Tara Kitap, Hem Kadına Hem de Sosyal Sorumluluğa Yönelik Bir Yayınevidir

Tara Kitap, Hem Kadına Hem de Sosyal Sorumluluğa Yönelik Bir Yayınevidir Tara Kitap, Hem Kadına Hem de Sosyal Sorumluluğa Yönelik Bir Yayınevidir

Doğan Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Tara Kitap Kurucusu Selcen Gür, iş ve sosyal sorumluluk alanında yaptığı çalışmaları Klass’a anlattı...

 

Selcen Gür, iş yaşamında elde ettiği başarıları toplumla paylaşan güçlü bir kadın. Eğitim hayatını başarıyla tamamlayan ve kariyerine aile şirketi olan Doğan Sigorta’da devam eden Selcen Gür, okuma-yazma tutkusundan yola çıkarak kurduğu bir sosyal girişim şirketi olan Tara Kitap’la da adından söz ettiriyor. Sadece kadınların görev aldığı Tara Kitap ile birbirinden önemli projelerin altına imza atan Selcen Gür, ayrıca sözlerini yazıp bestelediği şarkıları da ünlü sanatçılar vasıtasıyla müzik severlerin beğenisine sunuyor. Gür’ün yazdığı “Mor Gözyaşları” adlı şarkı ise kadına şiddete dikkat çekiyor ve elde edilen gelir Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışlanıyor. Şimdiye kadar iki kitap çevirisi yapan, yayınevinden 30 kitap çıkartan, 15 yıldır da sigortacı olan üç çocuk annesi Selcen Gür iş hayatındakini başarılarını ve sosyal sorumluluk projelerini Klass’a anlattı.

 

 

 

 

 

 

 

“Aile içi şiddet konusuna dikkat çekmek için “Mor Gözyaşları” diye bir şarkının söz-müziğini yaptım. Onun da Youtube ve dijital platformdaki bütün gelirini Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışladık. Bu şarkıyı Nihan Akın seslendiriyor ve gerçekten çok güzel oldu. Onun klibi de var. Dediğim gibi Fizy’den yüklendiğinde 1,25 TL Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışlanacak.”

 

 

 

 “Yayınevimi kadınlar için kurdum. Yayınevim aslında bir sosyal girişim. Yani kazandığı parayı tekrardan topluma faydalı bir proje için kullanıyor. Kazandığım parayı kendi ihtiyaçlarımı karşılama amacıyla kurmadım. Kitap satarak zaten çok fazla gelir elde edemiyoruz ama bu geliri de yardım amaçlı kullanıyoruz.”

 

 

 

 

 

Selcen Hanım, birkaç kimliğe sahip bir kadınsınız; annesiniz, iş kadınısınız ve yazarlık yönünüz de var. Biraz bu kimliklerden bahsederek, Selcen Gür’ü kısaca tanıyabilir miyiz?

 

İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdim. Orada bir Alman disipliniyle büyütüldüm. Eğitim hayatı boyunca çalışkanlığın, dakikliğin ve disiplinli olmanın önemini kavrayınca zaten hayatın devamı da daha kolay bir şekilde geldi. Almanca’dan kitap çevirilerim oldu. Sonrasında işletme okudum, ardından da yurtdışında sosyoloji mastırı yaptım. 3 yıl Turizm Bakanlığı’nda çalıştım. çünkü Türkiye’nin tanıtım projeleri beni çok heyecanlandırıyordu. “Türkiye’yi hangi ülkede nasıl tanıtalım.” sorusundan yola çıkarak projeler geliştirdik.  O projelerde çalıştıktan sonra 2003 yılında babam beni kendi şirketine transfer etti. “Başkalarının yanında bu kadar çalışman yeter artık, bizim yanımızda çalış” dedi. 2003’te Doğan Sigorta’da sigortacılığa başladım. Fakat ben böyle tek işle yetinemiyorum. Biraz hiperaktif yönüm var. 2006’da Posta gazetesinde köşe yazmaya başladım. 6 yıl boyunca köşe yazdım. Sonra ikinci çocuğuma hamileliğim esnasında fikir değiştirip en büyük tutkum olan kitaplar için yayınevi kurmaya karar verdim. Ama herkes bana karşı çıktı. Babam da istemedi. Bir müddet ondan gizli yaptım.:) çünkü sigorta işini de sürdürmek istiyordum. Sonrasında yayınevi işi hobinin ötesine geçti. Daha da ciddi bir iş haline gelmeye başladı. Şimdi ikisi de güzel bir dengede gidiyor. Sigorta esas işim, aile işimiz. 15 yıldır da sigortacıyım. Ama yayınevi de benim bebeğim gibi, tamamen kendime ait bir alan.

 

 

 

“MOR GöZYAŞLARI ADLI ŞARKIDAN ELDE EDİLEN GELİR AİLE İçİ ŞİDDET ACİL YARDIM HATTI’NA BAĞIŞLANIYOR”

 

Aynı zamanda söz-müzik yazarlığı çalışmalarınız da var. Biraz da bu çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

 

Ben ilk olarak eşime düğün hediyesi olarak “Kadının Ben Olayım” adlı bir beste armağan etmek istemiştim. Sonra bu şarkıyı öykü Gürman okuyunca ve Youtube’a da koyunca gördüğü ilgi karşısında “bu konuda bir şeyler yapmaya devam etmeliyim” diye düşündüm. çünkü bu şarkı Youtube’ta oldukça ses getirdi. Onun üzerine “İstanbul” diye bir şarkı yaptım. Mustafa Sandal’ın geçen yaz çıkan albümünde var. “Kadının Ben Olayım” şarkısını ayrıca Funda Arar’a da verdim ama o daha çıkmadı. Bir sonraki albümde yer alabilir. Bir de aile içi şiddet konusuna dikkat çekmek içim “Mor Gözyaşları” diye bir şarkının söz-müziğini yaptım. Onun da Youtube ve dijital platformdaki bütün gelirini Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışladık. Bu şarkıyı Nihan Akın seslendiriyor ve gerçekten çok güzel oldu. Onun klibi de var. Dediğim gibi Fizy’den yüklendiğinde 1,25 TL Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışlanacak. Yani şiddet gören kadınların hattına devrolacak. Bu proje sürekli devam ediyor. Yani bu şarkı ne kadar duyulursa bizim için o kadar iyi. Nihan Akın’la şimdi başka şarkılarımı kliplendireceğiz. Her geçen gün öldürülen kadınların sayısı artarken bu projeyi çok önemsiyorum. Bir de bazı çalışmalar gösteriyor ki 25 Kasım ve 8 Mart gibi kadına şiddetle ilgili günlerde şiddet ve cinayet biraz azalıyor. çünkü toplumda genel bir farkındalık oluşuyor ve daha bilinçli bir döneme denk düşüyor. Bana bu çok enteresan gelmişti. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile birlikte zaten bunları koordine diyoruz. Şimdi sahibi olduğum Tara Kitap’tan “çünkü Kadın” adlı bir kitabımız daha çıkıyor. Bu kitabı başarılı televizyoncu Nilgün Bakkaloğlu kaleme aldı. Kitabın gelirini de oraya bağışlayacağız. Zaten Tara Kitap hem kadına hem de sosyal sorumluluğa yönelik bir yayınevi.

 

 

 

“HERKES KADINLARIN YAŞADIĞI SORUNLARIN BİR YERİNDEN TUTARSA BU SORUNLARIN üSTESİNDEN GELİNİR”

 

Sürekli kadına şiddete dikkat çekmenizdeki sebep nedir?

 

çünkü kadınlar olarak en temel problemimiz bu. önce canımızı kurtaralım sonra diğer problemlerin peşinde koşarız. Bir de ben birey olarak bunu yapıyorum başka birileri de başka şeyler yapsın. Bir kısmı da kreşler olsun, kadınlar iş hayatında olsun projesiyle ilgileniyor. çok güzel bir proje. Herkes kadınların yaşadığı sorunların bir yerinden tutarsa bu sorunların üstesinden gelinir. Ben bu konuyu devraldım. Başka firma başka konuyu devralsın. Bazıları “Yönetim Kurulunda Kadın” konusunu çalışıyor. Onu da destekliyoruz. Ama daha aktif çalışma için ben diyorum ki bütün güçlü kadınlar ve erkekler bu konunun bir tarafını ele alıp orada bir yükselme sağlasın. Ben şiddet konusunu ele aldım.

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar

Devamı Klass Magazin Mart sayısında...