Dünyada Bilinen En Geniş Osmanlı Kartpostal Koleksiyonu Bana Ait

Dünyada Bilinen En Geniş Osmanlı Kartpostal Koleksiyonu Bana Ait Dünyada Bilinen En Geniş Osmanlı Kartpostal Koleksiyonu Bana Ait

Net Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Grup Finans Bölüm Başkanı Orlando Carlo Calumeno, koleksiyoner yönünü Klass’a anlattı...

Orlando Carlo Calumeno ismi, bünyesinde pek çok sıfatı bir arada bulunduruyor. Kendisi turizm dünyasının ünlü ve dahi isimlerinden biri. Net Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Grup Finans Bölüm Başkanı görevlerini üstleniyor. Son zamanlarda Net Holding’in önemli bir iştiraki olan Merit Otelleri ve Casinolarının yurtdışındaki yapılanmasında görev alıyor ve son bir yılda yaptığı çalışmalarla dünya çapında dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Calumeno’nun iş dünyasındaki başarıları ve kariyeri bir yana, kendisi dünya çapında önemli bir koleksiyoner olma özelliğine sahip. 20 bin parça ile dünyada en geniş Osmanlı Kartpostalları Koleksiyonu’nun sahibi. ünlü işadamı çocukluk yıllarında Osmanlı kartpostalları ile başladığı koleksiyonunu zamanla o dönemlere ait basılı olan her türlü evrakla pekiştiriyor ve ardından Osmanlı objelerine geçiş yapıyor. Ve koleksiyon öyle bir hale geliyor ki bugün aklın almayacağı boyutta günlük yaşamda karşımıza çıkabilecek her şeyin Orlando Carlo Calumeno koleksiyonunda Osmanlı dönemi versiyonu bulunuyor. Bundan sonraki hedef ise bir müze kurmak… Orlando Carlo Calumeno, kendisini dünyanın sayılı koleksiyonerleri arasına sokan koleksiyonerlik yönünü Klass’a anlattı.  

“Kartpostallar ile başlayan koleksiyonum zamanla dev bir Osmanlı dünyasına dönüştü. ‘Orlando hep azınlık toplar’ diye bilindiği için Osmanlı Dönemi’ne ait her şey bana gelmeye başladı. Faturalar, kartvizitler, mektuplar, zarflar kartpostallarla birlikte geliyor. Bu da bana büyük bir keyif ve heyecan veriyor.”

 

“Dünya genelinde 20 bin üzeri editörü belli kartpostaldan oluşan Osmanlı Kartpostal Koleksiyonu olmadığı gibi 18 bin 500’ü Anadolu kartpostalından oluşan koleksiyon duyulmamış, görülmemiştir.  Günümüzde kartpostalların fiyatlarının geldiği seviyeler dikkate alındığında artık bu boyutta bir koleksiyonu bir araya getirmek maddi açıdan da imkansız hal almıştır.”

 

“Dünya genelinde Osmanlı konulu farklı 17 adet kitaba toplamda 147 görsel yardımında bulunurken aynı zamanda yurt dışında çekilen 2 adet sinema filmine ve 4 adet belgesele de toplam 211 adet görsel ile katkı da bulunduk. Hali hazırda Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşiv olarak Hollywood eksenli bir ABD film prodüksiyon firmasına Osmanlı dönemi kostüm, giysi ve elbiseleri ile Osmanlı’da sosyal ve ticaret yaşamları hakkında danışmanlık hizmeti vermekteyiz.” 

 

“Tüm yurt dışı operasyonlarımız Merit ruhu ile ilerliyor, biz buna “Spirit of Merit” diyoruz yani “Merit Ruhu”; yalnız yaşanır, başka yerde bulunamaz, farklıdır, özeldir, “Merit Ruhu” tektir, misafir memnuniyeti için sınır tanımaz. İçindeki karışımda profesyonellik, sınırsız hizmet, mükemmeliyetçilik, cesaret, sevgi ve saygı vardır, “Spirit of Merit” şimdi Balkanlarda yakında ise dünya genelinde olacaktır, yaşayan bilir, yaşamayan yakında yaşayacak. Kim bilir Balkanlarda veya Avrupa genelinde veya Las Vegas’ta veya Macao’da…”

 

Orlando Bey, çok yönlü bir iş adamı ve yöneticisiniz. Bir koleksiyoner olarak adınız bir marka haline geldi. Bu yönünüze ve koleksiyonunuzun detaylarına girmeden önce bizimle Net Holding iştiraki olan Merit Otelleri ve casinolarının Kıbrıs ve yurtdışındaki yatırımlarınızı anlatabilir misiniz? 

2000’li yılların başlarında Kuzey Kıbrıs'ta Merit markası altında 1 otel ve 1 talih oyunları salonuyla hizmet verirken, bugün 6 otel 5 talih oyunları salonu işletmesine sahibiz. Kuzey Kıbrıs’taki 5 yıldızlı yatak kapasitesini ve Kuzey Kıbrıs’taki istihdamın oldukça önemli bir kısmını Net Grubu oluşturuyor. Bunun yanı sıra konut, villa, residence ve AVM gibi birçok gayrimenkul projesini hayata geçirebilmek için büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Kuzey Kıbrıs’a önyargının çok yüksek olduğu ve barış konuşmalarının neredeyse hiç olmadığı bir ortamda yatırımlara başlamanın ve bugün bunun sonuçlarını alıyor olmanın, bizim gibi yatırımlarda öncü olmayı hedefleyen şirketler için oldukça gurur verici olduğunu söyleyebilirim. 2000’li yılların başında Kuzey Kıbrıs için attığımız adımları bugün Balkanlar ve Doğu Avrupa için uyguluyoruz. önümüzde uzun yıllar sürecek bir yolculuk başlıyor. Tüm ekip arkadaşlarım ile bu heyecanı yaşıyoruz. Şunu söyleyebilirim ki biz Net Holding olarak yeni pazar yaratma konusundaki tecrübelerimize çok güveniyoruz. Operasyonlarımızı Avrupanın çeşitli ülkelerine taşıyor olmak bizleri çok mutlu ediyor. Karadağ’da 3 noktada, Hırvatistan’da 2 noktada, Makedonya ve Bulgaristan’da birer nokta olmak üzere 7 yeni noktada Merit markası altında talih oyunları salonu işletmesine başlıyoruz. Bu noktaların birçoğu bugün itibariyle operasyonel, kalan kısım ise yıl sonuna kadar operasyonel olmuş olacak. Ayrıca bulunduğumuz ülkelerdeki diğer iş fırsatlarını da değerlendirdiğimizi belirtmem gerekir. Yatırımcılarımız bizi yakından takip ettikleri takdirde tüm gelişmelerden sıcağı sıcağına haberdar olacaklardır.

 

“KUZEY KIBRIS OPERASYONLARIMIZDAN HİçBİR FARK GöZETMEDEN YURTDIŞINDA MARKAMIZI TAŞIDIĞIMIZ üLKELERDE DE AYNI STRATEJİYİ UYGULUYORUZ”

Merit markasının Kuzey Kıbrıs’ta lüks turizmle ve yüksek misafir memnuniyetiyle anıldığını biliyoruz. Bulunduğunuz ülkelerde de bu standartları korumak için farklılıklarınız olacak mı?

Bu soruya şöyle cevap vermek daha doğru olacaktır; biz kuzey Kıbrıs'ta da her gelir grubuna kendi içerisinde maksimum kaliteli hizmeti vermeye maksimum müşteri memnuniyetine ulaşmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla yüksek misafir memnuniyetini gelir grubu içerisinde değerlendirmek daha doğru olur. Kuzey Kıbrıs operasyonlarımızdan hiçbir fark gözetmeden yurtdışında markamızı taşıdığımız ülkelerde de aynı stratejiyi uyguluyoruz. Hatta buna en güzel örnek Karadağ Budva şehrinde iki noktada operasyonlarımıza başladık. Bu tamamıyla müşteri profilimize göre her müşterinin kendini rahat rahat hissedeceği ortamı hazırlamak ve her müşteri talebine uygun operasyonu sürdürebilmek için planlandı. Bir diğer deyişle müşteri memnuniyetini maksimize edebilmek için tüm şartları ve imkanları değerlendiriyoruz. Bütün misafirlerimiz şundan emin olabilirler Merit bayrağının dalgalandığı her noktada maksimum müşteri memnuniyeti hedeflediğimizi ve müşterilerimizi mutlu edecek yapıyı kurabilmek için çalışıyoruz. Kuzey Kıbrıs modelimizden farklı olan yapı ise yurt dışı operasyonlarımızda otel sahibi değiliz ancak misafir profilimize ve misafir beklentilerimize cevap verebilecek otellerin casino alanlarını bünyemize katıyoruz.

 

Merit markasının yüksek hizmet kalitesinden vazgeçmeyen önemli bir müdavim kitleniz var. Farklı ülkelerdeki casinolarınıza bu misafirlerinizden gelen oluyor mu?

Bu açılım en çok Merit Markası müdavimlerini sevindirdi. Şu sebeple ki artık tek bir lokasyon yerine aynı hizmeti alabileceği aynı sıcaklık içerisinde hem tatil hem oyun oynayabileceği 7 farklı nokta daha olacak. Bu da misafirlerimize sunduğumuz imkanları ve alternatifleri oldukça genişletiyor. Bu yapı ile rekabet edebilecek kaç şirket var açıkçası bilmiyorum. Bu konuda dünya lideri olma yolunda ciddi adımlar attık. Atmaya da devam edeceğiz.

 

“MERİT BAYRAĞIMIZ BALKANLARDA HER YERDE GURURLA DALGALANIYOR”

Casinoların açılma hazırlığında operasyonların başında yer aldınız. Bazen aynı gün 3 ülkede bulundunuz. Bize bu tempodan biraz bahsedebilir misiniz?

Yurtdışında açılan ve açılacak casinoların başında olmam benim için şirketim tarafından bana verilebilecek en güzel görevdir, bunu gurur ve onurla yerine getirmek benim önümüzdeki yıllarda tek hedefimdir. Aynı gün 3 ülkede ve hatta 5 farklı şehirde olduğumuz insan hayatında olmayacak ilginç anektodlarımız oldu. Sonuçta tam anlamı ile bir ekip çalışması neticesinde bende üzerime düşen görevleri yerine getirdim ve getiriyorum. 24 saat çalışma kavramını ilk kez aktif olarak uygulamaya başladık. Ekip arkadaşlarım hastalanmadığı sürece çalışıyor, hastalananlara ise serum taktırıp 24 saat sonra görevine geri döndürüyoruz.:) Şaka bir yana, yurt dışında 1 yıldan kısa sürede 7 casino açmamız dünya genelinde casinocular tarafından da şaşkınlıkla izleniyor. İmkansız diye nitelediklerini biz kısaca Merit’te imkansız yoktur diyoruz. Cevabı ise basit, tüm ekip genelinde tüm çalışma arkadaşlarım sınırsız özveri ile 24 saat çalışıyorlar, Merit bayrağımız Balkanlarda her yerde gururla dalgalanıyor. 

Tüm yurt dışı operasyonlarımız Merit ruhu ile ilerliyor, biz buna “Spirit of Merit” diyoruz yani “Merit Ruhu”; yalnız yaşanır, başka yerde bulunamaz, farklıdır, özeldir, “Merit Ruhu” tektir, misafir memnuniyeti için sınır tanımaz. İçindeki karışımda profesyonellik, sınırsız hizmet, mükemmeliyetçilik, cesaret, sevgi ve saygı vardır, “Spirit of Merit” şimdi Balkanlarda yakında ise dünya genelinde olacaktır, yaşayan bilir, yaşamayan yakında yaşayacak. Kim bilir Balkanlarda veya Avrupa genelinde veya Las Vegas’ta veya Monaco’da…

 

“16 YAŞIMDA KISITLI HARçLIĞIMLA KOLEKSİYONUNU YAPABİLECEĞİM TEK ŞEY KARTPOSTALLARDI”

Orlando Bey, biraz da sizin meşhur olduğunuz diğer yönünüze dönersek… Koleksiyonerliğe nasıl başladınız. Bu devasa koleksiyonunun birikim geçmişi ne zamana dayanıyor?

Osmanlı tarihi ve dönemin antikaları babamın merak alanıydı. Sevgili babamdan öğrendiklerimle ben de bu döneme ilgi duymaya başlamıştım. 16 yaşımda kısıtlı harçlığımla koleksiyonunu yapabileceğim tek şey kartpostallardı. Topladıkça bilgim de arttı. Filatelistlerin dükkanlarında ağırlıklı olarak kartpostallar dururdu. Onlar için kartpostalların üzerindeki damga ve pul önemliydi. çoğu zaman da o pulları çıkarmaya çalışırlardı. Bunu yaparken kartpostallar tahrip olurdu. Koleksiyonerlik, paranızın neye yettiğiyle çok bağlantılı bir olay. O dönemde kartpostalla kimse ilgilenmezdi. Filatelistler yüzlerce kartpostalı yığarlardı, pullarını inceledikten sonra çoğunu çöpe atarlardı. Koleksiyonumun ilk parçalarını bu çöplerden oluşturdum. Daha sonra da kısıtlı imkanlarımla efemera müzayedelerinden toplamaya başladım.

 

Koleksiyonuz belli evrelerden geçmiş ve zamanla çok yönlü bir hale gelmiş. Peki, kartpostaldan sonra koleksiyonun efemeraya dönüşmesi nasıl oldu?

Kartpostallar ile başlayan koleksiyonum zamanla dev bir Osmanlı Efemera dünyasına dönüştü. ‘Orlando hep azınlık toplar’ diye bilindiği için Osmanlı Dönemi’ne ait her şey bana gelmeye başladı. Faturalar, kartvizitler, mektuplar, zarflar kartpostallarla birlikte geliyor. Bu da bana büyük bir keyif ve heyecan veriyor. Zarfların üzerinde yer alan şahıs ve şirket kaşeleri, dönemin sosyal hayatını anlatan mektuplar, faturalardaki sanatsal tasarım… Büyüleyici…

 

“BU KARTPOSTALLARI TüRKİYE’YE GETİRMEMİZ SüRECİNİ ANADOLU ONLARI GERİ çAĞIRIYOR OLARAK DA GöREBİLİRİZ”

Bu kartpostalların sayısı 20 binlere nasıl ulaştı?

Koleksiyonumun yüzde 50’si yurt dışından geldi. Bunlar, Osmanlı tebaalarının bastığı ve Anadolu’dan pullayarak yurt dışına yolladıkları kartpostallar. Doğal olarak yurt dışında eski belge ve eserlere daha korumacı yaklaşıldığı için kartpostallar da çok iyi korunmuş.  Bence bir anlamda bizlerin bu kartpostalları yurt dışından satın alarak Türkiye’ye getirmemiz sürecini Anadolu onları geri çağırıyor olarak da görebiliriz. Bence bu kartpostallar biz koleksiyonerler sayesinde tekrar üretildikleri yere yani Anadolu’ya dönüyorlar. Benim düşünceme göre koleksiyonerler zaten zaman içinde kartpostalların yalnızca “geçici bekçi”leriyiz. Topladıklarımızdan, herkesin yararlanabilmesi için kartpostallar ağırlıklı olarak Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonundan derlenen altı adet prestij kitabı çıkardık, devamı da gelecek. İnternet avantajımızı çok iyi kullanıyoruz. Singapur, Güney Afrika, Arjantin, Venezüella, Uruguay gibi çok ilginç yerlerden de Osmanlı kartpostalları aldık. Satın alma kolaylaşırken, ödenen bedellerde artış yaşanıyor. 15-20 yıl önce, 10-15 dolara aldığımız bir Anadolu kartpostalının nadir olanları artık bin euro’ya veya bin dolar’a alıcı bulabiliyor.

 

Sahip olduğunuz koleksiyonun dünyanın en büyüğü değil mi?

Dünyada bilinen en geniş Osmanlı kartpostal koleksiyonu bana ait. 20 binin üzerinde bir sayı mevcut. Genel olarak tarih içinde basılan tüm kartpostallar dahilinde İstanbul kartpostalları çok fazla yer tutar, Anadolu kartpostalları ise çok nadirdir. Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonunu farklı ve tek kılan ise koleksiyonum kapsamında İstanbul’un ender bulunan 2 bin İstanbul kartpostalı ile sınırlı olması ve kalanın tamamının yani 18 bin 500 üzerinde parçanın Anadolu kartpostallarından oluşmasıdır. Dünya genelinde 20 bin üzeri editörü belli kartpostaldan oluşan Osmanlı Kartpostal Koleksiyonu olmadığı gibi 18 bin 500’ü Anadolu kartpostalından oluşan koleksiyon duyulmamış, görülmemiştir.  Günümüzde kartpostalların fiyatlarının geldiği seviyeler dikkate alındığında artık bu boyutta bir koleksiyonu bir araya getirmek maddi açıdan da imkansız hal almıştır. Koleksiyonda yer alan bazı parçalar ise Dünya genelinde “tek” olarak nitelendirilen çok nadir kartpostallardır; örneğin Antep’te Amerikan Kolejinin beyzbol takımı, evet Anadolu’da 1905’te beyzbol ligi mevcut Amerikan misyoner kolejleri arasında.

 

 

“DüNYA’DA BİLİNEN EN öNEMLİ VE EN GENİŞ OSMANLI KARTPOSTAL KOLEKSİYONU ELİNİZDE OLUNCA GERçEKTEN İŞİNİZ KOLAYLAŞIYOR, HER KONU KİTAP HALİNE DöNEBİLİYOR.”

 

Sahibi olduğunuz Bir Zamanlar Yayıncılık ile bu kartpostalları aynı zamanda dönemlerine göre kitaplaştırıyorsunuz. Biraz da Bir zamanlar Yayıncılık’ın çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

Yayınevimiz ve sahibi olduğumuz Bir Zamanlar Yayıncılık firmamız ile altı kitap çıkardık. Kartpostalları, yerleri, konuları ben araştırıyorum. Editörümüz Osman Köker de derleyip kitap haline getiriyor. Kitaplarımızın her biri farklı bir seride yer alıyor. ‘Yüz yıl önce...’ serimize önce Ermenilerle başladık, Rumlarla devam ediyoruz. Bunu diğer azınlıklar izleyecek. Diğer serimiz ‘Bir zamanlar...’a ise İzmir’le başladık, Diyarbakır, Antakya ve İskenderun ile devam ettik. Sırada yeni şehirlerimiz var. özel konuları da ele alıyoruz. 2. Meşrutiyet’in yüzüncü yıl dönümünde bir kitap çıkardık; Yadigar-ı Hürriyet. Kitap projelerimizin hepsinde en önemli özelliğimiz ise yanlızca Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivinde bulunan kartpostallar ve objeler ile kitabı derliyoruz. Dünya’da bilinen en önemli ve en geniş Osmanlı Kartpostal koleksiyonu elinizde olunca gerçekten işiniz kolaylaşıyor, her konu kitap haline dönebiliyor. Kitap projelerimizin her birinde Türkiye genelinde bir sergi kitaba eşlik ediyor, dönem dönem yurt dışında da sergiler açıyoruz; Köln, Frankfurt, Erivan, Cenevre, Montreal, Valans, Paris ve Londra sık sık sergilerimizin yer aldığı şehirler. İlaveten müzelerin sergi çalışmalarına da yardımcı oluyoruz, yakın dönemde Sakıp Sabancı Müzesinde yer alan Oryantalizm’in 1001 yüzü sergisi ve kitabında da hem prodüksiyonunda yer aldık hem de koleksiyonumuzdan görseller ve objeler ile yardımcı olduk. Dünya genelinde Osmanlı konulu farklı 17 adet kitaba toplamda 147 görsel yardımında bulunurken aynı zamanda yurt dışında çekilen 2 adet sinema filmine ve 4 adet belgesele de toplam 211 adet görsel ile katkı da bulunduk. Hali hazırda Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşiv olarak Hollywood eksenli bir ABD film prodüksiyon firmasına Osmanlı dönemi kostüm, giysi ve elbiseleri ile Osmanlı’da sosyal ve ticaret yaşamları hakkında danışmanlık hizmeti vermekteyiz.  Doğru tahmin ettiniz; geniş bütçeli Hollywood yapımı Osmanlı İmparatorluğu filmi geliyor, yakında.

 

Şimdiye kadar koleksiyonun iki boyutlu halinden bahsettik. Peki, Osmanlı dönemi çeşitli objeleri ne zaman koleksiyonunuza eklemeye başladınız ve bu koleksiyon nasıl böyle devasa bir hale geldi?

