Aile hayatının küçük yaştan itibaren kadınların yoğunlukta olduğu bir şekilde geçtiğini anlatan oyuncu; “Bizim ailede iyi bir erkek figürü yoktu ne yazık ki, o yüzden hep kadınların arasında geçti çocukluluğum diyebilirim, halalarım, teyzelerim, babaannem, anneannem… onların arasındaydım sürekli. Çocukken Tarık Akan’ın başrolde dayı olarak yer aldığı “Sevgili Dayım” diye bir film vardı. O filmi izleyip vay be böyle dayı yeğen ilişkileri de olabiliyormuş demek ki diye düşündüğümü hatırlıyorum. O zamanlar Tarık Akan’ın dayım olmasını bile istemiştim hatta.” sözleriyle ifade etti.
Programın sevilen bölümü “Gözlerimin İçine Bak”ta kendisine yöneltilen sorulara samimiyetle yanıt veren oyuncu, kendisinde katlanamadığı özelliğinin “çok çabuk sıkılması” olduğu itirafında da bulundu. Haksızlık karşısındaki hassasiyetini de vurgulayan oyuncu; “Sevmediğim bir insanın uğradığı haksızlığın karşısında da ne yazık ki dururum. Haksızlığa uğramak konusu benim çok hassas olduğum bir konu. Kişiden bağımsız olarak düşünerek davranabiliyorum. Kişiyi sevmemeye ya da ondan hoşlanmamaya devam ederim ama haksızlığa uğramasına göz yummam.” ifadelerini kullandı.
Sektörün içerisinde yaşanan fiziksel ayrımcılıklardan duyduğu rahatsızlığı da ifade eden başarılı oyuncu, “Kilolu oyunculara ne yazık ki sektörde şans verilmiyor. Belirli bir kilonun üzerindeysen başrol oyuncusunun en yakın arkadaşı olup onun yaşadığı aşka seyirci olmak ve imrenerek bakmaktan başka bir rol düşmüyor sana. Bu bana gerçekçi gelmiyor. Hayat çeşitlilikleriyle güzel sonuçta, belirli bir kilonun üzerindeki insanlar aşık olamaz mı? Mesela bunu izleyemez miyiz biz? Mesela yurtdışında sektörün dinamiğinde böyle bir ayrımcılık yok. Ama ülkemizde ne yazık ki durum hala aynı.” sözleriyle ifade etti.
Bilgi için –
Pro İletişim Danışmanlığı
Serap Denk – serap@proiletisim.net – 0535 406 90 20
Evrim Eylem Şişman – eylem@proiletisim.com – 0554 348 80 26