Kök Hücre Tedavisi İle Cilt 10-15 Yıl Geriye Gidebiliyor

Kök Hücre Tedavisi İle Cilt 10-15 Yıl Geriye Gidebiliyor Kök Hücre Tedavisi İle Cilt 10-15 Yıl Geriye Gidebiliyor

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülay Boztosun, uyguladığı estetik operasyonları Klass’a anlattı…

 

Estetik ve Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülay Boztosun, yirmi yıllık tecrübesini yeni gelişen teknolojik cihazlarla birleştirip hastalarına uyguluyor. Saç ekimi, burun estetiği ve özellikle kendisinin de yaşayarak deneyimlediği cilt lekeleri çıkarma konusundaki başarılarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışından farklı çalışmaları ile tanınan Op. Dr. Gülay Boztosun, hastalarına sağlıklı güzelliği verecek çalışmaların altına imza atıyor. Vücuttan alınan yağlardaki kök hücreleri ayrıştırıp cilde uygulandığında genç bir görünüm kazanılabildiğini söyleyen Estetik ve Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülay Boztosun, tecrübelerini birleştirdiği yenilikleri ve hastalarına uyguladığı başarılı estetik operasyonları Klass’a anlattı.

 

 

“Kök hücre dediğiniz zaman düşündüğünüzde insanların ne karaciğer transplantına ihtiyacı olacak ne böbrek transplantına. Ama şu anda bilim o aşamada değil. Şu anda biz yağlardan kök hücreyi ayrıştırıp ayrıca sıvı şekilde kök hücreyi yüzlerine ve ihtiyacı olan yerlerine verebiliyoruz. çok ciddi 10-15 yıl geriye gidiş oluyor. Ve bu çok sık aralıklarla değil 3-4 yıl aralıklarla yapılması gereken bir şey. Aynı zamanda çok da konforlu.”

 

 

 

Gülay Hanım, öncelikle bize kliniğinizde verilen hizmetlerden bahseder misiniz?

 

Burası plastik cerrahi muayenehanesi olduğu için invaziv -noninvaziv çoğu işlem yapılmaktadır. Tüm dünyada ciddi bir değişim var, artık; ameliyatsız invaziv olmayan işlemlere yönelmekte tüm talepler. Son yıllarda teknolojiye paralel güzellik sektöründe ciddi gelişmeler olmaktadır. Şu anda ameliyatlar kadar iyi sonuç veren cihazlara sahibiz ve dünyada ile aynı anda kullanıyoruz. Kliniğimde Altın iğneli radyofrekans, Fraksiyonel lazer, Vakumlu bakım cihazları, HİFU kullanıyorum. Sosyal medya sayesinde artık cihazın ismi ile geliyor hastalar. Genelde biz tombul yüzlü bir toplum olduğumuz için yanakları küçültmek ve çok daha fit bir görüntü kazandırmak için “Hifu” cihazımızı tercih ediyoruz. Bu cihazlar kaşları kaldırma konusunda da çok iyi. Ciddi anlamda gıdıyı ameliyatsız olarak düzeltebiliyor. Deriyi sıkılaştırıyor. Hafif 40’lı yaşlarda düşmeye başlayan gıdıyı çok güzel gideriyor. Ve çok konforlu bir cihaz. Eskiden çok acılı oluyordu ama şu an acılı değil. Arkasından bir lazer yapıyorsunuz ve bir acısı olmadığı için hastalar bunu yaparken bu süreci uyuyarak geçiriyorlar. Bunun yanında tabi dolgu, botoks, PRP, somon, HA gibi mezoterapiler yapıyoruz. Botoks hastamız kadar PRP hastalarımız da var, PRP ile inanılmaz mutlu hastalar yılda 3 kez botoksa gelen hasta PRP ile tanıştıktan sonra yılda bir botoksa geliyor. Genellikle ameliyatlar ile cihazları ve diğer işlemleri kombinliyoruz artık. Hatta ameliyatların çoğunda yeni teknolojik cihazlar kullanıyoruz. örneğin liposakşın yaparken Ultrason yardımlı bir cihaz kullanıyorum. Gerçekten yağ selektif bir işlem ve sonuçlar inanılmaz. Burun ameliyatlarında artık cihaz ile kemiğe şekil veriyoruz hastalarda morluk olmuyor, burun içine tampon kullanmıyoruz.

