TüRSAK Vakfı tarafından düzenlenen 20.Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nin ilk gününde “özel Gösterimler” bölümü filmlerinden, Rudolf Nureyev: Düşlerin Adası” ve “2 Yaka Yarım Aşk” filmlerinin gösterimleri gerçekleşti. Cinemaximum Zorlu Center salonunda gerçekleşen filmlerin gösterimleri sonrası Rudolf Nureyev: Düşlerin Adası” filminin yapımcısı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, filmin oyuncularından ve ortak yapımcılarından Yasemin Pirinçcioğlu ile “2 Yaka yarım Aşk” filmin oyuncularından Selda Alkor, Deniz Doğa Tegün, Zafer Kayaokay, Yağmur Damcıoğlu’ nun katılımıyla söyleşi gerçekleşti.
Film programı ile 2017’yi dopdolu bir seyir zevkiyle tamamlayacak olan festival, farklı ülke ve kültürlerden 60’ın üzerinde filmin ve programdaki filmlerle bağlantılı birçok etkinliğe yer veriyor
1980 ile 1990 arasında Türkiye’ye yaptığı ziyaretlere odaklanan bir belgesel olan “RUDOLF NUREYEV: DüŞLERİNİN ADASI” filmin gösterimi ardından yapımcı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, filmin oyuncularından ve ortak yapımcılarından Yasemin Pirinçcioğlu soruları yanıtladı.
öldüğü yıla kadar Rudolf Nureyev’in çok yakın arkadaşı olma şerefine nail olan Yasemin Pirinçcioğlu; “Aile, arkadaş, dost o benim öğretmenimdi dedi”. “Hakikaten bir dahi olduğuna şahit oldum” diye sözlerine devam eden Pirinçcioğlu,Moskova Uluslararası Film Festivali’nin Jüri Heyeti Başkanı Evgeniea Tirdatova baleye, sanata olan düşkünlüğü nedeniyle hikayeyi dinler dinlemez “hemen yazıyorum ve hemen çekiyoruz” dediğini anlattı.
Göç, göçmen, muhacir, yabancılık, hasretlik, insanı konu alan kısa filmi “İki Yaka Yarım Aşk”ın da yönetmenliğini üstlenen Nurdan Tümbek Tekeoğlu filmin oyuncuları Selda Alkor, Deniz Doğa Tegün, Zafer Kayaokay, Yağmur Damcıoğlu’ nün katılımıyla yine seyircilerin sorularını yanıtladı.
“15 yaşımdan itibaren Selanik’ten Gülcemal gemisiyle İzmir Karaburun’a gelen dedemin hikayelerini dinlerken, rahmetli dedem Cemal Atay’ın ve mübadillerin hikayesini anlatmak istiyordum ve ilk aklıma gelen kişi Selda Alkor oldu.” diyen Nurdan Tümbek Tekeoğlu sözü Selda Alkor’a bıraktı. Alkor; “Benim yaptığım ilk kısa film. 90-120 dakikalardan sonra 28 dakikaya nasıl düşülür bunu öğrendim. Bizim büyük heyecanlarla çektiğimiz bir çok yeri kesmek durumunda kaldık. Güzel bir film oldu. çok sıcak ve içten bir film oldu.” diye konuştu.