‘……. Asley Ebbite; bilgisayarın hemen yanı başında duran dahili telefonu kaldırarak; üretim departmanında bulunan 20 yıllık çalışanları Üretim Müdürü Janith Alverda’yı istedi.



Kısa sürede ahizenin diğer ucuna gelen Janith’in hatırını soran Asley, Jatiht’ten, sevgilisi Victor Newman için, ‘Newmanje’ adını verecekleri; vanilya çubuğu, kabuk tarçın, lavanta ve tonka tohumundan oluşan, yüzde 27 alkol, yüzde 73 esans ağırlıklı özel bir parfüm üretmesini rica etti…


Janith, parfüm tasarımında ülkenin en deneyimli ismi olarak; Jabo Kozmetik’te çalıştığı süre boyunca tam 50 ayrı özel tasarıma imza atmıştı…

Son ürettiği Newmanje de, çok kısa sürede sektörün en çok aranan parfümü olmayı başarmıştı…’

O andan sonra, 14 yıl boyunca tam 500 ayrı özel tasarım parfüm siparişi alacaktı Janith Takvimler, 1 Ocak 1990 tarihi gösterdiğinde; TRT ekranlarında; orijinal adı ‘Young & Restles’ olan, ‘Yalan Rüzgarı’ adlı bir dizi yayınlanmaya başlamıştı…

Dizi, ABD’de sektör lideri olan Jabo Kozmetik sahibi bir aile ile, onların yakın çevresi ile olan ilişkiler ağını anlatıyordu…

Marka ve Pazarlamacı olarak benim bu diziden aklımda kalan, ana konusu ekonomi olmasa da; sürekli bir özel tasarım, kişiye özel marka konusunun üstü kapalı olarak işlenmesiydi…

Yazının başındaki diyalog da bunların bir örneğiydi…

Hiç düşündünüz mü; Helena Rubinstein, Estee Lauder, Irene Cara, Schnauar gibi esasen isim olan tüm markaların da doğuş hikayeleri birbirine benzer…

Ya bir iz bırakmaktır amaçları, ya o kişilerin çevresi onlara özenmiştir; marka yayılmıştır…

Neden reklamlarda ünlüler oynar; sıradan halk da da, çok çekici, çok seksi, çok güzel diksiyonlu kadın ya da erkekler vardır ve çok daha ekonomik bir maliyetle reklam işi çözülmez mi?

Ama marka aşinalığı,  ünlü aşinalığı ile birleşir ve sonuç getireceğine inanılır…

O yüzden de, bayan pedi reklamında Hülya Avşar, soğuk meşrubat reklamında Nil Karaibrahimgil, emlak reklamında Haluk Bilginer, telefon reklamında ise Kenan İmirzalıoğlu oynatılır ki o markaları onlar da kullanıyor, siz de kullanasınız imajı yaratılsın istenir…

Ya size özel bir marka çıksa?

Bunu ya siz birtakım tasarımcılarla yaratsanız; ya da üreticiler size özel bir tasarım yaratsa; bu da toplumsallaşsa…

Adınızla, imajınızla piyasada bulunacak ve hattâ yıllara mâlolacak bir markaya ne dersiniz?

Misâl, ‘İpek İpek Kolanyaları’, her bayramda, her karşılamada,  her ağırlamada; her masanın üstünde sizden bir parça; hem adınız yaşayacak; hem size devasa bir ekonomik optimum fayda…

Örnekler çoğaltılabilir; burada tasarımcılara da, yaratıcılığınıza da ve tabii üreticilere de büyük iş düşüyor…

Artı sonsuz bir evren kişiye özel marka dünyası…

Siz isteyin, tasarlayın, sektörü belirleyin, hayal edin yeter…

Kişiye, yani size özel markayı önemseyin lütfen; bu artık yeni dönem post-modern üretim dünyasının da düsturu ve yeni trendi olacaktır emin olun…

İşte öyle bir şey gibi bir şey…

Size özel olsun; her yerde, herkeste sizden bir parça olsun…

Yani Paul Mc Cartney’in dediği gibi, ‘Let İt Been’…

Bırakın, olsun…


  Diğer Tüm Yazılar