Seven eşler birbirlerine destek olur; köstek olmazlar. Evlilikte sevgi varsa fedakârlık daima vardır. Çalınan her müzikte, dinlenen her şiirde, mehtapta, sevgililer yani karı koca, yani genç, yani yaşlı, daima birbirlerini arar veya hatırlarlar. Seven çiftler tartışmalarda bile sözlerini dikkatle seçer, karşı tarafı incitmemeye çalışır. Seven çiftler küs kalamaz, dargınlıkları uzatamaz, hemen de affederler. Alttan almak, özür dilemek, gönül almak iyidir ama şahsiyetini ezdirmeden, taviz vermeden olmalı sadece ‘huzur’ satın alınmalıdır. Sevgili okurlar aklıma daha binlerce sevgi tarifi geliyor.

Sevgi saygı ister. Evlilikte saygı nedir? Karşınızdakine değer vermeniz, kırmamanız, dikkat etmenizdir. Peki evlilikte saygı nasıldır? Bunun en güzel cevabı, ilk tanıştığınızda birbirinize nasıl davrandığınızdır. Hatırlayın biraz, geçmişe bakın bakalım ilk zamanlar nasıl davranıyordunuz? Birbirinizi göreceğinize yakın nasıl heyecanlanıp, giyiminize, temizliğinize, görünüşünüze nasıl dikkat ediyordunuz. Yemek yerken ağzınızı şapırdatmıyor, burnunuzu karıştırmıyor, özellikle geğirmiyor veya asla gaz çıkarmıyordunuz. Tuvaleti birlikte kullanır mıydınız veya pejmürde kıyafetler, saç baş darmadağın dolaşıp, kendinizi karşı tarafa çirkin gösterir miydiniz? Gözde çapak, yüz yıkanmamış, üstünüz başınız yemek veya ter kokarken sevgili eşinize görünür müydünüz? Peki, şimdi nasılsınız? Kavga, dövüş var mı, küfür, fiziksel hareketler, hakaretler? Karşınızdakini aşağılayan, yeren, küçümseyen sözler söylerken hiç "Ben ne diyorum ya da ne yapıyorum?" diyor musunuz? O bayıldığımız, çiçek verdiğimiz, şiir yazdığımız kucakladığımız, öptüğümüz insanı yerle bir ederken kendimize de saygısızlık yapmıyor muyuz? Öyle ya o kişi bizim en yakınımız değil mi? Aynı yatağı paylaştığımız, aynı evde oturduğumuz, en kötü ve en iyi günlerimizi birlikte yaşadığımız kişiyi böylesine saygısızca yerle bir edersek biz ne oluyoruz. Çocuklarımız varsa, anne ya da babasının birbirlerine karşı nasıl saygısızlık ettiğini, kendilerine örnek aldıkları kişilerin nasıl böyle sefil varlıklar durumuna düştüklerini görmüyorlar mı? Yazık, hakikaten çok yazık sonra nasıl onlardan bize karşı saygı bekleyeceğiz. Kardeşine bağırdığı, küfrettiği, dövdüğü için çocuğumuza terbiye verebilecek miyiz? Çocuk bu ikilemi neyle izah edecek? Saygı bekliyorsak örnek olmalıyız. Eşler arasında saygı karşılıklı olarak tarafların yakınlarına, anne ve babalarına gösterilen ilgide de aranmalıdır.

Sevmeseniz dahi eşinizin hatırı için onlara saygı göstermeniz gerekir. Yapılan her hareket, söylenen her söz, esasında eşlerin birbirlerine gösterecekleri saygı demektir. Konuşurken dinlemesini bilmek, lafını kesmemek, (bilhassa) başkalarının yanında tenkit etmemek, başkaları ile karşılaştırmamak, hele hele hassas oldukları konulan yüze vurmamak, hepsi eşlerin birbirlerine olan saygılarını gösterir. Yardım eden, el veren, göğüs geren, koruyan, her şeyden önce ona öncelik veren, anlayış gösteren, alttan alan kişiler, evliliğe ve eşine değer veren, saygı duyan insanlardır. Eşine sormadan karar vermeyen, plan yapmayan, birbirlerine ait mektupları açıp, telefon mesajlarını kurcalamayan kişiler saygılıdır. Kapıyı çalmadan içeri dalmak, "Burası benim evim" deyip ortalığı dağıtmak, toplamamak hep karşı tarafa saygısızlıktır. Yemekleri, tatlıları bitirip diğer tarafı düşünmemek, bize sıcak geliyor diye klimayı çalıştırmak yahut avaz avaz televizyon dinlemek, karşı tarafın isteyip istemediğini hesaba katmaksızın arzumuza göre davranmak, sonra da kalkıp saygıdan bahsetmek. Daha yığınla hadiseye değinebiliriz. Bütün bunların sonunda ne oluyor? Saygının, düşüncenin kalmadığı yerde, sevgi de kalmıyor. Bir süre sonra öfke, hınç, kin duymaya başlayıp kısas yapıyoruz. Yalama olmuş ilişkiler zamanla müthiş geriye gidiyor. Bir zamanlar birbirlerine çok dikkat eden çiftler, şimdi aynı evde yaşayan iki yabancı ve hatta düşman oluyorlar. Arada sevgi olmasa da hâlâ saygı varsa, kişiler birlikte yaşayabiliyor, çocukları için katlanabiliyorlar. Unutulan hatıralar, davranışlar, birlikte geçirilmiş güzel günler tekrar hatırlanabilse, rutin, lakayt, hatta düşmanlık dolu günler düzelebilir, yaşam kalitesi yükselir, huzur ve saygı gelebilirdi.

Münakaşaların dahi saygı eşliğinde yapılması, karşı tarafın görüşlerine önem verilmesi, aynı evin içinde, iki eşit hakka sahip insan muamelesi gösterilmesi, evliliğe duyulan saygıdır. Evlilik terapisi alan çiftlerle, özellikle saygı ve saygısızlık kavramları işlenip davranışlarını irdelemeleri sağlanır. Terapist ile birlikte tek tek veya ikili konuşmalarda şahıslar, nedenleri, niçinleri tartışırlarken, saygının önemini, evlilik sanatındaki rolünü, hayatlarını alt üst eden hadiselerin, saygı kavramına ne denli uzak olduğunu realize ederler. Geçen kıymetli günlerin, aile kavramının, insan olmanın öneminin, her şeyin, saygı ile başlayıp, saygı ile devam ettiğini kavrayabilmek ümidi ile mesut evlilikler dilerim.

  Diğer Tüm Yazılar