Ya da o mükemmel sonucun gerektirdiği mücadeleyi vermiyoruz. Ondan sonra da geri çekiliyor, başka bir konuya dalıyoruz. O daldığımız konuda da başarılı olamıyoruz. Çünkü aynı hatayı onda da yapıyoruz. Çünkü gerçekten mücadele vermiyoruz. Mücadele ederiz, olmaz, ona diyecek hiçbir sözüm yok. Gerçekten olmayacak bir şey için sürekli mücadele vermek anlamsızdır. Denemişsindir, çabalamışsındır ve olmamıştır. O zaman vazgeç. El attığın diğer mücadelede ya da bir sonrakinde o hedeflediğin mükemmele erişeceksindir. Mükemmellik ya da başarı öyle bir şey ki dört ayaklı bir masa gibidir… Mücadele, tecrübe, şans, inanç ise bu masanın en önemli ayakları. Her şey içine sindiğinde mükemmellik gelir. Ama günümüzde görüyorum ki birçok insan maymun iştahlı. Çıktıkları on kilometrelik yolda iki kilometre yol yürüyorlarsa sekizinin kendiliğinden gerçekleşmesini bekliyorlar. Sonra da o yoldaki varılacak hedefin onların hakkı olduğunu düşünüyorlar. Halbuki o hedefe sen varmadın ki? Hak arama yolculuğunda düştükleri bu yanlış, onlara kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de uzun vadede kaybettiklerinin farkında bile olmuyorlar. Diyeceğim o ki, lütfen kısa başarı tatminlerinin peşinden koşmayın. Onlar saman alevi gibidir. Bu tarz arayışlar en başta size zarar verir. Bizim her zaman mottomuz çalışmak olsun. Kimse için değil önce kendimiz için çalışalım. Yaptığımız iş önce kendimizin içine sinsin. Sonra zaten çevremizden başlayarak herkes bizim başarımızı kabul edecek, hakkımızı verecektir. Hakkımızı ararken bir elimiz de daima vicdanımızda olsun. Bu bizim gece yastığa başımızı koyduğumuzda huzurlu uyku uyumamızı sağlar. Bu yüzden verdiğimiz mücadele kadar o mücadelenin kalitesi de çok önemlidir.
KISACASI ZOR AMA KEYİFLİ BİR YOLCULUKTUR BAŞARI YOLCULUĞU
Her zaman bir işi ortaya koyarken sanatçı titizliğiyle davranmaya çalışırım. Çünkü sanatçı, öncesinde yaratacağı eseri içine tasarlamış, her hamlesini ölçmüş biçmiş, hikayesini yazmış, ilhamını almış ve gece gündüz onunla yaşayarak onu ortaya çıkarmıştır. Ben de bu şekilde davranıyorum ki ortaya çıkan işler kusursuz, mükemmel olsun diye. Sektörümüzde yıllarca bir sürü zorlukla mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Sonuçta başarıya giden yollar tecrübe taşlarıyla döşelidir. Her hatayı bir daha yinelenmeyecek tecrübe olarak cebimize koymalıyız. Kısacası zor ama keyifli bir yolculuktur başarı yolculuğu. Yeter ki ortaya koyacağın eser içine sinsin. Asla verdiğin mücadeleden yüksünmezsin. Hele ki sana destek olan kişiler de bu hedefi ve mücadeleyi senin gibi sahiplenmişse işte o zaman tadından yenmez.
Gelelim elinizde tuttuğumuz Ekim sayısına. Eylül ayı bizim adımıza çok hareketli geçti. Klass olarak yine çok güzel etkinliklere ev sahipliği yaptık. Hele ki Bodrum’da Leaderscxo&Klass işbirliği ile Mandarin Oriental,Bodrum’da düzenlediğimiz yaza veda partimiz muhteşemdi. Yine İstanbul’da da çok keyifli organizasyonlarda Klass imzası oldu. Klass olarak konuk olduğumuz davetlerde ise sizler için Klass farkıyla yine çok keyifli haberleri sayfalarımıza taşıdık. Her zamanki gibi bizimle özdeşleşen röportajlarımız yine Klass farkıyla Ekim sayımızda sizlere sunuldu. Bol ilham alacağınız, eğer ki yeni işler ve projelere adım atma yolundaysanız illaki size ışık olacak çok keyifli röportajlarımız var. Kısacası yine dopdolu, keyiflice okuyacağınız bir dergiyle karşınıza çıktık.
Hayat Klass ile güzel…
Klass Alın, Klass Okuyun, Klass Olun…
Diğer Tüm Yazılar