Yaşadığımız her ilişkinin ve olayın vermek istediği mesaj, hayatın sesidir.
Gerçekte mesajlar nettir. Tabii anlayabilirsek ...
Anlamak neden bu kadar zor diye düşündüğüm de ilk aklıma gelen;
Çoğumuzun hatayı karşı tarafta arama alışkanlığımız oldu.
Çünkü kolayı seçiyoruz. Dinlemek, anlamaya çalışmak zor geliyor.
Kolay zannettiğimiz, tekâmül yolunda büyük bir zaman kaybı oluyor.

İnsanın en değerli hazinesi özündeki sevgi ve aklıdır.
Gelişme ve arınma, sevgiyle bezenmiş akılla gerçekleşebilir.
Her fırsatta tekrarlıyorum, ilk adım kendimizi sevmek ve tanımakla atılır.

İnsan kendisini tanıdığı ve anladığı kadar tekâmül eder, arınır.

Hayatın dilini anlamaya, sesini duymaya başlar …

Ancak o zaman, yaşadığı ilişkilerin ve olayların esasını kavrayabilir.
Karşı tarafı suçlamayı seçmenin, zamanı israf etmek olduğunu bilir.
İlk olarak kendisine bakar. Objektif olarak değerlendirme yapar.
Harekete geçmeden önce düşünür. Yaşadıklarına doğru anlamlar yükler.
Mutlulukların, hüzünlerin, sıkıntıların hepsinin nedeni olduğunu kavrar.
Yaşadığımız hiçbir şey tesadüf, boş veya anlamsız değildir.
Hayatın sesini, anlamları bulduğumuz oranda duyabiliriz.
 

DERDİNE ODUN ATIP ATEŞLEME !..

Kabul etmeliyiz ki nefes aldığımız son ana kadar mücadelemiz bitmeyecek.
Gezegenimizde sorunsuz başlayan ve biten bir hayat yaşanmadı...
Yaşanamaz çünkü insanın var oluş amacına aykırıdır.

Evrendeki her şeyin karşıt unsurlarla meydana geldiğini biliyoruz.

İnsan hep mutlu olarak nasıl gelişebilir, nasıl tekâmül edebilir?

Sorunlarla mücadelemizde yaşadığımız tecrübeler birer öğretidir.

Bizi büyütür, farkındalığımızı artırır ve olgunlaştırır.


Sadece dert edindiğimiz konular üzerine odaklanarak yaşayamayız.
Başımıza gelenlere nasıl baktığımızdır önemli olan. Ne yazık ki…

İçimizde olumsuzluklardan topladığımız bir koleksiyon var.

Durup durup bir eser çıkarıyoruz koleksiyonumuzdan.

Sıkıntılarımız, çözülmesini istediğimiz sorunlarımız olabilir, olacaktır da.
Ya sahip olduğumuz değerlerimiz ya sahip olduğumuz güzellikler…
Aldığımız nefes mesela, ailemiz, dostlarımız gibi birçok neden sayabiliriz.

Neden şükredeceklerimizden oluşan yeni bir koleksiyon hazırlığında değiliz?

 

Sevgili okur; Yüce Sevgili kimseye taşıyamayacağı yükü vermez.

Gayret, sabır, şükür bizden, gerisini hayatın akışı zaten gösterecektir.

Dertlerimizi ateşlemeyelim, beterin beteri olabileceğini hatırlayalım.

Mevlana’nın şu sözünü ise hiç unutmayalım;

Sanma ki dert sadece sende var.

Sendeki derdi nimet sayanlar da var…

Diğer Tüm Yazılar