Evli, nişanlı ya da sözlüsünüz yani hayatınızda bir erkek var. Ama ne vakit neye kızar, niye size kötü davranır, niye kabalaşır bilmiyorsunuz. İşte erkekleri kızdıran şeyler…

Diyelim ki bir yere gideceksiniz ve güzel bir elbise giydiniz; hayatınızdaki erkek yüzünü buruşturup ya da dekoltenizi işaret edip veya daha da kötüsü “aman ne güzel ne şık olmuşsun” diyeceğine “şu şişman kollara bak, şu elbiseye bak, ne kadar çirkin olmuşsun, sana hiç yakışmamış” gibi sizi kahreden laflar söylüyor. Hatta daha ileri gidip kıyafetinizi çıkartmanızı istiyor. Ya ısrarla giymeyi istiyorsunuz ya da değiştiriyorsunuz. Size göre bu çok saçma, çok anlamsızdır. Hatta kullandığı kelimeler bizi ok gibi tam on ikiden vurmuştur ve çok kırılmışsınızdır. Neden böyle davranır ki? Cevap çok basit: KISKANÇLIK! Zira sizi kıran o kelimelerin altında yatan “kendine güvenmeyen, kıskanan, başkalarının size bakışlarına tahammül edemeyen” bir erkek vardır.

Tabii böyle kırıcı konuşmayıp da “çok güzel olmuşsun, kadınımı kimse böyle görmesin” deseydi çok daha hoşumuza gidecekti. Ama o vakit de erkeklik gururu yaralanır, erkeklikte karizmayı çizdirmek var mı? Karısına mini eteği değil de tesettür kıyafetlerini daha çok yakıştıran pek çok erkek de var. Veya tesettüre girmek isteyen eşine mâni olamayan kişiler de mevcut. Esasında hepsinin kafasında, hanımlarını ellerinden gelse sadece “kapatması” olarak görme eğilimi vardır.

Karısının makyaj yapmasını arzu etmeyen bir sürü erkek, ona sade daha güzel olduğunu telkin eder. Kadın olarak sevdiğimizin istediğini “emrin olur” diye kabul edin demiyorum. Makyajsız siz de kendinizi güzel görüyorsanız bir şey diyemem. Ama makyajı seviyorsanız sevgilinizi yavaş yavaş buna alıştırın. Önce ruj derken allık en son göz makyajı… Ne kadar güzel ve göze hoş görünürseniz o kadar rahatsız olurlar. Bazı modern düşünen erkekler, yanındaki kadının görkemli olmasından gurur duyar. Bu durumda “demek ki yanındaki erkek neymiş ki böylesine güzel bir kadın, onunla geziyor” duygusu ağır basar.

Ama erkeklerin prensipte çok anlaştıkları bir konu vardır. Kendilerinin olduğu yerde kadınların konuşmasına veya kumandayı ele almalarına karşı çıkarlar. Yani kadınların ön plana çıkmalarından rahatsız olurlar. Erkeği erkek yapan husus, genelde baskın karakter olarak tanımlanır. “Erkek evin reisidir, kocanın dediği olur” diyerek erkeklerin bu konudaki beklentisini artırmış oluruz. Aksi erkekten sayılmaz. Bunu yapamayan erkeğe saygı duyulmaz. Böylelikle erkekler şiddete başvurur ve korkutarak saygınlık kazanmaya çalışır. Şiddet bir yerde zayıflığı bastırmak için kullanılır. Şiddet kullanarak söz dinletmek eşitliğe, adalete, saygınlığa, insanlık gururuna asla yakışmaz.

Erkek karısının eve kendisinden sonra gelmesinden de hoşlanmaz. Bunun egoistlik olduğunu düşünebilirsiniz. Ama öyle ya da böyle tatsızlık çıkmasını istemiyorsanız buna da dikkat etmelisiniz. Anlaşmak için biraz alttan almak ve ortada buluşmak gerekir. Birlikte yaşadığımız erkek, aşırı uçlardan ve isteklerden zaman içinde kendi isteğiyle mutlaka vazgeçecektir. Size düşen hem isteklerinizi kadınca dile getirmek hem de onu kırmamak için dediklerini yapmaktır. Size olan güveni yerleştikçe müşterek arzularınızın ortasını bulacaksınız.
  Diğer Tüm Yazılar