Fiziksel Gelişim Programlariyla Sağlikli Gelişen Bireyler Yetiştirmeyi Hedefliyoruz

Fiziksel Gelişim Programlariyla Sağlikli Gelişen Bireyler Yetiştirmeyi Hedefliyoruz Fiziksel Gelişim Programlariyla Sağlikli Gelişen Bireyler Yetiştirmeyi Hedefliyoruz

Anadolu Efes Basketbol Takımı’nın Performans Koçu ve PAC Personal Training’in Kurucusu Ozan Şirikçi, fiziksel gelişim programlarının önemini Klass’a anlattı...

Bilimsel ve hedef odaklı programlarıyla alanındaki uzman eğitmenleriyle hizmet veren PAC Personal Training, ortopedik problemler yaşayan insanların eski gücüne ve sağlığına kavuşması adına profesyonel çözümler sunuyor. Bütünsel olarak ele aldıkları değerlendirmelerle kişiye özel olarak program hazırladıklarını belirten Anadolu Efes Basketbol Takımı’nın Performans Koçu ve PAC Personal Training’in Kurucusu Ozan Şirikçi, genç yaşlarda yapılan doğru antrenman programlarıyla ilerleyen yaşların önemli bir ortopedik alt yapısını oluşturduklarını söylüyor. Genç kişilere uyguladıkları fiziksel gelişim programlarıyla sağlıklı gelişen bireyler yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten Performans Koçu Ozan Şirikçi, fiziksel gelişim programların önemini Klass’a anlattı.

 

“PAC Personal Training olarak ailelerin çocuklarını güvenle göndereceği bir kurum haline geldik. çünkü biz fiziksel gelişimi destekleyen, kendine güveni, postürü, kasları geliştiren ve bütün bunları bir body building-fitness mantığıyla (old-school ve klasik vücut geliştirme mantığı) değil normal insan hareketine en uygun (modern ve bilimsel programlar eşliğinde) şekilde ve en atletik şekilde geliştiren bir kurumuz.”

 

Ozan Bey, ortopedik problemler yaşayan insanların eski gücüne ve sağlığına kavuşması için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

öncelikle bu tarz problemler yaşayan insanların sporla birlikte profesyonel anlamda toparlanmasını sağlıyoruz. Nasıl ki bir sporcunun sakatlık dönemi ve sonrasında geçirdiği süreçler varsa bunların hepsini normal vatandaşlara da çok üst düzey seviyede profesyonelce uyguluyoruz. Bunun için kişilerin sporcu olmasına gerek yok. Burada yapılan antrenmanları çok üst düzey antrenmanlar zannedip o antrenmanları nasıl yaparız, o seviyelere nasıl çıkarız diye düşünmemeleri de gerekiyor. çünkü mutlaka kişiye özel programlar düzenliyoruz.

 

Sporcular ile normal kişiler arasında program yapmadan önce nasıl bir yol izliyorsunuz?

Sporcunun önce spor branşına uygun performans analizi yapılıyor. Kendi branşındaki ilgili hareketleri, beceride yapması gerektiği hareketin analizini yapıyoruz. Bu hareket analizinin içerisinde bir sıkıntı var mı yok mu diye belirliyoruz. Sedanter vatandaşın ise postürü, günlük hayatta kullandığı merdiven çıkma, arabaya binme, kısa mesafe koşma, normal düz yürüme mekaniği, oturup kalkma mekaniği gibi çalışmaların hepsini kontrol ediyoruz. Bu çalışmaların içerisinde sadece pilatese gitmek veya sadece fitness’a gitmek gibi kavramlar yok. Aslında bunları kombine etmek ve hangisinin daha uygun olduğunu belirlemek de çok önemli. Genelde sadece pilates antrenmanlarıyla bunların sağlanabileceği düşünülüyor ama aslında öyle değil. Hareket mekaniği çok geniş bir konu. İnsan hareketinin analizi de çok geniş bir konu. Dolayısıyla bunu sadece bir pilates makinesinin üzerinde sağlamak mümkün değil. Bizim kendi merkezimizde pilates stüdyomuz da var. Burada yapmış olduğumuz hareket antrenmanı programıyla ve terapatik egzersizlerle birlikte bu programları bütünsel bir halde ele alıyoruz. Bütün çalışmalar bir hoca eşliğinde yapılıyor. Doktor ve fizyoterapistler tarafından da denetim ve kontrolleri yapılıyor. Ondan sonra da uygulamaları takip ediyoruz.

 

Sakatlık döneminden sonra insanlarda psikolojik olarak bir korku oluşuyor. İnsanlar size güvenip bu korkularını nasıl yeniyorlar?

Aslında bütün hareket antrenman programlarının hepsi birer seviye meselesi. Programlamayı ve bu hareketleri mutlaka belirli bir zorluk seviyesine göre ve kişiye uygun olarak belirlemek gerekiyor. Dolayısıyla burada antrenmanın kalitesi kadar antrenörün ve yapılan programın kalitesi ve background’u da çok önemli. Bizim ekibimizin hepsi akademik düzeyde, aynı zamanda master ve yüksek lisans bitirmiş ve antrenman bilimine kendini adamış insanlar. Sadece birer iki haftalık fitness sertifikalarıyla sistemde çalışan insanlar değiller.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ağustos sayısında...

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin