Yüreklerimizin Ortak Dili

Yüreklerimizin Ortak Dili Yüreklerimizin Ortak Dili

Ülkemizde ve yaşadığımız gezegende ne huzur ne de güven kaldı.Yazık ki insan; materyalist dünya görüşü ve korkunç egosu ile başa çıkamıyor. Maneviyat ve din adına Allah ile aldatmaya varacak boyutta hatalar yapıyor. Dünyaya hâkim olan yöneticiler de gerçek menfaatin birlik beraberlik olduğunu, İnsanları ötekileştirmenin, kamplara ayırmanın getireceği felaketi göremiyorlar.

Oysaki aynı Yaradan'dan, aynı gezegende doğan, aynı havayı soluyan, Aslında aynı kaderi paylaşan insanların, özde kardeş olduğu unutuldu. Yüce Yaratıcı bizi ‘sevgisinden’ var etti. özümüz de O'nun ‘sevgisi’ var.

O halde hiç kuşkusuz; YüREKLERİN ORTAK DİLİ "SEVGİ"DİR...İçin de sevgi olmayan hiçbir ilişki, hiçbir eylem Allah'ın isteği olamaz. çember gittikçe daralıyor sevgili okur!!! Dünya yaşanmaz hale geliyor. Ben ne yapabilirim ki (!) demeyin sakın… çok şey yapabilecek güçtesiniz…Kötümserliği bırakın önce. Enerjinizi düşürmeyin. ümidinizi kesmeyin. Asla...çok güzel bir söz vardır; "Şartlar size uymuyorsa siz şartlara uyun" der…Evet! İçinde yaşadığımız şartlar arzu ettiğimizin fazlası ile dışında...O halde bize düşen, bu şartlar altın da kendi aydınlığımızı yaratabilmektir. 

Bireysel olarak; düşüncelerimizi pozitif tutalım. Duanın gücünü hatırlayalım. Korkmayalım, önce kendimize sonra O'na olan inancınızı tazeleyelim...Yaratacağımız sinerjinin müthiş bir çekim merkezi oluşturacağına inanalım. Unutmayın ki; Cumhuriyet'imizi bir avuç inanan, yüreği sevgi dolu insanlar kurdu. Ve şunu da asla ve asla aklınızdan çıkartmayın; 

HESAPLARIN üSTüNDE BİR HESAP VARDIR. SON SöZüN SAHİBİ TEK'Tİ·R. O'na inanın, teslim olun.

KENDİ İçİNİZDEKİ DEĞİŞİM HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR. İNANCIN VE SEVGİNİN GüCüNDEN BüYüK Güç YOKTUR.

Hep birlikte, ülkemizin kaderini olumlu yönde değiştireceğimize inanıyorum… Zaman; YüREKLERİMİZİN ORTAK DİLİNİ KONUŞMA ZAMANIDIR...

 

KALBİNLE BARIŞ

 

Şöyle sakince bir kenara çekilip, kalbinizle konuşamaya ne dersiniz? 

Biz onunla her an iletişim içindeyiz. Varlığını her an hissettiriyor. Ne büyük sevinçler yaşadık, kalıbımıza sığamadık, mutluluktan ağladık. Ne büyük badireler atlattık birlikte. Aldatıldık, kırıldık, suçlandık...

Biz onunla susmayı tercih ettik böyle hallerde… Kabuğumuza çekildik. Bize yaşatılan onca haksızlığa karşılık vermek istemedik. Sabrettik. Hatalar yaptık, vesvese verene uyduk… üzüldük, pişman olduk…

Sızlandığımız, söylendiğimiz de çok oldu ama bilerek isteyerek kırıcı olmadık… Şuna inandık; kırdığımız kalpler gün gelecek bizden hesap soracaklardı… Yine inandık ki; kalbimiz bizim Yaradan’la bağlantı kurduğumuz tek aracımızdı… özünde O'nun sevgisi ve sevgisinin gücü vardı. Tertemiz tutulmalıydı... Onu kararttığımız da, O'nun yarattığı ilahi düzenin dışına çıkacaktık...Kalbimiz bizim vicdanımızdı... Vicdanımız ise her şeyimiz...

Sevgisiz kalbin vicdanı olamazdı. Nasırlaşmış vicdanlar kötülüğe açıktı… çok defa aklımızın kabul ettiğini kalbimize anlatamadık. Ya da kalbimizin kabul ettiğini aklımıza... Bu yaman çelişkilerle, okuyarak-öğrenerek, bilgimizi artırarak boğuşuyoruz. çünkü öğrenmeye ve bulmaya çalışmadığımız günlerin,  ömürden sayılmayacağını biliyoruz. Mücadelemiz; daha iyi bir insan olabilmek, yenilenebilmek, gelişebilmek için…‘Sevgi'yi tüm hücrelerimiz de yaşamak ve yaşatabilmek için, Ne mutlu kalbime ve bana ki, birbirimizden hoşnut olmayı, anlamayı öğrendik.

İnsan ayırımı yapmamaya, anlamaya, hoş görmeye özen gösteriyoruz... Enerjimizi düşüren, empati yoksunu, hoşgörüsüz olanlardan uzak duruyoruz.

Nerede yanlış yaptığımızı, birbirimizi incitmeden bulmaya çalışıyoruz…Şükür içindeyiz, Yaradan'ın her an gözetiminde olduğumuzu biliyoruz…

El ele, barış içinde, daha güzele gitme gayretindeyiz.

 

Düşe kalka, ama asla vazgeçmeden...