Evren Yaptığım Her Şeyin Karşılığını Bana Geri Getirdi

Evren Yaptığım Her Şeyin Karşılığını Bana Geri Getirdi Evren Yaptığım Her Şeyin Karşılığını Bana Geri Getirdi

Armed Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz, hayat mücadelesini, farkındalık yaratan sosyal sorumluluk projelerini Klass’a anlattı..

Hayatında vermiş olduğu büyük mücadeleler sonucunda önemli başarılar elde eden ARMED Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz, yaptığı küçük ama farkındalık yaratan yardımlarıyla ülke çapında adından söz ettiriyor. Hayatımızda her zaman iyiliklerin ve kötülüklerin karşılığını evrenin bize geri verdiğini söyleyen ve bu felsefe çerçevesinde yaşayan başarılı iş adamı ARMED Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yılmaz ile hayat mücadelesini, yaşam felsefesini ve farkındalık yaratan sosyal sorumluluk projelerini Klass okurları için konuştuk.

 

“Unutmayın ki her zaman üçüncü bir yol vardır. Kimsenin bakmadığı ve göremediği o üçüncü yol bize başarının anahtarını getirecektir”

 

“Benim başarımın en büyük sırlarından birisi birine bir şey yaptığımda o kişiden karşılık beklemedim ve evren yaptığım her şeyin karşılığını bana geri getirdi”

 

İbrahim Bey, hayatınıza sıfırdan başlayıp çok büyük başarılar elde etmiş birisiniz. öncelikle iş hayatınıza nasıl, neler yaptınız bunları öğrenebilir miyiz?

Güvenlik sektörüne ilk zamanlar çırak olarak başladım. O zamanlar merdiven üzerinde çalışan ustama gerekli takımları vermekten başka bir şey yapmıyordum ve aynı zamanda asistanlığını yapıyordum. Yıllar geçtikçe ben bu işi nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım. Sonrasında kendim yapmaya karar verdim. Kendime bir tane kartvizit bastırmıştım. Kartvizitin üstünde iş yeri olarak ev telefonu numarasını ve kendi cep telefonumu yazmıştım. Kapı kapı dolaşıp kartımı dağıtmaya başladım. Kartı dağıtırken her zaman ofiste olmadığımızı özellikle belirtiyordum. çünkü evde annem oluyordu, kendisinin okuma yazması yoktu ve yaşlıydı. Ofis numarasını arayan her müşteriyi istemeden de olsa kaçırdım. çünkü annem çalıştığımız sektörü bilmiyordu aynı zamanda not da alamıyordu. Ama yapacak bir şeyim yoktu çünkü kartvizitin üstünde bir iş yeri numarası belirtmem gerekiyordu. Benim annemin okuma yazması yokken bile ben her zaman kendimi geliştirmeye çalıştım. Okumak için de çok çaba sarf ettim. O zamanlar sabahları karanlık havalarda uyanıp okula gitmeye çalışıyorduk. İlkokul sürecinde 5 yıl boyunca her gün çok zorlanarak uyanıyordum. Ben hiçbir öğrencinin hava karanlıkken uykusundan uyandırılmasının tarafında olmadım. Ve bu sistem de şu an ülkemizde tartışılıyor. çünkü bu şekilde zorlanarak öğrenciler okula gitmemeli. Ben bunu kabul edemiyorum hayat gün ışığında aydınlıkla başlar. Güneşin doğmadığı bir günde bir çocuk güne pozitif bir şekilde başlayamaz. Hep ileride bu sisteme karşı farklı bir sistemle çalışmayı hayal ettim. Herkesin yaptığı herkesin kabul ettiği bu sisteme karşı çıktım.

 

Peki, sizin başarınızdaki ayırt edici hangi özelliğinizin olduğunu düşünüyorsunuz?

