Sloganımız Hiçbir Zaman Değişmez “Sevgi Birbirimize, Barış Hepimize

Sloganımız Hiçbir Zaman Değişmez “Sevgi Birbirimize, Barış Hepimize Sloganımız Hiçbir Zaman Değişmez “Sevgi Birbirimize, Barış Hepimize

Büyükçekmece Belediye Başkanı Doktor Hasan Akgün, Büyükçekmece’de hayata geçirdiği projelerini ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı..

Büyükçekmece Belediye Başkanı Doktor Hasan Akgün, kültür ve sanat kenti Büyükçekmece’ye beş dönemdir verdiği büyük hizmetlerle değer kazandırmaya devam ediyor. Doktor Hasan Akgün, dünyanın 3. Film Platosunu inşa ettirdiği Midwood başta olmak üzere bugüne kadar hiç yapılmamış olan, 7 şehrin mimarisini taşıyan Büyükçekmece Marinası projesi, 2018 yılında Tüyap Fuar Merkezi’ni Avrupa’da ilk üç arasına sokma çalışmaları ve her sene düzenli olarak gerçekleştirdikleri ve dünya ülkelerinden katılımın sürekli arttığı Büyükçekmece Kültür&Sanat Festivali ile başarılarını gözler önüne seriyor. Büyükçekmece Belediye’sini devamlı lider belediyeler arasında tutan, yaratıcı, girişimci ve Türkiye’yi dünyada başarıyla tanıtacak projeler inşa eden Doktor Hasan Akgün, 42 yıllık belediyecilik tecrübesiyle Büyükçekmece’de hayata geçirdiği projelerini, 28 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek 18. Büyükçekmece Kültür&Sanat Festivali’nin detaylarını, kendisine koyduğu hedefleri ve bunları nasıl gerçekleştirdiğini Klass’a anlattı.

 

“Belediyecilik hayatımın beş dönemi Büyükçekmece Belediyesi’nde geçti. Büyükçekmece’de koyduğum hedeflerin yüzde 90’ını gerçekleştirdim. Yüzde 10’u kaldı ama yüzde 10’da çok önemli projeler yer alıyor. Dünyanın 3. Film Platosunu yapacağız. Hollywood ve Bollywood’dan sonra ‘Midwood’… İkinci büyük proje Büyükçekmece Marinası’dır. Bugüne kadar hiç kimse 7 tane şehrin mimari tarzını marinaya taşımamıştı. Büyükçekmece Marinası 7 şehrin mimari tarzını taşıyan ilk projedir.”

 

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “10 projede Türkiye’yi tanıtacağım” demişti. 1 tanesi Büyükçekmece’de yapımı devam eden Midwood olmalıdır. çünkü dünyanın şu anda üçüncü büyük film platosunu hayata geçiriyoruz ve Midwood bütün Orta Doğu’ya, bütün Avrupa’ya hizmet edecek bir proje.”

 

“Her sene düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz Büyükçekmece Kültür&Sanat Festivali’nde 2000 genci ağırlıyoruz. ülkemize geldiklerinde programlarının dışında ülkemizin kültür ve sanat faaliyetlerinden örnekler sunup İstanbul’u gezdiriyoruz. Yemesi içmesi her şeyi bize ait bir şekilde 2000 kişiye Boğazı ve İstanbul’u tanıtıyoruz.”

 

“Burada hep şöyle bir algı var; hiçbir zaman Büyükçekmeceliler Kadıköy’e, Eminönü’ne gidiyorum demezler. İstanbul’a gidiyorum, İstanbul’dan geliyorum derler. Kendilerini hiçbir zaman İstanbullu kabul etmiyorlar. Büyükçekmece vatandaşı İstanbul’dan kopuk kalmış ve böyle bir gelenek oluşmuş. Büyükçekmece’nin avantajı İstanbul’un eğitim seviyesinin üç katı, Türkiye genel eğitim seviyesinden de 3,5 katı daha fazla eğitimli insanların oturduğu bir ilçe olması. Gecekondunun ve kaçak inşaatın uğrayamadığı bir ilçe.”

