Türkiye’nin Büyümesine Katkı Sağlayacak Markalarla Çalışmak İstiyoruz

Türkiye’nin Büyümesine Katkı Sağlayacak Markalarla Çalışmak İstiyoruz Türkiye’nin Büyümesine Katkı Sağlayacak Markalarla Çalışmak İstiyoruz

Banu Ergin PR’ın Sahibi Banu Ergin, başarısının sırrını ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı..

İletişim ve marka eğitimini basın geçmişi ile harmanlayan Banu Ergin, 20 yıllık sektör deneyimini marka danışmanlığına aktarıyor. Kendi adını verdiği danışmanlık şirketi Banu Ergin PR bu yıl iletişim sektöründe 14’üncü yaşını kutluyor. Kurulduğu yıldan bu yana inşaat, mobilya, otomotiv, sanayi, turizm ve gıda sektörleri başta olmak üzere 150’ye yakın markaya danışmanlık hizmeti veren Banu Ergin sektördeki başarısının güçlü bir ekibe bağlı olduğunu düşünüyor. Geride bıraktığı başarılarla dolu 14 yılın sırrını ve gelecek hedeflerini Banu Ergin PR’ın sahibi Banu Ergin Klass okurları için anlattı. 

 

Basın kökenli olmanızın avantajları oldu mu?

Kesinlikle oldu. Aynanın diğer yüzüne geçtim. Ama o aynada herkesten nasıl farklı ve güzel görünebileceğinizi öğrenmiştim. Ekibim de tıpkı benim gibi basın kökenli… Bu durum danışmanlık ve iletişim hizmeti verdiğimiz markalar için büyük avantaj sağlıyor. Bir konunun yazılı ve görsel medyada etkin bir şekilde nasıl yer alabileceğini öngörebilmek işimiz açısından çok önemli. Televizyonun ‘haber’ anlayışı ile gazete ve dergilerin ‘haber’ anlayışını iyi biliyor ve aradaki farkı müşterilerimize çok iyi anlatıyoruz. Her etkinliğin haber olamayacağı, ne gibi unsurlar işin içine girerse konunun haber özelliği taşıyacağı gibi noktaları bir gazeteci/muhabir gibi görüp değerlendiriyoruz. Basın gözünü ve ruhunu taşımak PR sektöründe çok önemli bir avantaj.  

 

Peki sizce PR nedir? PR ve algı yönetimini nasıl tanımlarsınız?

PR; marka, kişi ya da firmanın ulaşmak istediği kitleye en doğru mesajlarla yazılı veya görsel basın aracılığıyla iletişiminin yapılmasıdır. Trilyonluk yatırımları yönettiğimiz için basın iletişimi adına attığımız her adıma çok dikkat etmemiz gerekiyor. PR’ı yapılan marka, kişi ya da firmanın rakipleri arasından çok kısa sürede ayrıştırılması gerekir. Bunun için özel projeler geliştirmek gerekir. Bu projelerin (PR’ı yapılan konuya göre) bir kısmı marka bilinirliliğine, bir kısmı ise satışa yönelik olmalıdır. En önemli detay ise bu projeler haber olarak basının dikkatini çekmeli ve nihai tüketiciye olabilecek en kısa sürede ulaşılmalıdır. Bunun yanı sıra itibar ve marka yönetimi sorumluluğunu omuzlarınızda her gün hissediyor olmanız gerekir. Kişisel PR’da bu yük biraz daha ağırlaşır. Doğru programlanmayan marka stratejilerinde firma tamiri olmayan çıkmazlara girebilir. PR stratejileri belirlenirken öngörü, detay ve basın gözü üçgenine dikkat edilmelidir. Biri eksik olursa o markaya yapılan bütün yatırımların  (üretim, AR- GE, pazarlama) dengeleri bozulur. PR’ı restoranda mutfakta pişen yemeği en iyi sunumla masada oturan müşterilere ulaştıran garsonlara benzetiyorum. Yanlış bir sunumla en güzel yemek bile insana zevk vermez… Aynı zamanda sadece medya ayağı değil markanın algı yönetimini de geliştirmeliyiz. Bunun için gündem, siyaset ve dünyayı aynı anda takip etmeliyiz.

 

Gelecek hedeflerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?

İletişim yüzyılında sadece üretmek ve satmak yeterli değil. Bu aşamaları anlatmak da gerekiyor. İşte bu noktada devreye PR giriyor. Her başarılı markanın arkasında bir PR desteği olduğuna inanıyorum. İnşaattan turizme hukuktan teknolojiye kadar, Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacak markalarla çalışmak istiyoruz.