 

 

 

“BURUN OPERASYONLARINA BAŞLAMADAN öNCE HASTA NASIL BİR DEĞİŞİME UĞRAYACAĞINI BİLMESİ GEREKİYOR”

 

Estetik operasyonlar için size başvuran hastalarınız için ilk etapta ne gibi bir süreç bekliyor? Mesela burun ameliyatı için başvuran hastalarınızı ne şekilde yönlendiriyorsunuz?

 

Burun operasyonları çok önemli. Burun yüzümüzde en önde ve 3 boyutlu bir organımızdır. çünkü insanların burundan beklentileri çok farklı olabiliyor ve burun gerçekten yüzü çok değiştiriyor. Mesela gözlerimiz 3 boyutlu değildir ama burun üç boyutludur ve bütün proporsiyonu değiştirir. Yüzdeki oranları iyi ayarlamak lazım. Bazen absürt bir burun isteyebiliyor hastalar, ya da tahmin edilemeyen bir beklenti olabiliyor. Bunu iyi anlamak için ameliyat öncesi muhakkak iki kere görüşme yapıp öncesi-sonrası çalışmaları yapıyorum ve kişiye olabilecek opsiyonları gösteriyorum. Böylece beklentisi nedir nasıl bir burun istiyor anlayabiliyorum. Yani sonuç olarak burun operasyonlarına başlamadan önce hasta nasıl bir değişime uğrayacağını bilmesi gerekiyor. çok tombul bir yüzde kalkık bir burun veya küçücük bir burun çok hoş durmaz. Buna göre hastayı detaylı bilgilendirmemiz gerekiyor.

 

 

 

“BURUN OPERASYONU öNCESİ KLİNİK MUAYENESİ çOK öNEMLİ”

 

Bazı hastalar yurtdışından fotoğraf yollayarak ameliyat için doktorla teyitleşiyorlar. Bu sizce doğru bir yol mu?

 

Hasta burnunu sağdan, soldan ve alttan fotoğraf çekip doktora gönderiyor. İnsanlar çoğunlukla daha önce bir operasyon olduğunu veya bir septumunu düzelttiğini söylemiyor. Bunların hepsi bir ameliyat ve bizim ameliyatımızı değiştirecek şeyler. Bazen hiç ortadaki o septum dediğimiz kıkırdak olmuyor ve kaburga grefti almak zorunda kalıyoruz. Tabi ki bu durumda hasta şaşırıyor ama doktorundan hiçbir şeyi gizlememesi gerekiyor. Sadece resim ile tabi ki gerçek muayene aynı şeyler değil, resimler iki boyutludur; muayenede üç boyutlu değerlendiriyoruz. O yüzden burun operasyonu öncesi klinik muayenesi çok önemli. Bazen normal muayene bile yetmiyor endoskopla bakmak gerekiyor.

 

 

 

Estetik dünya teknolojik gelişmelerden fazlasıyla yararlanıyor. Siz bir hekim olarak tecrübelerinizi teknolojinin nimetleriyle ne kadar birleştiriyorsunuz?

 

Eskiden beyin cerrahlarının kullandıkları bir alet vardı. Biz onun uçlarını kullanırdık. Onları revize ettirip küçük küçük yaptırıp onlarla burun ameliyatları yapardık. çünkü o zaman burun ameliyatları daha az travmatik olurdu, morarmaz, daha az şişerdi. Ama şimdi bunun için özel olarak üretilmiş cihazlar var ve burun ameliyatlarını bununla yapıyorsunuz ve bu şekilde çok daha konforlu oluyor. Liposakşın çok değişti. Mesela ben ultrasonik liposakşın kullanıyorum. çok nadiren lazer liposakşın kullanıyorum. Ama bu ultrasonik liposakşınla insanlara kaslı bir görüntü veriyoruz ve şimdi istediğimiz şekli verebiliyoruz. Klasik liposakşın yapılan yıllarda insanları liposakşınla daraltmaya şekil vermeye çalışırken sınırlı daralmalar sağlıyorduk aşırı yağ alımında kötü sarkmalar klasik yöntemde maalesef oluyordu. Ultrasonik liposakşın son yıllarda en iyi gelişmelerden ve göbekli bir adamdan kaslı bir adam elde edebiliyorsunuz, göbekli bir kadından ince belli büyük popolu bir kadın elde edebiliyorsunuz. Tabi ki estetik alanında tıbbın diğer alanlarına göre çok hızlı bir gelişme var. çünkü burada parasal bir rant olduğu için daha hızlı bir gelişme oluyor.

 

Mesela kök hücreler… Mezenşimal dediğimiz kök hücre en fazla yağ hücresinde bulunuyor. Biz bunu zaten yapıyorduk. Liposakşın ile aldığımız yağları boyuna, yüzüne, memeye, popoya enjekte ediyorduk. Bunu yapınca hastaya bir volüm vermiyoruz, bir düzeltme yapmıyoruz. Aynı zamanda bu kök hücrenin faydalarından dolayı deri besleniyor ve ışıl ışıl oluyor. Kök hücre dediğiniz zaman düşündüğünüzde insanların ne karaciğer transplantına ihtiyacı olacak ne böbrek transplantına. Ama şu anda bilim o aşamada değil. Şu anda biz yağlardan kök hücreyi ayrıştırıp ayrıca sıvı şekilde kök hücreyi yüzlerine ve ihtiyacı olan yerlerine verebiliyoruz. çok ciddi 10-15 yıl geriye gidiş oluyor. Ve bu çok sık aralıklarla değil 3-4 yıl aralıklarla yapılması gereken bir şey. Aynı zamanda çok da konforlu. Sürekli plastik cerrahiye gidip ya da dermatoloğa gidip bir şeyler yaptırmanıza da gerek yok. En başta bunu yaptırdığınızda size ciddi anlamda bir ek yapıyor. Yani her uygulamada sizi geriye götürüyor ve orada tutuyor. Bu çok güzel bir gelişme. Bu deformiteleri görüp minik minik başlamak lazım.

 

 

 

Bir de son olarak bize 20 yıllık hekimlik kariyerinizden bahseder misiniz?

 

üniversiteden mezun olduktan sonra 3-4 yıl bir acilde pratisyen hekimlik yaptım. Sonra birkaç ihtisas değiştirdim. Ama tabi bana onların hep faydası olmuştur. Hayatım boyunca hep plastik cerrahi istemiştim. Mesela diğer ihtisasları yaparken bile plastik cerrahi kongrelerine giderdim. Sonra baktım olmuyor plastik cerrahiyi seçtim en az asistanı olan, hocası olan ve vaka yapabileceğim bir yer seçtim. Ondan dolayı çok mutluyum. İyi ki büyükşehirde yapmamışım. Ben ihtisasımı bitirdiğimde tek başıma artık mikro cerrahi yapıyor haldeydim. Eğitimim esnasında Anotomi, Beyin cerrahi, Kbb gibi branş hocalarının büyük katkıları oldu.. Avustralya’dan G. Ian Taylor mikrocerrahi konusunda ve anotomi konusunda dünyaca tanınmış bir insan ve eğitimim esnasında davetli olarak geldiği üniversitemizde kendisinin deneyimlerinden birebir faydalandım. Yani mikro cerrahi tek başına çenesi olmayan çene kemiği, göz tümörü olan bir hastaya yeniden göz, burun yaptık. Mesela bunları tek başıma yaptığım için benim için estetik cerrahi yapmak daha kolaydı ve tabi ihtisasım sırasında çok ciddi estetik ve rekonstrüktif cerrahi operasyonları da yaptım. O yüzden en güzel tercihim, ihtisasımı yaptığım yeri belirleyerek oldu.