
Allia Termal’in Şifa Dolu Kaynağı
Doğa bazen bir sır gibi saklar iyileştirici gücünü, bazen de cömertçe sunar. Allia Termal Otel’in kalbinde fışkıran mineral zengini termal su, bu toprakların en kıymetli armağanlarından biridir.
Romatizmal ağrılardan kas ve eklem rahatsızlıklarına, cilt sağlığından ortopedik operasyonlar sonrası iyileşmeye kadar birçok faydasıyla bilinen bu su, aslında yalnızca bedeni değil, ruhu da besler. Sıcak suyun teninize değdiği o ilk anda, yorgunluğunuzun buhar olup uçtuğunu, zihninizin sessizleştiğini hissedersiniz. Belki de bu yüzden, Allia Termal yalnızca bir otel değil; modern zamanların “sağlık tapınağı” gibi, insanı yeniden var eden bir duraktır.
Hasan Boğuldu: Aşkın ve Hüzünlü Bir Efsane
Allia’nın şifasından sonra yolunuzu biraz daha dağlara vurduğunuzda karşınıza çıkan Hasan Boğuldu Şelalesi, yalnızca doğanın değil, aşkın da sesini taşır.
Rivayete göre, Edremit’in dillere destan güzellerinden Emine, yiğit Hasan’a gönlünü kaptırır. Ancak Emine’nin ailesi, bu aşka onay vermez. Gelenekler, gurur ve törelerin gölgesinde aşk sınanır. Hasan, Emine’yi kazanabilmek için ağır bir yükle dağları aşmaya çalışır. Gücünün yetmediği yerde ise kader devreye girer. Hasan, bu şelalenin sularında can verir; ardından Emine de sevdiğinin ardından dayanamaz, kendini aynı sularda bulur.
Bugün şelalenin serin sularına baktığınızda, yalnızca doğanın ihtişamını değil; o hüzünlü aşkın yankısını da duyarsınız. Su damlalarının sis gibi yükselişi, sanki Hasan’ın ve Emine’nin ruhlarının göğe karıştığını fısıldar.
Şifa ve Efsanenin Kesiştiği Nokta
Bir yanda Allia Termal’in şifalı suları, diğer yanda Hasan Boğuldu’nun aşk ve hüzünle yoğrulmuş efsanesi… İnsanı bambaşka bir dünyaya davet ediyor. Bedeniniz şifayı bulurken, kalbiniz efsanelerin büyülü izinde dolaşıyor. Belki de bu yüzden Anadolu, yalnızca gezilecek değil, hissedilecek bir coğrafyadır.
Çünkü bu topraklarda her suyun bir hikâyesi, her dağın bir sırrı, her esintinin ardında bir fısıltısı vardır…
