Octo Performans ve Aktivite Merkezi Sahibi Selen Gökçe Gelecek Hedeflerini Anlattı

Octo Performans ve Aktivite Merkezi Sahibi Selen Gökçe Gelecek Hedeflerini Anlattı  Octo Performans ve Aktivite Merkezi Sahibi Selen Gökçe Gelecek Hedeflerini Anlattı

8 Boyutlu zeka kuramını oyun terapisiyle birleştiren eğitim metodolojileri kullanıyoruz...

Yaşanmış, deneyimlenmiş ve başarıya ulaşmış yöntemleri; çocuklarının gelecekte “başarılı ve özgüvenli” bireyler olması için çabalayan anne babalarla buluşturan OCTO Performans ve Aktivite Merkezi; 8 boyutlu zeka referans alarak her çocuğun özel yetenek alanına uygun eğitim veriyor. Adını İngilizce Octopus (ahtapot) sözcüğünden alan OCTO, çocukları sekiz boyutlu zeka kuramının kollarıyla sararak, mutlu, meraklı, özgüvenli, neşeli bireyler haline getirmek için çalışıyor. “Bizim vizyonumuzda teknoloji var. Sonuna kadar teknolojinin her şeyini kullanıyoruz” diyen Octo Performans ve Aktivite Merkezi’nin sahibi Selen Gökçe Octo’nun kurulma amacını, çalışma prensiplerini, çocuklara teknolojiyi sonuna kadar kullanarak ne yönde eğitimler verildiğini ve gelecek planlarını Klass okurları için anlattı.   

 

“5-17 yaş grubu arasındaki bütün çocuklar maker stüdyodan robotik atölyesinden yararlanabiliyorlar. çocuklar burada kodlama yapıyorlar, uzaktan kumandalı araba yapıyorlar, robot yapıyorlar. MBotlarla çocuklar arduino kullanarak robot yapmayı öğreniyorlar.”

 

“Burada üstün zekalılar sınıfımız var. O üstün zekalılar sınıfında IQ’su 130+ olan çocuklara destek oluyoruz. üstün zekalı çocukları zenginleştirme eğitimleri veriyoruz. Burası aynı zamanda pedagojik bir merkez. Sürekli her derse pedagog giriyor ve çocuklar hakkında raporlar düzenliyor. Düzenli olarak 2 haftada bir veliye çocuklarının gelişimi hakkında pedagogumuz rapor veriyor.”

 

Firmanız kuruluşundan Octo Performans ve Aktivite Merkezi’nin bugüne kadar ki hikayesinden biraz bahseder misiniz? Burada neler yapıyorsunuz?

Aslında burası eski bir firma. İlk önce Bulvar 216’da kuruldu sonra buraya taşındı. 8 Ekim’de açılışını yaptık. Burası Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir akademi. çeşitli atölyelerimiz var, iki katlı bir yer. Yukarıda müzik odamız var. çocuklar Royal Akademi müzik sınavlarına, piyano sınavlarına hazırlanıyorlar. Ritim ve çeşitli enstrüman derslerimiz, birebir ve grup derslerimiz, solfej derslerimiz var. Bir cooking atölyesimiz bulunuyor. Orada hocamız her yaş grubuna göre farklı müfredat uyguluyor. Bütün derslerimiz için müfredatlar var. Orada da dünya mutfağından pastacılık kursuna kadar figür yapımına kadar hepsi var. Sanat atölyemiz var; orada da güzel sanatlardan bir hocamız var. Seramik, ebru, tuval çalışmaları gibi çalışmalar yapılıyor. Ve kursu bitiren tüm çocuklar bütün ressamları bir şekilde öğrenmiş oluyorlar ve çocuklar kendilerine bir ekol seçiyorlar. Birisi Leonardo Da Vinci’nin yolundan giderken öbürü Picasso’nun yolundan gidiyor. Bir tane robotik atölyemiz var. Ben bilgisayar yüksek mühendisiyim. Hep hayalim bir maker stüdyo açmaktı. Türkiye’nin en kapsamlı en büyük robotik atölyesini açtık. Amerika’da birçok yerde var bu. Artık okullarda da ders olarak işletiliyor. Biz de Türkiye’de bunu insanlara öğretmeye çalışıyoruz. Maker, elektronikle sanatın birleşmiş hali. çocuklar burada kodlama yapmayı öğreniyorlar.

 

“çOCUKLAR KODLAMA YAPIYORLAR, UZAKTAN KUMANDALI ARABA YAPIYORLAR, ROBOT YAPIYORLAR”

Kaç yaş grubuna hitap ediyorsunuz ve maker stüdyoda robotik atölyede çocuklar neler yapıyorlar?

5-17 yaş grubu arasındaki bütün çocuklar maker stüdyodan robotik atölyesinden yararlanabiliyorlar. Hocamız Bager Akbay başarılı bir akademisyen. çocuklar burada kodlama yapıyorlar, uzaktan kumandalı araba yapıyorlar, robot yapıyorlar. MBotlarla çocuklar arduino kullanarak robot yapmayı öğreniyorlar. Ultimaker 3 boyutlu printerımız var. çocuklar grafikler tasarlayıp onları basıyorlar; evlerine götürüyorlar. Mesela çocuklar bir oyuncak aldıkları zaman genelde iki dakika bakıp çöpe atıyorlar. Ama çocuk kendisi bir şeyi dizayn edip printer’da bastığı zaman o onun için çok kıymetli oluyor. çocuklar yaklaşık üç ayda 12 haftalık bir kursta kodlamanın temel eğitimlerini alıyorlar. İlk mezunlarımızı verdik. Artık uzmanlaştılar. Bazıları kodlama tarafında uzmanlaştı, bazıları dizayn tarafında, bazıları elektronik tarafında, bazıları arduino tarafında uzmanlaştı. Geçenlerde drone uçurduk burada. Kendi filmlerini çekip video edit’lemeyi öğreniyorlar.

 

Tiyatro ya da sportif faaliyetleriniz de var mı?

Temel oyunculuk atölyelerimiz var. Burada çocuklar konservatuardan gelen hocamızla diksiyon, ses, nefes, temel oyunculuk eğitimleri alıyorlar ve bir müsamere hazırlıyorlar. Ezber yapmayı öğreniyorlar, oyun kuruyorlar, doğaçlama yapıyorlar. Farklı gruplarda yer almak üzere 5 yaşındaki çocuğumuzda 16 yaşındaki çocuğumuzda bu derslere giriyorlar. Bir fitness salonumuz var. Burada da iki yaşında anne-çocuk grubundan büyük gruplarda dans kursuna kadar fitness’ı, zumba’yı, kids fitness’ı, temel jimnastiği öğreniyorlar. Doğum günü partileri de yapıyoruz burada. Ama bu doğum günü partileri herhangi bir parti evindeki şekliyle değil. Burada çocuklar mutlaka bir atölye yapıyorlar. Ya mutfakta bir şeyler yapıyorlar ya da spor parkurlarımızda eğleniyorlar. Ebeveynler ise şık cafemizde oturup keyifli vakit geçiriyorlar.

 

“OCTO, AYNI ZAMANDA PEDAGOJİK BİR MERKEZ. HER DERSE PEDAGOG GİRİYOR”

Size başvuran üstün zekalı çocuklar için nasıl bir uygulamanız var?

Burada üstün zekalılar sınıfımız var. O üstün zekalılar sınıfında IQ’su 130+ olan çocuklara destek oluyoruz. üstün zekalı çocukları zenginleştirme eğitimleri veriyoruz. Burası aynı zamanda pedagojik bir merkez. Sürekli her derse pedagog giriyor ve çocuklar hakkında raporlar düzenliyor. Düzenli olarak iki haftada bir veliye çocuklarının gelişimi hakkında pedagogumuz rapor veriyor. İhtiyacı olanlara oyun terapisi, sanat terapisi, birebir terapi, aile terapisi gibi terapiler de veriyor pedagogumuz. Aynı zamanda burada zeka testleri de yapılıyor. Her çocuğa 8’li zeka sistemi uyguluyoruz. 10 dakikalık bir sınav bu. Bu testte çocuğun hangi tarafa doğru yeteneği var olduğunu çözüyoruz. Ve çocukları o yöne doğru teşvik ediyoruz, ona göre plan hazırlıyoruz. Mesela çocuğun sanat zekası yüksekse piyano, resim dersleri alması gerektiğini düşünüyoruz. Matematik zekası da düşükse robotikle biraz hareketlendirebiliriz diye düşünüyoruz. Tabi karşılıklı velilerle görüşerek bunu yapıyoruz.

 

Peki, çocuklar hangi saat aralıklarında burada bulunuyorlar?

Anne-çocuk grubumuz sabah saat 09.00’da başlıyor saat 16.00’a kadar devam ediyor. 09.00-16.00 arasında iki grubumuz oluyor. Sabah grubumuz 09.00’dan 12.00’ye kadar diğer grubumuz 14.00 ile 16.00 arasında. Anne-çocuk grubunda çocuklar burada bir saat jimnastik eğitimi alıyorlar. Bir saat de sanat dersleri alıyorlar. Etkileşimli masal saati, mutfak saati var. Arada da bunları alıyorlar. Saat 16.00’dan sonra artık burada küçük çocuk tutmuyoruz. 16.00’dan sonra okullar kapandığı için artık ilkokul-ortaokul grubu gelmeye başlıyor. Burada okul sonrası zenginleştirme eğitimleri alıyorlar. çünkü okullarda böyle bir zenginleştirme eğitimi yok. Biz onu vermeye çalışıyoruz. Hafta sonu kurslarımız, atölyelerimiz var. Doğum günlerini de Cuma, cumartesi, pazar günleri yapıyoruz.

 

Diğer okullardan farkınız nedir?

Böyle bir okul tam olarak yok. Bizimkisi çok kapsamlı. Bir kere 8’li zeka sistemini uygulayan okul yok. Birçok okulda çocuk eğer uyum sağlayamıyorsa çocuğu okuldan uzaklaştırıyorlar. çocuğunuz uyum sağlayamadı okuldan alın diyorlar. Biz de asla hiçbir çocuk buradan atılmaz. En karşı olduğum durum bu. Bizim vizyonumuz bu. Bizim vizyonumuzda teknoloji var. Sonuna kadar teknolojinin her şeyini kullanıyoruz. Nintendo’lar, drone’lar, barkovizyon’lar, laptop’lar, ipad’ler, burada teknolojinin her şeyi var. Bazı anneler teknoloji olmasını istemiyorlar. çocuklarda bir kere problem çözme yeteneği gelişiyor bunları gördükçe. Farklı yetenekleri de gelişiyor. Karaoke yapıyoruz veya dans yarışmaları düzenliyoruz. VR konsolumuz var. Biz çocuklara bu oyunu oynatırken ben kendimden yola çıkıyorum. Benim oğlum Minecraft oynamayı seviyor. Ben bunu nasıl engellerim dedim, sonra neden engelliyim diye düşündüm. Bari bu çocuk bu oyunu yazmayı öğrensin dedim. Biz çocuklara VR’ı da gösteriyoruz ama VR’daki kodlamayı gösteriyoruz. çocuk ondan sonra onun içine oyun yazıyor. Mesela pinball yazan çocuğumuz var. Pinball’u sesle kontrol edilebilen bir kod geliştirdi. çocuğun kendisinin kodladığı bir bilgisayar oyunu. En azından çocuklar bir oyuna baktıkları zaman arka tarafta nasıl bir motorun çalıştığını onun nasıl yazıldığını biliyorlar. Yani biz burada vizyoner çocuk yetiştiriyoruz.

 

üyelik sistemiyle mi çalışıyorsunuz? Nasıl oluyor?

Kulüp sistemimiz var. Hafta sonu kulüp üyeliği, hafta arası kulüp üyeliği, sınırsız kulüp üyelikleri, hafta arası-hafta sonu ya da sadece kids dansa gelmek istiyorum, sadece müzik dersi almak istiyorum, sadece robotiğe gelmek istiyorum diyen çocuklar da var. Ona göre fiyatlar da değişiyor, ona göre raporlar değişiyor.

 

İnsanlar sizi nasıl buluyor?

8 Ekim’de açıldığımız için daha çok yeni bir kurumuz. Genelde kulaktan kulağa yayıldı, sosyal medyayı kullandık. Facebook’tan, Instagram’dan reklam verdik. Ve en çok bizim kitlemiz burada derse gelen bir çocuğun başka bir arkadaşını getirmesiyle oldu.

 

“UZUN SüREDİR ASTROLOJİYLE İLGİLENİYORUM. KENDİ HARİTAMA BAKTIM çOCUKLARLA İLGİLİ BİR ŞEY YAPMAM GEREKTİĞİNİ GöRDüM”

Peki, ilerdeki hedefleriniz nelerdir? Yeni şubeler açmayı planlıyor musunuz?

Ataşehir’deki merkezimizin yanı sıra Avrupa Yakası’nda ve Bağdat Caddesi’nde açmayı düşünüyoruz. İstanbul dışında da belki franchise verebiliriz. Bizim gibi vizyoner insanlar olursa, kafaca anlaşabilirsek olabilir. çünkü belli kalıplar var. Hiçbir çocuk buradan atılmaz. Bunu kabul ediyorsa ya da bir teknolojiyi sonuna kadar kullanacaksa bizimle yola çıkabilirler. çocuklarla oranın sahibi olan kişi birebir iletişime geçecek. Ben buradaki bütün çocukları tanıyorum. çünkü ben de anneyim. Bütün okullarda velilerin üst kata çıkması yasaktır. Burada öyle değil. Bütün okullarda duvarlar var; çocuklar dışarıyı, veliler içeriyi göremiyorlar. Burada her yer cam, şeffaf. çünkü bugüne kadar ben çocuklarımı bir yere götürdüğümde çocuklarımı izlememe izin vermediler. çocukların dikkatinin dağıldığını savunuyorlardı. Ben para veriyorum oraya, çocuklarımın dikkatinin dağıldığını görürsem ya da bir başka çocuğun dikkatinin dağıldığını görürsem orada bekleyecek halim yok. Giderim başka yerde otururum. Bizim velilerimiz de istediği zaman gelip çocuğunu izleyebilir. çocuk da annesini göreceğini biliyor; o yüzden çok rahat. Her şey burada şeffaf, duvar yok bizde. çünkü burayı anne mantığıyla kurdum. Ben velilerle de arkadaş oluyorum. Birlikte bir şeyler yapıyoruz, partiler düzenliyoruz. Buradaki bütün anneler birbirleriyle arkadaş. Hepsi ortak noktada, fikirde buluşabiliyorlar.

 

 

“BİZİM VELİLERİMİZ İSTEDİĞİ ZAMAN GELİP çOCUĞUNU İZLEYEBİLİR. çüNKü BURAYI ANNE MANTIĞIYLA KURDUM”

 

Peki, sizi Octo Performans’ı açmaya iten şey neydi?

Ben bilgisayar mühendisi olarak çalışıyordum. 2007 yılında hamile kaldığım için işi bırakmak zorunda kaldım. Arkasından ikinci çocuğumu doğurdum. Aralarında 20 ay var. Birisini tam büyütmeden bir tane daha olduğu için çok evde kaldım. Sonra büyüdüler dedim ki o kadar okuduk bir şey yapmam lazım, üretmem lazım. Baktım ki yazılımcılık işine geri dönemiyorum. Arada 7-10 sene kayıp. Bu arada sürekli çocuklarla okullarla, etütlerle, zenginleştirme kurslarıyla, spor akademileriyle ilgilendiğim için bu konuda tez yazacak hale geldim. Sonra çok geniş öğretmen çevrem oldu. Burada çalışan herkes eskiden beri birlikte olduğum insanlar. çalışanların hepsi çocuklarımın bir yerden öğretmeni. öyle bir topluluk ve herkes birbirini tanıyor seviyor. Böyle bir oluşum yapmak istediğimi onlarla paylaştım ve onların tecrübelerinden yararlandım. Eşimden finansal destek aldım. Bizim asıl işimiz inşaat. Eşim inşaat sektöründe müteahhitlik yapıyor. Bir de ben uzun süredir astrolojiyle ilgileniyorum. Kendi haritama baktım çocuklarla ilgili bir şey yapmam gerektiğini gördüm. İlerleyen zamanlarda belki butik bir okul kurabilirim. Anaokulundan liseye kadar… Bu mantalitede yine teknolojinin kullanıldığı, yabancı hocaların olduğu bir okul. Buraya gelen anneler çok mutlu, bize çok güveniyorlar. çünkü burada her şey şeffaf, çocukları da buradan mutlu ayrılıyor.