Türkiye’de Belli Destinasyonlarda Ananevi Yemeklerimizi Öne Çıkartma Kararı Aldık

Türkiye’de Belli Destinasyonlarda Ananevi Yemeklerimizi Öne Çıkartma Kararı Aldık Türkiye’de Belli Destinasyonlarda Ananevi Yemeklerimizi Öne Çıkartma Kararı Aldık

Atlas Global İcra Kurulu Üyesi Reha Arar Uçan Şefler uygulamasının yenilenen ve fark yaratan özelliklerini Klass’a anlattı...

Turizm dünyasının duayen isimlerinden Reha Arar başarılı kariyeri boyunca elde ettiği tecrübeleri Türkiye’nin önde gelen havayolları şirketi Atlas Global’e aktarıyor. Atlas Global İcra Kurulu üyesi olan Reha Arar yeme-içme konusundaki eşsiz deneyimi ile Atlas Global’in Uçan Şefler uygulamasına yeni bir soluk getiriyor. Şimdiye kadar üç saati aşan yurt dışı uçuşlarında hizmet veren Uçan Şefler uçakta keyifli bir lezzet deneyimi sunan menüsüyle birlikte tüm uçaklarda hizmet vermeye başlayacak. Destinasyonlara göre özel menüler sunacak olan Uçan Şefler uygulamasının yenilenen ve fark yaratan hizmet anlayışını Atlas Global İcra Kurulu üyesi Reha Arar, Genel Yayın Yönetmenimiz Muammer Kapucuoğlu’na anlattı. 

 

 

“Türkiye’de yine belli destinasyonlarda ananevi yemeklerimizi öne çıkartma kararı aldık. Mesela Vehbi Koç’un Ankara’da ünlendirdiği ve kurduğu otel zincirinin ana yemeklerinden olan Ankara Tava artık uçaklarımızda var. Yine son yıllarda yeniden çok sevilmeye başlayan ördek menümüze eklendi. Bir değişiklik ve bir imza yemeği olarak El Basan Tava uçaklarımıza girdi.”

 

“Uçan Şefler uygulaması yeni değil. Normalde iç hatlarda yoktu, dış hatlarda da 3 saat ve üzeri uçuşlarda vardı. Şimdi benim de bu aileye katılmamla birlikte daha da yaygınlaştırıyoruz. Uçakta yemek mutluluktur. Dolayısıyla içeceğin ve yiyeceğin biz uçakta uçulacak destinasyonun özelliğine göre insanı mutlu etmesinden yanayız.”

 

Reha Bey, turizm dünyasındaki deneyimlerinizi son olarak Atlas Global’e aktarıyorsunuz ve bir yaşam gurusu olarak Atlas Global’in Uçan Şefler uygulamasını revizeler yaparak fark yaratmaya başladınız. öncelikle Uçan Şefler uygulamasının yenilenen halini sizden dinleyebilir miyiz?

Atlas Global’de ‘Uçan Şef’ uygulaması yaygınlaştırılıyor. Bugüne kadar uçaklarımızda olan ve sadece servis hizmeti veren ‘Uçan Şef’ler artık yiyecek içecek sektörünün yemek pişirme, ön hazırlama hizmetiyle ilgili çok ciddi bir eğitim alıyorlar. Bu eğitimle birlikte öncelikle ikram, hijyen, menüdeki belli yemeklerin üzerine ilave edilecek uçak içerisinde ısıtılmış, soğutulmuş garnitür, sos, katkı maddelerin konulması konusunda bilinçlendirme sağlanıyor. Mesela bir sütlaç üzerindeki bademi ve vişneyi eğer başlangıçta koyarsanız bir müddet içerisinde sütlaç bademi emer ve vişnenin altında bir vişne suyu görüntüsü oluşur. Halbuki biz uçaklarımızda bu tipteki yemeklerin, tatlıların üzerine konulan katkı maddelerini uçak içerisinde Uçan Şeflerimiz tarafından koydurtuyoruz. Böylece daha taze, daha sağlıklı ve görünüşü daha iyi olan bir yemek ortaya çıkıyor. Ayrıca Uçan Şeflerimiz uçağa havacılık kaidelerine göre yüklenen yemeklerin derecelerine göre ısıtılması, içeceklerin soğutulması gibi konularda da yetkililer. Ve bu onların işi. Bu konuda devamlı gelişme eğitimleri aldıkları için çok daha faydalı oluyorlar.

 

“TüRKİYE’DE BELLİ DESTİNASYONLARDA ANANEVİ YEMEKLERİMİZİ öNE çIKARTMA KARARI ALDIK”

Peki, menü seçimlerinde ne gibi kriterlerle hareket ediyorsunuz?

Menülerimizi destinasyonlara göre seçiyoruz. Mesela geçtiğimiz günlerde Ukrayna uçuşlarımızın yemeğinin Ukraynalılar tarafından çok tercih edilmediğini öğrendiğimizde, 5-6 çeşit yemek yaparak Ukrayna’ya gönderdik. Ukrayna’da gurme, çok uçan yolcu, istasyon müdürü gibi 5-6 kişilik bir jüri bu yemekleri test etti. Ve dediler ki bu yemekler içerisinden bunlar bunlar Ukrayna ağız tadına özellikle uygundur. Şimdi Ukrayna menüsünü buna göre düzenledik. Bu sene Türkiye’de yine belli destinasyonlarda ananevi yemeklerimizi öne çıkartma kararı aldık. Mesela Vehbi Koç’un Ankara’da ünlendirdiği ve kurduğu otel zincirinin ana yemeklerinden olan Ankara Tava artık uçaklarımızda var. Yine son yıllarda yeniden çok sevilmeye başlayan ördek menümüze eklendi. Bir değişiklik ve bir imza yemeği olarak El Basan Tava uçaklarımıza girdi. Şu anda burada bir Ar-Ge grubumuz var. Bu Ar-Ge grubu her ay belli hazırlıklar yapıyor ve ayda bir defa Yönetim Kurulu Başkanımız ve bu işle ilgili otoriteler Murat Ersoy’un başkanlığında bu masada toplanıyor, yeni girecek yemeklerin tespitini yapıyoruz. Bunun dışında ikinci bir şey de zaman zaman destinasyonlara giderek onların yemeklerle ilgili düşüncelerini öğrenip ona göre çok dinamik bir şekilde kahvaltılarda ve yemeklerde değişiklik yapabiliyoruz. Ekip arkadaşlarımız  güler yüzle ve hizmet kalitesini bilerek hizmet veriyorlar. Hatta üstünüze bir şey döküldüğü zaman bunun nasıl çıkartılacağını, neyle çıkartılacağını, ne yapılacağına dair gereken eğitimleri de alıyorlar. Onlar evlerinde güzel yemek yapan birçoğu gastronomi eğitimi almış kişiler. Böyle 100 kişiye yakın genç kızlar ordumuz var.

 

“BUSINESS YOLCULARIMIZ ANKARA TAVA YERKEN EKONOMİ YOLCULARI DA ANKARA TAVA YİYEBİLECEK”

Uçan Şefler ile uçakta yemek yeme ayrıcalığına sadece business yolcular mı sahip oluyor?

Uçan Şefler sadece business’a değil ekonomiye de hizmet veriyor. Business yolcularımız Ankara Tava yerken Ekonomi yolcuları da Ankara Tava yiyebilecek. Mesela Hünkar Beğendi en çok sevilen yemeğimiz. Hem ekonomide var hem de business’ta var. Yani bizim business’la ekonomi arasındaki yemek farklılığımız belki miktarı belki seçim farklılığıdır. Tüm yemekler aynı şefin elinden çıkıyor ama business’ta artı olarak seçimi fazla olup sunumu farklı oluyor.

 

Uçan Şefler her uçakta hizmet veriyor mu?

Uçan Şefler uygulaması yeni değil. Normalde iç hatlarda yoktu, dış hatlarda da 3 saat ve üzeri uçuşlarda vardı. Şimdi benim de bu aileye katılmamla birlikte daha da yaygınlaştırıyoruz.

Uçakta yemek mutluluktur. Dolayısıyla içeceğin ve yiyeceğin biz uçakta uçulacak destinasyonun özelliğine göre insanı mutlu etmesinden yanayız. Yani siz Mykonos Havaalanı’ndan bindiğiniz zaman sıcak bir portakal suyu değil de fresh ve soğuk bir portakal suyu içebilmelisiniz. Yine soğuk bir kış seyahatinde uçağa bindiğinizde sıcacık bir ıhlamur içme keyfine ulaşabilmelisiniz. Bizim de temamız bunun üzerine kurgulu.  

 

“UçAN ŞEFLER ZAMAN İçERİSİNDE HER UçAKTA OLACAK”

Uçan Şefler için zamanla her uçakta olacak diyebilir miyiz?

Kesinlikle, Uçan Şefler zaman içerisinde her uçakta olacak. Ama şu anda her uçakta yok. çünkü bu bir eğitim meselesi. Uçan Şef olabilmek için kızlarımız çok ciddi imtihanlardan geçiyorlar.

 

Uçan Şeflerin eğitim süreçleri nasıl geçiyor?

Eğitim süreci bayağı uzun ve sıkıntılı. Evvela bu sebze soymaktan başlıyor, sonra yemek yapmaktan başlıyor, ardından hijyenle ve yemek ısıtma derecelerinin öğrenimleriyle devam ediyor. Ve burada hocalar onlara eğitimler veriyorlar. Ve bu eğitimler sürekli olarak devam ediyor.  

 

Bu hizmet ayrıcalığının yolcu sayısını arttırmaya yönelik bir etkisi oldu mu?

Bütün hizmet yolcu sayısını arttırmaya yöneliktir. Kalitenin yükselmesiyle birlikte yolcu sayısı da sadakati de artacaktır.

 

“HERKES PORTAKAL SUYU VERİRKEN BİZ EL YAPIMI LİMONATA VERİYORUZ”

Menünüz çok keyifli. Peki bu menü içerisinde size özel lezzetler var mı?

Biliyorsunuz bizim sandviçimiz çok meşhur. Fakat önümüzdeki günlerde bazlamayla değiştirmek üzere çok ciddi bir çalışma yapıyoruz. Esasında olay sadece yemeği değiştirmek değil, farklılık yaratmak. örneğin herkes portakal suyu verirken biz el yapımı limonata veriyoruz. Herhangi bir Arap havayolu şirketiyle uçanlar bilir onlar limonataya nane koyuyorlar. Biz bunda da farklılık yapıp bizim limonatamızda rosemary’li yani biberiye aroması var. Bizim amacımız farklılıklar yapmak. Ve inanılmaz güzel bir lezzeti var.

Biz her uçuşumuzdan sonra 4-5 yolcumuza Türk ya da yabancı hiç fark etmez anket yapıyoruz, memnuniyetlerini sorguluyoruz. Bu değişim başladığından beri çok ciddi şekilde insanlardaki memnuniyetler çok arttı. Hep soruyorlar bunu kim yaptı, şunu kim yaptı diye. özellikle görüyoruz ki limonata business uçan yolcularımız için çok etkileyici olmuş. Biz bir değişim yapıyoruz ama bunu aynı zamanda da ölçümlüyoruz.

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar