Frankestayn Şatosun’da Kont Apollo İle

Frankestayn Şatosun’da Kont Apollo İle Frankestayn Şatosun’da Kont Apollo İle

Almanya denilince kafanızdan geçen imajı hayal edebiliyorum. Tüy şapkalı bir Türk, Mercedes araba ve giderken köyünden peynir getirenler. Bu hayali kenarda tutun. Bu imaj ilk Türkiye’den çalışmaya gidenlerde vardı. Şimdi ise şunu hayal edin. Genç dinamik bir şarap tüccarı: Adı Apollo. Tek başına bir av köşkünde yaşıyor. Ormanın içinde. Yan komşusunda helikopter pisti var. Altında yine Mercedes ….

Evde piyano çalıyor, mahzeninde Porto,İtalya,Fransa ve biz az bilsek de Almanya’nın yanardağ eteklerindeki en önemli üzümleri topluyor.

Ulusararası Şarap ve Şampanya Tüccarı…

Ukalalık asla yok…Tam tersine insana insan gibi yaklaşıyor. Kocaman  evde tek başına yaşıyor. Bahçede tek başına kahvaltı yapıyor. Evdeki dekor İkea dan değil en az 100 yıllık masa sandalye ve av hayvanları görselleri ile büyüleniyorsunuz.

Kendisi Entellektüel her tarafta kitaplar var. Yaş 43,yakışıklı fit renkli gözlü, güzel Türkçe konuşuyor.

Bu Apollo’nun Almanya yüksek sosyetesinden çok özel müşterileri var. Yaş günleri veya özel kutlamalarda tüm etkinliği Apollo’nun özel  bardaklarından fıçılarına kadar satın alıyor Almanlar….

Marketlerde bulamayacağınız kalite ve sınırlı sayıda butik mallar Apollo’nun satış yerinde mevcut. Yunan zeytinyağı ve tüm ürünler en iyileri ….

Bu Apollo 4 günlük Almanya seyahatinde hiç beni büyükşehire sokmadan hiç AVM  göstermeden sadece doğal güzellikler ve butik lokantalar ve butik kasabalar eşliğinde bana başka bir Almanya yaşattı.

Evet ben Almanya’ ya defalarca gitmiştim ama böyle bir Almanya ilk defa yaşadım.

Farklar aşağıda

 

*Gezdiğim her yer yem yeşil

*Gezdiğim her kasaba tertemiz

*Gördüğüm her insan birbirine saygılı ve selam veriyor

*İnsanların hobileri var.

*Yemek yediğim her mekan bölgenin özel yemekleri ve özel bira ve şarabını ikram ediyor

*Fiyatlar çok ucuz(Dün main nehri kenarı gençlik şehri Wüsburg da en iyi Lokanta da/adı  Locande mükemmel manzara 2 kişi 32 Euro ödedik içki dahil )

*Komşuluk ilişkileri çok gelişmiş

*Belediye işçisi olarak bile kadınlar iş hayatında aktif (güzel kadınlar dahil)

*Herkes işini benimsemiş kompleks ego ile hizmet sunmuyorlar tam olarak işini şevkle yapıyor herkes

*Restoranlar engelli vatandaşları yok saymıyor. Onlar için her restoran girişinde özel destek aparatları mevcut

özel golf clubları 18 delikli ve buralarda da huzur içinde ayda 120 Euro vererek üye olabiliyorsun.(Bizdeki gibi abartı rakamlar değil)

*Yerel lezzetler ve butik restoranlar ön planda

*Dekorasyonlarda hep eski korunmuş.Yerler Arnavut kaldırımı bizim Kastamonu konaklarını düşünün heryer o format her yer alaçatı sokakları ama temizi..

*İnsanların yaşlı da olsa hobileri olması çok değerli.

*Yaşam gayesi ile aramızda geçim stresleri farklarını net olarak gözlemleme imkanım oldu.Yarın çocuğun okul taksidi veya krdei kartı  ödemesini nerden bulacağım stresi yok.O sebepten 70 yaşındaki insanlar Bisiklet ile dolaşıyorlar.

*Göller çok iyi korunmuş.

*Sağlık turizmi alanında özellikle thermal su ve kaplıcalara çok değer veriyorlar.

Yunanlılar oralarda yine önemli restoranlarda işletmeci olarak görülmekte.

*Almanya genelinde zincir restoran sayısı 200 Türk restoranı sayısı 8000 ‘den fazla(evet yanlış okumadınız)

*Kadın erkek ilişkilerinde gözlemlediğim kadarı ile Kadınlar biraz daha erkekleşmiş.

 

Neyse Kont Apollo lakabı ile ün salan sosyetenin en sevdiği tüccar kim? Asıl Adı Umut Doygun.

Muhteşem bir Türk ailesinin 3 çocuğundan biri, diğer kardeşleri de birbirinden başarılı.Biri Şu an Hawai’de Honolulu’da çalışıyor. Diğeri İstanbul’un en önemli mimarlık ofisinde yönetim kurulu üyesi.

 

Baba 8 kardeşli bir aileden geliyor, Tam bir 68 kuşağı…İnasana insan değeri vermesini bilen muhteşem kelimeleri ile insanın ruhunu okşayan bir insan sarrafı.Şu an muhteşem eşi ile Mersin de yaşamayı tercih etmiş gerçek dost canlısı….Gerçek dostu Kralı’ı (Necat Boztepe’yi)kaybedince benim burada işim kalmadı diye İzmir’i  bırakıp Mersin’e göç etmiş.3 Mükemmel erkek evlat yetiştirmiş şu an ise onların başarıları ile gurur duyarak yaşlanmayı tercih etmiş.

Anne tarafı ise ayrı bir kültür yumağı hele dede özel bir insan…

 

Apollo aslında Namı değer Kont Apollo aslında duygu yüklü hikayesi olan bir öz Türk evladı.

 

Hatta babası diyor ki Artık evlenme zamanı Apollo ama Apollo kendi kalitesine uygun bir kontes -prenses bulması öyle kolay olmuyor işte…

 

 

Bana başka bir Almanya yaşatan bakış açımı değiştiren İnsana odaklı yaşamın gerçekten nasıl olduğunu hissettiren Kont Apollo’ya tekrar teşekkürler.

 

 

Unutamadığım lokasyonlardan biri de Frankeştayn Şatosu ve özel davet mekanı….

 

Herşey için teşekkürler yolun açık olsun Apollo belki senin güzel ürünlerini bir gün Türkiye vatandaşları da tadar. Belki sen güzel dükkanında Yunan zeytinyağı yerine Ayvalık zetinyağı satarsın….

 

 

 

Bu haftalık bu kadar sevgiyle kalın…