Koleksiyonun iki boyutlu hali epey bir ilerledikten sonra üç boyutlulara yani objelere geçtik.

Kısacası artık iki boyutta biriktirebileceğim bir şey kalmamıştı. İki boyutla ilgili, elle yazılabilecek, basılabilecek her şey elimizde mevcut. Notalardan otellerdeki kapı anahtarının kartlarına kadar bavul etiketlerine kadar çok ilginç aklınıza gelebilecek her şey var elimizde. 3 boyuta geçmemizde ise şişeler çok etkili oldu. Osmanlı’ya ait gazoz, şarap, bira, rakı şişeleri inanılmaz estetikti. Porselen kapaklar, kalın camlar muhteşem bir görsel şölen sunuyordu. Doğal olarak Osmanlı afişlerinden Osmanlı içki kültürüne doğru bir kayma oldu. Osmanlı’ya ait tüm şişleri toplamaya başladık. Buradan da Osmanlı porselene doğru bir kayış oldu. Bu sefer de Osmanlı’nın günlük yaşamda kullandığı objeleri araştırmak istedim. En çok ilgimi çekende Osmanlı objelerinin çoğunun üstünde 4-5 ayrı dilde açıklama olması. Farsça, Ermenice, Rumca, Rusça ve Ladino dediğimiz İspanya’dan gelen Musevilerin kullandıkları dil olmak üzere faturalarda, objelerde beş dil görüyorsunuz. Herkes o dönem cosmopolit bir İstanbul’da yaşıyor. Objelerde minimum üç dil ve çoğunluğunda 4-5 dil arasında yazılar bulunuyor. Şişelerle başlayan olay her türlü objeye dönmeye başladı. Gaz lambaları, küpler, kaşıklar, çatallar, çay fincanları, tepsiler gibi aklınıza gelebilecek herşeyi topladık. üreticinin bir şekilde damgasını gösteren bakır ürünler bulmaya başladık. Aynı firmanın Osmanlıca, Ermenice, Rumca damgaları aynı objede yer alıyor. Her evde fırın olmadığı için her ailenin kendine ait tepsisinde ailenin ismi ve tarih var; tepsiyi fırına verdiğinde rahat bulabilsin diye. İbrikler, kitapların presleme makineleri, ciltleme makineleri derken aklına gelebilecek her şeye doğru atlamaya başladım. Osmanlı objeleri derken burada yabancıların da Osmanlı’yı anlattığı 150-200 senelik eserleri eklendi koleksiyona. Sarayda kullanılan cam, gümüş eşyalar derken oradan Osmanlı saray mücevherlerine el attık. Kastamonu’da eski bir Osmanlı eczanesinin tüm ürünlerini satın aldık. Osmanlı’da ayakkabıcılıkla ilgili tüm objeler elimizde var. Yani artık koleksiyonları sanat ve meslek gruplarına göre de ayırabildim. Mesela Bursa’da bir kuyumcu atölyesi satın alındı. Onu da aynen koruyoruz. Yine koleksiyonumuzda Osmanlı Anadolu Takı Koleksiyonu’muz var ama değerli takılar değil. Köyde köylülerin taktığı gümüş bile olmayan metal takılar. Ama onlar bile inanılmaz çeşitlilik, görsel şölen sunuyor. Anadolu’da yaşayan köylülerimize ait kıyafet ve giysilerimiz de mevcut. En ilginç koleksiyonlarımızdan biri de otomat koleksiyonumuz. 1700’lü yılların ortalarında üretilmiş olan Osmanlı figürlü içinde belli müzikler yüklenmiş ful mekanik hareket eden elbiseleri ipek; el, ayak ve yüzleri porselenden yapılma bebekler bulunuyor. Ve hala 300 yıl sonrasında bile mükemmel bir şekilde çalışıyor. Osmanlı klişelerle ilgili Osmanlı koleksiyonumuz mevcut. Osmanlı ile ilgili o an hayatta kullanılan, saklanmayan her şey mevcut. Dünya genelinde çalışan 6-7 tane laterna var.  Şuan Atina’da iki Rum ustası beraber laterna üretiyorlar. Bir tanesinin üretimi yaklaşık bir yıl sürüyor. Şu anda sipariş versen 5-6 yıl sonrasına gün vereceklerdir. çünkü dünyada üreten bir tek onlar kaldı. Ve onların da ürettiği adet çok az. Şuan 1907 yılında üretilmiş iki tane laternaya sahibiz, ikisi de çalışır halde. Biri İstanbul Ortaköy’de, diğeri İstanbul Nişantaşı’nda üretilmiş. Bunların örnekleri müzelerde yok. Aklınıza gelebilecek Osmanlı dönemine ait bütün müzik aletleri koleksiyonumuzda mevcut. Elle yazılı ve çok geniş kapsamlı müzik notalarımız mevcut. Besteler, eserler de mevcut. Osmanlı sabun koleksiyonumuz mevcut. Sabunların üzerinde 2 tane dil mevcut.

 

Koleksiyon inanılmaz geniş. Peki tüm bu koleksiyonu ne şekilde muhafaza ediyorsunuz?

Nişantaşı sergi alanımızda koleksiyonumuzun yüzde 5’ine yer verebiliyoruz. Yüzde 95’i depolarımızda. Arkadaşlarımızın en zor işi bu depoların sürekli olarak havalandırılması. Sürekli olarak belli bir nem oranının korunması gerekiyor. Biz genelde restorasyon yapmamaya çalışıyoruz. Nasıl bulduysak öyle götürmeye çalışıyoruz. Ama kıyafetler ve halılarda zaman zaman bakım isteyen durumlar oluyor ve onun için zamanı gelince bakımları yapılıyor.

 

“OBJE OLARAK BAKTIĞINIZ ZAMAN TEK BİR NOKTADA TOPLANMIŞ VE DEVLET KURUMU OLMAYAN EN GENİŞ OSMANLI KOLEKSİYONUNA SAHİP OLDUĞUMUZU SöYLEYEBİLİRİM. KOLEKSİYONUN üNü DüNYA GENELİNE YAYILDI VE çEŞİTLİ SERGİ TEKLİFLERİ ALIYORUZ.”

 

Peki, Orlando Carlo Calumeno Müzesi açmayı ne zaman düşünüyorsunuz?

çok istiyorum. Şu an için tek eksiğimiz bir müze. O da en zor konu. çünkü İstanbul da istediğimiz bölgede bizim koleksiyonumuza ev sahipliği yapacak bir büyük bina hem bulmak çok zor, hem de fiyatlar çok yüksek. Kısacası İstanbul’da bir müze mekanı elde edebilmek işin en zor kısmı. Hayalimizde bir müze açmak var ve bu müzede Osmanlı’da farklı sanat gruplarını gösteren bir bölüm, Osmanlı da farklı azınlıkları gösteren bir bölüm, kartpostallarla ayrılmış bir bölüm olarak koleksiyonumuzu üç ayrı alana yayabiliriz. Obje olarak baktığınız zaman tek bir noktada toplanmış ve devlet kurumu olmayan en geniş Osmanlı koleksiyonuna sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Koleksiyonun ünü dünya geneline yayıldı ve çeşitli sergi teklifleri alıyoruz. Bu sergilerde belli anlatımlarla koleksiyondan parçaları sergilemek inanılmaz keyif veriyor. En çok sevdiğim şey de yola çıkış hikayem olan kartpostalları baz alarak bir kartpostalda yer alan tüm görselliği koleksiyonda yer alan objelerle canlı bir sunum haline getirebiliyorum. örneğin; Erzurum’daki bir kartpostalı ele alalım; yerdeki o döneme ait Osmanlı halıları koleksiyonumuzda yer alıyor. Canlandırmanın içine bu halıyı koyabiliyoruz. Sandığı, sandık koleksiyonumuzdan koyuyoruz. Osmanlı evlerinin kapı koleksiyonu var yine onu da koyabiliyoruz. Gaz lambası, tepsi, kahve örtüsü, sinisi, kaşığı, bira şişesi hepsi var. Aynısını birebir yaratıyoruz. Ve orijinallerle yapıyoruz ve bu insanların çok hoşuna gidiyor.

 

 

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar