Hotiç Köklü Marka ve Bu Markayı Bizden Sonra Çocuklarımızın da Yaşatacağını Umuyorum

Hotiç Köklü Marka ve Bu Markayı Bizden Sonra Çocuklarımızın da Yaşatacağını Umuyorum Hotiç Köklü Marka ve Bu Markayı Bizden Sonra Çocuklarımızın da Yaşatacağını Umuyorum

Serdar Hotiç, çocukları Efecan, Kerem ve Salih Hotiç ile olan Baba-Oğul ilişkisini Klass’a anlattı..

Türkiye’nin önde gelen markalarından Hotiç’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi Serdar Hotiç, iş dünyasındaki başarılarının yanı sıra aile yaşantısıyla da dikkatleri üzerine çeken bir isim. Markası Hotiç’i kardeşleriyle birlikte büyüten ve aile şirketi kavramını kurumsal kimlikle bütünleştirerek başarıya ulaştıran Serdar Hotiç ayrıca üç oğlu olan genç, dinamik ve yakışıklı bir baba. Serdar Hotiç, hayatını Hotiç bünyesinde sürdüren büyük oğlu Efecan Hotiç, Bilgi üniversitesi’nde İşletme eğitimi gören ortanca oğlu Kerem Hotiç ve henüz beş yaşında olan küçük oğlu Salih Hotiç ile birlikte keyifli bir çekim eşliğinde baba-oğul ilişkisini Klass okurları için anlattı.

 

SERDAR HOTİç

“Ailemden gördüğüm öncelikle dürüst olmak, insan olmak, doğru insan olmanın içine mütevazilik koymak ve başarılı olmak… Ben çocuklarıma hep bunları vermeye çalıştım. Efecan ve Kerem’i erkek çocuğu oldukları için de çok erken yaşlarda spora yönlendirdim.”

 

SERDAR HOTİç

Hepsinin ortak, farklı farklı benzerlikleri var. Kerem’le bazı konularda hayata bakışımızda çok yakın duruyoruz. Ama bazı konularda da Efecan’la yakın oluyoruz. Bu çok değişken bir durum. Efecan kararlarda, çok okumada, çabuk görmede algısı çok yüksek. Bu yönlerini kendimde de görüyorum. Salih’e gelirsek Salih daha çok ufak. Şu an annesine daha fazla benziyor. Gözleri aynı annesi.

 

EFECAN HOTİç

“Erkek çocuğunun zorlandığı dönemler olmuştur, özellikle ergenlik dönemi babaya en çok ihtiyaç duydukları zamandır. Aslında işte o zamanlarda biz hep yan yanaydık babamla ve hep arkadaştık. Böyle bir babaya sahip olduğum için kendimi hep şanslı hissettim. Bir de ben şuna inanırım insan nasıl bir babaysa işte de aynı şekildedir. Bir patron olarak da çalışanlarıyla da hep iyi ilişkiler ve iletişim içerisindedir.”

 

KEREM HOTİç

“Babamın bize bir arkadaş olarak yaklaşması iletişimimizi çok kolaylaştıran bir durum oldu. Herkes babasını tabi ki çok sever ama ben zaman geçtikçe babamı kendime bir idol olarak aldım. Ve zamanla onu yakından tanıdıkça idolümün çok iyi bir kimlik olduğunu gördüm. Neşeli, pozitif bir insandır. Babam zor durumlarda yanınızda olmasını isteyeceğiniz bir kişidir.  Sıkıntıları paylaşmak adına güçlü bir karakter sergiler.”

 

Serdar Bey, baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti? öncesi ve sonrası Serdar Hotiç için nasıl oldu?

SERDAR HOTİç: Biz 6 kardeşli büyük ve keyifli bir aileyle büyüdük. Aile olma kavramı zaten bana yabancı değildi. İnsan tabii gördüklerini bir kültür olarak da kendine koyuyor ve öyle de devam etmek istiyor. Dolayısıyla benim ilk çocuğum olduğunda ben 30’lu yaşlarımın başındaydım. Tabii aile olmanın keyfini hemen üzerimize almak ve sonrasında onunla gelen sorumluluk ve çok çalışmak gerektiği algısı başladı. çünkü o sorumluluk ayrıca maddi manevi de bir sorumluluk getiriyor. O, bir nevi de enerji aslında. Bu bizi mutlu bir hayata doğru götürdü.

 

Peki, çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ettiniz? Kerem ve Efe Bey’i yetiştirirken nasıl bir öngörüleriniz vardı? Şu an çok daha küçük olan Salih ile nasıl duygular yaşıyorsunuz?

S.H.: Ailemden gördüğüm öncelikle dürüst olmak, insan olmak, doğru insan olmanın içine mütevazilik koymak ve başarılı olmak… Ben çocuklarıma hep bunları vermeye çalıştım. Efecan ve Kerem’i erkek çocuğu oldukları için de çok erken yaşlarda spora yönlendirdim. İkisi de uzun yıllar basketbol oynadılar. Efe 16-17 yaşlarına kadar devam etti. Kerem de 23 yaşına kadar oynadı hatta milli takım seviyesine kadar yükseldi, Fenerbahçe’de oynadı, Darüşşafakada oynadı, en son Edirne’de oynadı. Sonra da eğitim hayatını tercih etti. Efecan da bıraktıktan sonra okul hayatına devam etti, bitirdi ve şimdi beraber çalışıyoruz. Erkek ayakkabı bölümden sorumlu, Kerem ise henüz okula devam ediyor…

 

Onları yetiştirirken sizin işinizi de devam ettireceklerini düşündünüz mü? O hayalle mi yetiştirdiniz?

S.H.: Bilmiyorum her baba aynı duygular içinde midir ama ben öyle düşündüm. Hele ki ayakkabı gibi çok köklü bir meslek ise... Biz de bu mesleği babamızdan öğrenmiştik. Ve bu tip sektörler sadece profesyonel yaşamlarla, yöneticilerle olmuyor. Devam etmesi için mutlaka aileden yetişmeleri gerekiyor. Bu kadar köklü bir markanın, bu kadar emeklerle gelmiş bir markanın yaşaması gerekiyor. Dolayısıyla çocuklardan bekliyorum. Zaten dediğim gibi Efecan uzun zamandır işin içinde. Okuldayken de gelirdi. Kerem de şimdi dışarıdan kendini yetiştiriyor, aynı zamanda okuyor ama tabii ki en büyük isteğim onun da gelip aramıza katılması… Dediğim gibi Hotiç köklü bir marka ve bu markayı bizden sonra çocuklarımızın da yaşatacağını umuyorum. 

 

“EFECAN’I HOTİç MARKASINI GELECEĞE TAŞIYABİLECEK KAPASİTEDE VE KALİTEDE GöRüYORUM”

Peki, nasıl buluyorsunuz Efecan Bey’in çalışmalarını?

S.H.: Efecan kendisini sevdirmeyi başaran ve ilişkileri çok kuvvetli bir insan. Pratik ve yüksek zekasını çok iyi kullanabiliyor. İşe odaklandığında çok başarılı olabileceğini bize göstermişti. Evlendikten sonra da işine iyice odaklandı ve dolayısıyla çalışmalarının karşılığını başarı olarak alıyor. Efecan’ı Hotiç markasını geleceğe taşıyabilecek kapasitede ve kalitede görüyorum.

 

3 oğlunuzu anlatmanızı istersek her biri nasıl karaktere sahiptirler? En çok hangisini kendinize benzetiyorsunuz?

S.H.: Hepsinin ortak, farklı farklı benzerlikleri var. Kerem’le bazı konularda hayata bakışımızda çok yakın duruyoruz. Ama bazı konularda da Efecan’la yakın oluyoruz. Bu çok değişken bir durum. Efecan kararlarda, çok okumada, çabuk görmede algısı çok yüksek. Bu yönlerini kendimde de görüyorum. O yüzden toplantılara çok fazla tahammül edemem. çabuk anladığımı, çabuk hallettiğimi düşünürüm. Zaman kaybından çekinirim. O benzerlik Efecan’da da var. Kerem’de ise hayat duruşu, tarzı ve tavrı sanki bana daha çok benziyor gibi geliyor. Salih’e gelirsek Salih daha çok ufak. Şu an annesine daha fazla benziyor. Gözleri aynı annesi. O yüzden annesine diyorum ki; farlar sana benziyor ama kaporta benim gibi. Karakteristik olarak da enerjisinin ve hırsının da bana benzediği kesin. Ama detaycılığı fazla. O anneye çekmiş. Daha görev adamı gibi. Bir şey yapması gerekiyorsa hakikaten çok iyi yapıyor. Ben çok görev adamı değildim. Kendim istersem daha duygusal hareket eden bir karakterim. Kerem’le Efecan da öyle ama Salih sanki biraz daha kuralcı ve görev tanımında çok başarılı bir insan olabileceğe benziyor.

 

“çOCUKLARIMIZIN TOPLUMA VE çEVREYE DUYARLI OLMARINI çOK İSTEDİK, öYLE DE OLDULAR”

Peki, oğullarınızla beraberken neler yapmaktan keyif alırsınız?

S.H.: Sportif bütün faaliyetleri konuşmaktan, yaşamaktan, paylaşmaktan (bir dönem beraber de oynuyorduk) mutlu oluyoruz. Şimdi tabii yaşlar değiştikçe konular da biraz daha değişmeye başlıyor. Şu sıralar daha çok iş hayatıyla ilgili, ayakkabıyla ilgili konular daha fazla. Tabii topluma ve çevreye duyarlıyız. Onlarda da bu özellik var. İkisi de çok doğasever, hayvansever. öyle olmalarını çok istemiştik. İkisinin de ayrıca o konudaki aşırı hassasiyeti, duyarlılığı beni daha mutlu ediyor. Evde, Kerem’in 2, Efecan’ın 1 tane köpeği var. Balıkları var, kedileri var, bir ara neredeyse yılanlar bile vardı. Neyse ki artık onları azalttılar sadece balıkları ve kedileri var.

 

Babalar Günü nasıl geçiyor ailenizde? Bu süre içerisinde sizin için büyük bir sürpriz olan Babalar Günü’nüz oldu mu?

S.H.: Babalar Günü bizim için rutinde geçer. Ama öyle çok büyük sürpriz olmadı sanırım. Geçenlerdeki doğum günüm bana göre sürprizdi. çocuklarım ve eşim sevdiklerimle birlikte harika bir sürpriz yaptılar. Bir de 50. yaşımda çocuklarla güzel bir doğum günü geçirmiştik. O yüzden inşallah bir on yıl sonra 70’imde güzel bir kutlama yaparız.

 

“BABAM ZOR DURUMLARDA YANINIZDA OLMASINI İSTEYECEĞİNİZ BİR KİŞİDİR”

Efecan ve Kerem Bey öncelikle Serdar Bey’i hem baba kimliğiyle hem de patron kimliğiyle bizlere anlatabilir misiniz?

EFECAN HOTİç: Babamın iletişimi her zaman çok yüksek ve iyi olmuştur. En önemli özelliklerinden birisi, biz babamızla arkadaş gibi büyüdük. İletişimimiz her zaman çok iyiydi. O yüzden bir baba olarak en büyük destekçim ve arkadaşım olmuştur. Benim için de en önemli kısmı buydu hayatım boyunca. Erkek çocuğunun zorlandığı dönemler olmuştur, özellikle ergenlik dönemi babaya en çok ihtiyaç duydukları zamandır. Aslında işte o zamanlarda biz hep yan yanaydık babamla ve hep arkadaştık. Böyle bir babaya sahip olduğum için kendimi hep şanslı hissettim. Bir de ben şuna inanırım insan nasıl bir babaysa işte de aynı şekildedir. Bir patron olarak da çalışanlarıyla da hep iyi ilişkiler ve iletişim içerisindedir. Aynı şekilde baba-oğul ilişkimiz iş ilişkimize de iyi iletişim iyi ilişkiler şeklinde yansıdı. En önemlisi hep samimiyet duyguları içerisinde ilerledik.

 

KEREM HOTİç: Aslında benim de babam hakkında söyleyeceklerim pek farklı değil. Babamın bize bir arkadaş olarak yaklaşması iletişimimizi çok kolaylaştıran bir durum oldu. Herkes babasını tabi ki çok sever ama ben zaman geçtikçe babamı kendime bir idol olarak aldım. Ve zamanla onu yakından tanıdıkça idolümün çok iyi bir kimlik olduğunu gördüm. Neşeli, pozitif bir insandır. Babam zor durumlarda yanınızda olmasını isteyeceğiniz bir kişidir.  Sıkıntıları paylaşmak adına güçlü bir karakter sergiler. Onunla birlikte bir derdin bir sorunun üstesinden gelmek kolaydır. Böyle bir baya sahip olduğumuz için kendimizi şanslı hissediyoruz.

 

Efecan Bey çocukluğunuzdan beri Hotiç bünyesinde çalışmak istemiş miydiniz? 

E.H.: İlk lise sonda böyle bir isteğim olmuştu. Belki basketbolu bırakmanın, üniversite geçiş sürecinin de sağladığı dönemle de alakalıdır ama babamın tutumu bu isteğimde çok etkili olmuştur. Nitekim 17 yaşımda Akmerkez’de mağazaya başladım. Lise son ve üniversiteye hazırlık dönemimde çalışmaya devam etti. Sonra üniversite dönemim oldu. üniversiteyi bitirip bilgilerimi geliştirdikten sonra daha profesyonel bir şekilde Hotiç’te çalışmak hep aklımda vardı. O yüzden bu şekilde ilerledim. 4 sene üniversite hayatım vardı, bitti. Sonradan tekrardan üretimde görev almaya başladım. çeşitli oryantasyon süreçleri oldu. Sonrasında erkek koleksiyonundan sorumlu olmaya başladım. O şekilde de devam ediyorum. Ama isteğim, arzum hep vardı.

 

Babanızın hem genel olarak hayatla ilgili ve iş hayatıyla ilgili tavsiyeleri nelerdir? Size kilit cümleleri var mıdır?

E.H.: Neredeyse 11 senedir işin içerisindeyim. Bu bir avantaj. çünkü 11 seneyi beraber geçirdik; Fuarlarımız, koleksiyon dönemlerimiz, üretim süreçlerimiz birçok sürecin içerisinde bulundum. Aktif-pasif ama hep o sürecin içerisindeydim. O yüzden çok ciddi bir tecrübe sağladı babamla beraber bu süreçleri yaşamak. Nasihatlerini spesifik olarak söyleyemem belki ama birçok nasihati olmuştur ve birçoğunun da yararını çok görmüşümdür; hem iş hayatımda, hem de özel hayatımda.

 

K.H.: Aynı şekilde ben de birçok sözünü dinlemişimdir. özellikle basketbol oynadığım zamanlarda çok ciddi ondan feedback almışlığım olmuştur. Mücadele etme konusunda biraz daha erken yaşta karşılaşınca birini dinlemeye ihtiyacım da oldu. Lazım olabilecek bütün desteği aldım diyebilirim.

 

Salih daha çok küçük. Onun yetişmesinde siz de mutlaka çok etkilisiniz. Abileri olarak sizler onu yetiştirirken nelere dikkat ediyorsunuz?

E.H.: Tabii ki birçok şeye dikkat ediyoruz. Benim bir küçük kardeşim de Kerem’di zaten. O yüzden ben biraz daha avantajlı oluyorum Kerem’e göre. Tek dezavantajı ayrı evdeyiz çünkü ben evliyim. O yüzden onu çok görmeye çalışıyoruz. Ama tabii öyle bir nasihatimiz yaşı itibariyle olmuyor. Ama ilerde nasıl nelere dikkat etmesini isterim diye düşünürsem bizim ona örnek olacağımız konulardan biri spordur. Salih’in de profesyonel olarak değil de bir şekilde amatör de olsa bir spor dalına tutunmasını özellikle kolektif bir spor dalında olup takım arkadaşlığını yaşamasını nasihat da ederim isterim de. Aynı zamanda hayvanlarla alakalı da duyarlı olması için köpeklerimizle Salih’i oynatıyoruz. Böyle böyle bir hayvan sevgisi de aşıladık.

 

KEREM HOTİç: Karakter olarak da kişilik olarak da doğru olması, arkadaşlarının ve ailesinin değerini bilmesi, doğru ve dürüst olması, adil olması gibi tavsiyelerimiz her zaman olur. Salih’e hayvan sevgisini aşıladık. İleride karakter olarak da kişilik olarak da doğru olması ve adil olması gibi tavsiyelerimiz olacaktır.

 

Fotoğraflar: Uğur Atun