 

 

Hasan Bey, beş dönemdir Büyükçekmece Belediye Başkanlığı yapıyorsunuz. Genelde kültürel faaliyetlerle ilgili çalışmalar yapıp çevre düzenlemesine önem veren bir çizginiz var. Bu beş dönem içerisinde hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz ve bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Belediyecilik hayatımın beş dönemi Büyükçekmece Belediyesi’nde geçti; bir dönemde Küçükçekmece Belediyesi’nde görev aldım. 11 yıl da belediye başkan yardımcılığı derken toplamda 42 yıllık bir belediyecilik serüvenim var. Büyükçekmece’de koyduğum hedeflerin yüzde 90’ını gerçekleştirdim. Yüzde 10’u kaldı ama yüzde 10’da çok önemli projeler yer alıyor. Dünyanın 3. Film Platosunu yapacağız. Hollywood ve Bollywood’dan sonra ‘Midwood’… Ben Midwood’u Hollywood’dan üstün görüyorum. Midwood ülkenin tanıtımına çok büyük katkı sağlayacak. Jean-Claude Van Damme, Sylvester Stallone, Arnold Schwarzenegger gibi dünya yıldızları buraya geldi. Ekimde motor diyeceğiz. Ama tamamı üç sene sonra bitecek. çünkü 500 bin metrekare alanda Hollywood ve Bollywood’dan eksiği değil fazlası olan aynı zamanda buralardan esinlenerek hayata geçecek bir proje. Dünyanın starlarını orada görmeye başlayınca projelerimin bittiğine inanmaya başlayacağım. İkinci büyük proje Büyükçekmece Marinası’dır. Bittiği zaman Türkiye’nin tanıtımına, Türk turizmine özellikle yat turizmine çok fazla katkı sağlayacak bir kıyı tesisi ortaya çıkacak. Burası dünyada eşi benzeri olmayan bir proje. Ben Los Angeles’tan çin’e ne kadar marina varsa hepsini 7 yılda gezdim. Buralarda gördüklerimi kafamda canlandırıp Büyükçekmece Marina projesini ortaya koydum. Bugüne kadar hiç kimse 7 tane şehrin mimari tarzını marinaya taşımamıştı. Büyükçekmece Marinası 7 şehrin mimari tarzını taşıyan ilk projedir. önce Sirkeci Garı’na giriyorsunuz, sonra Saraybosna baş çarşıya geçiyorsunuz, oradan çıkıp Viyana’ya giriyoruz, oradan çıkıp Kuzey Doğu yapıyoruz Moskova’ya, oradan inip Berlin yapıyoruz, daha sonra Londra’ya, Londra’dan Paris’e geçiyoruz, Paris’ten de Venedik’e ve oradan tekrar İstanbul’a geçiyoruz. Proje 7 şehri temsil eden meydanlara sahip olduğundan adı ‘Seven City’. Bunu anlayabilmek için proje bittiğinde burayı gezmek lazım. Şu anda 299 iş yeri var ve hepsi tutuldu. 2500 araç kapasiteli otoparka sahip. Bunların hepsi 400 Milyon Euro’luk bir bütçeyle Alman sermayesiyle yapıldı.

 

Peki, bu projeler ne zaman hayata geçmiş olur?

Nasipse en az bir dönem daha buradayım. O zamana kadar tamamı bitmiş olur. Ama ondan sonra da biz rahat durmayız. Yeni projeler yaparız biz olmazsak da bizden sonra gelenler devam eder. Denizin içinde 7 yıldızlı 160 kattan oluşan bir otel projesi gerçekleştiriliyor. Türkiye’de başka yapan yok, başka yerde de görmedim zaten.

 

“MİDWOOD BüTüN ORTA DOĞU’YA VE BüTüN AVRUPA’YA HİZMET EDECEK BİR PROJE”

Bu projeleriniz Türkiye açısından nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “10 projede Türkiye’yi tanıtacağım” demişti. Bir tanesi Büyükçekmece’de yapımı devam eden Midwood olmalıdır. çünkü dünyanın şu anda üçüncü büyük film platosunu hayata geçiriyoruz ve Midwood bütün Orta Doğu’ya ve bütün Avrupa’ya hizmet edecek bir proje. 500 bin metrekare alana sahip. Aynı anda 28 film çekilebilecek, her türlü sahne çekilebilecek. Ben bunları basına çok fazla açmıyorum. çünkü büyük işlerin büyük düşmanları olur. Küçükçekmece Belediyesi’nde otobüs, su, elektrik, mezbaha işletme şefiydim. Mesela 1976’da kardeşimle Düsseldorf’daki kulede elma pastası yiyip kahvemi içerken bir gün belediye başkanlığı görevine gelirsem ben bu kulenin aynısını Türkiye’ye yapacağım dedim. 1976’da söyledim 1996 yılında yapımına başladım ve 1999’un Nisan ayında bitirdim.

 

“AMACIMIZ 2018 YILINDA TüYAP FUAR ALANINI AVRUPA’DA İLK üç ARASINA SOKMAK”

Hayata geçirmek istediğiniz başka projeleriniz var mı?

13 sene önce Hollywood’a gittiğimde Midwood’u hayata geçirmeyi planlamıştım. Dört sene önce de proje çalışmasına başladık. Televizyon kulesine de karar verdikten 20 sene sonra yanındaki fuarla beraber inşaatına başladık. Tüyap Fuar Merkezi’ni de ben televizyon kulesiyle birlikte buraya yapacağım dediğimde büyük siyasiler benimle dalga geçmişlerdi. Ama 11.11.1996 yılında saat 11.00’de Süleyman Demirel’e o fuarı açtırdım. Şu an fuar alanı Avrupa’nın 5’incisi sırasında yer alıyor. Amacımız 2018 yılında Tüyap Fuar Merkezi’ni Avrupa’da ilk üç arasına sokmak. Tüyap fuar alanından yerin altından televizyon kulesi tarafında yeni yapılacak alana geçilecek. Alttan yürüyen yollarla geçilecek ve oradan karşıya geçiyor olacağız. Kapalı alan büyüklüğü bakımından Frankfurt ve Köln’den sonra Tüyap gelecek.

 

“18 SENEDİR ARALIKSIZ üLKEMİZİN TANITIMINI YAPIYORUZ”

Büyükçekmece Belediyesi olarak kültür-sanat alanındaki projelerinizden bahseder misiniz?

Her sene düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’nde 2000 genci ağırlıyoruz. ülkemize geldiklerinde programlarının dışında ülkemizin kültür ve sanat faaliyetlerinden örnekler sunup İstanbul’u gezdiriyoruz. Yemesi içmesi her şeyi bize ait bir şekilde 2000 kişiye Boğazı ve İstanbul’u tanıtıyoruz. Anadolu Kavağı’nda tüm festival katılımcılarına balık ekmek, kola ve dondurma ısmarlıyoruz. Bu sene gelenler seneye gelemeyecek. Tekrardan gelmek isteyenleri bazen değişik gruba alıyoruz. çünkü çok talep oluyor. 3 sene önce gelip de 3 sene sonra tekrar gelen bir çocuk “Bizi tekrardan boğaza götürecek misin? Balık ekmek yiyeceğiz değil mi? Topkapı Sarayı’na gideceğiz değil mi? Galata Köprüsü’nün altından geçeceğiz değil mi?” diyor. Aslında biz 18 senedir aralıksız ülkemizin tanıtımını yapıyoruz. Ve dünyada sürekli bu şekilde devam eden festivaller çok azdır. Bunların içinde bizim festivalimiz de yer alıyor. Büyükçekmece, kültür-sanat ilçesidir. Sadece 13 tane çok aktif olan Türk Sanat Musikisi Cemiyeti var. Toplamda da 280 tane dernek var.

 

Kültür&Sanat festivalinin bu kadar büyüyeceğini hesaplamış mıydınız?

Tabi ki bunların hepsini hesaplayarak yaptım. çünkü dünyada gitmediğim festival yok. 17 Eylül’de bizden sonra dünyanın önemli festivallerinden biri olan Seul’deki Cheonan Festivali’nde olacağım.

 

Yurtdışı seyahatlerinizi tatil amaçlı değil de gördüklerinizin daha iyisini Büyükçekmece’de hayata geçirmek için gittiğiniz söylenebilir mi?

Başka ne işim olabilir? Yurtdışında benim tatilim o. 20-25 sene önce Roma’ya gittiğimde Türkiye’nin meydanları neresidir diye kendime sordum. Türk şehirciliğince meydanlar cami avlularıdır. Bu böyle planlanmıştır. Meydanımız yoktur. 9 saat hiç durmadan Roma sokaklarında yürümüşüm. Yanımda 2-3 kişi vardı. Onlar beni uyardıktan sonra bir sandviç ve bir şeyler içtiğimde 9 saat boyunca hiç durmadığımı fark ettim. Gittiğim bütün şehirlerin şehir dokusunu anlamak için şehrin ana merkezini mutlaka yürüyerek ve fotoğraf makinemle beraber gezerim. Herhalde 1 milyondan fazla fotoğraf stoğum vardır. Bunların hepsini özel 2-3 odada saklıyorum.

 

“DüNYANIN EN İYİ FESTİVALİ öDüLüNü ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Peki, başkanım siz bu şekilde bütün festivalleri takip ediyorsunuz. Diğer festivallerle Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’ni kıyasladığınızda aradaki fark nedir?

Mekan bakımından A Kategorisinin ilk 5’indeyiz. Polonya’da Altın Aslan Festivali çok önemlidir. Ama tarlada yapılıyor, yollarda yapılıyor, meydanlarda yapılıyor. Kervansaray’ın içinde workshop kuran hiç yok. 740 metrelik tarihi köprünün üzerinde 2000 gencin el ele tutuşarak; “Sevgi hepimize, barış hepimize” Türkçe ve İngilizce bağırdığı başka bir festival yok. Mekan bakımından yeni ile eskinin birleştiği yani lagün göl ile denizin birleştiği 500 yıllık bir köprünün olduğu ikinci bir festival alanı dünyada yok. O yüzden biz bu mekandan ötürü dünyanın en iyi festivali ödülünü almaya devam edeceğiz. Festivalde sanatçı olunca dışarıdan daha çok izleyen oluyor, sanatçı olmadığında sanattan anlayanlar ilgileniyor. Sanıyorum ki toplamda takip eden birkaç yüz bin kişidir. İzmir’den, çanakkale’den, Adapazarı’ndan, Bolu’dan yaz tatilimi Büyükçekmece Festivali’ne göre ayarlıyorum diyenler oluyor. özellikle asker ve öğretmen kesimi ve sanatı seven genç kesim yer alıyor.

 

“DüNYADA KONUKLARINI 5 YILDIZLI OTELLERDE KARŞILAYAN SADECE BüYüKçEKMECE BELEDİYESİ’DİR”

Peki, 28 Temmuz-5  Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek Büyükçekmece Kültür&Sanat Festivali’ni ekonomik anlamda incelersek nasıl bir boyut ortaya çıkıyor?

Festivalin iki ekonomik boyutu var. Birincisi bize mâl oluşu ikincisi bu festivale para koyanlar. Bu festivalin normal şartlarda minimum 25 milyonluk bir değeri vardır. Biz bunu 2,5 milyona çıkartıyoruz. Belediyenin cebinden bugüne kadar bunun yüzde 10’u veya 15’i çıkıyor. Yüzde 85’i sponsorlar tarafından karşılanıyor. Birinci sponsorumuz Akçansa ikinci sponsorumuz Tüyap, üçüncü sponsorumuz Kaya Ramada, dördüncüsü Pelikan Hill, Emaar gibi bölgemizdeki büyük kuruluşlar. Bazen nakit olarak ama çoğu zaman yapılacak işleri kendileri üstleniyor. Mesela bir sanatçı gelecekse bu sanatçıyı X firma üstlensin istiyoruz. Mesela Marin Princess Otel ve Kaya Ramada Otel misafirlerimizin konaklamalarını sağlıyorlar. Bizim isteklerimiz doğrultusundaki sayı kadar konuğun konaklamasını üstleniyor. Dünyada konuklarını 5 yıldızlı otellerde karşılayan sadece Büyükçekmece Belediyesi’dir, ikincisi yok. Festivallerin şartı da resmi bir öğrenci yurdu kabul ediliyor onun dışında resmi belgeli, ruhsatlı otel işletmesi olan otelleri kabul ediyorlar. çadırı falan kabul etmiyorlar. Biz diğer yerlere gittiğimiz zaman mesela Cheonan Festival’i büyük bir resort otelde ağırlıyor. Ama orası 3 yıldızlı. Ama bizim otellerimiz ortalama 4 yıldız ayarında diyebiliriz. çünkü 4 yıldızlı otellerde kalanlar da oluyor fakat 800-900 kişi 5 yıldızlı Marin Princess Otel’de kalıyor. Eser Otel’de de şehir merkezinde kalan özel misafirleri ağırlıyoruz. Şimdi Tüyap’ın birinci oteli olan Tüyap Palas’ı komple kapattık. Bir de Serdar Bilgili’nin 5 yıldızlı olarak yapmış olduğu yurdu kapattık. Onun dışında Arel üniversitesi’nin iki katlı villalardan oluşan çocukların kaldığı yurtlarda ağırlıyoruz.

 

Türkiye’nin reklam gelirine katkısı nasıl oluyor?

çok önemli bir katkısı var. Onların festivallerine, davetlerine gittiğimizde iki şey anlattılar; birincisi Büyükçekmece’de kaldıkları süre içerisinde vatandaşların onlara yaklaşımlarını, misafirperverliğini, ikincisi Boğaz’daki gezimiz ve onlara ikram ettiğim balık ekmeği hiç unutmuyorlar. Bunların dışında Eminönü, Galata Köprüsü ve Topkapı Sarayı ve çevresindeki geziyi unutmuyorlar. Orada bütün müzeleri geziyorlar ve ücret ödemiyorlar. Zaten festivale katılanlar genelde parası çok olmayan üniversite öğrencileri oluyor. Polonya, Güney Amerika ülkeleri, doğu ülkeleri, çin gibi ülkeler katılıyor. Festival süresince esnaf da payını alıyor. Bizim her sene bir temamız vardır. Bu seneki temamız ‘Sevgi ve Barış’ çünkü ülkemize sevgisizlik hakim oldu ve barışa da bu dünyanın çok ihtiyacı var. Ama sloganımız hiçbir zaman değişmez “Sevgi birbirimize, barış hepimize”

 

“BüYüKçEKMECE YAŞAM BAKIMINDAN AVRUPA STANDARTLARINA DOĞRU GİDEN BİR İLçE”

Son olarak belediye başkanlıkları sürecinizin kaç yılı Büyükçekmece’de geçti?

