Mehmet-Gülden Akalın Çifti Paylaştıkları Mutlu Evliliklerini Klass’a Anlattı

Mehmet-Gülden Akalın Çifti  Paylaştıkları Mutlu Evliliklerini Klass’a Anlattı Mehmet-Gülden Akalın Çifti Paylaştıkları Mutlu Evliliklerini Klass’a Anlattı

Güven, sabır, çaba ve hoşgörü mutlu bir evlilik için olmazsa olmaz...

Mehmet-Gülden Akalın çiftinin mutlu beraberlikleri “İlk görüşte aşk!” dedirtecek cinsten… Kaçamak bakışmalarla başlayan ardından minik selamlaşmalarla devam eden bu aşk, Mehmet-Gülden Akalın çiftinin 3 ay içerisinde nikah masasına oturmasını sağladı. çift 7 yıllık huzurlu ve mutlu evliliklerini zaman içerisinde kızları Börte Berra ve oğulları Orhan Eren ile taçlandırdı. Birbirlerine her konuda destek olan çift hayatın tadını iki güzel evladıyla birlikte çıkarıyor. Kuzey Kıbrıs’ta yer alan 1001 Airport Mall’ün Genel Müdürü Mehmet Akalın ve eşi Gülden Akalın ilk görüşte başlayan aşklarını ve 7 yıllık mutlu evliliklerini Klass okurları için anlattılar. 

 

 

Mehmet Akalın: “Bugün geriye doğru baktığımda eşimin zorluklar karşısında yanımda dimdik durduğunu, ikimizin de tüm ebeveyn acemiliklerine rağmen iki evladımıza da layıkıyla annelik ve hatta atalık yaptığını görüyorum.”

 

Gülden Akalın: “Onun vicdanlı duruşunu, çocuklarıma babalık görevini layıkıyla yapmasını seviyorum. Mehmet yoğun iş temposunun içinde olmasına rağmen asla çocuklarını ihmal etmez; onlara iyiyi, doğruyu, dürüstlüğü, vicdanı aşılar.”

 

Mehmet Bey ve Gülden Hanım, 7 yıldır evlisiniz ve dünyalar tatlısı iki evladınızla mutlu bir hayatı paylaşıyorsunuz. öncelikle bu mutlu yuvanın kurulmasına vesile olan tanışmanızın nasıl gerçekleştiğini sizden dinleyebilir miyiz?

Mehmet Akalın: 2006 yılında Martı Danışmanlık olarak Karadeniz Ereğli’de bir projenin yönetimini üstlenmiştik. Bu nedenle iki yıl kadar Karadeniz Ereğli’de yoğun mesailerimiz oldu. Bölgeden birçok çalışma arkadaşımız da oldu. Bunlardan birisi de eşimin görümcesiydi. Birkaç defa eşimi çalışma arkadaşımızın yanında görmüştüm. Fakat Ereğli’de bulunduğum süre içerisinde eşimle sadece merhabalaşıyorduk. Ancak bu süre içerisinde uzaktan da olsa kendisini gözlemle ve tanıma şansım oldu. Bu noktada evlenebileceğim biri olarak açıkçası çok gönlüme sinmişti. Ereğli’den başka bir proje için Azerbaycan’a gittim. Bir gün Azerbaycan’dan eşimin görümcesini arayarak “Gülden ile görüşmek ve niyetimi paylaşmak istiyorum” dedim. Tahminimden kısa bir sürede olumlu yanıt gelince hemen Ereğli’ye gittim ve kendisiyle baş başa görüştüm. Onunla evlenmek ve ailesini ziyaret etmek istediğimi söyledim. Sonrası malum… Sevgili eşim Gülden ile 6 Haziran 2009’da evlendik. önce kızımız Börte Berra sonra da oğlumuz Orhan Eren hayatımıza Yüce Yaratan’ın lütfu olarak girdi.

Gülden Akalın: Eşimle çocukluğumun geçtiği memleketimde ilk açılan Ereylin AVM’de tanıştık. Kardeşimin eşi Mehmet’in ekibinde çalışmaktaydı ve AVM ziyaretlerimde mutlaka gelinimize uğrardım. Eşimle de gelinimizin ziyaretlerine gittiğimde tanıştım.

 

“EŞİMİN KüçüK SELAMLAŞMALARDAN OLUŞAN SANİYELİK TEBESSüMLERİ İçİMİ ISITTI”

İlk görüşmenizde birbirinize karşı bir şeyler hissetmeye başlamış mıydınız?

M.A. : Açıkçası evet. Bazı TV kanallarında lafı geçen hatta halk arasında da espri konusu edilen “elektrik alma” mevzusu var ya; bu biraz gerçek. Söylem olarak elektrik kelimesi tuhaf olsa da bir gerçek var ki birçok kriter ve duygusal opsiyon birkaç saniye içinde vücut bulunca insanın kimyası değişiyor. Elektriksel olmasa bile ilk görüşte kimyasal bir tepkimeyi hissettiğimi söylemeliyim.

G.A. : Eşimin küçük selamlaşmalardan oluşan saniyelik tebessümleri içimi ısıttı. Evlenme kararımızı aldığımız süre çevremizdekiler için kısa; fakat bizim için tam zamanında oldu. Mehmet bana karşı duygularını kelimelerle ifade ettikten 3 ay sonra evlendik. çevremizdekiler bir yıl öncesinde masum ve içimizi ıstan selamlaşmalarımızı bilmedikleri için bu sürenin kısa olduğunu düşündü. Benim için zor olan evimi, yaşadığım şehri, hayatımdaki her şeyi bir anda değiştirmekti. Ama Mehmet ile birlikte bunun hiç zor olmayacağını anladım. Mehmet’in davranışlarıyla, sözleriyle beni ve aşkımızı sahiplenmesi evlenme kararını bu kadar kısa sürede almamda etkili oldu.

 

“GERİYE DOĞRU BAKTIĞIMDA EŞİMİN ZORLUKLAR KARŞISINDA YANIMDA DİMDİK DURDUĞUNU GöRüYORUM”

Mehmet Bey, eşinizi sizden dinlersek bize nasıl tasvir edersiniz?

M.A. : Hayat herkese acı tatlı sürprizler sunuyor. Hayatımızı bir proje gibi yönettiğimizi zannediyoruz; ama kader denen iradenin önümüze koydukları ile baş etmemiz gerekiyor.  İşte tam da bu noktada eşlerin imtihanı başlıyor. Bugün geriye doğru baktığımda eşimin zorluklar karşısında yanımda dimdik durduğunu, ikimizin de tüm ebeveyn acemiliklerine rağmen iki evladımıza da layıkıyla annelik ve hatta atalık yaptığını görüyorum. Bu iki özelliği itibariyle eşime bir kere de sizin aracılığınızla şükranlarımı sunuyorum.

 

Gülden Hanım, peki siz eşinizi nasıl anlatırsınız? Mehmet Bey, nasıl bir eş ve babadır?

G.A. : Eşim dış görünüşü ile ne kadar sert dursa da aslında duygusal bir yapıya sahiptir. Onun vicdanlı duruşunu, çocuklarıma babalık görevini layıkıyla yapmasını seviyorum. Biz ebeveyn olmayı büyüklerimizden öğrendiklerimizle oluşturmadık. Kızımız Berra’yı ilk kucağımıza verdiklerinde hiç bir şey bilmeden başladığımız ebeveynlik hayatımızda her şeyi eşimle birlikte yaptık. Aslında anne-baba olmayı birlikte öğrendik. Eşim, bana desteğini hiç eksik etmedi. Mehmet yoğun iş temposunun içinde olmasına rağmen asla çocuklarını ihmal etmez; onlara iyiyi, doğruyu, dürüstlüğü, vicdanı aşılar.

 

Peki, birlikte geçirdiğiniz zamanlarda neler yapmaktan keyif alırsınız?

M.A. : İşlerimin yoğunluğu sebebiyle kısacık bir balayımız olmuştu. Evliliğimizin 9. ayında ise kızımız Börte Berra dünyaya geldi. Malum çocuk hayatınıza girdiğinde tüm hayat pratikleriniz değişiyor. Ben gezmeyi ve keşfetmeyi çok severim. Eşim de öyledir. İnsanlarda bebek olunca seyahat etmek zor gibi bir algı var. Ancak eşim ve ben önce Börte Berra sonra Orhan Eren ile birlikte dünyanın bir ucundan öbür ucuna hep beraber seyahat edip gezdik. Ailece gezmeye de devam ediyoruz. İkimiz de en sevdiğimiz ve keyif aldığımız konuya en sevdiklerimizi de dahil ederek daha da keyifli hale getirdik.

G.A. : Eşimle birlikte seyahat etmekten, yeni yerler keşfetmekten ve alışveriş yapmaktan çok büyük keyif alıyoruz. Kızımız Berra doğunca seyahatlerimizden hiç vazgeçmedik. Sonrasında oğlumuz Eren ile birlikte dünyanın bir ucuna hep birlikte gittik.

 

“ZORLUKLAR PAYLAŞTIKçA GüZELLEŞTİ”

çocuk sahibi olduktan sonra birlikte yapmaktan keyif aldığınız aktivitelerde bir değişiklik olmadığını belirtiyorsunuz. Peki, evlat sahibi olunca iç dünyanızda nasıl bir değişim gerçekleşti?

M.A. : Evlat sahibi olmak eşimi de beni de hızla büyüttü. çocuk sahibi olunca sorumluluklarımızı anladık. Ama bu bizim için asla zor olmadı. örneğin kızımız 22 günlükken Alp Dağları’ndan Como Gölü’ne arabayla gittik. Zorluklar paylaştıkça güzelleşti.

G.A. : çok şeyimizi değiştirdi. Anne olmanın verdiği sabrı yaşadım. Hayatıma sorumluluk duygusunun en ağırını yükledim. Görevim bundan sonra evladımı korumak, birlikte en iyi zamanı geçirmekti. Bunları yaparken eşimi ihmal etmedim diyemem; ettim. Ancak Mehmet de babalık sabrıyla değişikliklere uyum sağladı. Evlilikten 9 ay sonra kızımızı kucağımıza aldığımızdan dolayı evliliği aslında kızımızla şekillendirdik.

 

“SEVGİLİLER GüNü’MüZü GENELLİKLE SüRPRİZ SEYAHATLERLE GEçİRİRİZ”

Peki, bugüne kadar Sevgililer Günü’nüzü nasıl geçirdiniz? Bu Sevgililer Günü’nde neler yapmayı planlıyorsunuz?

M.A. : 2013 yılında eşime çok büyük bir Sevgililer Günü sürprizi yaptım. Tüm ön hazırlıkları tamamlayıp eşimi 14 Şubat’ta Umre’ye götürdüm. Memnuniyeti benim için en büyük ödüldü. Sevgililer Günü’nde genellikle bir yerlere gideriz. Bir defasında Milano’da, başka bir yıl Amsterdam’da, bir başka seferinde de kendi köyümüz Efeköyün’deydik. Her mekan değişimi Sevgililer Günü’ne dair akılda kalmayan klişelerden farklı olarak mutlaka hatırlanan, tatlı hatıraları barındıran bir sürece dönüştü. 

G.A. : Sevgililer Günü’müzü genellikle sürpriz seyahatlerle geçiririz. Bir keresinde eşim 14 Şubat’ta beni Umre’ye götürmüştü. Bu, bana sunduğu en güzel hediyeydi.

 

7 yıldır mutlu bir hayatı paylaşan bir çift olarak bizimle mutluluğunuzun sırlarını paylaşır mısınız? 

M.A. : “Evlilikte mutluluğun sırrı şudur” diye boyumu aşan bir şey söyleyemem. Ancak kendimce bir cevap vermem gerekirse; hak etmediğinizi düşündüğünüz halde eşiniz kırılmasın diye sözlerine katlanabiliyorsanız, cevap vermeniz gerektiği halde cevap vermeyerek sabır gösterebiliyorsanız, eşinizin size ve evlatlarınıza gösterdiği ihtimam ve özveri sebebiyle vefanız varsa mutlu olursunuz.

G.A. : Mutluluğun sırrını vermek gerçekten çok zor. çünkü bu, herkes için farklıdır. Ancak şunu söyleyebilirim; güven, sabır, çaba ve hoşgörü mutlu bir evlilik için olmazsa olmaz.