İyi Görün ve İyi Görünün

İyi Görün ve İyi Görünün İyi Görün ve İyi Görünün

Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Coşar, göz ve göz çevresi için yaşlanma karşıtı tedavileri anlattı...

Yaşımız ilerledikçe görme alanımız daralıyor, gözümüzde ve göz çevremizde sorunlar belirmeye başlıyor. 40’lı yaşlarda yakını iyi görememeye başlıyoruz, katarakt ve göz tansiyonu gibi riskler beliriyor, yüzümüzdeki kırışıklıkların da ilk oluştuğu yer yine göz çevremiz. Yaşla birlikte gözaltlarında torbalanma, üst göz kapaklarında sarkma ve göz kenarlarında “kaz ayakları” denen kırışıklıklar oluşunca bu kez çareler aramaya başlıyoruz. Peki, hem iyi görüp hem de iyi görünmek için neler yapmalıyız? Ne gibi önlemler ve tedavi yöntemleri uygulanabiliyor? İşte bu soruların ve daha fazlasının cevabını öğrenmek için özellikle katarakt, lazer ve göz estetiği tedavilerinde uzman bir cerrah, aynı zamanda tıp öğrencilerini yetiştiren bir bilim insanı olan Acıbadem üniversitesi Göz Kliniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Coşar ile Klass okurları için konuştuk.

Banu Hanım, yaş almak gözlerimizi ve göz çevremizi nasıl etkiliyor?

 Yıllar geçtikçe, görme alanımız daralıyor. Renk hissimizde değişmeler oluyor: özellikle mavi ve mavi-yeşil tonlarını ayırt etme kabiliyetimiz düşüyor. Görüntülerdeki kontrast azalıyor. Gözyaşı salınımı azalıyor, göz kuruluğu oluşuyor. Kırklı yaşlarda yakını net görememeye başlıyoruz. Gözümüzün içindeki lens şeffaflığını yitiriyor ve katarakt gelişiyor. Ayrıca sarı noktada (görme merkezinde) bozulma başlıyor, glokom (göz tansiyonu) riski artıyor. Göz çevresi cildi, yüzümüzdeki kırışıklıkların ilk başladığı bölge... Bunun nedeni, göz çevresindeki cildin ince olması, altında yağ dokusu olmaması ve gülme gibi mimik hareketleri... Yaşla birlikte gözaltlarında torbalanma, üst göz kapaklarında sarkma ve göz kenarlarında “kaz ayakları” denen kırışıklıklar oluşuyor.

Göz ve göz çevremizi yaşlanma etkilerine karşı korumak mümkün mü?

Yaşlanmayı tamamen durduramayız ama yavaşlatabiliriz. Göz için en önemli yaşlandırıcı etkenlerden biri güneşin ultraviyole ışınları… Güneş, gözümüzün hemen hemen tüm tabakalarına zarar veriyor. Ultraviyolenin oluşturduğu başlıca göz hastalıkları arasında; gözde et gelişimi (pterjiyum), katarakt ve yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (görme merkezinde bozulma) yer alıyor. Göz çevresi cildini korumak için de güneşten korunmak çok önemli... Bunun için UV blokajı içeren bakım ve makyaj ürünlerini kullanın. Güneş gözlüğü seçerken göz çevresini de örten geniş modelleri tercih edin. Haftada 2-3 kez balık yemek ve sebze-meyve ağırlıklı beslenmek göz kuruluğu ve sarı nokta hastalığı için faydalı. Ayrıca diyetimizi, C vitamini, E vitamini, lutein, zeaksantin, çinko, bakır, omega 3 gibi göze iyi gelen gıda takviyesi ve vitaminlerle de destekleyebiliriz.

40 yaş sonrası yakın görüş problemi için ne yapabiliriz?

40 yaşından sonra, okuma ve bilgisayarla çalışma gibi yakın mesafe görüş gerektiren aktivitelerde zorlanmaya başlarız. Yaşa bağlı yakını görememe problemine “presbiyopi” adını veriyoruz. Yakını göremiyorsanız; gözlük, kontakt lens veya göz içi trifokal (akıllı) lens ameliyatı seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz.

Katarakt nedir? Tedavisi nedir?

Gözümüzün içindeki lensin şeffaflığını yitirmesine ve bir perde gibi görmeyi örtmesine “katarakt” diyoruz. Günümüzde kataraktın tek tedavisi ameliyattır. Katarakt ameliyatı sırasında göz içine konan trifokal (akıllı) lensler sayesinde; yakın-orta ve uzak mesafede gözlüksüz net görüş sağlayabiliyoruz.

Göz kapağı sarkmaları ve gözaltı torbalarından nasıl kurtulabiliriz?

Göz kapağındaki sarkmalar ve torbalanmalar için “blefaroplasti” denen göz kapağı estetik operasyonunu uyguluyoruz. Bu operasyon, genel anestezi gerektirmiyor; uyuşturucu damla ve iğne ile yapılıyor. üst göz kapakları için toplam 40 dakika kadar, alt göz kapakları için de 50-60 dakika kadar sürüyor.

Göz çevresindeki koyu (mor) halkalar, kırışıklıklar ve torbalanmalar için ne yapabiliriz?

Göz çevrenizde cilt renginiz koyuysa; içinde “meyan kökü” ve “arnika” gibi beyazlatıcılar içeren göz çevresi kremlerini düzenli kullanmanız uygun olur. Gözaltınızda çökme ve mor halkalar mevcutsa, bunlar dolgu maddesi ile doldurulabilir. Bu uygulamaya “gözaltı ışık dolgusu” deniyor. Uygulama gözaltı bölgesi buz veya soğuk kompres ile soğutulduktan sonra, oturur pozisyonda iken yapılıyor. Dolgu maddesi gözaltına kanül ile veriliyor. Ağrılı bir işlem değil. Göz çevresindeki kırışıklıkları gidermede ise en yaygın kullanılan yöntem botulinum toksin… Göz çevresine yapılan botulinum toksin iğneleri, geçici süre ile göz çevresinde “kaz ayağı” denen kırışıklıkları düzeltiyor. Bunu, göz çevresindeki mimik kaslarını bloke ederek sağlıyor. Gözaltlarınızdaki şişlikler için sabah soğuk kompres, daha sonra da dekonjestan (şişlik alıcı) krem kullanabilirsiniz. Bu kremler göz torbalarındaki kılcal damarları büzüştürerek, sürer sürmez şişlikleri azaltırlar. Tabii geçici bir süreliğine! Böyle bir uygulamayı alışkanlık haline getirmeyi önermiyoruz, sadece fotoğraf çekimi öncesinde veya özel günlerde kullanılabilir. Eğer gözaltlarınız belirgin şekilde torbalı ise bu torbalardan kalıcı şekilde kurtulmak için blefaroplasti ameliyatı gerekir.