Başarıyla Bitirilen Bir İşin Verdiği Haz Parayla Ölçülemez

Başarıyla Bitirilen Bir İşin Verdiği Haz Parayla Ölçülemez Başarıyla Bitirilen Bir İşin Verdiği Haz Parayla Ölçülemez

Ekba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ekşioğlu Yurt İçi-Yurt Dışı Yatırımlarını Ve Başarı Sırlarını Klass’a Anlattı...

Gündemindeki 750 milyon dolarlık iş hacmiyle yatırım yaptığı sektörlerin önemli oyuncularından biri olan Ekba Holding, bünyesindeki inşaat, savunma sanayi ve teknoloji alanındaki şirketlerle yurt içi ve yurt dışında başarılı işlere imza atıyor. Genç yaşına rağmen çalışkanlığı ve girişimci ruhuyla ele aldığı her işi başarıyla sonuçlandıran Ekba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ekşioğlu bu durumun kendisine verdiği hazzın parayla ölçülemeyeceğini ifade ediyor. 36 yaşındaki iş adamına göre çalışmak, riske girebilmek, tecrübe sahibi insanların söylediklerini dikkate almak gibi faktörler kişiyi başarıya götürüyor. İş dünyasındaki kuvvetli insan ilişkileri ve çalışkan ekibi sayesinde yurt içi ve yurt dışında önemli projeleri hayata geçiren Ekba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ekşioğlu firmasının faaliyet gösterdiği alanları, yatırımları ve kendisini başarıya götüren sırları Klass okurları için anlattı.

 

  • “çeçenistan Cumhuriyeti’nde 500 milyon dolarlık bir iş hacmi oluşturduk. Bunun içinde çeçenistan’ın başkenti Grozni şehrinin sokak lambalarının değişmesi, 840 km’lik içme suyu hattının yenilenmesi, orman ürünleri fabrikasının kurulması, başkent çevresindeki bütün şehirlerin yıllık 2,5 milyon ton çöpünün toplanarak elektrik enerjisine çevrilmesi ve bu enerjinin devlete satılması gibi çeşitli projeler yer alıyor.”

 

  • “Doğru bir insansanız iş ve insan ilişkileriniz de gelişiyor. Netice itibariyle bir insanın kazanmasına etki eden en önemli şeylerden biri de çevresidir. çevre edinmek için de doğru ve dürüst bir insan olmanız gerekir.”

 

  • “İşimde bana en çok keyif veren şey üzerinde çalıştığım projeyi başarıyla sona erdirmektir. İş dünyasında para kazanmak tabii ki önemli. Ancak başarıyla bitirilen bir işin verdiği haz para ile ölçülemez.”

 

  • “Bir şeyi elde etmeniz için öncelikle çok istemeniz sonra da Allah’ın onu size nasip etmesi lazım. Tabii bunun için sizin de çaba göstermeniz şart. Ayrıca insanlara verdiğiniz pozitif enerjiyle çevrenizi etkilemeniz; insanların sizi sevmesi, sizin de işinizi sevmeniz gerekiyor.”

 

Cihan Bey, öncelikle Ekba Holding bünyesinde var olan şirketlerinizden ve bunların faaliyet alanlarından kısaca bahseder misiniz?

Eks İstanbul Yapı adı altındaki inşaat şirketimizle 70 yıldır ailemizden gelen inşaat alanındaki yapıyı devam ettiriyoruz. Ekşioğlu ailesi Türkiye’de inşaat malzemeleri satan ve bugüne kadar yaklaşık 300 bin konut yapan bir ailedir. Dolayısıyla iş dünyasında farklı alanlarda bulunsak da mutlaka inşaat sektöründe yer alıyoruz. Eks İstanbul Yapı, Rusya’da 8 bin konuta imza attı. Bunun yanı sıra ortaklarımızla Ukrayna’da bir alışveriş merkezini hayata geçirdik. Ayrıca Mimar Eren Talu ile yeşil alanların ağırlıkta olduğu ve yeşil mimarisiyle Avrupa’daki yarışmalarda derece almayı ümit ettiğimiz Bodrum’da butik bir otel projemiz bulunuyor. Bunun dışında 8 tane orduevi ile askeri sosyal tesis binaları inşa ettik. 5-6 yıl askeri kuvvetlere inşaat hizmeti verdik. Bunun dışında Rusya Federasyonu içerisindeki çeçenistan Cumhuriyeti’nde 500 milyon dolarlık bir iş hacmi oluşturduk. Bunun içinde çeçenistan’ın başkenti Grozni şehrinin sokak lambalarının değişmesi, 840 km’lik içme suyu hattının yenilenmesi, orman ürünleri fabrikasının kurulması, başkent çevresindeki bütün şehirlerin yıllık 2,5 milyon ton çöpünün toplanarak elektrik enerjisine çevrilmesi ve bu enerjinin devlete satılması gibi çeşitli projeler yer alıyor. Bu projelerimizi oradaki Azeri ortaklarımızla gerçekleştiriyoruz. Ayrıca yabancı ülkelerde yerel şirketler kuruyoruz. Tabii onlar da holdingimizin kardeş şirketi oluyor. Bunların dışında ortağım Mehmet Durmaz ile CEMD Savunma Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketimiz bulunuyor. Mehmet Bey yaklaşık 20 yıldır savunma sanayinde etkili bir şekilde çalışmış ve Türkiye’ye yurt dışından 5-6 milyar dolarlık askeri malzeme getirerek satmış bir iş adamıdır. CEMD Savunma Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketimiz bünyesinde silahlı insan savar hava aracı ve yakın yer uydusu görevi gören zeplin üretimi yapıyoruz. Ayrıca sınır güvenliğimizle ilgili çok fazla ihtiyacımız olan askeri malzemeler için yurt içi ve yurt dışı ihalelere girerek alım-satım yapıyoruz. Bu firmamız aynı zamanda elektronik harp konusunda da çalışmalar yapıyor. Şirketimiz bünyesinde hem İzmir’de bir fabrikamız hem de Dubai’de bir operasyon merkezimiz var. Dubai’de Hintli ve Pakistanlı mühendislerle çalışıyoruz. Türkiye’deki CEMD Teknoloji adlı şirketimizde de siber konularda hizmet veriyoruz. Bu şirketlerimizin yanı sıra Martebo Savunma Sanayi Şirketimiz bulunuyor. Londra merkezli bu firmamızda Kuzey Avrupa ülkelerinden aldığımız askeri malzemeleri Afrika ülkelerine satıyoruz. Ekba Holding bünyesindeki bütün bu kuruluşlar yurt dışı ağırlıklı olarak faaliyet göstermektedir. Yurt içinde de şahsi olarak inşaat alanında yatırımlarımız bulunuyor. çünkü genetik olarak inşaatçılık alanına yatkınız.

 

 

“çEçENİSTAN’DA ORMAN üRüNLERİ FABRİKASI KURACAĞIZ”

Peki, Ekba Holding bünyesinde yeni yatırımlarınız olacak mı?

Orman ürünleriyle ilgili yeni yatırımlarımız olacak. Bununla alakalı çeçenistan’da orman ürünleri fabrikası kuracağız. O bölgede 11 milyon metreküplük meşe ormanı arazisi satın aldık. Ayrıca devletten aldığımız yılda 250 bin metreküplük kesim iznimiz bulunuyor. Bu tesiste ürettiğimiz orman ürünlerini dünyanın pek çok ülkesine ihraç etmeyi planlıyoruz ve tesisimizin inşasını yılsonuna kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Bunun dışında bize büyük getirisi olabilecek enerji gibi alanlarda yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Artık dünya global bir hale geldiği için her yere ulaşmak ve herkesle iş yapmak mümkün. Bazı bölgeler riskli bazıları değil. Riskli bölgelerin getirisi daha fazla olduğu için şahsi ilişkilerimizi kullanarak o bölgelere yatırım yapmayı tercih ediyoruz. çünkü kâr marjının yüksek olduğu riskli bölgelerde rekabet edilecek firma sayısı çok az. örneğin çeçenistan’ı herkes riskli bölge olarak görüyor. Ancak işinizi düzgün yaparsanız herhangi bir risk bulunmuyor. çünkü yabancıların lügatinde “Kusura bakma, yanlışlık oldu” yok. Bunun için söylediğinizi yapmanız; yaptığınızı söylemeniz gerekir. Aynen ISO 9000 standartlarında olduğu gibi “Yaptığını yaz, yazdığını yap” mantığıyla hareket ediyoruz.

 

Bu kadar çok iş alanında ve dünya genelinde pek çok ülkeyle kusursuz bir şekilde çalışmak için nasıl bir planlama yapıyorsunuz?

Bütün bu şirketlerimize baktığımızda iş alanlarının birbirinden çok bağımsız olduğu düşünülebilir. Savunma sanayi başlığı altında bir ekibimiz ve yönetim sistemimiz var. Zeplin gibi askeri araç üretimi ya da elektronik ve sosyal medya ile ilgili çalışmalar da bu alana dahil. Bunun dışında inşaat alanında faaliyet gösteren bir ekibimiz bulunuyor. İnşaat alanına orman ürünleri de giriyor. Bütün bu alanlarda profesyonel bir kadro ile çalışıyoruz. Merkezlerimizde bulunan yönetim kadromuzla koordinasyonu düzenli bir şekilde yürütüyoruz. Tabii bunun dışında iş dünyasındaki bireysel ilişkilerimiz de başarılı bir şekilde çalışmamıza imkan sağlıyor. Ayrıca yaptığımız her işin takibini yapıyoruz; sürekli denetliyoruz.  

 

Savunma sanayinde faaliyet göstererek Türkiye’ye ticari açıdan gelir kazandırırken aynı zamanda da güvenlik için büyük katkı sağlıyorsunuz. Bu durum sizde nasıl duygular uyandırıyor?

Bu işi yapan başka firmalar da var; ancak sayısı çok az. ülkemizin savunması adına bir şeyler yapmaktan dolayı gururlu ve mutluyuz. Bu nedenle para kazanmak bizim için bu duygulardan sonra geliyor. Birinci görevimiz milli bir şeyler üreterek ülkemize kazandırabilmektir. çünkü bunun verdiği haz kazandığınız paradan çok daha önemli. Türkiye her anlamda bir cennet. Ben her zaman şunu söylerim: “İstanbul’da para kazanamayan hiçbir yerde kazanamaz.” çünkü o kadar çok fazla iş imkanı var ki burada iş yapabilen dünyanın her yerinde çalışabilir. “Güneşin sana gelmesini istiyorsan gölgeden çık” diye bir atasözümüz var. Evinde oturan birini kimse arayıp bulmaz. “Dolaşan tilki uyuyan aslandan her zaman iyidir” derler. Dolayısıyla gezmek, yeni yerler keşfetmek, insanlarla tanışmak ve iş yapmak lazım. Doğru bir insansanız iş ve insan ilişkileriniz de gelişiyor. Netice itibariyle bir insanın kazanmasına etki eden en önemli şeylerden biri de çevresidir. çevre edinmek için de doğru ve dürüst bir insan olmanız gerekir. çünkü doğru olduğunuz zaman Allah yolunuzu açıyor, arkadaşlarınız size inanıyor, çevreniz genişliyor.

 

“RİSK VARSA KAZANç DA VARDIR”

İç savaşın hakim olduğu Ukrayna’da bir alışveriş merkezini hayata geçiren ilk Türk firmasısınız. Aynı zamanda sürekli çatışmaların olduğu çeçenistan’da faaliyet gösteriyorsunuz. Yatırım yapmak için bu iki riskli bölgeyi seçmenizde yüksek kâr marjı mı yoksa riski seven yapınız mı rol oynuyor?

