Sanat yaşamına 60’ın üzerinde grup sergisi, 15’i Türkiye’de, 6'sı yurtdışında olmak üzere 21 kişisel sergi sığdıran genç sanatçı heykel ve tasarım alanında birçok ödüle layık görüldü. Sanatçının sanattaki yolculuğunun kaleme alındığı yeni kitabının tanıtımı geçtiğimiz Mart ayında New York'taki Art on Paper fuarından sonra, Türkiye'de Sanayi 313'de yapıldı.
Ev sahipliğini Ali Sabancı ve Vuslat Doğan’ın yaptığı tanıtım davetine Maide-Emre Kurttepeli, Berrak-Nezih Barut, Hacı Sabancı-Nazlı Kayı, Arzu-ömer Sabancı, Aylin-özcan Tahincioğlu, Roksi-İzzet Garih, Ronit-Cem Hakko, İdil-Yosi Mizrahi gibi iş ve cemiyet dünyasının ileri gelen isimleri katıldı.
Kitap, Seçkin Pirim’in son on yılda gerçekleştirdiği üretiminden geniş bir seçki sunuyor. Sanat eleştirmeni Amerikalı Paul Laster’ın dilinden sanatçının pratiğine ve yaklaşımına odaklanıyor. Pirim’in benimsediği estetiği ve üretim yaklaşımını, sanat tarihinden Frank Stella, Lygia Clark gibi önemli sanatçıların işleriyle ilişkilendiriyor. Laster’ın yazısı aynı zamanda Pirim’in sanatsal kariyerinin gelişim basamaklarını ve zamanla dönüşen pratiğinin izlerini bugüne kadar yaptığı sergiler ve heykeller üzerinden sürüyor.
Sanatçının New York'ta bağlı olduğu C24 Gallery tarafından yayımlanan bu kitap, sanatçının son 10 yıllık üretiminden görsel olarak geniş bir seçki sunuyor Giriş yazısını kaleme alan Paul Laster, Seçkin Pirim’den dinlediklerini kendi yorumlarıyla harmanlayarak sonlandırıyor.
Paul Laster kitapta şu yorumda bulunuyor; “Seçkin Pirim’le New York’taki C24 Gallery’de sanatsal bakış açısını tartışmak için buluştuğumuzda, bana şöyle demişti: ‘Sanırım bir sanat eseri ne kadar az olursa, sessizlik içerisinde o kadar çok şey ifade ediyor. Beni en çok heyecanlandıran şey, bir satırda ne ifade edebileceğimi görmek. Bu yüzden çalışmalarımda daima bir dereceye kadar minimalizme erişmeye çabaladım.’ Sanatçının minimalist tarzı kullanması beni çalışmalarına çeken ilk yönlerden bir tanesiydi, ancak bu fikirleri dijital çağa aktarma biçimi, daha fazlasını görmek istememi sağladı.”
Paul Laster, Seçkin Pirim’in kitapta, hayal gücüne dayanarak tasarlanmış, soyut biçimlere sahip kendi estetik dilinde çalışarak bir bireyin yaşama bakışını kavramsal ve filozofik açıdan ifade eden bir eserler bütünü oluşturduğunu anlatıyor. “Takıntıları, hastalıkları ve fantezileriyle yüzleşmekten korkmayan Pirim, çalışmalarını modernist bir geçmişin üzerine inşa ederek bizi dijital ve estetik bir geleceğe götürür. Şansın bir kez kapılarını açtığı yerde, şimdi istikrarlı çalışma ve sağlam fikirler önünü açıyor. Pirim’in dediği gibi, “Bu benim için bir iş değil, bir yaşam biçimidir.”