Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara; kültürün her alanına dokunan ve her anı eğlence dolu dakikalara sahne olan “İbrahim Selim ile Bu Gece” programında güzel oyuncu Merve Dizdar samimi ve sempatik tavrının yanı sıra itiraflarıyla da geceye damga vurdu.
Son dönemde Yutmak oyunu, Alice Müzikali ve Masumlar Apartmanı dizisindeki rolleriyle adından sıkça söz ettiren Merve Dizdar;
“Doğma büyüme İzmir Karşıyaka’lıyım. Mesela benim için simit diye bir şey yok, zihnimde yok öyle bir şey, gevrektir o. Çiğdem olsun, klorak olsun. Bunlar yerleşmiş şeyler çocukluktan bana.” İfadelerini kullanarak İzmirliliğini vurguladı. Kariyerinin oyunculuğa yönlenmesi konusunda çocukken gittiği pek çok aktivite kursunun belirleyici olduğunu anlatan güzel oyuncu, “Solak olduğum için beni handballa gönderdiler ama sevmedim, sonra koroya gönderdiler, orasının da bana göre olmadığına karar verdim, basketbol vesaire derken en sonunda iyi ki bir tiyatro kurusuna gönderdiler, orada rol yapmanın bana iyi hissettirdiğini hatırlıyorum. Ondan sonra da hep oyuncu olmak vardı kafamda.” İfadelerini kullandı.
Bu sezon başlayan “Masumlar Apartmanı” dizisindeki performansı ile herkesi kendisine hayran bırakan deneyimli oyuncu dizi için “iyi olacağını düşünüyordum, konusu çok güzel, senaristlerimiz tarafından da çok iyi yazılıyor, yönetmenimiz çok iyi, cast çok iyi, her şey çok iyi olduğu için ben kötü olacağını düşünmüyordum. Kendi karakterim üzerinden söyleyeyim, Gülben, evin kızı gibi oldu. Görenler, çok güzel tepkiler veriyor. Sevileceğini, iyi bir iş olacağını, tahmin etmiştim.” Yorumunda bulundu.
“Oyunculuk dışında hiçbir zaman bir B planım olmadı, hala da yok. İşim bu. B planı insanı rahata erdiriyor sanırım, o uçurumdan atlama hissini durduruyor. Bence konfor alanından çıkılmalı. Ama hedefim için pek çok işi yaptım. Canlı heykellik, drama eğitmenliği, sekreterlik… hepsini yaptım. Bunların hepsinin bir amacı vardı. Bu benim yolum elbette, doğru mudur? bilemem. Oyunculuğa yeni başlayanlar için tavsiyesi de sorulan Dizdar: İstemek, çalışmak, sevmek üç önemli unsur. Sadece sevmek ya da sadece istemek yetmiyor.” diyerek samimiyetini bir kez daha göstermiş oldu.
Rol aldığı işler konusunda şanslı olduğunu da dile getiren Merve Dizdar, “bugüne kadar hep iyi oyuncular hem de iyi insanlarla aynı işlerde rol aldım. Yutmak, Alice, Masumlar Apartmanı…” Çalışmadığı zaman mutlu olmadığını ifade ederek “En güzel dönemlerim çok çalıştığım zamanlar” dedi.
İnsanlarda en sevmediği davranışlardan birisinin sitem olduğunun altını çizen güzel oyuncu, “Gelmedin, aramadın, mesaj attım dönmedim… gibi sitemlere hiç gelemiyorum. Çok yorucu bir şey bence. Yakın arkadaşlarım da bilir ben de kimseye yapmam zaten ne gereği var böyle sitemlerin.” Sözleriyle düşüncesini dile getirdi.
Programın klasikleşen sorularından birisi haline gelen “Fake sosyal medya hesabın var mı?” sorusuna içtenlikle sosyal medya kullanımı konusunda çok da yetenekli olmadığını düşündüğünü belirten yetenekli oyuncu, “Ben yalnızca işlerimi paylaşmak için kullanıyorum sosyal medyayı. Fake hesabım da yok, kendi hesabımdan girip bakıyorum herkese, mavi tikim da var, görünüyordur muhtemelen.” Sözleriyle stüdyodaki herkesi kahkahaya boğdu. Sosyal medyada yerleşen linç kültürüne yönelik düşüncelerini de anlatan güzel oyuncu, “Ben hiç sosyal medyada linçe uğramadım ama sürekli bir müdahale var sosyal medyada. Şöyle yorumlar geliyor “Dişini yaptır, o kaşların hali ne? Bunu linç olarak algılamıyorum ama ben bunların farkındayım, neden böyle yapıyorlar bilmiyorum, bence yapmasınlar. Her rolü inci gibi dişlerle oynayamam sonuçta. Bunlar tabii ki yapılabilir ama bir rol gelir, o şekilde yapılabilir.” İfadelerini kullandı.