İnsanları Sağlıklı Bireyler Haline Getirip Yaşam Kalitelerini Arttırmak İstiyoruz

İnsanları Sağlıklı Bireyler Haline Getirip Yaşam Kalitelerini Arttırmak İstiyoruz İnsanları Sağlıklı Bireyler Haline Getirip Yaşam Kalitelerini Arttırmak İstiyoruz

Medilab Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gürbüzer, check up alanındaki verdikleri ayrıcalıklı hizmetleri ve yeni yatırımlarını Klass’a anlattı...

 

Koruyucu hekimliğin en önem verdiği faktörleri arasında yer alan check up uygulaması, Medilab Laboratuvarları’nın ve Medilab Asist’in sunduğu çeşitli seçeneklerle insanlar için cazip bir hale geliyor. İnsanların yoğun iş temposunda ayrıcalıklı hizmetleri ile sağlık alanında çözüm ortağı olan Medilab, İngiltere’deki yeni yatırımıyla yurtdışında da çalışmalar yaparak sağlık turizmine katkıda bulunuyor. Hedeflerinin vermiş oldukları hizmetlerle insanları sağlıklı bireyler haline getirip yaşam kalitelerini arttırmak olduğunu belirten Medilab Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gürbüzer, check up alanındaki verdikleri ayrıcalıklı hizmetleri ve yeni yatırımlarını Klass okurları için anlattı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Amacımız insanlara çeşitli seçenekler sunarak check up’ı cazip hale getirmek. çünkü maalesef insanlarda check up’a gidersem bir şey çıkar korkusu var. Ama Medilab Asist sayesinde artık öyle düşünmüyorlar; “check up’a gideyim masaj yaptırayım” gibi bir düşünce oluyor ve bunların hepsi ücretsiz olarak gerçekleşiyor.”

 

 

 

“Doğduktan itibaren bireyler her zaman kendini kontrol etmek zorunda. çünkü bozulan çevre koşulları, gıdalar, yaşadığımız ortam, soluduğumuz hava ve psikolojik nedenler gibi birçok sebep var. İnsanlar bir taraftan birtakım hastalıklara yakalanıyor ama bir taraftan da insanın ömrü uzuyor. Bu uzarken nasıl daha kaliteli yaşayabiliriz diye hesap etmemiz gerekiyor. Biz grup olarak insanların hayatlarına dokunarak onları sağlıklı bireyler haline getirmek ve yaşam kalitelerini arttırmak istiyoruz.”

 

 

 

Orhan Bey, koruyucu hekimliğin en önem verdiği faktörler arasında check up uygulaması yer alıyor. Medilab’ın check up uygulamasındaki ayrıcalıklı hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?

 

Doktor Thomas Müller’in dediği gibi “Hastalık gelmeyene kadar sağlık değerli değildir.” çünkü insanlar sağlığının kıymetini ancak ve ancak hasta olunca anlıyor. Hastalık gelene kadar sağlığımıza hiçbirimiz önem vermiyoruz. Biz de bu anlamda Anadolu Sigorta ile birlikte farklı bir check up programı geliştirdik. Normal check up programlarında insanlar kan tahlili yaptırıyorlar, görüntüleme merkezlerinde ve sağlık kuruluşlarında bütün gün bekliyorlar. Bu süreç içinde de sıkılıyorlar ve mutsuz oluyorlar. Bundan dolayı da insanlar biraz tedirgin oluyorlar. Bu tedirginlikten dolayı ya check up yaptırmak istemiyorlar ya da sürekli erteliyorlar. Daha sonra da sıkıntılı bir sürece girince sağlık kuruluşlarına gidiyorlar. Biz de Anadolu Sigorta ile iş birliğimizde bu gibi sorunları ortadan kaldırıp check up’ı daha keyifli bir hale getirmek istedik. Bizim check up işlemlerimizde; insanları birkaç gün öncesinden neler yiyip neler içmemesi gerektiklerini bildiriyoruz, bütün transfer işlemlerini sağlıyoruz ondan sonra kişileri Medilab merkezine getiriyoruz. Burada kanları alınıp görüntüleme işlemleri yapıldıktan sonra kişiyi hemen yanımızda bulunan 5 yıldızlı Radisson Blu Hotel İstanbul Şişli’ye götürüyoruz ve orada Medilab’ın hastalara özel 2 çeşit kahvaltı ve 2 çeşit öğlen yemeği menüsünden birini hazırlıyoruz. Biz check up işlemlerine bir yandan devam ederken konuklarımız yemeklerini yiyip ardından sunduğumuz spa ve masaj uygulamalarından faydalanıyor. Onlar keyifli vakit geçirirken biz de o arada bütün check up sürecini tamamlıyoruz. Daha sonra kendisini yine merkezimize davet ediyoruz ve doktorla görüşmesini yaptıktan sonra kendisini uğurluyoruz.

