Yayına katılan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, “Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin ilk sosyal mesafeli etkinliğini, 65 yaş üstü vatandaşlarımız için düzenledik. Yaklaşan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda da gençlere sürprizlerimiz olacak… Gelecek nesiller bizi çok mutlu ediyor çok umut verici, gençleri seviyoruz” diyerek programdan ayrıldı.
Ailece ‘Evde Kal’ çağrısına harfiyen uyduklarını sadece haftada bir alışverişe çıktıklarını belirten Kubat, “Minik yavrumuz 4 yaşında, hatta doğum gününü ailece evde kutladık. Biraz sıkılıyor ama onu da ikna ediyoruz” diyerek şöyle devam etti: “Yağlı boya tablo yapmaya başladım çok güzel kafa dağıtıyor tavsiye ederim herkese… Ayrıca bol bol müzik dinliyorum, nostalji yapıyorum. Daha çok çocukluk arkadaşlarımızla bol bol sohbet etme fırsatımız oldu bu dönemde. Neredeyse 35 yıldır elimde mikrofon sahnelerdeyim. Aslında bu benim için biraz dinlenme oldu diyebiliriz, tabi çok keyifli mi! Değil ama canımız sağ olsun. “
“Neşet Ertaş , Mahsuni Şerif, Barış Manço çok ender insanlardan….”
İlk orgumla daha çok Barış Manço şarkıları çözmeye çalışıyordum. Türk popuna meraklı olanlar bu parçayı mutlaka çalmaya çalışmışlardır, ilk bu şarkıyla başlamışlardır diyebilirim. Herkes unutulmamak ister, herkes iz bırakmak ister en büyük iz de sanatla bırakılıyor. Müslüm Gürses çalarken aklıma geliyor Zeki Alasya’da mesela hiç alışamıyorum. Aramızdan ayrılanları yaşatmak da biz yaşayanların görevi. Biz aslında o kadar şanslı bir nesiliz ki onları tanıyabilen, dokunabilen, dostluk, ahbaplık, kardeşlik etme fırsatımız oldu. Bir daha gelmeyecek dünyaya bir Neşet Ertaş, Mahsuni Şerif, Barış Manço…
“Bu hastalıkla savaşırken moralin yüksek olması çok önemli”
Bir tebessüm dünyayı değiştiriyor, ben sevmem öyle somurtan insanları… Biraz kibir göstergesi oluyor. çok iyi meziyetlerin olabilir çok yetenekli olabilirsin ama o tam örtüşmediği zaman karakterinle şahsiyetinle hep bir yarım kalırsın yani öyle olacağıma garip kalayım daha iyi Neşet Ertaş’ın dediği gibi… Hele bu dönemde hastaya moral vermek çok önemli. Elleri yıkamak kadar moralinin yüksek olması da çok önemli. çünkü bu hastalıkla savaşırken vücudun desteğe ihtiyacı var o destek de kahkaha ile moral ile gülümseme ile oluyor. Her gece yattığımızda vicdanımızla rahat uyuyabiliyorsak kendimizi mahkemeye koyup bugün ne yaptım acaba hata yaptıysam telafim nedir bir hesabını yapıyorsak bence o zaman bağışıklık sistemi tavan yapıyor, yüzün gülünce o da mutlu oluyor zaten.
“İlk müzik aleti çalmaya Cura ile başladım”
Beşinci doğum günümde babamın bana hediye ettiği cura ile başladım müzik aleti çalmaya ve bir haftada çalmayı öğrendim. Cura, bağlamanın yavrusu. Babamın da çok güzel besteleri vardı, sesi çok güzeldi ve bir divan sazı vardı. Divan sazını çaldıktan sonra yüksek dolap vardı onun üzerine koyuyordu. Sürekli bakıyordum aşıktım ben o saza ve dokunmak yasaktı. Beşinci doğum günümde bana curayı verdi. Alır almaz ben ne kadar aşıksam artık o telli çalgıya, bir hafta içerisinde çözdüm, çalmaya başladım. 3-4 yaşlarında divan sazı yasak olduğu için soba maşası çalardım. Soba maşasını alıp akordunu yapıyordum. Dokuz yaşında da gizli gizli davul çalmayı öğrendim.
“Kızımızın müzik kulağı çok iyi ama ressam olacağım diyor”
Kızımızın müzik kulağı çok iyi ama ressam olacağım diyor, çok da kabiliyetli resimde. Bütün çocukların bahtı açık olsun inşallah.
Kubat, hayranlarının büyük ilgi gösterdiği programın sonunda “Bugün” şarkısını seslendirerek sevenlerine güzel bir gece yaşattı.
İzleyicilerin ilgiyle takip ettiği e-Talks Tuzla programı sürpriz konuklarıyla evlerimize konuk olmaya devam edecek…