Kendinizi Yansıtacak Bir İş Yapıyorsanız Başarı Kaçılmaz Olur

Kendinizi Yansıtacak Bir İş Yapıyorsanız Başarı Kaçılmaz Olur Kendinizi Yansıtacak Bir İş Yapıyorsanız Başarı Kaçılmaz Olur

Coşkun Yılmaz, yurt içi ve yurt dışındaki turizm ve entertainment yatırımlarını Klass’a anlattı...

Kurucusu olduğu ve Türkiye’nin önde gelen elektrik taahhüt firmalarından Uğurcan Elektrik’in sahibi Coşkun Yılmaz, son yıllarda yatırım rotalarını turizm ve eğlence sektörüne çevirdi. 27 yıldır hizmet veren Uğurcan Elektrik sektöründe başarılı yolculuğuna firmanın ikinci kuşak temsilcisi Sinan Uğur Yılmaz yönetiminde devam ederken Coşkun Yılmaz ise şu sıralar enerjisini Fethiye Kabak koyunda hizmet veren Lissiya Hotel ve Almanya’daki entertainment yatırımlarına veriyor. Dördüncü sezonunu yaşayan Lissiya Hotel hizmet kalitesiyle kusursuzluğu sunarken Türk turizmine de değer katan önemli bir yatırım. Coşkun Yılmaz, Lissiya Hotel’in yarattığı farklılıkları, Almanya eğlence sektörüne getirdiği soluğu ve turizm dünyasındaki hedeflerini Klass’a anlattı.

“Biz Lissiya Hotel’de, olmayan bir konsepti yarattık. Biraz Uzak Doğu biraz Türk el işleme sanatlarını ön planına çıkarttık. Otelin peyzajında biraz Uzak Doğu motiflerine yer verdik. Tabi bunun görsel zevk ve konaklama konforunun yanına damak tadı olarak Akdeniz Yemekleri, Türk Yemekleri, İtalyan Yemekleri olarak karışık bir konsept sunduk. Bunda da başarılı olduk.”

 

“Türkiye’de şehir otelciliğine girmeyi planlıyoruz. Şehir otelciliğinde Lissiya’nın  konseptini tekrardan nasıl uyarlayacağımız konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ona göre lokasyonlar arıyoruz;  sessizliği ve sakinliği olacak, konforu ve doğallığı yaşayacak, odalarda aynı ahşap görselleri ortaya koyan bir otel ortaya çıkarmak istiyoruz.”

 

 

Coşkun Bey, Fethiye’nin en güzel yerinde Kabak Koyu’nda konumlanan sahibi olduğunuz Lissiya Hotel bu yıl itibariyle dördüncü sezonunu yaşıyor. Sizce otelinizin kısa sürede tatilcilerin vazgeçilmez noktalarından biri haline gelmesinin nedeni nedir?

Kendinizi yansıtacak bir iş yapıyorsanız ve özverili bir şekilde işin her bir detayını düşünüyorsanız başarı kaçılmaz olur. Biz de dört yıl önce bu düşünceyle Lissiya Hotel’i yerli turistlerin yanı sıra dünyanın dört bir tarafından gelen yabancı turistlerin de hayran kaldığı Kabak Koyu’nda hayata geçirdik. Bunun için dünyanın farklı noktalarındaki otellerde konaklayarak oraların havasını soludum ve yoğun bir iş temposuna sahip insanların küçük kaçamaklar yaparak deşarj olabilecekleri bir yer yaratmak için neler yapabileceğimi araştırdım. öncelikle her şeyi doğallık üzerine kurgulamam gerektiğini gördüm. Misafirlere sunulan yiyecek-içecekten yataklara serilen nevresimlere, dekorasyonda kullanılan ahşaplara kadar her şeyin organik olmasına özen gösterdik. Lissiya’yı tercih eden misafirlerimiz sedir ağaçlarından el işçiliğiyle üretilen mobilyalarımızın yer aldığı odalarda organik keten nevresimler üzerinde mis gibi sedir kokusu eşliğinde huzurlu bir uykuya dalıyorlar.

 

“MİSAFİRLERİMİZE, HOŞ SOHBETLE, SICAKLIKLA, SIKMADAN HİZMET VERİYORUZ”

Fethiye’de hizmet veren Lissiya Hotel hem sahip olduğu doğayla hem de hizmet kalitesiyle büyülüyor. Peki, Lissiya’yı bu kadar özel yapan nedir?

Biz Lissiya Hotel’de olmayan bir konsepti yarattık. Biraz Uzak Doğu biraz Türk el işleme sanatlarını ön planına çıkarttık. Tabi bunun görsel zevk ve konaklama konforunun yanına damak tadı olarak Akdeniz Yemekleri, Türk Yemekleri, İtalyan Yemekleri olarak karışık bir konsept sunduk. Bunda da başarılı olduk. Şeflerimiz branşlarında çok başarılı. çalışanlarla aile gibiyiz. Misafirlerle soğuk bir servis elemanı-misafir ilişkisi değil de tam tersine hoş sohbetle, sıcaklıkla, sıkmadan hizmet veriyoruz. Tabi ciddiyeti elden bırakmadan kaliteyi de üzerine oturtarak hizmetimizi perçinlemiş oluyoruz. Lissiya, bu saydıklarımla birlikte güzel bir ivme yakaladı. Bunun yanı sıra Türkiye’de şehir otelciliğine girmeyi düşünüyoruz. Şehir otelciliğinde Lissiya’nın o konseptini tekrardan nasıl uyarlayacağımız konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ona göre lokasyonlar arıyoruz; o sessizliği, sakinliği olacak, o konforu, doğallığı yaşayacak, odalarda aynı ahşap görselleri ortaya koyan bir otel ortaya çıkarmak istiyoruz. Bununla ilgili arayış içerisindeyiz. Şu anda İstanbul ya da Kıbrıs için bunu düşünüyoruz.

 

Turizm dışında yurtdışında entertainment alanına da giriş yaptınız. Bu konudaki çalışmalarınız nasıl ilerliyor?

Entertainment alanındaki planlamalarımızda tek bir marka üzerinden değil ortağımla Stuttgart’ta kurduğumuz şirketimizin altında 5-6 tane markayı toplamayı düşündük. Bununla ilgili ciddi ortaklıklar sağladık. Kurduğumuz Meksika restoranı Almanya’da bilindik bir ünlü bir restoran. Ama sadece restoran olarak görmeyelim; barı, kokteyli, tekilaları kendine özgü olan bir yer. Aynı zamanda da hafta sonları salsa geceleri ve latin dansları geceleri yapılıyor. Ciddi bir kalabalık oluyor. Birinci yılımızı 1 Temmuz’da kutladık. Bir gecede yaklaşık 2 bin kişi ağırladık. Şimdi bu konseptten bir tane daha açmayı planlıyoruz. Fakat biz bu yatırımlarımızı tek bir marka üzerinden değil, ortağımla orada kurduğumuz şirketimizde entertainment alanında 5-6 tane markayı bünyemizde toplamayı düşünüyoruz. Bununla ilgili ciddi ortaklıklar sağladık. Mesela Joe Penas’ın ciddi oranla ortağıyız. Türkiye isim hakları bizde. Ancak şimdi Deep Bira markasının sponsorluğunda Alman restoranları açacağız. 2 tane Alman restoranı açmayı planlıyoruz, 1 tane yine Meksika restoranı açmayı planlıyoruz. 2 sene içinde toplamda 6-7 tane restorana ulaşmayı hedefliyoruz. İlerleyen yıllarda Stuttgard’da bir otel de düşünüyoruz. Lissiya’yı oraya isim hakkıyla taşıyabiliriz.

 

“ALMANYA’DA EĞLENCE KüLTüRüNü ELE ALMAYI PLANLIYORUZ”

Hangi şehirlerde olmayı planlıyorsunuz?

Leonberg’te zaten varız. Böblingen’de ve Stuttgart merkez olmak üzere onun civarındaki şehirlerde düşünüyoruz. Ama Stuttgart merkezde 2-3 tane düşünüyoruz. Stuttgart merkezinde barlar sokağı diye bilinen Theodor Straße’de dünyaca ünlü markalar yer alıyor. Bizim de oralarda görüşmelerimiz oluyor. Almanya’nın yeme-içme kültürü oturmuş durumda. Kriz oldu veya enflasyon düştü gibi etkenler kimseyi etkilemiyor, çünkü herkes dışarıda yiyor. Bizim hedef kitlemiz de orijinal Almanlar; Almanlara yönelik onların eğlenebileceği, Almanların kültür anlayışına hitap eden markaları açıyoruz. Herhalde 2018 yılında 6 şubeye ulaşırız. Almanya’da eğlence kültürünü ele almayı planlıyoruz.

 

“BAŞLANGIç GEMİMİZ ELEKTRİK TAAHHüTTEN LİSSİYA HOTEL’E YAVAŞ YAVAŞ HOBİ OLARAK GEçİŞ YAPINCA ENTERTAİNMENT’IN TADINI ALDIK”

Peki, Elektirik Taahhüt sektöründen diğer sektörlere geçişiniz nasıl oldu?

Başlangıç gemimiz elektrik taahhütten Lissiya Hotel’e yavaş yavaş hobi olarak geçiş yapınca entertainment’ın tadını aldık. Elektriğin bize katkısı; bugüne kadar yaptığımız mağazalar, restoranlar, eğlence yerlerini gördükten sonra nerede ne yapılır, hangi kesimin nereyi tercih edeceğini çok iyi analiz ettik. Elektriğin bize entertainment’taki katkısı bu oldu. Mesela Almanya’da 2 sene yer araştırdık, en son bulduğumuz yerin doğru lokasyon olduğunu düşündük. Tahminlerimizde de yanılmadık ve şu anda iyi gidiyor.

 

çok farklı alanlarda yatırımlar yapıyorsunuz. Bunun kontrolünü nasıl sağlıyorsunuz?

Elektrik Taahhüt sektöründe güçlü, başarılı ve markaları da çok iyi olan bir firmayız. Şirketin başında oğlum Sinan Uğur Yılmaz duruyor. O zaten 27 yıllık bir firma, sistemi oturdu. Teknik ve idari ofisiyle artık çok da başarılı bir şekilde ilerliyor. Türkiye’de aydınlatma ve elektrik tasarımı sektöründe öncü bir firma. Bunun yanında bende artık yavaş yavaş entertainment tarafına yöneldim. Bu işler kurumsal bir disiplin istiyor. 5-10 tane yeri aynı anda idare etmek çok önemli. Bunlar merkezi sistem gerektiriyor. Bu da çok iyi otomasyon ve takip sistemi gerektiriyor. Biz de mesleki olarak zaten bunu yapıyoruz. Onu oturttuk, çalıştığımız yöneticilerimizin hepsi çok büyük özveriyle çalışıyorlar. Şu anda çok iyi gidiyoruz.

 

Elektrik Taahhüt, otelcilik ve entertainment alanlarından hangisi size daha yakın geliyor?

Yavaş yavaş otelciliği daha çok sevmeye başladım. Ama günümüz şartlarında Türkiye’de bu durum zorlaşıyor. Avrupalı ve Amerikalı turist kalmadı. Sektör bir tek Araplara kaldı. Türk ve Arap müşterilerimiz çoğunluklu ama açıkçası Türk müşterileri tercih ediyoruz. Dünyayı dolaşmış 5 yıldızlı 7 yıldızlı otellerde kalmış insanlar böyle yerlerde mutlu olamayıp farklı bir şey isteyince bizi buluyorlar. Biz de iyi bir hizmet sağlayınca bu sefer tercih sebebi oluyoruz.

 

Röportaj:Muammer Kapucuoğlu

Fotoğraf:Uğur Atun

Mekan: Sofa Hotel-Nişantaşı