Notre Dame de Paris müzikalinin yazarı, ünlü şair ve yapımcı Luc Plamondon'un, Montreal'de bir barda elinde gitarıyla şarkı söyleyen Garou'ya rastlaması, sanatçının bir anda bütün kariyerini değiştirdi. Kendisini kitlelerle buluşturacak Quasimodo rolünü alan sanatçı, muhteşem performansı ve meşhur 'Belle' yorumu ile dünya çapında üne kavuştu.
Celine Dion ve Rene Angelil ikilisinin de Garou'nun yeteneğine hayran olan isimler arasına katılması uzun sürmedi. Garou, Celine Dion ile beraber seslendirdiği 'Sous le vent' şarkısını da içeren ilk albümü Seul'ü 2000 yılında yayınladı. Albüm çıktıktan sonra bir tarih yazıldı ve Fransa'da sadece 11 haftada 2.5 milyon satışa ulaşarak rekor kırdı. Garou, 'Seul' ve 'Gitan' gibi hit şarkıların da yer aldığı bu albümle Fransa'nın ve pop müzik sahnesinin gündemine oturdu.
Sonraki albüm 'Rhythm and Blues', çıktıktan sadece 1 hafta sonra Altın Plak ödülü aldı. Besteci kimliğinin yanında müzisyen kimliğiyle de başarı kazanan Garou, World Music Awards ve Le Félix - Révélation au Québec’in de aralarında yer aldığı onlarca ödülün sahibi oldu.
90’ların ortasından bugüne, kariyerinde tam 20 yılı geride bırakan, Fransa, Belçika, İsviçre, Kanada, ABD, İngiltere, Tahiti, Lübnan, Romanya, Polonya, Rusya, Belarus, Azerbaycan, Ukrayna ve daha onlarca ülkede, dünyanın dört bir yanında konserler veren Garou'nun muhteşem performansına tanık olma sırası şimdi Türkiye’de!