Diş Sıkma Problemini,Botoks ve Nightguard Koruyucu Splintler İle Önleyebiliyoruz

Diş Sıkma Problemini,Botoks ve Nightguard Koruyucu Splintler İle Önleyebiliyoruz Diş Sıkma Problemini,Botoks ve Nightguard Koruyucu Splintler İle Önleyebiliyoruz

Dentaluna Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Kurucusu Diş Hekimi Arzu Zogun diş sıkma (Bruksizm) problemini ve tedavi yöntemlerini Klass’a anlattı..

Dentaluna Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Kurucularından Diş Hekimi Arzu Zogun, günlük hayatta sık karşılaştığımız yüz, baş, boyun ve sırt ağrılarının özellikle şehir hayatında yoğun stresten kaynaklı olarak insanların yüzde 95’inde görülen diş sıkma (bruksizm) hastalığından kaynaklı olduğunu söylüyor. Migren türü ağrılarla karıştırılabilen ve migren ağrısını daha da şiddetlendirebilen hastalığa bu kadar sık rastlanmasına karşın, hastaların neredeyse tamamı hasta olduklarının ve yüzde 60'ı ise ciddi oranda dişlere ve vücuda zarar verecek şekilde diş sıkma problemi yaşadıklarının farkında değil. Diş sıkma probleminin insanların estetik görünümüne de büyük zararlar verdiğini, özellikle kadınlarda sert bir görünüm yarattığını ve yüzde aşağıya doğru bakan mutsuz, yaşlı bir ifade oluşturduğunu vurgulayan Dentaluna Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Kurucularından Diş Hekimi Dt. Arzu Zogun ile diş sıkma (bruksizm) probleminin nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini ve tedavi edilmediği taktirde yaşanabilecek sağlık sorunlarını Klass okurları için konuştuk. 

 

“Şu anda toplumun yüzde 90-95’i diş sıkma problemi yaşıyor. çok büyük bir kısmı yüzde 60’ı dişlere zarar verecek şekilde bunu yapıyor. Normal şartlarda kronik diş sıkmada çok bir şey anlamayız. Hastalar ancak atipik yüz ağrıları, baş, boyun ağrıları olduğunda doktora gittikleri zaman ciddi bir diş sıkma sorunları olduğunu anlarlar.”

 

“Diş sıkmayla kasa ve dişe verilen zararı iki türlü kesiyoruz. Kassal olan zararı botoks uygulamasıyla o kası rahatlatma yöntemiyle, dişsel olan zararı ise nightguard dediğimiz koruyucu splintler ile önleyebiliyoruz. Yani dişlerin arasına bir mesafe kazandıracak ağızlıklar takılır. O ağızlıkların kalınlıkları, yüksekliği, sertliği tamamen hastadan hastaya değişebilir, her hastaya özel olarak hazırlanır.”

 

Arzu Hanım, diş sıkma (bruksizm) ülkemizde ve dünyada ciddi bir sorun. Bruksizm sorunu olan hastaları nasıl anlıyorsunuz? Alt yapısında bu sorun olan hastalar genellikle size hangi şikayetlerle geliyorlar?

Genelde bruksizm hastalarını çok rahatlıkla anlayabiliyoruz. Kasının muayenesinde anlıyoruz. Aşınmış dişler -en az 2-3 mm aşınmış-, köpek ve ön dişlerinde kısalmalar olduğunu ve çukurlaşmanın söz konusunu olduğunu görüyoruz. Buradan zaten kişinin diş sıktığını biz görebiliyoruz. Ama genellikle bu hastalar bize diş sıktıkları için gelmezler. Genelde ağrılarla gelirler ki çoğunlukla diş sıkma kendini diş ağrısı olarak gösterir. Hatta çoğunlukla dişte çürük olmasa bile diş ağrısı olarak kişi gelir veya herhangi bir tedavi için geldiklerinde dişlerini sıktıklarını anlayabiliyoruz. İlk olarak hastaya söylediğimizde hastalar diş sıkmadıklarını söylerler. Sadece bu şekilde bilgi verip bu konu üzerinde çok fazla durmuyorum. Bir sonraki randevuda hasta “Ben diş sıkıyormuşum” diyerek kendi geliyor. çünkü o bilgi kafasında yer etmeye başlıyor. Sabah uyandığında dişleri kenetlenmiş olarak uyanıyor ise eklemlerinde ağrılar başlamışsa ve rahatlatmak için bazen ağzını açma ihtiyacı duyuyorsa, atipik yüz ağrısı ve baş ağrısı yaşıyor ise bu kendisinin dişlerini sıktığını göstermektedir. Şöyle ki kişinin ağrıları bazen tek taraflıdır yani bir ağrı vardır ama başında mı ensesinde mi kulağında mı ayırt edemez. Buna atipik yüz ağrısı deriz. Bazen sinüzitle bazen migrenle karıştırılır bu ağrılar. Bunu ayırt edemezse zaten onun muayenesinde ortaya çıkar. Bir sonraki randevuda eğer diş sıktığı konusunda o da artık ikna ise o zaman tedaviye hazır olup olmadığı çok önemli. öncelikle hastanın ikna olup hazır olması lazım. Gece plağı bizim kontrolümüzde olmayan bir şey. Botoksu yaparız ama botoksa mucize diye bakmamak lazım. Botoksun etkisi bile 3 hafta sonra kendini gösterir ve gece plağı kullanması gerekiyorsa hastanın bunu düzenli olarak kullanması lazım. öncelikle hastaların bunun tedavi için gerekli bir şey olduğuna ikna olup tedaviye hazır olmaları gerekiyor.

 

“HASTALAR ANCAK ATİPİK YüZ AĞRILARI, BAŞ, BOYUN AĞRILARI OLDUĞUNDA DOKTORA GİTTİKLERİ ZAMAN CİDDİ BİR DİŞ SIKMA SORUNLARI OLDUĞUNU ANLARLAR”

Türkiye’de bu sorun ne oranda yaşanıyor? İnsanlar genelde strese bağlı bu sorunu yaşadığını düşünüyor, öyle mi gerçekten? Diş sıkma probleminin asıl nedeni nedir?

Şu anda toplumun yüzde 90-95’i diş sıkma problemi yaşıyor. çok büyük bir kısmı yüzde 60’ı dişlere zarar verecek şekilde bunu yapıyor. çünkü normal şartlarda kronik diş sıkmada çok bir şey anlamayız. Hastalar ancak atipik yüz ağrıları, baş, boyun ağrıları olduğunda doktora gittikleri zaman ciddi bir diş sıkma sorunları olduğunu anlarlar. Bu çok zor anlaşılabilecek bir durum olabiliyor. çünkü genelde strese bağlı olarak baş ağrısı bilinir. Aslında stresin ilk ayağı çiğneme kasları-masseter kaslar dediğimiz kaslardır. Bu kaslar çeneyi ekleme bağlayan ana kaslardır. Sonra bunlar zaten sıkma oranı arttıkça baş ağrısı, sonra boyun, boyundan sonra da omuzlara doğru giden zincirin ilk halkasıdır. Domino taşı etkisi gibi düşünürsek o çok kasılırsa bele kadar giden bel ağrısına kadar varan ciddi zararlar verir. Bizi ilk başta ilgilendirdiği kısmı ise dişe ne zarar verdiğidir.

 

“BİZLER, KARŞIDAN BAKILDIĞI ZAMAN DİŞ SIKAN KİŞİYİ çOK RAHATLIKLA ANLAYABİLİYORUZ. MESELA KADINDA DAHA SERT BİR GöRüNTü OLUŞUYOR”

Diş sıkan insanı yüzüne baktığınızda da anlayabiliyor musunuz? Yani verdiği zarar dışardan bakıldığında da görülebilir hale geliyor mu?

Sıkılan kaslar genişler ve kısalır. Vücut yapan kişilerde de böyledir. Kasın ortaya çıkması için sıkılaşıp kısalması gerekiyor. çene kası da öyledir. Ve bir süre sonra karşıdan bakıldığı zaman diş sıkan kişiyi çok rahatlıkla anlayabiliyoruz. Bu kas daha belirgin ve şiş olur ve estetik olarak da aslında kadınlarda daha maskülen bir görüntüye sebep olur. Bu erkekte çok rahatsız edici olmaz ama kadında daha sert bir görüntü oluşturur.

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Ahmet çevik

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında..