İki insan birbirine güvenemezse, arkadaş bile olamaz. Hayat arkadaşı olmak ise mümkün değildir. Ama gelin görün ki, evliliklerde çok rastlanan bir husus da güven eksikliğidir. Güvenmediğimiz kişiyle hayatımızı nasıl geçirebiliriz?
Her dakika kazık atacak, canıma kastedecek, bir şey olursa bakmayacak, arkasını dönecek, terk edecek, kapıya koyacak diye düşünmeye bir başlarsak, bizim evliliğimiz güven duyulmayan bir birliktelik demektir. Eşimize güvenmiyorsak, her dakika aldatacak diye bekliyorsak, mesajlarını kontrol edip, ceplerini karıştırıyorsak ciddi bir güvensizlik söz konusudur. Her yaptığı hareketten, her sözünden, davranışından bir şeyler çıkarıp, bir de bunları ciddi olarak dile getiriyorsak müthiş bir güven bunalımı var demektir. Karı koca birbirine güvenmiyorsa, neden evlenmişler ve bu sözde evliliği neden yürütüyorlar dersiniz?
Tabii önceleri vardı da taraflardan biri ordubozancılık yapmışsa, bir dereceye kadar anlaşılabilir. Zira yalan söylemek, tutarsız davranmak karşı tarafın güven duygusunu sarsar. Ancak bu tamir edilir veya evliliğin selameti açısından unutulursa güven yeniden kurulabilir. Her dakika ‘geç geldi, banyoda, dışarıda, telefonla konuştu, şık giyindi, mesajlarını sildi, özlem, duygu dolu şarkılar dinlemeye başladı’ ve daha bir sürü şeylerden işkillenip güveni kaybetmemek gerekir. Her şeyin kötü bir anlamı yoktur. Bazen en masum olaylar bile güven duygusu yoksa saptırılabilir. Güvenilmeyen kişiye de yazık olur. Ne yapsa suçtur, her şeyi en ince detayına kadar incelenir; ne söylese şüphe ile karşılanır. Bir süre sonra şüphe duyulan kişi bunu kanıksar ve kaybedecek bir şeyi kalmaz. Zaten o hep topun ağzındadır. Dolayısıyla yapsa da yapmasa da o hep ebedir.
Düşünün ve empati kurun, böyle bir hayat ister miydiniz? Kocanız her an gözünüzü takip etse, nereye bakıyor, kiminle kırıştırıyor, nasıl kırıtıyor diye itham edici bakışlarla arkanızdan gezse nasıl hisseder, neler yapardınız? Giydiğiniz elbise açık, pantolonunuzdan çamaşırınız görünüyor, şık şıkıdım süslendiniz, demek ki birine güzel görünmeye veya kendinizi beğendirmeye, teşhire çalışıyorsunuz diye algılanırsanız hoşunuza gider mi? Tabii ki hiç kimse böyle sıkı takipten hoşlanmaz. Bazen de eğer evlilikte bir ihanet varsa, mağdur olan affetse bile, müthiş güven duygusu kaybına uğrar. Eşinin her şeyini şüphe ile karşılar. Bu bir dereceye kadar anlaşılabilir. Zira ihanet ne olursa olsun çok acıdır. İhanet edilen bunu hazmetmekte zorlanır ve tabii güveni sarsılır. Eğer hareketlerde lakaytlık veya davranışlarda biraz uzaklaşma, sekste biraz soğukluk hissedilirse çiftlerin güven duyguları hemen azalır ve kendilerini bir sürü ‘acaba’nın ortasında bulurlar. Bu noktada karşılıklı konuşmak, tartmak, varsa eksik gedik bir şeyi teşhis etmek gerekir. Güven sarsıcı konuşmalar, kıvırtmalar, yalanlar, ithamlar evliliğin düşmanlarıdır.
Kendine güvenen çiftler her konuyu masaya yatırabilir. Öyle ya korkulacak, çekinecek bir şey yoktur. O halde neden konuşup tartışmayalım? Evlilikte güven derken, görüldüğü gibi illa şüpheden bahsetmiyoruz. Kendimize güvenmekten, fazla kompleksli olmamaktan ve sağlam bir kişilikten bahsediyoruz. Güvenilir olmak da önemlidir. Karşısında bu hissi uyandırmayan kişilikler, evlilik gibi uyum hedefli bir yaşantıda, eş olarak seçilmezler. Evleneceğimiz kişinin güvenilir olması, ona dayanma, birlikte yol alma gibi hususları da içerir. Bizi yarı yolda bırakmayacak kişileri yanımızda isteriz. Hele hayatımızı paylaşacağımız kişinin sağlam, güvenilir olması kıstas olmalıdır.
Samimiyetine, sevgisine, saygısına, bağlılığına, sözlerine güvenmeyeceğimiz birisiyle beraber olmayı hiçbir şekilde istemeyiz. Zor zamanlarda bize el vermeyecek, bize kazık atacak veya "seni seviyorum" diye palavra atacak kişiyle işimiz yoktur. Evliliğin en önemli özelliği güvendir. Yoksa herkes birlikte yaşar. Ama evlenerek hayat güvencesi alır. Arkasını dayayacak, yalnız kalmayacak, hemen terk edilmeyecek, korunacak, istikbalini garanti altına alacak, çocuk sahibi olacak, ona bir yuva verebilecek, yani bir güven duygusu duyacaktır. Parasal olarak, saygınlık olarak, koca güvencesi önemlidir. Onun için bir sürü kadın evde kalmak ya da dul olmak istemez ve bu düşünceden sıkıntı duyar. Evliliğin verdiği güven garantisinden dolayı bundan vazgeçmek istemez.
Diğer Tüm Yazılar