Hedefimiz Dünyada Her Kadının Rüyası Olmak

Hedefimiz Dünyada Her Kadının Rüyası Olmak Hedefimiz Dünyada Her Kadının Rüyası Olmak

Ebru Niziplioğlu ve Bahar Niziplioğlu, yarattıkları Devon By Angels’ın bugün geldiği noktayı ve başarı sırlarını Klass’a anlattı...

İş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden Ebru Niziplioğlu ve Bahar Niziplioğlu şu sıralar 2,5 sene önce kurdukları markaları Devon By Angels ile yakaladıkları başarının keyfini sürüyorlar. Stil minimal pırlantalı takıları meleklerin sonsuz güçleriyle buluşturan başarılı iki kardeş, bu konuda ciddi bir adım atarak semboller literatürüne de Mikail Meleğin sembolünü kazandırdılar. Koleksiyonlarını kokulu mum ve çikolata ile çeşitlendiren ikili İstanbul’da başlayan serüvenlerine New York’ta açtıkları mağaza ile devam ediyorlar. Devon By Angels Kurucuları Ebru Niziplioğlu ve Bahar Niziplioğlu ile iki buçuk yılda elde ettikleri başarıyı, koleksiyonlarının özelliklerini ve hedeflerini Klass okurları için konuştuk.

 

 

 

 

BAHAR NİZİPLİOĞLU

Genelde tasarımcılar literatürde olan sembolleri farklı yorumlayarak tasarım yaparlar. Normalde Mikail meleğinin böyle bir sembolü yoktu. Biz yaptığımız araştırmalarla ve edindiğimiz bilgilerle hayal gücümüzü harmanlayarak bu sembolü oluşturduk. Olmayan bir sembolü yaratmak ve insanlara bunu benimsetmek tasarım dünyasının en zor olaylarından biridir.

 

EBRU NİZİPLİOĞLU

“Bize çok şanslısınız diyenler oluyor biz bunu kabul etmiyoruz. Bize göre 'şans' hazırlıkla fırsatın buluşmasıdır. Biz hazırdık ve koleksiyonumuzdan çok emindik. Sonrasında zamanlamayı çok iyi yaptık. Tasarımlarımızla insanlara sadece stil minimal takı sunmuyoruz onların kalplerine de dokunuyoruz. Hedefimiz dünyada her kadının rüyası olmak.”

 

Markanız Devon by Angels ile kısa sürede büyük bir başarı yakaladınız. öncelikle sizden iki buçuk yıl içinde elde edilen başarının kısa bir özetini dinleyebilir miyiz?

EBRU NİZİPLİOĞLU: Biz sıra dışı bir tasarım markasıyız. Bünyemizde stil minimal pırlantalı takıların dışında kokulu mum ve çikolata da bulunuyor. Bu yüzden çok sevildik ve dikkat çektik diyebiliriz. Bu farklılık sayesinde Nişantaşı'ndaki mağazamızın dışında İstanbul'da da son zamanlarda çok popüler olan birçok alışveriş etkinliklerinde de kendimizi gösterme fırsatımız oldu. Tasarladığınız melek ve tılsım koleksiyonumuz hikayeleri ve taşıdıkları enerjileri ile herkesin bir anda dikkatini çekti. Sanat ve cemiyet dünyasından birçok ismin bizi sosyal medya hesaplarında paylaşmasıyla; önce İstanbul genelinde ardından dizi sponsorlukları ile Türkiye genelinde hızlıca duyulduk.

 

“OLMAYAN BİR SEMBOLü YARATMAK VE İNSANLARA BUNU BENİMSETMEK TASARIM DüNYASININ EN ZOR OLAYLARINDAN BİRİDİR”

 

Devon by Angels yaratıcıları olarak semboller dünyasına Mikail meleğin sembolünü kazandırdınız. Bu gerçekten çok özel bir durum. Markanızı böylesi değerli kılan özellikleri bizimle paylaşabilir misiniz?

BAHAR NİZİPLİOĞLU: Mikail meleğinin bu kadar tutulmasının en büyük sebeplerinden biri olmayan bir sembolü yaratmış olmamızdan kaynaklandı. Genelde tasarımcılar literatürde olan sembolleri farklı yorumlayarak tasarım yaparlar. Normalde Mikail meleğinin böyle bir sembolü yoktu. Biz yaptığımız araştırmalarla ve edindiğimiz bilgilerle hayal gücümüzü harmanlayarak bu sembolü oluşturduk. Olmayan bir sembolü yaratmak ve insanlara bunu benimsetmek tasarım dünyasının en zor olaylarından biridir. İnsanların inandığı semboller çok kısıtlıdır normalde. Mesela bunlardan bazıları Fatma ananın eli, nazar boncuğu, sonsuzluk, yusufçuk... Bu sembollerin hepsi çok eskilerden tasvir edilmiş birileri tarafından. Bizim tasarladığımız Mikail meleği kolyemiz de daha önce böyle bir sembol olmamasına rağmen inanılmaz bir şekilde benimsendi ve kabul gördü. Tasarımımızın çıkış noktasına gelince;
inanışa göre Mikail meleği elinde mavi alevden bir kılıçla tasvir ediliyor ve bu kılıcın negatif enerjiyi kestiğine inanılıyor. Bizde tamamen bu kılıçtan esinlenerek kılıç ve melek kanadından oluşan bir sembol yarattık. Mikail meleğinin aura rengi olan maviyi yansıtmak için de mavi pırlanta kullandık. İnsanlar çok özümseyerek ve beğenerek taktı bu tasarımımızı. özellikle cemiyetin ve ünlülerin üzerinde çok fazla görülmesi nedeniyle de moda oldu. Hatta son zamanlarda dövmesi bile en trend dövmeler arasında yer aldı şuan:) Dünyaya yeni semboller kazandırdığımızı düşünüyoruz.
 

İki buçuk yılda elde ettiğiniz başarıları son olarak New York’ta açtığınız mağaza ile taçlandırdınız. Bize biraz da bu süreçten bahsedebilir misiniz?

B.N.: çok güzel övgüler ve tepkiler almaya başlamamızın ardından yurtdışı hayallerimizde başladı. Başta ailemiz sonra sevenlerimiz, müşterilerimiz ve sosyal medya takipçilerimiz bizi çok cesaretlendirdiler. Hayallerimiz arasında hep ilk New York’ta olmak vardı. Araştırma için bir aylığına Amerika’ya gittik. Birinci ayın sonunda kesinlikle New York'ta olmaya karar verdik ve çok hızlı bir şekilde hazırlandık. Mağazamızı tuttuk. Prosedürler ve dekoruyla beraber toplam üç ayın sonunda DEVON dünyaya açılan kapı olarak gördüğümüz New York'ta yerini almış oldu.

 

“TASARIMLARIMIZLA İNSANLARA SADECE STİL MİNİMAL TAKI SUNMUYORUZ, ONLARIN KALPLERİNE DE DOKUNUYORUZ”

Hedeflerden bahsedecek olursak ve uzun vadede bir değerlendirme yapmanızı istersek; Devon by Angels’ın 10 yıl sonrası için hedefleri nelerdir?

B.N.: Biz ikinci yılımızda New York'ta olmayı başarabildiysek önümüzdeki on yıl içerisinde de Devon'u kesinlikle bir dünya markası olarak göreceğinizi garanti ediyoruz. New York’ta da Türkiye'de ki gibi aynı hızla ilerliyoruz. Orada da çok hızlı duyulmaya ve sevilmeye başladık. Yakın zamanda dünya genelinde birçok yıldız ve celebrity ile PR ve reklam çalışmalarımız başlayacak.

