Olduğum Yerde Mutlu Olmayı Bilen Bir İnsanım

Olduğum Yerde Mutlu Olmayı Bilen Bir İnsanım Olduğum Yerde Mutlu Olmayı Bilen Bir İnsanım

Ünlü Avukat Deniz Zülfikari, özel ve yaşadığı çok özel annelik duygusunu Klass'a anlattı...

Marmara üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ünlü ceza avukatı Deniz Zülfikari, başarılı bir iş kadını olmanın yanı sıra aile yaşamında mutlu örnek bir anne. Yoğun iş yaşamının ardından İskender, Atilla ve Leyla isminde üç çocuk dünyaya getiren Av. Deniz Zülfikari, anne olduktan sonraki duygularını “Beni mutsuz eden ve mutlu eden şeylerin tanımı değişti. çocuklarımın mutluluğu ve sağlığı benim için her şeyden önce geliyor. çocuklardan sonra merhamet duygum, kadınlara saygım arttı ve kaygılanmanın ne demek olduğunu anladım” diyerek anlatıyor. “Olduğum yerde mutlu olmayı bilen bir insanım” diyen Zülfikarlar Holding Yönetim Kurulu üyesi Avukat Deniz Zülfikari ile yaşamındaki sağlıklı dengeyi nasıl kurduğunu, mutlu aile yaşantısını, bilinmeyen yönlerini ve yaşadığı çok özel annelik duygusunu Klass okurları için konuştuk. 

 

 

“Ayakkabı için gece uykusu kaçan kadınlara hep şaşırırım. Hiçbir zaman öyle biri olmadım, olamam da. Bir arkadaşımın çözülmeyecek bir sıkıntısı varsa işte o benim uykumu kaçırır. çocuklarımın sıkıntıları uykumu kaçırır. Ama onun dışında hiçbir şey uykumu kaçıramaz. Eğlenmeyi çok severim. Bazen gece geç saatlerde bile eşimle dışarı çıkarız. Her yere hazırlıksız gidebilirim. Spontane yaşamayı seviyorum.”

 

“Olduğum yerde mutlu olmayı bilen bir insanım. Ve çevremdeki insanlar da böyle olsun isterim. Başkası gibi olmam beklenilen ortamlardan da hemen uzaklaşıyorum. Olduğum gibi yaşamayı seviyorum. Kendinizi olmadığınız biri gibi göstermeye çalıştığınızda insanlar sizinle ilgili beklentilere girebiliyorlar. Kimse benim yaptığım yardımlarımı bilmez.”

 

Deniz Hanım, cemiyet ve iş dünyası sizi ünlü ceza avukatı olarak biliyor ve tanıyor. bunların dışında okuyucularımıza kendiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Marmara üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Uzun süre ceza avukatlığı yaptım. 2010 yılında İsfendiyar Zülfikari ile evlendim ve ardından çocuklarım dünyaya geldi. üç tane çocuğum var İskender, Atilla ve Leyla. 7, 4 ve 1,5 yaşındalar. çocuklarımın doğumu ile beni mutsuz eden ve mutlu eden şeylerin tanımı değişti. çocuklarımın mutluluğu ve sağlığı benim için her şeyden önce geliyor. Programsız yaşamayı seven bir insanım. öncelik çocuklarımındır ama gün içinde çocuklarım dahil değilse o an ne yapmak istiyorsam onu yaparım. Yürüyüş yaparım, tek başıma yemeğe giderim. Tek başıma bir şeyler yapmayı severim. Her kesimden arkadaşım vardır ve bu beni daha çok besler.

 

“BİR ARKADAŞIMIN çöZüLMEYECEK BİR SIKINTISI VARSA İŞTE O BENİM UYKUMU KAçIRIR.”

Programsız yaşamayı neden daha çok tercih ediyorsunuz?

çünkü bu benim hayata bakış açımı çok değiştiriyor. Sabah kalktığımda şükredeceğim şeyler ya da beni mutsuz edecek şeyler değişiyor. Ama hep aynı ortamda olsan hep aynı kişiler ve aynı kalıplar içerisinde kalsan sen de o kalıplar içerisinde kaybolup gidersin. Doğallık çok önemli der herkes. Ama hiçbirimiz doğal değiliz. İnsan doğduktan itibaren büyür, yaşlanır o sırada zaten doğallığı da kaybeder. önemli olan bunu az kaybetmek. Ayakkabı için gece uykusu kaçan kadınlara ben hep şaşırırım. Hiçbir zaman öyle biri olmadım, olamam da. Bir arkadaşımın çözülmeyecek bir sıkıntısı varsa işte o benim uykumu kaçırır. çocuklarımın sıkıntıları uykumu kaçırır. Ama onun dışında hiçbir şey uykumu kaçıramaz. Eğlenmeyi çok severim. Bazen gece geç saatlerde bile eşimle dışarı çıkarız. Her yere hazırlıksız gidebilirim. Spontane yaşamayı seviyorum. Ceza avukatlığı yaptığım için pek düz kalıplara oturmuş sistemde bir avukatlık sürecim olmadı. Her yere bir anda gidebilirsiniz, şehir dışına çıkarsınız… Alışveriş tatili diye bir şeyim yoktur. O anda bir şey görürüm ve alırım. Programlı olmayı sevmem. Bir stilim vardır ama stil ikonu olma gibi bir durumum yoktur.

 

“BİR ŞEYİN YA EN İYİSİNİ YAPMAK İSTERİM YA DA Hİç YAPMAK İSTEMEM”

Stil ikonu olmak gibi bir idealim yok dediniz. Moda anlayışınız nasıldır?

İçinde mutlu olmadığım, rahat olmadığım bir şeyi altın olsa bile giyemem. Evirip çevirip bir şeyleri tekrar tekrar giyerim ve herkes yeni bir şeyler giydiğimi düşünür. Kendime göre bir tarzım vardır. Elbiseyi etek yapabilirim. Gündüz giydiğim bir kıyafetle gece önemli bir yere gidebilirim. Aslan burcuyum, parlamayı ve gücü severim. Bunu dikkat çekmek için değil kendim için severim. Bir şeyin ya en iyisini yapmak isterim ya da hiç yapmak istemem. Arada yaşayamam. Ya siyah ya beyazdır, gri yoktur.

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Haziran sayısında..

Fotoğraflar: Ahmet çevik