 

 

 

“AMACIMIZ İNSANLARA çEŞİTLİ SEçENEKLER SUNARAK CHECK UP’I CAZİP HALE GETİRMEK”

 

Bu sistem check up’ta bir devrim niteliği taşıyor diyebilir miyiz?

 

Bu sistemi dünyada sadece biz uyguluyoruz. Böylelikle biz çok fazla sayıda check up işlemi alıyoruz. Bunları yaygınlaştırıp insanları rahatlatmak istiyoruz. Check up’ın içerisinde görüntüleme işlemleri; mamografi, ultrason, röntgen, tahlilleri ve aynı zamanda diyetisyen ve gerekirse psikolojik danışmanlığına kadar her hizmeti veriyoruz. Kişi buradan tam rahatlamış olarak çıkıyor. Kişilere yılda bir kere bunu yapıyoruz. Zaten Anadolu Sigorta’nın sağlık sigortası yaptıranlara ücretsiz olarak sunduğu bir hizmet. Bu anlamda çok fazla geri bildirimler var. özellikle kanser olan hastaları başlangıçta yakalıyoruz. Bunlar çok önemli. İnsanlar bize çok teşekkür ediyorlar, hayatlarını kurtardıklarımızı söylüyorlar. Ama biz burada sadece işimizi yapıyoruz. Amacımız insanlara çeşitli seçenekler sunarak check up’ı cazip hale getirmek. çünkü maalesef insanlarda check up’a gidersem bir şey çıkar korkusu var. Ama Medilab Asist sayesinde artık öyle düşünmüyorlar; “check up’a gideyim masaj yaptırayım” gibi bir düşünce oluyor ve bunların hepsi ücretsiz olarak gerçekleşiyor.

 

 

 

Biraz da İngiltere’deki yatırımlarınızdan bahsedelim… Medilab’ı İngiltere’ye taşıma düşünceniz nasıl ortaya çıktı?

 

