İspanya’nın başkenti Madrid, kraliyet saraylarının gösterişli cephelerinden şehrin dört bir yanına dağılmış yemyeşil sakin bahçelere kadar kesinlikle büyüleyici, kültürel bir destinasyon. Canlı pazarlardan plaza meydanlarına, tarihi saraylara ve 16. yüzyıldan kalma binalara kadar Madrid doğal güzelliklerle dolu bir şehir. Madrid sokaklarında dolaşırken şehri benzersiz kılan bu atmosfere dalmak isteyeceksiniz. Yalnız yaz aylarında oldukça bunaltıcı yüksek sıcaklığa dayanıklı olmanız şart!  Madrid’e ilk defa gidecekseniz kesinlikle bahar aylarını tercih etmelisiniz.



Madrid'in yemek severler için bir cennet olduğunu söyleyebilirim. Akşam üzerini bir tapas bardan diğerine atlayarak ya da güneşle dolu kafelerden birinde bir bardak Sangria içerek geçirebilirsiniz. Buradaki mutfak, neredeyse ikonik cazibe merkezleri ve simge yapılar kadar ünlü! Pek çok michelin restoran olduğu gibi geleneksel lezzetlerle dolu, irili ufaklı pek çok restoran var. Daha önce de Madrid restoranlarından birkaçını yazmıştım. Şimdi yazacaklarım ise en popüler elegant restoranlar, bunlar Madrid’e tekrar tekrar gelme nedeniniz olabilir.

Amazanico
Amazonico öncelikle şık dekorasyonu ve sıcak atmosferi ile oldukça davetkar bir restoran. Çoğu insan buraya dev lezzetli biftekler için geliyor ancak aynı zamanda menüde etkileyici birçok deniz ürünü yemeği var. Akşam yemeğinden sonra canlı müzik ve tropik esintili kokteyllerle eşleştirilmiş loş ışıklar altında 20'lerden ilham alan caz kulübünde oldukça keyifli zaman geçirmek de mümkün. Amazonico şehrin en popüler restoranlarından biri, bu yüzden uçak biletinizi alır almaz rezervasyon yaptırın derim!

El Barril
El Barril de las Cortes restoranı Madrid'in merkezinde, Carrera de San Jerónimo'da bulunan ve ulusal gastronomi erdemlerine bir ibadet tapınağı olarak duran gastronomik mekân. Mutfak tüm gün açık. El Barril de las Cortes restoranı, mutfak misyonunu yerine getirmek için en yüksek kaliteli ürünlerine güveniyor. Başlangıç ​​olarak Galiçya istiridyesi, İber jambonu ve ızgara enginar bulunan menüde, Galiçya deniz ürünleri ve pirinç yemeklerinin ustaca hazırlanması farklı niteliklerini oluşturuyor. Deniz mahsullü pilav (paella), ızgara dil balığı ve tuzlu levrek ana yemekler arasında sırasını bekliyor. Tatlı bir keyifle yemeğinizi bitirmek için ev yapımı Fransız tostu, elmalı puf böreği veya sütlaç öneriyorum.

Numa
Numa Pompilio Madrid, 2017 yılında güzel Valazquez caddesinde açılmış. Sandro Silva ve Marta Seco'nun El Paraguas Grubu'nun muhteşem bir restoranı. Alejandra Pombo tarafından dekore edilmiştir. Restoranın dekorasyonu sizi geçmiş elit sınıfların eski klasik yemek salonlarına götürüyor. Ek olarak açık havada çok sayıda yemyeşil bitki ile süslenmiş, şık şemsiyeler altında yemek yemek için harika bir terası var. Mutfakları İtalyan ve dünya mutfağının klasik bir birleşimini sunuyor. Menüde temel olarak Toskana'dan gelen çok sayıda eşsiz yemek var. Büyüleyici ve unutulmaz İtalyan deneyimi sunuyor. Şeflerin günlük işlerini yaptıkları ve dikkat çekici (New York, Londra ve İtalya'dan özel olarak getirilmiş) çeşitli yemeklerin yapılışlarını görmek için canlı açık mutfaklarını gezmelisiniz. Tüm yemekler lezzetli! Benim favorim havyarlı spagetti oldu. Spagetti ve havyar ayrı ayrı geliyor ve özel bir sunumla tabağınızda birleşiyor. Ben bu lezzete bayıldım. Kokteyllerin yanı sıra tatlılar da inanılmaz derecede cezbedici!
 

Kurban Bayramı bereketiyle, bolluğuyla gelsin. Bayramınız kutlu olsun...


  Diğer Tüm Yazılar