E.N.: Bize çok şanslısınız diyenler oluyor biz bunu kabul etmiyoruz. Bize göre 'şans' hazırlıkla fırsatın buluşmasıdır. Biz hazırdık ve koleksiyonumuzdan çok emindik. Sonrasında zamanlamayı çok iyi yaptık. Tasarımlarımızla insanlara sadece stil minimal takı sunmuyoruz onların kalplerine de dokunuyoruz. Hedefimiz dünyada her kadının rüyası olmak. Bunun için çok çabalıyoruz. Dünya genelinde hedefimizde mağaza olarak New York' tan sonra İtalya, İngiltere ve Fransa’da olmak var. Ardından birçok ülkeye corner bayilik ve franchise vermeyi planlıyoruz.

 

Markanız koleksiyonlarında çok özel ürünler bulunuyor. Burada hepsini anlatmanız tabi ki mümkün değil ama bizlere özellikle sizlerin severek taktığı ve kullandığı ürünleri anlatabilir misiniz? Bu ürünleri hangi özelliklerinden ve verdiği şifalardan dolayı tercih ediyorsunuz?

E.N.: Tasarımlarımız ağırlıklı olarak tılsımlı takılardan oluşuyor. O yüzden bütün takılarımız bizim için özel. Her birinin hikayesi ve enerjisi farklı. Tılsımlar sayesinde bilinçaltımıza istediğimiz enerjiyi iletiyoruz. Bu sebeple içimizdeki değişimle beraber dış dünyamızda değişiyor. Kendimizi iyi hissediyoruz. Biz çok inanarak tasarladığımız için tüm takıların enerjisi bize çok iyi geliyor. Genelde günlük psikolojimize uygun olanları tercih ediyoruz. O gün huzur istiyorsak Shanti meleği, korunmaya ihtiyacımız varsa Mikail meleği, yardıma ihtiyacımız varsa Uriel meleği, cesaret istiyorsak Ariel Meleği, güzel bir habere ihtiyacımız varsa Cebrail meleği, şifalanmaya niyet ettiysek İsrafil meleği, şans bolluk bereket istiyorsak Abundia Meleği kolyemizi kullanıyoruz. üst üste birçok takıyı aynı anda kullanmayı da seviyoruz. Ama benim genelde boynumdan hiç çıkarmadığım kolyemi soracak olursanız en çok ‘God is always with me’ kolyemi kullanıyorum.
B.N.: Bende kendi tasarımım olan Mikail Meleği kolyemi ağırlıklı olarak kullanıyorum. Beni gerçekten koruduğunu düşünüyorum.

 

Tasarımlar müthiş. Ama bir de işin üretim boyutu var. Biliyoruz ki sizler üretimdeki her bir detayla da yakından ilgileniyorsunuz. Nasıl bir iş bölümü yaptınız ve işin en çok hangi kısmından keyif alıyorsunuz?

E.N.: Biz iki kişi olmanın avantajını yaşıyoruz. çocukluğumuzdan beri hiç ayrılmadık diyebiliriz. İki ayrı kişi olsak da tek beyin şeklinde hareket ediyoruz. Yaptığımız her iş iki kişinin onayından geçtiği için bu sayede mükemmeli yakalıyoruz. Birimizin hayal gücünün genişliği, diğerimizin gözünün iyi olması ve titizliği başarıyı daim kılıyor. İş bölümü olarak tasarımları beraber yapıyoruz. Bazen birimizin tasarladığı bir takıya diğerimiz karışabiliyor. Fikir alışverişiyle tasarımlar üzerinden bir şeyler çıkarıp yeni bir şeyler ekleyebiliyoruz. çoğu zaman bunu yaptığımız için daha sonra kimin neyi tasarladığını hatırlayamayabiliyoruz. üretim, atölyemizde yapılıyor ve her şeyi tek tek kontrol ediyoruz. 10 kişilik ekibimiz var ama yine en çok biz yoruluyoruz. İş bölümünde ise Pr reklam ve muhasebe işlerimizi dönüşümlü olarak yapıyoruz.

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin