Sağlık Varsa Güzellik Vardır, Güzellik Varsa İyilik Hali Vardır

Sağlık Varsa Güzellik Vardır, Güzellik Varsa İyilik Hali Vardır Sağlık Varsa Güzellik Vardır, Güzellik Varsa İyilik Hali Vardır

Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Sevgi Ekiyor, yeni kliniğinde vereceği hizmetleri ve çalışma felsefelerini Klass’a anlattı...

Cerrahi işleme gerek duyulmadan, kısa sürede sonuç alınan medikal estetik uygulamaları gün geçtikçe artan taleplerle beraber kendini sürekli yeni teknolojilerle geliştiriyor. Yurtiçi ve yurtdışında alanında gelişen teknolojileri yakından takip ederek hastalarına hizmet sunan Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Sevgi Ekiyor, medikal estetik ile sağlıklı yaşam yönetimini bir arada uygulayarak hastalarının problemlerini bütünsel bir şekilde ele alıyor. Kişinin önce cildini sağlığına kavuşturduktan sonra estetik işlemlerini uygulayan Sevgi Ekiyor, hastalarının daha doğal ve özgün bir görüntüye kavuşmasını felsefe edindiğini belirtiyor. Hastalarını yüksek dozda bilinçlendirerek uygulamalarını gerçekleştirdiğini söyleyen Dr. Sevgi Ekiyor, Nişantaşı’nda açtığı yeni kliniği ile hayata geçirdiği son teknolojik hizmetlerini ve çalışma felsefelerini Klass’a anlattı.

 

“Kişinin yüzünde yaptığım çalışmaları mimari ve restorasyon çalışmalarına benzetiyorum. önce cildin restorasyonunu yapıp sonrada 102 çeşit açı aralıkları olan altın oranlama dediğimiz tabirlerle mimari bölüme geçip yüzün simetrilerinin kaybedilmesi, altın oranlanması, daha fresh, daha doğal, daha özgün gözükmesi benim temel felsefem.”

 

“Medikal estetik ve sağlıklı yaşam yönetimini bir arada yapıyorum. çünkü sağlık varsa güzellik vardır, güzellik varsa iyilik hali vardır.”

 

Sevgi Hanım, medikal estetik alanında verdiğiniz hizmetleri Nişantaşı’nda yeni açmış olduğunuz muayenehanenizde devam ettiriyorsunuz. Burada ne gibi hizmetler vereceksiniz?

