Her kadın güçlüdür, önemli olan içindeki cevheri keşfetmesi ve tüm zorluklara rağmen kendini yansıtabilmesidir. Tarihte Türk kadınının gücünü ve istediğinde neler yapabildiğini kanıtlayan yüzlerce örnekten kendim de örnek aldığım önemli isimleri sizlerle paylaşıp hatırlatmak istedim. Bana olduğu kadar sizlere de ilham olmasını dilerim…

Gökyüzünün Cesur Kadını, Sabiha Gökçen; 1936 da dünyanın ilk “kadın savaş pilotu” unvanını kazandı. 1937’de Türk Hava Kurumu’nun yetiştirdiği ilk kadın pilot olması sebebiyle “9 numaralı İftihar Madalyası” ödülüne layık görüldü. Yaşamı boyunca 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçan ve birçok ödüle layık görülen Sabiha Gökçen 1991 de Uluslararası Havacılık Federasyonu Altın Madalya’nın sahibi oldu. Amerika da 1996 yılında düzenlenen Kartallar Toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri seçilen Sabiha Gökçen bu ödüle layık görülen ilk kadın havacı olarak tarihe adını yazdırmıştır.

İlk Kadın Doktor, Safiye Ali; İstanbul’da Amerikan Kız Koleji’nden Ocak 1916 da mezun olan Safiye Ali, topluma faydalı olma dürtüsü ile cesaretini birleştiren öncü kadınlarımızdandır. Darülfünun Tıp Fakültesi o dönemde henüz kadın öğrenci kabul etmemesinden dolayı Safiye Ali, 1. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gördü. 1921 yılında “Bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması” hakkındaki tezi ile Almanya’dan diplomasını aldı. 1923’ün Haziran ayında Türkiye’nin ilk kadın doktoru unvanını aldı. Safiye Ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi’ni kurarak toplumsal duyarlılığını da kanıtladı. Hatta o kadar başarılı oldu ki Londra, Viyana ve Bologna’da düzenlenen kongrelerde Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni temsil etti.

Türk Kadınını Tiyatroyla Buluşturan, Afife Jale; Tiyatro sahnesine yasaklara meydan okuyan kadın olarak adını yazdıran ilk Müslüman-Türk kadın oyuncu. Tiyatroya olan tutkusundan dolayı birçok kez gözaltına alınan, ancak yılmayan, o dönemin sistemiyle savaşan Afife Jale, bugün tiyatro dünyasında kadınların da yer almasında öncüdür. İlk kez Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda, Emel rolü ile Tiyatroya merhaba diyen ve asıl ismi Afife olan sanatçı, “Yamalar” oyununda “Jale” takma ismini kullandı ve daha sonraları Afife Jale adıyla anıldı.
Çok sevdiği tiyatroya konulan yasaklardan ötürü ara vermek zorunda kalan Afife Jale 1923 yılında Atatürk’ün Müslüman kadınlara sahne yasağını kaldırması üzerine, tekrar oyunculuğa başladı ve turnelere çıktı. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen tiyatro aşkından asla vazgeçmeyen Afife Jale bugün hala birçok tiyatro severe ilham olmaya devam ediyor…


Edebiyat Dünyasının Güçlü Kalemi, Halide Edip Adıvar; Türk edebiyatına adını altın harfle yazdıran Halide Edip Adıvar, 1884 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlköğrenimini özel dersler alarak tamamladıktan sonra Üsküdar Amerikan Koleji’ne gitti. Yabancı kitaplara olan ilgisinden dolayı İngilizce dersleri aldı. İlk Çeviri kitabı “Ana’’ 1897 yılında yayımlandı. İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle birlikte kadın hakları konusunda yazılar yazarken ilk yazısı, ‘”Tanin’’ adlı gazetede yayımlandı. Kadın haklarına ve kadının toplumdaki yerinin güçlenmesine katkıda bulunmak için Teali-i Nisvan Cemiyeti’nin (Kadınları Yükseltme Derneği) kurucuları arasında yer aldı. Aynı zamanda büyük bir vatansever olan Halide Edip Adıvar, Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya gitti. Kurtuluş Savaşı’nda cephede görev yapan Halide Edip Adıvar’a Sakarya Savaşı’nda onbaşı, İzmir’in kurtuluşunun ardından da başçavuş rütbesi verildi. Edebiyat hayatından asla vazgeçmeyen Halide Edip Adıvar, hayatı boyunca üretmeye ve edebiyat dünyasına yeni eserler kazandırmaya devam etmiştir…

Halide Edip Adıvar, Sabiha Gökçen, Safiye Ali ve Afife Jale gibi güçlü kadınları örnek alarak günümüzde de Türk kadınını başarılarıyla temsil eden önemli isimler gurur yaşatmaya devam ediyor…





  Diğer Tüm Yazılar