“Ne olmuştu da o bize bayılan koca bir anda yabancı, çok gezenti, homur homur bir adam olmuştur. Hele geceleri dokunmayan, gündüzleri bize tahammül edemeyen, oda veya yatak ayıran kocamız, bir de fiziksel güce baş vuruyorsa… İşte buyurun aile dramına. Hocalar, büyüler, ağlamalar, yakarmalar fayda etmezse ne yapacağız biz şimdi?”
Bir çift düşünelim: İlk zamanlar her şey yolundadır, bulutların üstünde yaşıyorlardır ve çok mutludurlar. Derken bir zaman sonra kocanız geç gelmeye, iş icat etmeye, gerekli gereksiz yalanlara ve en mühimi, işi azıtıp aleni yalnız gezmeye başlamıştır, ortada bizim bildiğimiz bir neden yoktur.
Oturup düşüneceğiz öncelikle. Nerede koptuk? Ne oldu? Nasıl oldu? Kabahat yalnız onda mı? Yoksa biz de buna çanak tuttuk mu? Niye sevgili kocamız, biz böylesine mükemmel iken, bize ihanet etmiştir. Nedir yani? Sofraysa sofra; sevgiyse sevgi, yataksa yatak her şeyi zaten veriyoruz! El insaf hala ne arayabilir, niye reddeder, neden evden kaçar? Zaten evde olsa bile bizi dışlamıştır. Konuşmaz, tersler, yakınlaşmaz, aynı yatakta yatmaz veya ‘üzerime gelme’ diye iteler durur.
Bazılarını kendilerine başka bir dünya kurmuş, karısını hayatında elimine etmiştir bile. Evlilikte şahısların her dakika beraber olmaları zaten beklenmez. Hobiler, alakalar, sıhhatli bir şekilde çiftlerin yaşantılarını zaman zaman kısa periyotlarla başka yönlere çeker zaten. Ancak böyle bir durumda bile, çiftler ayrı odalarda film seyretseler de aralarda hemen bir araya gelirler. Çay getirirken bir öpücük, su alırken bir yanak, arada tatlı sıkıştırmalar, daha doğrusu sürekli flört vardır.
Evde flört ederken, sevgiliyi bekler gibi gün sonunda eve koşarken duyduğunuz heyecan ne zaman sona erdi? Seks hayatınız nasıl, ne zaman bu hale geldi? Eskisi gibi romans, cazibe, arzu var mı? Kızdığımız, azarladığımız, dırdır yaptığımız kocamızı geceleri yatakta cezalandırıyor muyuz? Böyle yaptıkça onun ne yapacağını, nerelere yöneleceğini biliyoruz değil mi?
Evdeki huzur, sevgi, iletişim, saygı, cilve, neşe erkeği kendiliğinden eve bağlar. O yapmıyorsa dahi biz bunu başlatabiliriz. ‘Sırnaşma, of öpme, dokunma rahat bırak’ diyen kocalara rağmen biz ısrarla devam diyoruz. Eğer başka kadın yoksa, başka birine aşık değilse, sizden nefret etmiyorsa muhakkak gevşeyecektir.
Unutmayın mükellef bir sofradan kalkan bir erkek başka bir yemek yiyemez, kokusuna bile tahammül edemez. Her akşam evine koşan, karısına bayılan erkek ne dışarıya bakar ne de dışarıdakileri merak eder.
Diğer Tüm Yazılar