Zaten bilindiği üzere medikal estetik; ameliyatsız, neştersiz estetik yapmak demektir. Ama artık bu alan, çok hızlı bir yenilenme ve değişim sürecine girdi. Artık 3-4 ay içerisinde yeni bir ürün, yeni bir teknik, yeni bir bakış açısı gelebiliyor. O yüzden ben de bu yenilikleri her zaman yurtiçi ve yurtdışında takip eden, öncü insanlardan olmaya çalışıyorum. Burada da aynı şekilde eskiden beri var olan kökleşmiş estetik uygulamalarının yanı sıra teknolojik ve yeni teknikleri hastalarımıza uygulayacağız. Botoks uygulamaları, dolgu uygulamaları, çeşitli askı uygulamaları (örümcek askılama, Fransız askılama ve bunların güncellenen yeni tarafları da var) yeni kliniğimizde de olacak. Bunların dışında benim çok yönlendiğim uygulamalardan biri de kök hücre tedavileri olacak. Ayrıca saç aşısı gibi saçın komple ele alındığı tedavileri de uyguluyoruz. Her hasta saç ekimine uygun değildir ya da herkesin saç ekimi şansı yoktur. Bir de ekilen saç dökülmez diye yanlış bir tabir var. Fakat bu bilindiği gibi değil. Orası bir tarla ve oraya başka bir yerden fidan alıp koymuş oluyorsunuz. Ama sulamayıp, gübrelemezseniz orası kuraksa yine dökülecektir. O yüzden saç için yapılması gereken başlıca tedavilerde aslında o tarlanın düzeltilmesi ve kendi kendine saç çıkartılması gibi tedaviler öncülüğünü gösteriyor. Ginseng kök hücre tedavisi, saç aşısı gibi uygulamaları gerekirse hastaya ekibimle saç ekimi yapacak şekilde kombine tedavi öneriyorum. Bunların haricinde ben yüzde anti-aging uygulamayı çok seviyorum. çünkü kişinin yüzünde yaptığım çalışmaları mimari ve restorasyon çalışmalarına benzetiyorum. önce cildin restorasyonunu yapıp sonrada 102 çeşit açı aralıkları olan altın oranlama dediğimiz tabirlerle mimari bölüme geçip yüzün simetrilerinin kaybedilmesi, altın oranlanması, daha fresh, daha doğal, daha özgün gözükmesi benim temel felsefem. önce derinin temelini sağlıklaştırıp sonrasında dış görünüşünü şekillendirmeye geçiyoruz. Hastanın bazen cildinde vitamin eksiklikleri gözümüze çarpar. Bunlar günlük hayatımızda çok karşılaştığımız sorunlar arasında yer alıyor. Bunlardan cildimiz de çok fazla etkileniyor. Hastanın eğer vitamin eksiklikleri varsa öncelikle bunların giderilmesi gerekiyor. O yüzden medikal estetik ve sağlıklı yaşam yönetimini bir arada yapıyorum. çünkü sağlık varsa güzellik vardır, güzellik varsa iyilik hali vardır. Bu hepsini kapsayan bütünsel etkileşim halinde devam eder. Güzel ve estetik olmak için aynı zamanda sağlıklı yaşam desturuna sahip olmak gerektiğini her seferinde hastalarıma öğretmeye çalışıyorum. Yeni kliniğimizde de Eylül ayı itibariyle çalışmalarımıza başladık. Ama biraz hasta yoğunluğumuz olduğu için açılış davetimizi son eksiklikleri gözden geçirmek adına 10 Ekim tarihinde gerçekleştireceğiz.

 

“HASTAYI BüTüNSEL BİR ŞEKİLDE KOMPLE ELE ALIYORUM”

Medikal estetik uygulamalarınızın yanı sıra vermiş olduğunuz sağlıklı yaşam desteğiyle hastalarınıza ne gibi katkılar sağlamış oluyorsunuz? Bu şekilde nasıl bir fark yaratmış oluyorsunuz?

Tabi ki daha iyi ve kalıcı bir sonuç alıyoruz. Mesela kişinin tiroid parametrelerinde sıkıntılar var. Bu tiroid parametreleriniz dalgalanırken kilo alabilirsiniz, halsizlik problemleriniz olabilir, eklemlerinizde şişlikler olabilir. Bu durum kişinin yüzünde de şişlikler yaratabilir; göz çevrenizde, dudaklarınızda, yanak bölgenizde etkili olabilir. Bu kişiye göre ekstra ödemlenme hali olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla o insanın bu konularda risk sahibi olduğunu fark ettiğimde ona göre medikal detoks dediğim bir arınma programı düzenliyorum. Ozon tedavisine mutlaka başlıyorum. Böylece tiroid hormonlarının daha dengede çalışmasını ve onun vücudunda yaratacak olumsuz etkileri ortadan kaldırmaya çalışıyorum. Böyle bir hastaya dudak dolgusu, saç tedavisi, yüz germe veya badem göz estetiği yaptınız diyelim. Hastada olumlu bir sonuç almak daha zor bir seçenek. Ben bu çalışmalarımı yaparken hastalarımı da yüksek dozda bilinçlendiriyorum. O yüzden hastayı bütünsel bir şekilde komple ele alıyorum. Ben koruyucu bir hekimim aslında. Yaptığım sadece o kişinin medikal tedavisine ek olarak gündelik hayat düzenlemesi yapmak; nasıl beslenecek, nasıl uyuyacak, neleri yiyecek, neleri yemeyecek, supplement vitamin kullanmaya ihtiyacı var mı diye kontrollerini yapıyorum.

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ekim sayısında..

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin