Görmek ve bakmak arasındaki bağ, hayatı algılamamızı,
Dışarıda görünenlerin çok ötesine taşıyarak esası anlamamızı,
Yaşamı huzurla, mutlulukla kucaklamamızı sağlayan bağdır...
Hepimiz bakarız ama görebilir miyiz?
Görmek sadece gözlerimizle bakmak değildir...
Esası, gerçekleri ancak gönül gözümüzle görebiliriz...




GÖNÜL GÖZÜ AÇIK OLAN İNSAN NASIL GÖRÜR?
Gönül gözü sevgi gözüdür, yüreği sevgi dolu insanların açıktır gönül gözü...
Merhametlidir, şefkatlidir, dinlemeyi anlamayı bilir, empati seviyesi yüksektir...
Kendisi ile kavgası olmayan, huzur veren, şükretmesini bilen insanlardır...
Akılları, zihinleri aydınlık olduğu için kavgaları, zıtlaşmaları, çekişmeleri yoktur...
Karşılarında ki insanları, olayları içselleştirerek derinliğine görürler...
Belli etmeseler de gözlerden gönüllerin içini, niyetlerini görür, okurlar...
Hz. Mevlana’nın dediği gibi; 
Gönül gözü ile bakan hiçbir insanı kandıramazsınız...
Sizi açık bir kitap gibi okurlar...



GÖNÜL GÖZÜNÜN KÖR OLMASI...
Doğuştan gözleri görmeyen bir adam, gece karanlığında elinde fenerle ilerliyor...
Karşıdan gelen birisi ona şöyle sesleniyor;
Sen zaten görmüyorsun, elindeki fener ne işe yarayacak?
Görme engelli adam şöyle cevap veriyor; 
Feneri kendim için değil, senin gibiler için taşıyorum,
Ben onları görmesem de onlar beni görsün ki çarpışmayalım...
Benim gözüm kör ama senin kalbin körmüş. Asıl kör olan sensin.
Gönül gözünün kör olması bir insanın en acınası halidir... 
Onların gönülleri bulanıktır, içlerinde bin türlü fitne fesat vardır...
Gönüllerinde güneş doğmaz, sevgi çiçekleri açmaz...
Saklamaya çalıştıkları kalplerindeki karanlık, gözlerinden yansır... 
Gözlerimiz iç dünyamızın dışa açılan penceresi olduğu için,
İç dünyaları karanlık olanlar, kişilere ve olaylara karanlık bakarlar...
Yaşamı sevgiyle-huzurla-şükürle kucaklamaları mümkün değildir! 



GÖZLERİMİZ RUHUN AYNASI VE SIR KAPISIDIR...
İç dünyamızın gözlerimizden yansıyan güzelliği, en etkili ve değerli olandır...
Çünkü göz teması sessiz ve çok değerli bir iletişim aracıdır…
Sırları açığa çıkarmak, çirkinliğin örtüsünü kaldırmak gibi bir özelliği vardır...
Sevinci-huzuru-neşeyi, kini- öfkeyi-kıskançlığı saklayamaz gözler...
Ne yazık ki; her şeyi, herkesi gören göz kendini görmekten bir hayli uzaktır...
Marifet kendini, kendi hakikatini görmek, hayatı gönül gözü ile kucaklayabilmektir.
Dünya gözü ile bakan yüzü, gönül gözü ile bakan özü görür...
Kendimize ve hayata gönül gözü ile bakmamızı diliyorum...


  Diğer Tüm Yazılar