Sizlerden gelen her soruyu okuyorum ve üzerinde düşünüyorum...
Tecrübelerimden, gözlemlerimden yola çıkarak yanıt vermeye çalışıyorum.
Sorunlarınız ve sorularınız birbirine benziyor. İşte onlardan biri:
*YAŞADIĞIM HER İLİŞKİDE NEDEN HEP AYNI SORUNLARI YAŞIYORUM?
 -Birbirine yakın karakterlerin ilginizi çekiyor olmasının nedenleri olmalı.
Değişmeyen tercihlerle yaşadığınız ilişkilerin sonunun aynı olması kader değildir.
Bence esas düşünmeniz gereken seçimlerinizin altında yatan nedenler...
Yanıtı derinlerde bir yerlerde gizli olabilir. Onu sadece siz bulabilirsiniz.
Yaşadıklarınıza ve kendinize yoğunlaşın, düşünün... Olmuyorsa yardım alın...
Bir başka neden, sizin hep aynı şekilde davranmaya devam etmeniz olabilir.
Mesela; gereğinden fazla değer vermek, sessiz kalmak, boyun eğmek,
Nasıl olsa gitmez sabreder izlenimi bırakmak gibi... Bu durumda tavsiyem:
“Eşyaları aldığınız yere, insanları hak ettikleri yere bırakın”
Çözüm sizde... Hem kendi davranışlarınızda hem de seçimlerinizde, 
Hayat size değişim mesajı veriyor... Artık hayatın sesini duyma zamanı...

Mutluluğu Dışarıda Arama!
*Yine benzer bir soru: NEDEN MUTLU OLAMIYORUM!
-Mutsuzluk şikayetlerinin artması artık ürkütücü boyutlarda.
Merak ediyorum, şikâyet etmenin dışında ne yapıyorsunuz?
Yani kendiniz adına daha iyi hissetmek için çabanız var mı?
Yoksa dışarıda sizi mutlu edecek bir arayış içinde misiniz?
Öyleyseniz çok beklersiniz... Şikayetlerinizin sonu gelmez.
Çünkü mutluluğunuzun kaynağı sizdedir...
Düşüncelerinizde ve kendinizle kurduğunuz ilişkidedir.
Temel eksik, insanın kendisini yeterince tanımamasında ve sevmemesinde...
İtiraz ettiğinizi, tanıyorum seviyorum dediğinizi duyar gibiyim...
Kendinize doğru derin bir yolculuk yapmadan karar vermeyin derim...
Ben de yıllar boyunca kendimi tanımaya, anlamaya çalıştım.
Bazen çok kızdım, bazen takdir ettim. Kırılma noktalarımı fark ettim.
Hangi davranışlarımın bana iyi geldiğini, mutlu ettiğini gördüm.
Kendimin farkına vardım, şükrederek her halimle kucakladım kendimi.
Değerlerime sahip çıkıp, kimseden onay beklemeden mutlu olmayı öğrendim.
Hani insanın kendisinden razı olması diye bir şey var ya, sihir burada...
İşte mutluluğa açılan kapının anahtarı... Anahtar sizde yani...

Geçmişini Önemse!
*GEÇMİŞİMDEKİ YARALARIMDAN NEDEN KURTULAMIYORUM?
-Düşünüyorum ve merak ediyorum acaba kendinizle hiç yüzleştiniz mi?
Yaralarınızın nedenleri üzerine kafa yordunuz mu?
Keşkelerinizi, iyikilere çevirmek için ne yaptınız?
Geleceğin geçmişten daha anlamlı olabileceğini düşünmediniz mi?
Geçmişte yaşadıklarınızın geleceğinizin ışığı olduğu aklınıza gelmedi mi?
Yoksa günler boyu geçmiş üzerinde tepinip, yakınıyor musunuz?

Sevgili okur, evrende yaşanılan hiçbir şey nedensiz değil.
Hüzünler, acılar, zorluklar gerçekte hepsi birer öğreti.
Geçmişte yaşadığımız sıkıntılarla, acılarla olgunlaşıyoruz.
Tabii mesajları doğru okuyabiliyorsak!
Mevlâna; geçmişte yaşama, daima geçmişten ders al der.
Ders alamıyorsak tekrar benzer sıkıntılarla boğuşmak kaçınılmazdır.
Bugünkü anlayışımızın, tekâmül seviyemizin temeli geçmişte atılmıştır.
Benim de sizler gibi keşkelerim öyle çok oldu ki...
Kalbimi yoran ne varsa, neden yaşadığımı bulma gayretindeyim.
Objektif olmayı, empati yapmayı rehber edinmenin yararını görüyorum...
Kendimi ve karşımdakileri affetmeye çalışarak, helalleşme çabasındayım.
Kolay olduğunu söyleyemem. Vesvese veren rahat bırakmıyor çünkü.
Tam artık hallettim, kapattım bu konuyu dediğimde ortaya çıkıveriyor…
Neyse ki artık uzun süre esir alamıyor. Demem o ki; 
Geçmişindeki Sen’i önemsemezsen, şimdiki Sen’e kavuşmazsın.
Sevgiyle kalın...
Diğer Tüm Yazılar