: Genelde Pazar günleri birlikte zaman geçirebiliyoruz. Sabah erkenden kalkıp güne denize nazır sıkı bir kahvaltıyla başlıyoruz. Sonrasında alışverişimizi tamamlayıp ayrılıyoruz. İşim gereği hafta sonu da çalıştığım için işimin başına dönüyorum.

 

“BERRAK, FARKINDALIKLARI çOK YüKSEK VE DUYARLI BİR çOCUKTUR”

Kızınız Berrak’la neler paylaşıyorsunuz? Birlikte neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?

H.C.: Berrak, çok duygusal bir çocuk ve kızımla aramızda özel bir iletişim var. Fırsat buldukça kızımla beraber sinemaya gideriz. Ayrıca kızımın yetişkin insan gibi halimi hatırımı sorması çok hoşuma gidiyor. Berrak, farkındalıkları çok yüksek ve duyarlı bir çocuktur.

 

Zehra Hanım, ikinci kızınıza hamilesiniz. Hamilelik sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Eşiniz Hakan Bey size bu süreçte ne kadar destek olabildi?

Z.C.: İlk anneliğimden sonra uzun bir ara verip aynı süreçleri yaşamak sandığımdan zor oldu. Fakat kızımız için bir kardeşinin olması fikri bizi fedakarlık yapmaya zorladı. Takdir edersiniz ki özellikle anneler yeni bir çocuk dünyaya getirdiklerinde en az bir 3 senesini çocuğunun gelişimine ayırmak zorunda kalıyor. Bu da özellikle çalışma hayatı olan bir anne için çok zor durum. Fizyolojik açıdan çok dingin bir hamilelik geçirsem de çalışma hayatı olan biri olarak işlerime ara vermem duygusal olarak beni biraz yıprattı. Eşim bu süreçte yanımda olabilmek için çok çaba sarf etti: Fakat sanırım iş yoğunluğu sebebi ile bir miktar ihmale uğradım. :)

 

“AİLEMİZİN BüYüMESİ HAYAT ENERJİMİZİ ARTTIRIYOR”

Hakan Bey, baba olmadan önce ve baba olduktan sonra hayatınızdaki farklılıklardan bahsedebilir misiniz?

H.C.: Babalık kesinlikle çok farklı bir duygu. Baba olunca geleceği size emanet edilmiş, sizin şekillendirmeniz gereken birinin sorumluluğunu yükleniyorsunuz. Ailemizin büyümesi hayat enerjimizi arttırıyor. Eve geldiğinizde yatağına yatmış fakat uyumayıp “Hoş geldin baba, nasılsın?” diye halini hatırını soran bir varlık, bütün günün stresini ve yorgunluğunu unutturuyor.  

 

Zehra Hanım, çocuk her annenin hayatının dönüm noktasıdır. çocuk sahibi olunca siz nasıl bir değişim yaşadınız?

Z.C.: Evliliğim de çocuk sahibi olmam da çok hızlı gerçekleşti. Yoğun bir iş hayatım vardı ve evlendiğimde özel bir şirkette üst düzey yönetici olarak çalışıyordum. çocuk sahibi olma kararı çok aniden gelişti ve hayatı akışına bıraktığımda kariyerimden vazgeçip, aile hayatıma ağırlık vermem gerektiğini düşündüm. Kızım dünyaya geldikten çok kısa bir süre sonra dayanamayıp tekrar profesyonel hayatıma geri döndüm. Ama elbette ki önceliklerim değişti ve hayatımı daha fazla dengeleyerek çalışmaya başladım.

 

Hakan Bey, mutlu aile yaşantınızı iş hayatınızdaki başarılarla pekiştiriyorsunuz. Universal Yatırım A.Ş olarak sektördeki misyonunuzdan kısaca bahseder misiniz?

H.C.: İşe ilk başladığım yıllar olan 2008’de sektörde çok ciddi bir açık fark ettim. O yıllarda inşaat ve emlak komisyonculuğu yapan pek çok firma vardı. Sadece gayrimenkul alıp satan yani komisyonculuk mantığında değil de kendi gayrimenkulünü alıp satan bir firma olmak konusunda sektörde farklı bir hedefle yola çıkmak bizi farklılaştırır diye düşündük. Bunun için güçlü bir finans ve yatırım fonu gerektiren bir sistem kurmak gerekiyordu. çok kısa bir sürede hem yurt içi hem de yurt dışı kaynaklı yatırımcılarımla güzel bir iş ortaklığı başlattık. Bu arada körfez ülkelerinde de emeklilik fonu dediğimiz bir yatırım sistemi var. Yani kendi aralarında 5 ya da 10 kişi bir araya gelip bir havuz oluşturuyorlar ve bu şekilde hem alım gücü yükseliyor hem de kazanç artıyordu. Bu mantıkta sektörde kurumsal olarak hizmet veren farklı bir misyon edindik. Bu şekilde işi yenilik odaklı farlı bir şekilde büyütme yoluna girdik.

 

Gelecek için Universal Yatırım A.Ş olarak planlarınız nelerdir?

H.C.: En önemli hedefimiz yaptığımız işte marka olabilmek ve sonrasında da marka ihracı yaparak başka gelişmekte olan ülkelerde kendi markamızla işimizi globalleştirmektir. Şu anda en yakın hedeflerimizden biri Yunanistan. Sektörümüzde çok ciddi bir iş geliştirme fırsatı var ve eğer uygun partner bulabilirsek Universal Yatırım olarak Yunanistan’da yer almak istiyoruz.