İngiltere’ye daha önce turistlik anlamda bir ziyarete gitmiştim. Orada bir takım tanıştığım kişilerle sağlık sektörünü konuşuyorduk. Onlar sağlık konusunda Türkiye’ye göre çok yetersiz olduklarını söylediler. Ben de neden bu anlamda kötü olduklarıyla ilgili bir araştırma yaptım. Hakikaten bakıldığında Türkiye birçok ülkeye göre sağlık sektöründe daha da ileride. Burada hem devletin desteği hem de özel sektörün yatırımları inanılmaz boyutlara ulaştı. Böylelikle sadece Ortadoğu’ya değil Avrupa’ya da sağlık turizmi yaptığımızın farkına vardım. Avrupa’da Türkiye yeteri kadar güçlü değil. çünkü Avrupa’nın daha tutucu bir yapısı var. Ama şunu gördük ki sağlık sektörü orada oldukça zor. Yani bir kişinin Avrupa’da aldığı en ufak bir hizmet bile çok pahalıya gelebiliyor. Bir kolesterol panelini yaptırmak için 800 pound veriyorsunuz. Bunu Türk lirasına çarptığınızda çok büyük rakamlar ortaya çıkıyor. Oysa 800 pounda burada bütün check up işlemlerini yaptırabiliyorsunuz. Bir diş kontrolünde ödedikleri para 3-4 bin pound gibi rakamları bulabiliyor. Burada 500 pound ile birçok şeyi yaptırıyorsunuz. Bunun dışında özellikle hekimlik de oldukça zayıf. Türkiye’de hekimlik çok daha ileri seviyede; hekimleri oldukça bilgili ve başarılı buluyorum. Orada bir aile hekimini aşmadan kesinlikle hastaneye gidemiyorsunuz. Ancak paranızla gidebiliyorsunuz özel hastanelere. Onlar da dediğim gibi çok pahalı. Ama devletin sağladığı imkanlar ücretsiz. Oturduğunuz semte göre önce aile hekimine gitmek zorundasınız. Aile hekimi uygun görürse sizi hastaneye yollar. çok acil olan durumlardan bahsetmiyorum tabi. Aile hekiminin koyduğu teşhis yanlış olabilir ama bunu bir türlü aşamazsınız. Biz de bundan dolayı birtakım hastalar almaya başladık. Baktık ki insanlara sunduğumuz olanaklar gayet keyifli geliyor. İnsanlar hem burada konaklıyor hem tatilini yapıyor hem de uygun fiyat ödüyor. Oradaki herhangi bir hekime ödediği parayla burada hem tatil yapmış oluyor hem de bütün sağlık işlemlerini 5 yıldızlı hizmet karşılığında alıyor. Bu yüzden kişilerin tercih sebebi oluyor. Bundan dolayı ben İngiltere’de bir yatırım yapmaya karar verdim. Orada London Asist diye bir firmamız oluştu. Bir klinikte bizim hem kendi laboratuvarımız hem de oraya olabilecek NHS ile yani Türkiye’deki sosyal sigortaların bağlı bulunduğu bir merkezde laboratuvarımız var. Oradaki hastalara birtakım sıkıntılar olduğu zaman oradaki olanaklardan değil de Türkiye’ye gelmelerini sağlıyoruz. Böylelikle bir sağlık turizmi yapmış oluyoruz. Kişilerin oralarda almış olduğu yüksek rakamların daha düşüğüne o hizmeti daha kaliteli bir şekilde veriyoruz. İngiltere ayağımız çok iyi gidiyor. İsmimizi duyurmaya başladık. çok yeniyiz ama hasta sayımız güzel. Orada tam teşekküllü bir yer yapmak için başka bir üniversite ile de görüşüyoruz. Sonuçlarını ilerleyen dönemlerde göreceğiz. Bir üniversite hastanesiyle bu işi daha büyük bir hale getirerek Türk yatırımcılarının sağlıkta orada neler yapabileceğini göstermek istiyoruz.

 

 

 

“AVRUPA VATANDAŞLARINA YöNELİK HİZMET VERMEK İSTİYORUZ”

 

Bu konuda başka hedef ülkeler var mı?

 

özellikle Almanya’da çok fazla Türk var. Ve bunların çoğu ya Türkiye’de ya da Almanya’da tedavi oluyorlar. Biz o hizmetleri ayaklarına götüreceğiz. Ama daha çok Avrupa vatandaşlarına yönelik hizmet vermek istiyoruz. çünkü Türkler zaten Türkiye’yi biliyorlar. İstedikleri gibi Türkiye’ye gelebiliyorlar. Gelemeyecek ve Türkiye’yi tanımayan kitle bizim hedefimiz. Yani oraya ulaşıp onları buraya getirmek istiyoruz. öncelikle İngiltere’deki ayağımızı çok daha güçlü hale getirip daha sonra farklı ülkelere yerleşmek istiyoruz. Bu yüzden ikinci sırada Almanya ya da Fransa’yı düşünüyoruz.

 

 

 

Sağlık sektörü Türkiye’nin yüz akı diyebilir miyiz?

 

Türkiye sağlık sektörü çok iyi bir noktada. çünkü çok iyi hastanelerimiz var. Zaten kıyaslanamayacak kadar ileri boyuttayız. çünkü Türk milleti sağlığına düşkün. İki kişi bir araya geldiklerinde konuştukları şey sağlık oluyor. Bu da aslında insanları bilinçli yapıyor. Avrupa’da check up’ı çok fazla bilmiyorlar. İngiltere özellikle insanlara check up yaptırın diye mesajlar atıyor. Ama Türk milleti gerçekten check up’ı biliyor. Türk toplumu sağlık konusunda çok daha bilinçli. Dediğim gibi hekimlerimiz çok çok iyi ve özel sektörün çok güzel yatırımları var. Ben hastanelerimizin lüks olmasını özellikle çok önemli görüyorum. çünkü hastalık gibi bir kötü olayda kişiler güzel bir ortamda ağırlanıyor. Yine aynı şekilde sağlık sorunları için ülkemize gelen kişiler doktor ve hizmet kalitesinin yanı sıra hastanelerin fiziki özelliklerinden de çok etkileniyorlar. Bu tarzda yapılan her türlü yatırımı bir sektör yatırımcısı ve profesyoneli olarak gönülden destekliyorum.

 

 

 

“İNSANLARIN HAYATLARINA DOKUNARAK ONLARI SAĞLIKLI BİREYLER HALİNE GETİRMEK VE YAŞAM KALİTELERİNİ ARTTIRMAK İSTİYORUZ”

 

Kişilerin kaç yaşından itibaren chech up yaptırmaya başlamalarını tavsiye ediyorsunuz?

 

Basında gördüğümüz ve bize gelen hastalardan da görüyoruz ki maalesef 4-5 yaşında kanser hastalarıyla karşılaşıyoruz veya kalp krizi geçiren çocukları görüyoruz. Artık bu işin yaşı kalmadı. Yaşı kalmadığı için de aslında doğduktan sonra insan ölüme hazırlanıyor. çünkü doğum ölümün başlangıcıdır. O yüzden bu yapılan çalışmaların hepsi bu işlemlerin yaşının kalmadığını gösteriyor. Doğduktan itibaren bireyler her zaman kendini kontrol etmek zorunda. Ben bir kaygı yaratmak için bunu söylemiyorum. Ancak gördüğümüz gerçekler bunlar. çünkü bozulan çevre koşulları, gıdalar, yaşadığımız soluduğumuz hava, yaşadığımız psikolojik nedenler gibi birçok sebep var. İnsanlar bir taraftan birtakım hastalıklara yakalanıyor ama bir taraftan da insanın ömrü uzuyor. Bu uzarken nasıl daha kaliteli yaşayabiliriz diye hesap etmemiz gerekiyor. Biz grup olarak insanların hayatlarına dokunarak onları sağlıklı bireyler haline getirmek ve yaşam kalitelerini arttırmak istiyoruz.

 

 

 

“MAPFRE SİGORTA İLE ‘GüLüMSE ONKOLOJİ DESTEK PROGRAMI’ ADLI PROJEYİ YüRüTüYORUZ”

 

Check up’ın dışında koruyucu hekimlik anlamında ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

 

Bununla ilgili şöyle bir şey söyleyebilirim; biz anlaşmalı olduğumuz kurumların içerisine diyetisyen ve psikolojik eğitimler veriyoruz. Yani yaklaşık 50’nin üzerinde çeşitli mevcut bulunan kurumlarda diyetisyenlerimiz var. Haftada bir gün gidip onların beslenme alışkanlıklarını değiştiriyoruz. Bu beslenme alışkanlıklarını değiştirirken müracaat eden kişilerin kilolarının toplamının ne kadarını verdiysek bunların hepsini haftalık olarak kayıt altına alıyoruz. Daha sonra bunu raporlandırıp insan kaynaklarına sunuyoruz. Böylelikle değişimlerin hepsini kontrol altına alıyoruz, yani yaşamlarını değiştiriyoruz. Psikolog hizmetini de benzer şekilde veriyoruz. Bunlar hep bizim yaptığımız projeler. Bunun dışında yine yaptığımız onkoloji destek programımız var. Bu onkoloji destek programı kansere yakalanmış hastaların mutlak suretle onların tedavilerinde hastaneye gidiş gelişlerinde özellikle kemoterapi, radyoterapi gördüklerinde onlara destek veriyoruz. Onun dışında onların evlerine, iş yerlerine diyetisyen veya psikolog desteği sağlıyoruz. Bu şekilde insanların hayatlarını kolaylaştırıyoruz ve yaşam kalitelerini arttırıyoruz. çünkü bildiğiniz üzere bilim insanları hep şunu söylüyor; kanser öldürmez aslında kanserin yarattığı bağışıklık sistemi insanı öldürüyor. O bağışıklık sistemini güçlü yapabilmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bunun içinde ‘Gülümse Onkoloji Destek Programı’ adında bir programımız var. Bu projeyi de Mapfre Sigorta ile yapıyoruz. Yaptığımız en büyük çalışmalardan biri de özellikle bölgesel olarak üzerinde durduğumuz Karadeniz’de çok rastlanan obezite ve tiroit problemi ve bundan dolayı da onun yarattığı kardiyolojik problemler. Türkiye’de çok fazla şeker tüketimi var. Biz ailecek şeker tüketmemeye gayret ediyoruz. Kendi hastalarımıza da bunu öğretmeye çalışıyoruz. Bunda çok başarılı olabildiğimize inanıyorum. çünkü bize gelen geri bildirimler çok başarılı olduğumuzu, hastalarımızın hayatlarını değiştirdiğimizi gösteriyor. Buradaki ekip arkadaşlarımız, doktor arkadaşlarımız, kardiyologlarımız, iç hastalıkları uzmanlarımız, diyetisyenlerimiz kolektif bir çalışma sunarak fikir alışverişinde bulunuyorlar. Bundan dolayı da bir diyetisyen arkadaşımızın bir kardiyoloğa sorması gereken ya da bir kardiyoloğun bir diyetisyene danışması gibi kendi aralarında güzel bir iletişim ağı kurarak daha çok bilimsel yapıya önem vererek hastalarımızın yaşam kalitesini arttırıp onları mümkün olduğu kadar hastalıklardan uzak tutmaya çalışıyoruz.

 

 

 

Evlere ya da iş yerlerine özel olarak gidip verdiğiniz sağlık hizmetlerinden bahsedebilir misiniz? Bu hizmetin ortaya çıkış sebepleri nelerdi?

 

Bizim özellikle bahsettiğimiz konulardan bir tanesi de kişilerin ev veya iş yerlerine gidip laboratuvar hizmetleri sunmak. çünkü özellikle kişilerin bebekleri olabilir, yaşlıları olabilir veya işinden dolayı evinden çıkamamış olabilirler. İstanbul trafiği ne yazık ki yoğun bir şekilde yaşanıyor. Biz de her saat yoğun olan bu trafikte kişilerin ayağına hizmet götürüyoruz. çünkü eğer ayağına hizmeti götürmezseniz insanlar bunları bir süre sonra ihmal ediyorlar veya o yoğunluktan dolayı öteleyerek bir süre sonra daha ciddi hastalık sonuçlarıyla karşılaşabiliyorlar. Bundan dolayı Anadolu Sigorta ile yaptığımız bu proje sayesinde kişilerin iş yerlerine, evlerine bu hizmeti götürüyoruz. Onun dışında eğer bir görüntüleme (ultrason, MR, tomografi) işi varsa biz yine bunu hastanın bulunduğunu lokasyondaki anlaşmalı merkezimize arkadaşlarımızın özel araçlarla alıp onları mevcut olan anlaşmalı kurumlara götürerek hizmet almalarını ardından da istedikleri yere bırakma suretiyle hizmet veriyoruz. Böylelikle bu çalışmalar hem kişiye konfor sağlıyor hem de hastalıkların daha fazla ileriye gitmeden bir an önce tedavi kısmına geçmelerini sağlıyor.

 

 

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin