“Daffari’nin Ana Hedefi Avrupa’da Güçlü Bir Marka Olmaktır”

“Daffari’nin Ana Hedefi Avrupa’da Güçlü Bir Marka Olmaktır” “Daffari’nin Ana Hedefi Avrupa’da Güçlü Bir Marka Olmaktır”

1960'lı yıllarda kişiye özel elbise dikerek sektöre giriş yapan Ak Tekstil’in erkek giyimine kazandırdığı yeni markası Daffari modern, şehirli, stil sahibi ve modayı takip eden erkeklere hitap ediyor. Dört yıllık sağlam bir altyapı çalışmasının ardından kurulan Daffari şık giyinmeyi seven herkese kişiye özel kaliteyi sunuyor. 400 kişilik çalışanıyla Avrupa başta olmak üzere çok sayıda ülkeye üretim yapan Ak Tekstil’in kurucusu Halil Bağlı’dan bayrağı kardeşi Ahmet Bağlı ile birlikte devralan Umut Bağlı Daffari’yi Avrupa’da güçlü bir marka yapmayı hedefliyor. Ünlü sanatçı Hakan Altun ile ses getiren bir çalışmaya imza atan Daffari’nin Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bağlı, sektörde farklı duruşuyla dikkat çeken markasının kuruluşunu ve hedeflerini Klass okurları için anlattı.

Umut Bey, tekstil sektöründe köklü bir şirket olan Ak Tekstil bünyesinde kurduğunuz Daffari ile erkek giyim markaları arasındaki yerinizi aldınız. öncelikle tekstil sektörüyle tanışmanızdan ve Daffari markasının kurulduğu güne kadarki yapılan yolculuktan kısaca bahseder misiniz?
Babam Halil Bağlı 1960’lı yıllarda terzilik yaparak sektöre adım atmış. Ardından bir atölye kurmuş ve zamanla onu geliştirmiş. Lise çağlarımdayken babamın atölyesine gidip gelirdim. üniversitede İç Mimarlık okumak istiyordum. Hatta bunun için sınava da girdim. Ancak iş dünyasıyla tanıştıktan sonra ticaret hayatı öyle bir keyif verdi ki üniversite okumaktan vazgeçtim. Zaten niyetim her zaman kendimi babamın yanında geliştirmekti. O günlerden bugünlere gelerek bayrağı babamdan devraldık. Bugünkü teknolojiyle modern bir tesise sahibiz. İşimizi üretim tarafında ciddi anlamda geliştirdik. Daffari markası kurulmadan önce çeşitli markalara fason takım elbise, ceket pantolon ve palto üretimi yapıyorduk. Halen dünyaca ünlü pek çok marka için üretim yapmaya devam ediyoruz. Butik, çok şık bir üretim tesisimiz var. Ayda yaklaşık 35 bin adet üretim kapasitesine sahibiz. Güçlendirip geliştirdiğimiz tesisimizle Türkiye’deki en güçlü tesislerden birini temsil ediyoruz. Daha sonra şartları göz önünde bulundurarak mağazacılık tarafına yatırım yapmayı planladık. Kardeşim Ahmet Bağlı’yı da üniversite eğitiminin ardından Ak Tekstil bünyesine kattık. Ahmet Bey de zamanla işi öğrenince kendisiyle Daffari markasını ve mağazacılık altyapısını kurmaya karar verdik. Hedeflerimiz ve ideallerimiz doğrultusunda da Daffari’yi kurduk. Markamızın kurulduğu ilk günden itibaren işe her zaman ciddi bir şekilde eğilmeyi planladık. Bunun için de öncelikle mağazacılığın bütün sistemini kurduk. Daffari markasını doğru zemine oturttuktan sonra büyütmeye karar verdik. Markamızı büyütmek için ciddi emek harcıyoruz ve özveride bulunuyoruz. 

Erkek giyimin yeni markası Daffari ne kadar süredir sektörde yer alıyor? Daffari hangi noktalarda erkeklerin şıklığı için hizmet veriyor?
Daffari’nin mağazacılık altyapısı için dört yıllık bir çalışma gerçekleştirdik. Bütün sistemlerimiz kusursuz bir şekilde işliyor. Şu anda İstanbul, Ankara, Adana, Antep, Giresun, Batman, Bursa, Susurluk, Urfa gibi Türkiye’nin pek çok noktasında 20 civarında mağazamız bulunuyor. Kurduğumuz altyapı sayesinde bu sayıyı 100’e çıkarmamızı engelleyecek hiçbir neden yok. Bunun yanı sıra İzmir’de yeni bir bayilik için görüşmelerimiz devam ediyor. Kısacası markamızı yavaş yavaş büyütmek için elimizden geleni yapıyoruz. 

“TüRK ERKEKLERİ ARTIK 
GİYİNMEYİ çOK İYİ BİLİYOR”
Sektöre baktığımızda çok sayıda erkek giyim markası olduğunu görüyoruz. Peki, Daffari’yi kurarken bu markaların arasından nasıl sıyrılmayı hedeflediniz? Daffari ile ne gibi bir farklılık yaratmak istediniz?

Sürekli fuarlara katılıyoruz ve pek çok ülkeyle iletişim içerisindeyiz. Doğal olarak da dünya genelindeki tekstilden haberdarız. Avrupa ve tüm Türkiye’deki markalara üretim yaptığımız için bazı şeylerin değiştiğinin farkına vardık ve mağazacılık yapmaya karar verdik. çünkü Türk erkeği artık giyim tarzını değiştirdi. Kadınlar modayı çok iyi takip eder ve çok iyi giyinirler. Ancak erkekler önceden böyle değildi. Şimdi erkeklerde de modayı yakından takip etmeye başladı. Bugün caddelerde kırmızı,sarı, mavi,yeşil pantolonuyla dolaşan erkekler görebiliyoruz. Bizi mağazacılık alanına iten etken de bu değişim oldu. Şehirli, stil sahibi, modayı takip eden, spor yapan, 55-60 yaşında olup da kendini 35-40 yaşında hisseden erkekler, vücudunu tanıyan ve en önemlisi de giyinmeyi seven, iyi giyinen insanlar arttığı için mağazacılığa ağırlık verdik. Eskiden erkekler sadece örtünmek için alışveriş yapardı. Ancak şimdi alışveriş yaparken sorguluyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Artık erkek müşteriler ürünlerin kumaşını, kalitesini çok iyi bir şekilde inceler hale geldi ve bilinçli bir tüketici oldular.

“KOLEKSİYONDA YER ALAN HAKAN ALTUN ETİKETLİ 
HER BİR üRüNDE SANATçININ DA İMZASI VAR"
Yeni koleksiyonunuzda ünlü şarkıcı Hakan Altun ile güzel bir çalışmaya imza attınız. ünlü şarkıcıyla gerçekleştirdiğiniz koleksiyon için yollarınız nasıl kesişti?

Hakan Altun yakın dostumdur. Koleksiyonu hazırlamadan önce çalışacağımız ismi belirlemek için yaptığımız anketlerde hep Hakan Altun ön plana çıktı. Bunun üzerine projemizi Hakan Bey ile paylaştık. Kendisine projeyi anlattığımda çok heyecanlandı. Onun heyecanı ve enerjisi bizimkiyle birleşince ortaya çok güzel bir çalışma çıktı. Hakan Altun ile kış koleksiyonumuzun katalog çekimini gerçekleştirdik ve ayrıca kendisi adına özel bir koleksiyon hazırladık. Koleksiyonunu hazırlarken Hakan Bey’in de fikirlerini aldık. Bu koleksiyonda yer alan Hakan Altun etiketli her bir üründe sanatçının da imzası var. İnsanlar gerçekten Hakan Altun’un tarzını ve çizgisini hissedebilsin diye bunu yaptık. Hakan Altun işine aşık bir aşk adamı. Biz de işimizi aşkla yapıyoruz. Durum böyle olunca her şey çok daha kolay oldu ve neticeden Hakan Bey de çok mutlu oldu. 