Riski de yüksek kâr marjını da seviyorum. Aynı zamanda yaptığımız yatırımlarla o bölgedeki halka bir açıdan umut vadediyoruz. Rüzgâr her zaman aynı yerden esmez bu nedenle batan bir yer daha sonra mutlaka refaha erecektir. Biz de insanlara bunu göstermek adına bu bölgelere yatırım yapıyoruz. Ayrıca düşüş olan, savaşın ve krizin hakim olduğu yerler iş dünyası için her zaman bir fırsattır. Biz de bu fırsatı iyi bir şekilde değerlendiriyoruz. Ayrıca çalışmayı seven bir ekip olduğumuzdan dolayı risk bizim için engel teşkil etmiyor. Bugün Avrupa’da yapacağınız en güzel işten en fazla yüzde 5 oranında kâr elde edebilirsiniz. Amerikalı ve Avrupalı yatırım fonları ülkeleri risk gruplarına ayırır. Bu bilgiler ışığında iş yapmak isteyen bir şirket faaliyet göstereceği ülkede ne kadar kâr elde etmesi gerektiğini önceden belirler. örneğin “Avrupa’da yüzde 5, Türkiye’de yüzde 10, Afrika’da yüzde 20 oranında kâr etmemiz gerekiyor” diyebilir. Bu da gösteriyor ki riskin yüksek olduğu yerlerde kâr marjının da yüksek olması gerekiyor. Kısacası risk varsa kazanç da vardır. Risk yoksa kazanç düşük ve zordur. Sistemde açık olmalı ki biz de bundan faydalanarak birtakım işler ve ilişkiler kuralım.

 

Peki, faaliyet gösterdiğiniz iş kollarından en çok hangisini seviyorsunuz? Hangi iş kolu size daha çok keyif veriyor?

Yaptığım işlerin hepsinden çok keyif alıyorum. Ancak işimde bana en çok keyif veren şey üzerinde çalıştığım projeyi başarıyla sona erdirmektir. İş dünyasında para kazanmak tabii ki önemli. Ancak başarıyla bitirilen bir işin verdiği haz para ile ölçülemez. Yapılan işle insanların takdirini toplamak kişiyi besliyor ve bir sonraki iş için tetikliyor. Bu durum mutlaka kazanç getiriyor ve sizi odak noktası haline getiriyor. Dolayısıyla para gelip sizi buluyor.

 

“HAYATI NASIL DüŞüNüRSENİZ öYLE ŞEKİLLENİR”

Genç yaşta bu kadar iş kolunda aynı anda başarılı olmak büyük bir emek ister. 36 yaşında genç bir iş adamı olarak bugüne kadar edindiğiniz başarıları neye borçlusunuz?

Bugüne kadar 47 tane ülkeye seyahat ettim. Bunların sadece 6 tanesine tatil amaçlı geri kalanlarına ise iş için gittim. Bu ülkeler içerisinde Angola bile var. Hatta Angola’ya gittiğimde keçi gribi olmuş ve 30 günde zor iyileşmiştim. üniversite yıllarından itibaren istekli bir şekilde çalıştım. Bir şeyi elde etmeniz için öncelikle çok istemeniz sonra da Allah’ın onu size nasip etmesi lazım. Tabii bunun için sizin de çaba göstermeniz şart. Ayrıca insanlara verdiğiniz pozitif enerjiyle çevrenizi etkilemeniz; insanların sizi sevmesi, sizin de işinizi sevmeniz gerekiyor. Hayata her zaman pozitif açıdan baktım. çünkü hayatı nasıl düşünürseniz öyle şekillenir. Sürekli “Sıkıntım var, işim kötü, param yok” diye şikayet eden insanları sevmem. Bu insanlar hayatları boyunca başarısız olurlar. Ayrıca sürekli başarısızlıklardan ve kötü durumlardan bahsedersiniz zamanla etrafınıza onları çekersiniz. Bu nedenle başarılı ve güçlü insanlarla arkadaşlık yapmayı severim. Tabi ki yardıma muhtaç kimselere yardım etmeyi de çok severim. Ama şöyle düşünün çamurun içinde yürürseniz üzerinize ne kadar dikkat ederseniz edin çamur sıçrar. Bir altın madeni içinde yürürseniz üzerinize muhakkak altın tozu bulaşır. Hangi ortamdaysanız, nasıl düşünüyorsanız hayatınız o yönde şekillenir. Doğanın kanunu budur. Tabii çevrenizde önceden inanıp güvenip daha sonra kendilerinden darbe yediğiniz insanlar da olabilir. önemli olan yediğiniz darbelerden ders çıkarabilmek, tecrübe edinebilmektir. Tecrübe hayattaki yaşanmışlıklarla ilgilidir. 70 yaşına kadar evinde oturup dünyayı görmemiş bir adamla genç yaşta birçok insan tanımış, dünyanın pek çok ülkesine gitmiş biri tecrübe açısından aynı değildir. Ayrıca görmüş geçirmiş bir insanın tecrübelerinden de yararlanmak çok önemlidir. Tecrübe sayesinde zararı önceden engelleyebilirsiniz. Ancak çoğu insan yaşayarak görmek istediği için tecrübeli insanların sözlerini kulak arkası edebiliyor. Bu durumu engelleyebildiğiniz takdirde hayatta başarıyla ilerleyebilirsiniz. Yıllar içerisinde yakın çevremdeki bazı insanların yaptığı yanlışlardan edindiğim tecrübeler neticesinde artık beynimin veya kalbimin işaret ettiğine değil de tecrübeli birinin söylediği istikamete gitmeyi kendime prensip edindim. Bu da benim hızlı yol almamı sağladı. Başarılı olmak için biraz önce bahsettiğim şeyleri yerine getirdiğiniz çok çabaladığınız halde olmuyorsa o artık kaderdir. Tabii kaderin de üstünde kaderler vardır. Bu açıdan onu değiştirmek için çalışmak gerekir. Hatta bazen hayatta hiç başarılı olamamış kimselere ismini değiştirmesini söylerim. çünkü isimlerin insan hayatı üzerine etkisi vardır. Başarı ve başarısızlık hayattaki alışkanlıklardır; tıpkı doğrular ve yanlışlar gibi. Bir adam doğruysa hep doğru gider, başına sıkıntılar gelse de hep ilerler. Başarısız bir insan da bu durumu kendine layık görüyorsa hep başarısız olur. Başarıya alışkın insanlar ise hep o doğrultuda ilerler.

 

“çALIŞARAK MUTLU OLUYORUM”

Yoğun tempoda çalışan bir iş adamı olarak iş dışında kendinize ve ailenize nasıl vakit ayırırsınız?

Açıkçası kendime çok fazla vakit ayıramıyorum. üç yaşında bir kızım var. Ne zaman büyüdü farkına varamadım. Bunları üzülerek söylüyorum. Mesela düzenli sağlık kontrollerimi ve sporumu işlerim dolayısıyla yapamıyorum. çünkü sürekli iş seyahatlerine çıkıyorum. Ancak işim bana keyif veriyor. Bazı insanlar spor yapmaktan veya tatile çıkmaktan mutlu olur ben de çalışarak mutlu oluyorum. Şu an spor yapmaya vaktim olmasa da ilkokuldan üniversiteye kadar milli tekvandocuydum. Doktor kontrollerinde bana “Ya şimdi müdahale edilmesi gerekiyor ya da yatağa düşünce” deniyor. Ben de doktoruma “O zaman yatağa düşünce müdahale edersiniz” diyorum. Nasıl olsa hastalıkta aynı zaman dilimini geçireceğim; bu yüzden işten geri kalmayalım.:) Tabii şaka bir tarafa sağlığa çok dikkat etmek lazım. çünkü insan sağlığı her şeyden önemli. En basitinden insanın yüzünde bir sivilce çıksa bile rahatsız olabiliyor. Hastalandığınız anda dünya duruyor. Bu nedenle fiziksel veya ruhsal açıdan herhangi bir rahatsızlık yaşandığında doktora gitmek, her zaman sağlığa dikkat etmek gerekiyor.