“Konstantiniyye elbet feth olunacaktır. Onu fethedecek emir ne güzel emirdir ve o ordu ne güzel ordudur.”
“Letüftehannel Kostantiniyyetü veleni’me’l emîrü emîrühâ veleni’me’l ceyşü zâlike’l ceyşü”-Hz. Muhammed
Bu Hadis-i Şerife nail olmuş sultanımız Fatih Sultan Mehmet’in na’şının bulunduğu 7 tepeli İstanbul’un 5. tepesinde bulunan Fatih Camii ve Türbesinin öneminden bahsedeceğim bu yazımda.


Burası Pagan döneminde ritüellerin yapıldığı, 12 burç ve Tanrı’ya adanmış mabetlerin olduğu kutsallık atfedilmiş bir mekân.
Hristiyanlık dönemine gelindiğinde ise 12 havariye adanmış kilise oldu. Konstantin’in amacı havarilerin kutsal emanetlerini bir araya getirmek ve kendini de yanlarına defnettirmekti. Buraya getirilen ilk havari Konstantin’in annesi Helena oldu. Aziz Andreas, Aziz Luka ve Aziz Timotheos’un cenazelerini getirtti. Diğer havarilerin de kutsal emanetlerinin burada olduğu rivayet ediliyor. Konstantin, 1.Justinianus ve 1.Theodosius gibi imparatorların mezarı burada bulunuyor. Konstantin ile başlayan bu gelenek Fatih Sultan Mehmet ile son buldu. 4. Haçlı seferinde yağmalarla mimari planı Haçlılar tarafından Avrupa’ya götürülmüş 12 Havari Kilisesi ile aynı mimariye sahip San Marco kilisesi inşa edilmiş. Ve İstanbul’dan götürdükleri bronz 4 at heykeli de Venedik’in temsili haline gelmiş.
Ayasofya’dan sonra en önemli kilise kabul edilirken fetihten 14 sene sonra, 1467 ‘de başlayan çalışmalarla ilk Selatin (Sultan) Camii oldu. Burada Fatih’in amacı yeni bir inancın hâkim olduğunu göstermek olmuştur. Böylece İslamiyet’in hakimiyet sembolü olarak kabul edilmiştir. Fatih külliyesi Türk karakteristik özelliğine sahip ilk külliyemizdir. Külliye yapılmadan önce; usta ve işçilerin konaklayabilmesi için hemen arkasına Şekercihan ve yanına hamam inşa ettirdi. Fetih’ten 10 yıl sonra yapılan bu han Orta Asya mimarisine sahip olup Mehmet Akif Ersoy, Eşref Edip, Neyzen Tevfik, Said Nursi gibi önemli isimleri misafir etmiştir. Günümüzdeki hali ise harabe görüntüye sahiptir. Dilerim tarihimize, değerlerimize sahip çıkar da restore ettiririz. Fatih Külliyesi, sağ ve solunda 4 medrese, cami üstünde de 4 medrese ile ilk üniversitemizdir. Kıble önüne şifahane yaptırdığı gibi aşevi, kütüphane, hanevi, konukevi, hastane gibi yapılarla tamamlanmış. İlmiye, seyfiye, kalemiye, tarikat mensupları olarak 4 kıdemde toplanmış. Rum asıllı mimar Atik Sinan tarafından yapılan külliyemiz birçok kez hasar görmüş. Atik Sinan’ı anmışken Fatih ile aralarında geçen durumu anlatmak isterim. Fatih’in amacı Ayasofya'dan daha heybetli daha büyük bir camii yaptırmaktı. Fatih bu camii için özel olarak uzun direkler getirtti ve Atik Sinan'ın bu direkleri kestiğini duyunca gazaba gelerek, "Benin camimi Ayasofya kadar âli etmeyip, benim birer Rum haracı sütunlarımı kesip camimi kasten alçak ettin!” dediği söylenir. Bunun üzerine Atik Sinan, "Padişahım, Konstantiniyye'de zelzele çok olup metanet üzere ila inkırazud deveran müebbet ola deyu iki amudu üç zira kesüb Ayasofya'dan selh alçak ettim" der. Sultan daha da öfkelenip "Özrü kabahatinden büyüktür." diyerek Atik Sinan'ın ellerini kestirir. Bazı kaynaklara göre bu olaydan sonra Atik Sinan, İstanbul Kadısı Hızır Bey’e gider ve sultandan şikayetçi olur. Kadı Atik Sinan'ı haklı bulur ve "Kısas hakkın vardır." der. Yani Fatih’in de elleri kesilecektir. Ancak Atik Sinan bu durumu kabul etmez, vazgeçer. Mahkemede Kadı Fatih’in oturmasına izin vermediğine, Fatih'in de kadı eğer sultan olduğu için kendini kollayacak bir karar verirse oracıkta canını almak için kaftanının altına topuz gizlediğine inanmamız gerekir. Bu "adil" mahkemeden sonra ömür boyu Atik Sinan ve ailesine bakımı için ücret ödeme sonucuyla anlaşırlar.
Birçok kez hasar gören camii 1766’depremle gördüğü zararla 1971’de tekrar inşa edildi. 1932’de ilk Türkçe ezan okunan camii oldu. 1999’da depremle beraber zemin kaymasıyla ibadete ara verilmiş, 2012’de tekrar ibadete açılmıştır.
Pagan dönemde başlayan kutsal kabul edilen yeri olup, Hristiyanlık ve en son İslamiyet için de önemli yere sahip olan buranın seçilme nedenine olan merakımı gidermiş değilim. Sanıyorum ki yeryüzünde birçok kutsal kabul edilen yerde olduğu gibi buranın da ayrı bir enerjisi var. Ziyaret ettiğiniz de bu güzel şehri bizlere emanet ettiği için Fatih Sultan Mehmet’e, eşi Gülbahar Hatun’a ve diğer önemli zatlar içinde Fatiha Suresi okumayı unutmayın. Bir sonraki rotada görüşmek üzere.
  Diğer Tüm Yazılar