Günün ve Gecenin Her Saatinde Keyifli Vakit Geçirilebilecek Bir Mekan; Scarlet

Günün ve Gecenin Her Saatinde Keyifli Vakit Geçirilebilecek Bir Mekan; Scarlet Günün ve Gecenin Her Saatinde Keyifli Vakit Geçirilebilecek Bir Mekan; Scarlet

Scarlet Steakhouse/ Bar/ Lounge Kurucu Ortağı Süleyman Dilek, lezzet tutkunlarına sundukları hizmet kalitesini Klass’a anlattı...

 

İstanbulluların yeni ve gözde buluşma noktası Scarlet Steakhouse /Bar/Lounge, Etiler’in tam kalbinde, benzersiz et işleme, et pişirme teknikleri ve müşterileriyle kurduğu samimiyet sayesinde misafirlerinin kendini oldukça özel hissettiği bir mekân. İyi yemek, iyi içki, kaliteli müzik, keyifli bir mekân arayan herkesin günün ve gecenin her saatinde gelebileceği bir mekân olan Scarlet’i ayrıcalıklı kılan bir diğer özelliği ise farklı iki mekân gibi hizmet veriyor olması. Bu farklılığı Scarlet Steakhouse/Bar/Lounge Kurucu Ortağı Süleyman Dilek, “Bir gecede iki mekâna gitmek oldukça maliyetli. Ben tüketicinin lezzeti, lüksü, eğlenceyi ve steakhouse’u bir arada bulabileceği bir mekân yarattım” sözleriyle anlatıyor. Scarlet Steakhouse/Bar/Lounge Kurucu Ortağı Süleyman Dilek ile başarısının sırrını, tüketiciye lezzeti, lüksü, eğlenceyi ve steakhouse’u başarılı bir şekilde nasıl bir arada sunduğunu, bir laboratuvar gibi hizmet veren barlarını ve muhteşem menülerinin sırrını Klass okurları için konuştuk.  

 

 

 

Süleyman Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Mesleğe nasıl başladınız?

 

Babam asgari ücret ile çalışıyordu. Ona destek olmak için yaz tatillerinde çalışmaya başlamıştım. Bostancı'da bulunan kasaplar çarşısında çaycı olarak işe başladım. 14 yaşında, Cüneyt Asan ile tanıştım ve onun yanında kasap çırağı olarak çalışmaya başladım.

 

Günaydın’da olduğum süre o kadar çok çalıştım ki neredeyse izin yapmıyordum. Etin her şeyini öğrenmiştim. Kendimi geliştirmek için bir adım daha atmalıydım. Steakhouse’un anavatanı olan Amerika’ya bu nedenle gittim. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum ama bunun için daha çok şey öğrenmeliydim. ülkedeki tüm steakhouse’ları gezdim. Kimler neler yapmış çok iyi gözlemledim ve Scarlet markasıyla Türkiye’de daha önce yapılmayanı yapmış oldum.

 

 

 

“SCARLET STEAKHOUSE FARKLI İKİ MEKÂN GİBİ HİZMET VERİYOR”

 

Scarlet’i farklı kılan özellikler nelerdir, anlatır mısınız?

 

İstanbul’da tüketiciler bir mekânda yemeğini yedikten sonra genellikle kalkıp eğlenmek amacıyla farklı bir mekânı tercih ediyorlar. Bir gecede iki mekâna gitmek oldukça maliyetli. Ben tüketicinin lezzeti, lüksü, eğlenceyi ve steakhouse’u bir arada bulabileceği bir mekân yarattım. Scarlet Steakhouse farklı iki mekân gibi hizmet veriyor. Eylül’den itibaren her hafta düzenli DJ performanslarımız başladı. Bunun yanı sıra özel toplantılar, kutlamalar, iş yemekleri için iki adet VIP odası ve bu odalarda isteğe göre oluşturulan menüler, özel müzik seçenekleri gibi hizmetler de var. Ortalama 60 kişinin çalıştığı mekânın kapasitesi VIP bölümler dahil 250 kişi.  Benzersiz et işleme, et pişirme tekniklerimiz ve müşterilerimizle kurduğumuz samimiyet sayesinde misafirlerimiz kendini oldukça özel hissediyor. İyi yemek, iyi içki, kaliteli müzik, keyifli bir mekân arayan herkesin günün ve gecenin her saatinde gelebileceği bir mekân Scarlet.

 

 

 

“BARIMIZI ADETA BİR LABORATUVAR GİBİ TASARLADIK”

 

Mönünüz ve barınız hakkında bilgi verir misiniz?

 

Büyük bir alana yayılan barımızda farklı beğenilere hitap edecek çok özel kokteyllerimiz, dünyanın en iyi şaraplarından oluşan kavımız ve kendi tariflerimizi içeren şuruplarımız var. Barımızı adeta bir laboratuvar gibi tasarladık. Doğal ürünlerle hazırlanmış, deneyenlerin müptelası olacağına inandığımız bir içecek menüsü hazırladık. Her şeyi taze olarak alıp, kendimiz kurutuyor, özel tütsülerle sunuyoruz. 50’ye yakın kokteyl çeşidimiz mevcut. Bunlar yemek öncesi, etle beraber, etten sonra diye kategorize edilebilir. çok güçlü bir şarap kavımız var. Hemen tüm ülkeleri tüm firmaların şaraplarını alabiliyoruz. Butikler de dahil. Fransız, Kaliforniya, Güney Afrika şarapları ve Japon viskileriyle birlikte 340 çeşidimiz var.

 

 

 

Mekân, dekorasyonuyla da dikkat çekiyor. Biraz iç mimari tasarım sürecinden bahseder misiniz?

 

Scarlet kıpkırmızı anlamına geliyor. Oldukça dişi bir mekân. Kırmızı, aşkın, tutkunun, ateşin aynı zamanda etin ve şarabın da rengi… Mekânın dekorasyonu Abdullah Burnaz’a ait. Kendi tasarladığım şeyler vardı, onları hayata geçirdi. Birçok yeniliği sunuyoruz. Ahşap masa kullanmıyoruz mesela. Ahşap kokuyu çeker çünkü. Bizde masalar mermerdir.