22 yıl başkan 11 yılı başkan yardımcısı olarak görev aldım. Ben belediye başkan yardımcısı olarak geldiğimde 1987’ye kadar burası beldeydi. Rahmetli Turgut özal’ı ağırlamıştık. Burayı mutlaka ilçe yapın sen burayı takip et dedi. Eski görev yerim Küçükçekmece ile birlikte ikisini aynı gün 4 Temmuz 1987’de ilçe yaptım. Bizim 350 bin nüfusumuz var. Mayıs’tan itibaren artıyor. 750 bin ile 1 milyon yüz bin arasında değişiklik gösteriyor. Ama burada hep şöyle bir algı var; hiçbir zaman Büyükçekmeceliler Kadıköy’e, Eminönü’ne gidiyorum demezler. İstanbul’a gidiyorum İstanbul’dan geliyorum derler. Kendisini hiçbir zaman İstanbullu kabul etmiyor. Büyükçekmece vatandaşı İstanbul’dan kopuk kalmış ve böyle bir gelenek oluşmuş. Büyükçekmece’nin avantajı İstanbul’un eğitim seviyesinin üç katı, Türkiye genel eğitim seviyesinden de 3,5 kat daha fazla eğitimli insanların oturduğu bir ilçe olması. Gecekondunun ve kaçak inşaatın uğrayamadığı bir ilçe. Kişi başına Türkiye’de şehir olarak planlanmış, resmi hale getirilmiş 150 metrekare yeşil alana sahip olan başka bir yerleşim merkezi yok. Burada kat yüksekliği ortalama üç kat. Mimaroba semtinde ise 15000 metrekare bir parsel içinde en fazla 15 katlı bina yapılabiliyor ve etrafında 8 bin metrekare yeşil alan kalıyor. Başka ilçelerde bunlar mümkün değil. Ama E5’ten geçerken bakan herkes Büyükçekmece’yi normal sıradan bir yer zannediyor. Büyükçekmece’nin içine girmeniz gerekiyor, göl havzasına gireceksiniz, çok iddialı villa kentleri göreceksiniz, oradaki meydanları, oradaki sanatsal yaklaşımları göreceksiniz. Sporunuzu, sanatınızı izleyeceksiniz, akşam hayatını göreceksiniz. örneğin, tek başına en güzel kızı kordona bırakın bikiniyle sabaha kadar gezsin. Bir kişi bile laf atmaz. Sadece ‘merhaba’ der. Büyükçekmece yaşam bakımından Avrupa standartlarına doğru giden bir ilçe. Ben birçok konuşmamda bunu söylerim; Büyükçekmeceliler'in yeni gelenlere selam vermesini kötü niyetli olarak değerlendirmişlerdir. Sonra buna alışmışlardır. Sabah kordon boyuna indiğiniz zaman insanlarla selamlaşırsınız bir süre sonra dost olursunuz daha sonrada Büyükçekmece’den kopamazsınız. Bu selamlaşma meselesini 33 yıllık buralı olarak ben özellikle yeni gelenlere işliyorum. Diyorum ki 1974 yılında lise son talebesiyim. Yeşilköy Lisesi’nin ilk mezunlarıyız. 1974’te Münih’teyim, ablam orada. Sonuçta birkaç arkadaşla beraber bir otelde kalıyoruz. 5. Kattan 3 kat aşağıya kahvaltıya iniyoruz. Ben saat 7 gibi indim. Karşımda benim yaşlarımda güzel bir Alman kızı var. 1. kat geçti 2. katta ‘good morning’ dedi. Sonra akşam olduğunda yanımdakilere anlattım bizim Selahattin dedi ki bizim burada herkes birbirine selam verir. O bekledi sizin selamınızı ondan sonra o size selam verdi. Asansöre binince selam vermen lazımdı. Sen vermeyince o verdi. Selam vermek medeniyetin en önemli parçasıdır. Büyükçekmece’ye gelip de giden hiç olmadı. Gelen kaymakamların hepsi, komutanlar, savcı, hakim hepsi burada kaldı. Tayin olup gitseler bile geri dönüp buraya yerleştiler. Bu nedenle nüfusumuzun eğitim seviyesinin Türkiye’yi 3’e katlamasının sebeplerinden biri de budur. İstanbul’un eğitim seviyesinin ortalaması 3,5 yıldır.