Tanıştığım ve konuştuğum herkes bana iki tane yol olduğunu söylüyordu; doğru yol ve yanlış yol… Ama ben bunu kabul etmedim. Her zaman bir üçüncü yol var ve ben onu bulmak istedim. Herkes aynı şeyleri görüp aynı kurallar üzerinden hareket ediyor. Ama kalp gözünüz ve algılarınız açıksa bu üçüncü yol sizin karşınıza çıkabilir. Unutmayın ki her zaman üçüncü bir yol vardır. Kimsenin bakmadığı ve göremediği o üçüncü yol bize başarının anahtarını getirecektir.

 

“BEN öRNEK OLABİLMEK İçİN YARDIMLAR YAPMAYA çALIŞTIM”

Yakın zaman önce bir simitçiye yaptığınız yardımın ardından kısa sürede hem olumlu hem de olumsuz tepkiler aldınız bunlarla ilgili neler düşünüyorsunuz? Ve neden böyle bir şey yapma gereği duydunuz?

Şunu çok önemli bir şekilde belirtmek istiyorum ki ben bir hayırsever değilim, ben iyiliksever değilim, ben belki iyi bir insan da değilim. Ben hiçbir zaman hayırsever yanımı göstermedim; hangi öğrenciyi okuttuğumu, hangi zor durumda olan birine yardım ettiğimi ya da kime ne katkıda bulunduğumu hiçbir zaman göstermedim. Ben yaptığım birkaç şeyi gösterdim ve bunu yaptığı için yaptığımın hiçbir sevabının kalmadığını söyleyen insanlar görüyorum. Ben zaten bu yaptığımdan bir sevap beklemiyorum. Benim gizli yaptığım sevaplar zaten bana yeter ama onların hiçbirini hiçbir zaman kimse bilmeyecek. İnsanların burada anlamadığı bir şey var; ben örnek olabilmek için yardımlar yapmaya çalıştım. Bizler günümüz yoğunluğunda işimize dalmışız, arabamıza, evimize, sevdiğimize tapmışız ama yanımızdan geçerken soğuktan titreyen adamı görmüyoruz. Orada simit satan adam 1 tane simidini satabilmek için o soğukta aynı yerde belki de 4 saat duruyor. Benim durumum müsaitti ve ben hepsini aldım. Başka biri de durumu müsaitse bir tane alsın. Hatta yemeyecekse bile kuşlara atsın ya da ileride mendil satan bir çocuğa versin. Ben kimseye bir şey ispatlamaya çalışmıyorum çünkü ben yaptığım hiçbir şeyi hiçbir şekilde size göstermiyorum. Buradaki hassas noktayı kimse bilmiyor. Peygamber efendimiz zamanında sosyal medya olsaydı insanlara dini yaymak için sizce sosyal medya kullanmaz mıydı sosyal medyanın gücünden tüm dünyaya Müslümanlığı insanlığı iyiliği yaymaz mıydı? Tabi ki yayardı. Şimdi insanlar sağ elin verdiğini sol el görmesin diye bir söz kullanıyorlar. Bence sağ elin verdiğini sol el görmesin ama sol el ondan kıskansın o da yapsın. Günümüz dünyasında eğer insanlar bir şeyler gördükçe örnek alıyorsa bizim de bu şekilde yardımları güçlendirmemiz gerekiyor. Bırakalım biraz da maddiyatımızı değil maneviyatımızı, iyiliğimizi, yardımlarımızı kıskansınlar. Ve baktığınız zaman bu insanlarla alışveriş yaptım, onlar işini yaparken onlara destek oldum. Alışverişi yardım olarak görmeyin, ben simitçi amcaya tam hakkını verip alışveriş yaptım ve bu şekilde yollarda, pazarlarda akşama kadar 20-30 lira kâr elde etmek için bekleyen amcaları teyzeleri unutmayalım diye bir farkındalık yaratmak istedim. Hayatımda hiçbir zaman da yaptığım yardımların karşılığını beklemedim.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında..