Ünlü Sanatçı Özlem Ağırman Yeni Albümünü Ve Yayımlanacak Kitabını Klass’a Anlattı

Ünlü Sanatçı Özlem Ağırman Yeni Albümünü Ve Yayımlanacak Kitabını Klass’a Anlattı Ünlü Sanatçı Özlem Ağırman Yeni Albümünü Ve Yayımlanacak Kitabını Klass’a Anlattı

“Albümümdeki bütün parçalar aşk şarkısı olmasına rağmen içinde sitem barındırmıyor. Bu nedenle yeni albümüme ‘Sitemsiz Şarkılar’ adını vermeyi uygun buldum. Aslında aşk şarkıları hep sitemlidir. Ama ben değişik bir tarz  yaratmak istedim.”

Küçük yaşlarından bu yana müziğe gönül vermiş bir isim özlem Ağırman… Sadece müzik alanında değil siyasette, edebiyatta ve iş hayatında da aktif ve güçlü bir kadın… Yakın zamanda sevenlerinin beğenisine sunduğu “Sitemsiz Şarkılar” adlı albümüyle dikkat çeken sanatçı “Türkiye’de bir ilk” dediği albümünün ardından Şubat ayında “Zamansız Ruhumuzda Kiraz çiçeği” adlı kitabını okurlarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Aynı zamanda yeni albümünün ikinci klibini de sevenlerinin beğenisine sunacak olan özlem Ağırman, yeni albümü ile kitabını ve pek çok alanda başarılı işlere imza atmasını sağlayan güçlü kimliğini Klass’a anlattı.

 

“’Zaman Ruhumuzda Kiraz çiçeği’ her yönüyle okuru şifalandıracak bir niteliğe sahip. Kitaptan sağlanan gelirin bir kısmını, kurucu üyelerinden olduğum Tuzla Tema Vakfı'nda eşimin adını taşıyacak bir fidanlık projesiyle değerlendireceğim.”

 

“Yaşadığım sürece deneyeceğim, yürüyeceğim; düşüp kalkacağım, gülüp ağlayacağım ama bildiğim tek bir gerçek varsa o da şu; hep şarkı söyleyeceğim, öldüğüm gün zaferi ve yenilgiyi tatmayan ruhların arasında olmayacağım.”

 

özlem Hanım, sanat dünyasında başarılı bir isimsiniz. Yakın zamanda piyasaya çıkardığınız “Sitemsiz Şakılar” adlı albümünüz geniş kitleler tarafından büyük ilgi gördü. “Sitemsiz Şakılar” ne tarz bir albüm oldu?

Sitemsiz Şarkılar pop alaturka bir albüm. Ne tam pop, ne de tam alaturka denilebilir. Batı tarzındaki enstrümanlara yer verilen albümü dinlediğinizde alaturka ezgileri de hissedebiliyorsunuz.

 

Peki, yeni albümünüze neden “Sitemsiz Şarkılar” adını verdiniz?

Albümümdeki bütün parçalar aşk şarkısı olmasına rağmen içinde sitem barındırmıyor. Bu nedenle yeni albümüme “Sitemsiz Şarkılar” adını vermeyi uygun buldum. Aslında aşk şarkıları hep sitemlidir. Ama ben değişik bir şey yapmak istedim. Hayata bakış açımda bir şeye sitem ediyorsam onu inkar ediyorum demektir. Ben bir şey yaşamışsam onu güzel taraflarıyla düşünürüm ve bunu isteyerek yaşamışımdır. Bu nedenle hayatta yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim.

 

“HER ZAMAN HAYAT TARZIMLA, FİKİRLERİMLE İNSANLARA öRNEK OLMAYA çALIŞTIM”

Bir röportajınızda “Bazen magazin basınında biraz frikik verseniz de haber yapsak diyorlar” demiştiniz. Bu ifadenizi biraz açar mısınız?

Biz sevgi dolu, mütevazi ve dikkatli yaşayan bir aileydik. Hiçbir zaman magazinsel konu olacak davranış biçimlerimiz olmadı. Hayatım boyunca aşırılıklardan hoşlanmadım. Bazen magazin basını “Eteğinizden biraz frikik verseniz de haber yapsak” diyor. Bunlarla hiç işim olmaz. çünkü her zaman hayat tarzımla, fikirlerimle insanlara örnek olmaya çalıştım.

 

Başarılı sanatçı kimliğinizin yanı sıra mutlu aile yaşantınızla da çevrenize örnek olan bir insansınız. Ne yazık ki geçen yıl klibinizin yayınlanacağı gün, eşiniz silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi. Mutlu ailenizin zor günler yaşamasına neden olan o günü anlatabilir misiniz?

Olay geçtiğimiz yıl Şubat ayında, yeni albümümün piyasaya çıkacağı ve ilk klibimin televizyonda yayınlanacağı gün gerçekleşti. Klibimi eşimle birlikte izlemeyi planlamıştık. Yeni klipler biliyorsunuz genelde saat 10 gibi yayınlanıyor. Eşim benden önce saat 8'de evden çıkmıştı. Olay 8.15 gibi gerçekleşmiş. En son ben duydum. çat kapı arkadaşlarım geldi. Bana “Tekin Bey bir kaza geçirdi, şu anda hastanede. Hemen hazırlanın hastaneye gidiyoruz” dediler. Olayı hastanede öğrendim. Eşimin böyle bir olaya maruz kalacağı hiç aklımıza gelmezdi. Bu bizim ömrümüz boyunca yüreğimizden çıkmayacak çok büyük bir acıdır.

 

Başınız sağolsun… Hayat acısıyla tatlısıyla devam ediyor. Peki, “Sitemsiz Şarkılar” adlı albümünüzde kimlerle yol birlikteliği yaptınız?

Albümde tamamen yeni bir ekiple yol aldık. Bu albümde altı yeni eser yer alıyor. Eserlerin beşinin sözleri Ender Gündüzlü’ye birinin ise Hakkı Yalçın’a ait. Besteler Ender Gündüzlü ve Can Sanıbelli’ye, aranjeler Can Sanıbelli’ye ait olan albümün yapımcılığını RUNLTD üstlendi. Albümün müzik prodüktörlüğünü Ender Gündüzlü, kayıt mixini Sezer Alemdar, masteringini Peter Snapper yaptı. Sevgili vokal koçum Şeniz Erdinç bu albümde de yine yanımdaydı. Gerek albümde gerekse klipte görsel prodüksiyonlar Profabrika’ya ait olup albüm fotoğraflarımı, kadını en iyi görüntüleyen objektif Zeynel Abidin Ağgül çekti. Albüm fotoğraflarımızın çekimleri Londra Oteli’nde gerçekleştirildi. İlk klibimizi “Hayat” adlı şarkıya çektik. Klip çekimleri yine Büyük Londra Oteli’nde yapıldı.

 

“KIZLARIMIN VE ANNEMİN HAYATIMDAN KESİTLERİ YANSITTIĞI KLİBİMLE TüRKİYE'DE BİR İLKİ YAPTIK”

Hayat şarkısına çektiğiniz klipte sanırım bir sürpriz yaptınız ve kızlarınızla kamera karşısına geçtiniz… Kızlarınızla kamera karşısına geçme fikri nasıl doğdu?

Klipte sadece kızlarım değil annem de var. İlk albümümü yaparken hatıra albümü olsun diye yapmıştım. Menajerim de bunun üzerine, “Aydilge, Melike ve annen üç kuşak bir aradasınız. Bu klipte cast aramaya gerek yok, bu çok güzel bir hatıra olur” dedi. Klipte Aydilge çocukluk dönemimi, Melike genç kızlık, annem de gelecekteki halimi canlandırıyor. Kızlarımın ve annemin hayatımdan kesitleri yansıttığı klibimle Türkiye'de bir ilki yaptık.

 

Peki, kızlarınız da sizin gibi şarkı söylüyor mu?

Büyük kızım daha çok tiyatroyla ilgileniyor, küçük kızım ise şarkı konusunda çok yetenekli. Birçok arkadaşım ve şan hocam “Aydilge kesinlikle konservatuvara gitmeli” diyor. Aydilge’nin o kadar güzel bir sesi var ki daha 2,5 yaşındayken “Zülüf Dökülmüş Yüze” türküsünü söylüyordu.

 

“’ZAMAN RUHUMUZDA KİRAZ çİçEĞİ’ HER YöNüYLE OKURU ŞİFALANDIRACAK BİR NİTELİĞE SAHİP”

Şubat ayında ikinci klibinizin yanı sıra kaleme aldığınız kitabınızı da beğeniye sunmaya hazırlanıyorsunuz. “Zaman Ruhumuzda Kiraz çiçeği” adlı kitabınızı yazma fikri nasıl gelişti? Yeni kitabınızda okuyucular neler bulacak?

“Zaman Ruhumuzda Kiraz çiçeği” adlı kitabımı yazmak rahmetli eşimin fikriydi. çok kıymetli dostum Aslıhan Tibet Ceylan ile bir gün sohbet esnasında savaşla, sürgünle hayatları darmadağın olan soyağacımızdaki kadınlardan bahsediyorduk. Biricik eşim “Anlattıklarınız çok etkileyici, bu olağanüstü hayatları, mühürlenmiş kapalı bir zarf gibi mazide bırakmayın ve yazın” dedi. Biz de bu fikre bayıldık. Kitabın yüzde 40'ı gerçek hikayelerden yüzde 60'ı da kurgudan oluşuyor. ‘Zaman Ruhumuzda Kiraz çiçeği’ her yönüyle okuru şifalandıracak bir niteliğe sahip. Kitap ayrıca kadınların güçlü yönlerini, zorluklara karşı nasıl ayakta kaldıklarını, Emanetçi Zeynep ve Nefertiti gibi isimlerle bağlantı kurarak aktaracak. Bugüne kadar yazdığım yazıların farklı yerlerde kullanıldığını gördüm. Bu gurur verici bir şey; fakat kitabımız çok büyük emeklerle oluşuyor bu nedenle paylaşım noktasında dikkatli davranıyorum ve sürpriz olmasını istiyorum. Kitaptan sağlanan gelirin bir kısmını kurucu üyelerinden olduğum Tuzla Tema Vakfı'nda eşimin adını taşıyacak bir fidanlık projesiyle değerlendireceğim.

 

Bu kitabın özellikle kadınlara ilham veren bir yanı var. Bir kadın olarak hemcinslerinize güçlü olma konusunda ne önerirsiniz?

Hayatım boyunca Nefertiti, Marlyn Monroe, Eva Peron, Coretta King, Emanetçi Zeynep gibi isimlerin güçlü yönlerini alıp kendime bir yol çizdim. özellikle eşimin vefatından sonra güçlü olmak daha çok üzerime oturdu. Hayat isteseniz de istemeseniz de sizi bir yerlere çekiyor. Bu noktada kadınlarımıza şunu söylüyorum: Kaybedecek zamanımız yok. Kitabımın adı bu nedenle “Zaman Ruhumda Kiraz çiçeği”. çünkü kiraz çiçeği eski zamanlarda doğumun, yenilenmenin, bereketin yani kadının sembolüdür. Benim iki kız evladım var. Onları güçlü şekilde yetiştirmek zorundayım. Aslında dünyayı değiştirecek olan kadınlardır. Bu nedenle hep güçlü bir kadın oldum. Hep sanatla harman olmuş bu toprağın sesi olmak için çalıştım.

 

Peki, dünyayı değiştirecek güce sahip kadınlarla ilgili sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?

Siyasette ve sanatta aktif olduğum için elbette o toplantıların içinde bulunuyorum. Hatta geçtiğimiz sene “Cumhuriyet Kadınları Şarkı Söylüyor” projesini başlattık. Bu projeye ilgi çok büyük oldu. Elimden geldiğince kaleme aldığım yazılarla, siyaset ve sanat içerisinde bulunduğum her alanda savunduğum fikirlerle ve eylemlerle kadınları temsil etmeye çalışıyorum.

 

“AŞK OLMADAN, SEVGİ OLMADAN HİçBİR ŞEY YAPAMAZSINIZ”

Siyasetle de ilgilenen bir sanatçı olarak sizin için siyaset mi sanat mı önce geliyor?

Siyaset de sanat da benim için eşit durumda. Aradaki dozu ayarladığınızda sorun olmuyor. Hem sanatçı hem siyasetçi, hem anne hem de babayım. Hatta üyesi olduğum partide çalışırken “Senin bir süperman pelerinin eksik” diye benimle şakalaşıyorlardı. Bana “Bu gücünüz nereden geliyor?” diye sorduklarında “Yüreğimdeki aşktan kaynaklanıyor” diyorum. Bu aşk ne aşkı diye sorarsanız hak aşkı, hizmet aşkı, En-el Hak’tır cevabını verebilirim. çünkü aşk olmadan, sevgi olmadan hiçbir şey yapamazsınız.

 

Peki, siyaset ve müzik size ne hissettiriyor?

Siyaset ile müzik yaşam biçimim ve vazgeçilmezlerimdir. Siyaseti de duyguyla yapıyorum. O nedenle siyaseti ve müziği birbirinden ayırt etmiyorum. çünkü ikisinde de insan faktörü etkili. Bir de olaylara tasavvuf yönünden baktığım için her şeyi onunla bağdaştırarak yorumluyorum. Hataları da sevapları da, nedenleri de bu şekilde yorumladığım için ayırt etmiyorum.

 

“GüçLü KADINLAR HEP İDOLüM OLDU”

Küçükken gerek aile üyelerini gerekse ünlü isimleri kendimize örnek alırdık. İleriki yaşamımızda elde ettiğimiz başarılarda küçükken kendimize idol olarak gördüğümüz isimler etkilidir. Peki, sizin küçükken bir idolünüz var mıydı?

Küçükken Tanrıçalar hep ilgimi çekmiştir. Ayrıca güçlü kadınlar hep idolüm oldu. Megaloman demelerini istemem; ama bu benim için hep böyle olmuştur. örneğin, annem çok güzel sesi olan, küçük yaşta baba kaybını tatmış, bizi yetiştirmek için hayat mücadelesi vermiş, mücadeleci bir kadındır. Bu açıdan hep annemi örnek aldım.

 

Türk sanat müziğinde en sevdiğiniz isim kim?

Muazzez Abacı benim için her zaman idol olmuştur. Sesini, bülbül gırtlağını, engin müzik bilgisini çok severim. Aynı şekilde Bülent Ersoy’u da çok beğenirim. Emel Sayın’ın hanımefendiliği de beni çok etkiler. Kısacası Türk sanat müziği sanatçılarından herkesin sevdiğim birtakım özelliği var.

 

Peki, pop şarkıcılardan en çok isimleri dinlersiniz, hangi sanatçıları beğeniyorsunuz?

Bir kişiyi söylemek haksızlık olur. Ama ben Şebnem Ferah’ın özgür yapısını, Sezen Aksu'nun kadın ruhunu taşıyan bir insanım. Bunların yanı sıra Ajda Pekkan’ın dinamiği de beni etkiliyor.

 

Son olarak bizimle hayata bakış açınızı paylaşır mısınız?

Her defasında yapabildiğimin en iyisini yapmak benim için çok önemli. Yaşadığım sürece deneyeceğim, yürüyeceğim; düşüp kalkacağım, gülüp ağlayacağım ama bildiğim tek bir gerçek varsa o da şu; hep şarkı söyleyeceğim, öldüğüm gün zaferi ve yenilgiyi tatmayan ruhların arasında olmayacağım. Hayatın bana sunduğu olanaklar dahilinde ben de elimden geldiğince, nefesim yettiğince hayata bir şeyler katmaya devam edeceğim.