Peki, Hakan Altun ile bir koleksiyon hazırlamadan önce sanatçının tarzını nasıl buluyordunuz? 
Hakan Altun rahat giyinmekten hoşlanıyor. Bu nedenle asla balıkçı yaka kazak giymez. İçinde rahat ettiği ve çok sevdiği bir kıyafetinden kolay kolay vazgeçmez. Renkli giyinmeyi sever. Herkes gibi Hakan Bey de iyi giyinmekten hoşlanır. çok fazla mağazaları dolaşıp alışverişe çıkan biri olmadığı için kıyafet seçimlerini ekibinde yer alan çalışanları gerçekleştiriyor. Kendisiyle birlikte hazırladığımız koleksiyonla Hakan Altun bambaşka bir dünyaya girmiş oldu. Koleksiyonda yer alan her bir parçayı severek giyiyor. 

“KOLEKSİYONDAKİ PARçALARA HAKAN ALTUN’UN MODELLERLE öRTüŞEN ŞARKILARININ İSİMLERİNİ VERDİK”
Hakan Altun koleksiyonunda yer alan modellere sanatçının şarkılarının isimlerini verdiniz. Peki, bu fikir nasıl doğdu?

Koleksiyondaki parçalara Hakan Altun’un modellerle örtüşen şarkılarının isimlerini verdik. Bu kurguyu da Hakan Bey ile birlikte organize ettik. örneğin koleksiyondaki damatlık bir takım elbiseye Hakan Altun’un “Teklif Ediyorum” şarkısının ismini verdik. O seride yer alan ürünler hem markamızın hem Hakan Altun’un hem de “Teklif Ediyorum” şarkısının etiketini taşıyor. ürettiğimiz bir cekete de sanatçının “Bana Göresin” şarkısının ismini verdik. O ceketi giyen kişinin ürünün kalıbıyla, duruşuyla “Bana Göresin” diye düşünmesini istedik. 

“TüRKİYE TEKSTİL SEKTöRüNDE 
DüNYANIN BUTİĞİNİ TEMSİL EDİYOR”
Daffari ile ilgili önümüzdeki dönemde gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz nelerdir? Markanızı ileride nerede görmek istersiniz?

Şu an için Türkiye’de butik bir hizmet vermek istiyoruz. Mağaza sayımızı 60 civarına çıkarmayı hedefliyoruz. Bu rakama ulaştıktan sonra da Avrupa’ya açılmayı düşünüyoruz. Daffari olarak ana hedefimiz Avrupa’da güçlü bir marka olmak. Bu işler Avrupa’da çok daha kolay iken ülkemizde acımasız bir rekabet söz konusu. Bu nedenle kâr marjları çok düşük. Avrupa’daki kültür ve gelir farkı sektöre daha olumlu bir şekilde yansıyor. Ayrıca Avrupa’da ve dünya genelinde Türk markalarının yer alması gerekiyor. çünkü Türkiye tekstil sektöründe dünyanın butiğini temsil ediyor. Bu açıdan tekstil sektöründe manevra kabiliyetimiz çok yüksek. Artık dünya genelinde belli yapılar haricinde üretim adetleri azaldı. İşler artık daha butik bir hale dönüyor ve bu durum bizi daha da güçlendiriyor. Türk tekstil sektörü tüm dünyaya hizmet ediyor. Herhangi bir sektörde tüm dünya ülkelerine hizmet eden Türkiye dışında ülke yok. Tabii bu durumu avantaja çevirmemiz gerekiyor. Bunun için de Avrupa başta olmak üzere farklı ülkelere yatırım yapmamız lazım.